Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ön Uyari:tahsiye72: Kurallara Uymamak

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Beitrag: Cübbeli Ahmet Hoca
Benutzer: tahsiye72
Regelverstoß: Kurallara Uymamak
Verwarnpunkte: 0

Interne Notizen:
Nachricht an den Benutzer:
cübbeli hocaefendiye sarf ettiğiniz şerefsiz ithamında dolayı uyrıldınız
Original-Beitrag:
bu şerefsiz pislik Allah dostu birine sayısız iftiralar yaptı kendi yaptığına bakın birde aşağıladığı kişiye bakın kararı siz verin

OSMANLININ ENKAZI
Biliyor musunuz?
Aleyhimizde bunca şeyleri yazarak Bizi karalamaya uğraşanlar, başardınız. Bizi üzmeyi, hatta ağlatmayı başardınız.
Yazdıklarınızın Bizi büyük bir hüzne düşürmesi sizi mutlu etti mi?İşte Biz böyle yazarız. Öyle yazarız ki; adamı işte böyle ağlatırız mı diyorsunuz? Gene yanıldınız!
Yazdıklarınızdaki Bizim şahsımıza ait olan hakaretler mi Bizi üzdü? Onlardan mı etkilendik? Ufukların Efendisi Osmanlıların bugünkü temsilcileri olan sizlerin ortaya koyabildiği ilim, ahlak, adab-ı muaşeret ve adaletten nasipsiz bir seviye var ya... Osmanlıdan bugünlere gelinceye kadar İslam kalesinin 7 burcunun da nasıl yıkıldığını, nasıl harabe haline geldiğini, dünyaya örnek olan ahlaki değerlerimizin, Osmanlı nezaketinin bütün etik değerleriyle nasıl yok olduğunu acı acı idrak etmek var ya... İşte Bizi ağlatan, o kaybettiğimiz, tarihe mal olmuş değerlerimizdi...







CEVİZ KABUĞU
Ceviz Kabuğu rezaletinde 4 profesör ve Cevizoğlu, bütün Türk halkını Bizim şeytan tarafından öğretilmiş ve deli olduğumuza inandırmışlardı ve mekrleriyle (hileleriyle) iftihar etmişlerdi, büyük sevinç yaşamışlardı. Ama onlar Allahın hilesini hiç hesaba katmamışlardı. Çünkü kamuoyunun Bizim öğretilmiş ve deli olduğumuza inandırılması, Bizim Duhan Suresinin 10, 11, 12, 13, ve 14. ayetlerindeki kıyamete yakın zamanda gelecek olan RESUL olduğumuzu, aksi iddia edilemeyecek kadar açık ve kesin bir şekilde ispat etmişti.


44/DUHAN-10-11-12-13-14:
Fertekıb yevme tetis semau bi duhanin mubin(mubinin). Yagşan nas(nase), haza azabun elim(elimun). Rabbenekşif annel azabe inna muminun (muminune). Enna lehumuz zikra ve kad caehum resulun mubin(mubinun). Summe tevellev anhu ve kalu muallemun mecnun(mecnunun).

Göklerin açık bir dumanla kaplanacağı günü gözetle.
(Öyle bir duman ki;) bütün insanları saracak elim bir azaptır.
ki biz müminleriz .Onlar Rabbimiz diyecekler.Bu azabı bizden kaldır, çünkü muhakkak Onlar öğüt almazlar. Onlara, andolsun ki apaçık bir resul geldi. Sonra ondan yüz çevirdiler ve ona öğretilmiş deli dediler.

Ayrıca Allah Kuranda Al-i İmran Suresi 81. ayetinde yer alan nebilerden (peygamberlerden) sonra gelecek olan bir Resulden bahsediyor.

3/AL-İ İMRAN-81:

Ve iz ehazallahu misakan nebiyyine lema ateytukum min kitabin ve hikmetin summe caekum resulun musaddikun lima meakum le tuminunne bihi ve le tensurunneh(tensurunnehu), kale e akrartum ve ehaztum ala zalikum ısri, kalu akrarna, kale feşhedu ve ene meakum mineş şahidin(şahidine).
Hani o zaman ki; Allah, peygamberlerin (nebilerin) MİSAKini (yeminini) almıştı: Andolsun ki; size Kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunanı (Allahın sizlere verdiği kitapları) tasdik eden Resul gelince, Ona mutlaka iman edecek ve Ona mutlaka yardım edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi ve bu ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?İkrar ettik dediler.Öyle ise şahit olun. Ben de sizinle beraber şahitlerdenim buyurdu.

Al-i İmran-81de Allah nebilere Kitap ve hikmet verdiğini söylüyor. Bu nebilerin arasında Peygamber Efendimiz (S.A.V)in de bulunduğu, Ahzab Suresinin 7. ayetiyle kesinlik kazanıyor.

33/AHZAB-7:

Ve iz ehazna minen nebiyyiyne misakahum ve minke ve min nuhın ve ibrahime ve musa ve isebni meryeme ve ehazna minhum misakan galiza(galizen).
Ve nebilerden misaklerini almıştık. Senden de almıştık. (Ayrıca) Nuh (A.S)dan, İbrahim (A.S)dan ve Meryemoğlu İsadan da (almıştık). Ve onlardan galiz (ağır, çok kuvvetli) bir misak almıştık.

Bu ayette oradaki nebilere: Sizlerden sonra gelecek olan Resule iman ve yardım etmek ifadesi yer alıyor. Bu durumda nebilerden sonra gelecek olan bu Resulün, Peygamber Efendimiz (S.A.V) olması mümkün değildir.


22/HAC-52:

Ve ma erselna min kablike min resulin ve la nebiyyin illa iza temmenna elkaş şeytanu fi umniyyetih(umniyyetihi), fe yensehullahu ma yulkış şeytanu summe yuhkimullahu ayatih(ayatihi), vallahu alimun hakim(hakimun).
(Habibim) senden önce gönderdiğimiz hiçbir peygamber ve resul yoktur ki; bir şey dilediği zaman, şeytan onun arzusuna karıştırmamış olsun. Bununla beraber Allah, şeytanın bıraktığı şeyi giderir. Sonra Allah, ayetlerini sabit kılar (sağlamlaştırır). Allah, herşeyi bilir ve hikmet sahibidir.

Hac-52de Allah:Senden evvel ne nebilerden ne de resullerden kimse göndermedik ki? buyuruyor. Nebi ve resul kavramları, kesinlikle birbirinden ayrılıyor.
Furkan Suresinin 27, 28, 29, 30. ayetlerinde de kavminin Kuranı terk ettiğini söyleyen ve Peygamberimiz (S.A.V)den sonra gelecek bir Resulden bahsediyor. (Hiç kimse Peygamberimiz (S.A.V) zamanında Kuranın terk edildiğini iddia edemez.)

25/FURKAN-27-28-29-30:

Ve yevme yeadduz zalimu ala yedeyhi yekulu ya leytenit tehaztu mear resuli sebila(sebilen). Ya veyleta leyteni lem ettehız fulanen halila(halilen). Lekad edalleni aniz zikri bade iz caeni, ve kaneş şeytanu lil insani hazula(hazulen).
Ve kaler resulu ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kurane mehcura (mehcuren).
Zalimlerin herbiri iki elini ısırdığı o günde şöyle diyecekler: Ne olurdu, O resul ile beraber, sebili (Allaha ulaştıran yolu) tutsaydım.Yazıklar olsun bana, ne olurdu filanı dost edinmeseydim. Andolsun ki; bana Kuran gelmişken o, beni zikirden saptırdı. Şeytan, insanı yalnız bırakır. Resul dedi ki:Yarab, kavmim Kuranı terkettiler.

Bu 3 grup ayet, Peygamber Efendimiz (S.A.V)den sonra bir Resulün geleceğini kesinlikle ispat ediyor. Biz işte o Resulüz. Mehdi Resulüz.
Peki 3 grup ayette bahsedilen bu Resul gerçekten Biz miyiz?
Kuran gerçekten unutulmuş mudur?
Kuran 28 basamakta 7 safha ve 4 teslim içerir.
1- Allaha ruhu ölmeden evvel ulaştırmayı dilemek (3. basamak)
2- Mürşide ulaşıp tabi olmak (14. basamak)
3- Ruhu Allaha ulaştırmak (21. basamak)
4- Vechi (fizik vücudu) Allaha teslim etmek (25. basamak)
5- Nefsi Allaha teslim etmek (27. basamak)
6- İrşada ulaşmak (28. basamağın 4. kademesi)
7- İradeyi Allaha teslim etmek (28. basamağın 5. kademesi)
Kurandaki bu 7 safhanın 7si de farzdır ve bugün tamamen unutulmuştur.
Sahabe bu 7 safhayı yaşayarak 4 teslimi gerçekleştirmiştir, bunu da kimse bilmiyor.
Allah bu hakikatleri Bize öğretmiş ve İslam aleminin ve dünyanın, kainatın ezeli dini olan Hz. İbrahimin hanif dininde birleştirilmesi görevini Bize vermiştir.
Ve bütün bunların açıklanacağı zaman tam bu zamandır (2004 yılı ise).
Ve de bunların hepsini açıklamış ve ispat etmiş durumdayız ve bilgisayarların hafızasında bir ispat belgesi olarak muhafaza ediyoruz.
O zaman Biz, o beklenen MEHDİ - RESULüz.

Görüyorsunuz ki; bütün sahabe Kurandaki İslamın 7 safhasını da yaşamışlar ve irşad makamının sahibi olmuşlar.
Biz de sizleri İslamın 7 safhasını da yaşayarak ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi ve iradenizi Allaha teslim etmeye çağırmıyor muyuz?
O halde hala anlamıyor musunuz; size gelmeyen bir ilim Bize gelmiştir. Bu ilim, öğrenen ve tatbik edenleri 7. kat cennet olan Adn cennetlerine ulaştırır. Bu ilim ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allaha teslim etmeye ve dünya saadetinin yüzde yüzüne, mutluluğun şahikasına ulaştırır.
Davet ezeli ve ebedi davet değil mi?
Bu davet 14 asır evvel sahabeye yapılmamış mıydı?
Bu davet bu devirde sadece Bizim tarafımızdan Allahın emriyle hepinize yapılmıyor mu?
O taktirde beklenen MEHDİ-RESUL muhakkak ki Biziz, Biz!
Şimdi konumuzun zamanla ilişkisine bakalım.
Said-i Nursi Hazretlerinin açıkladığı tarihte, 1978de SEBİL Dergisinde çıkan ilk yazımızı hatırlayın:LİVAYI HAMD ALTINDA TOPLANALIM.
100lerce konferans, 3000 saatten fazla, bilgisayarın hafızasına yerleştirilmiş dersler, açıklamalar ve Allaha davetler.
Ama bu ilim sizin sahip olduğunuz EMANİYYE ilme uymuyordu. Sizlere göre İslamın 5 şartı FELAH için yeterliydi.
... Ve 1986 Ocak Ayında İndi İlahide Liva-ı Hamdİn altın taht üzerinde yerini alması (Risalet Nurları- Sayfa 330).
28 yıl boyunca hidayetin öğretilmesi ve Allaha davet.
Cumhurbaşkanlarına, Parlamenterlere, Diyanet İşleriyle Vazifeli Bakanlara, İlahiyat Fakültelerinin Profesörleri, Doçentleri ve diğer öğretim üyelerine, müftülere, cemaat liderlerine ve Diyanet İşleri Başkanlığına yazılan yüzlerce mektup.
Hala farkında değil misiniz 28 yıldır dünyada Bizden başka bir MEHDİ-RESUL hiç mevcut olmadı.
2004 yılı, MİHR kelimesinin 28 yıllık sırrının açıklanacağı yıldır.

İBRETLE OKUNMASI GEREKEN SONUÇ

1- İslamın Kurandaki 7 safhasının 7si de farzdır. (Birinci Grup Sualler)
2- 7 safhanın 7sini de 14 asır evvel sahabe yerine getirmiştir (İkinci Grup Sualler).
3- Sizlerin sahip olduğunuz ilimde İslamın Kurandaki 7 safhasından hiçbiri mevcut değildir. Yani 7 safhanın hiçbirini bilmiyorsunuz ve yaşamıyorsunuz.
4- Ruhunuzu hayatta iken Allaha ulaştırmayı dilemediğiniz cihetle;
4-1- Gideceğiniz yer cehennemdir.
4-2- Küfürdesiniz.
4-3- Dalalettesiniz.
4-4- Allahın kulu değil, şeytanın kulusunuz.
5- Sizlere daha Allaha ulaşmayı dilediğiniz anda, şeytanın kulu olmaktan mutlaka kurtulacağınızı ve Allahın kulu olacağınızı İHTARlarla ispat etmiş durumdayız (Zumer-17).

39/ZUMER-17:

Vellezinectenebut tagute en yabuduha ve enabu ilallahi lehumul buşra, fe beşşir ibad(ibadi).
Onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinab ederler (kaçınırlar, kendilerini kurtarırlar) ve Allaha yönelirler. Onlara müjdeler vardır. Kullarımı müjdele.

6- Bugüne kadar ilim sahiplerinden hiçbirisi, gönderdiğimiz ihtarlara itiraz edemedi.
7- Sizlere bütün bu Kuran hakikatlerini öğretecek ve şeytanın pençelerinden sizleri kurtaracak olan sadece Biziz. Başka biri yok.
8- Sadece Biz, Allahın Bize verdiği ilimle size sahabenin yaşadığı Kurandaki İslamı emrediyoruz. (İkinci Grup Sualler)
9- Sadece bu ilim İslam alemini, tam olarak Peygamber Efendimiz (S.A.V)in ve sahabenin izdüşümünde 7 safhayı da yaşatarak kurtarabilecek ve birleştirebilecek ilimdir.
10- İslam alemi bugün sahabenin yaşadığı Kurandaki İslamı unutmuş ve sizler gibi sadece İslamın 5 şartı ile amel ediyor ve cennete gideceğini sanıyor, ama cehennemden kurtulması mümkün değildir.
11- Unutulmuş ve yok edilmiş olan Kurandaki HİDAYET kavramını Allahın öğretisiyle, her cephesiyle sizlere sadece Biz öğretiyor ve yaşatıyoruz.
12- MEHDİ hidayete ermiş olup başkalarını da HİDAYETE ERDİREN demektir.
13- Allahın Bize nasip kıldığı İHTARLARLA din alimlerinin önde gelen 2 binden fazlasına Kurandaki HİDAYETİN yol veya doğru yol olmadığını, Allaha ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslimi olduğunu Kuran ayetleriyle Biz ispat ettik.

BU DURUMDA:
1- BİZİM BU İLMİ ALLAHTAN ALDIĞIMIZ KESİN DEĞİL Mİ?
2- ZAMANIN TAM BU NOKTASINDA TEBLİĞ EDİLECEK OLAN İSLAMIN DİRİLİŞ EMRİ BU DEĞİL Mİ?
3- BU EMRİ TEBLİĞ EDENİN OSMANLI TÜRKLERİNİ TEMSİL EDEN BU ÜLKEDEN SEÇİLMESİ, BU ÜLKE İÇİN BİR ŞEREF DEĞİL Mİ?
4- BİZİM MEHDİ, İMAM, HALİFE, RESUL OLDUĞUMUZ KESİN DEĞİL Mİ?


SOY KÜTÜĞÜMÜZ


Hamdolsun Yüce Rabbimize ki, Osmanlı İmparatorluğunun başlangıcından bugüne kadar devam eden ve Evrenosoğullarının her ailesinde bulunan bir soy kütüğüne sahibiz. 700 yılı aşkın bu soy kütüğünde 11inci batında soyumuza Hz. Muhammed (S.A.V)in torunu Hz. Hasan soyundan bir katılımla Şerif ünvanını alıyoruz. Biz bu soy kütüğünün 19uncu batınıyız. Yani Osmanlının baştan sona bütün devirlerinde hep mevcut olan, katıksız bir Osmanlı ailesinden ve Osmanlı kanıyla iftihar eden bir Osmanlıyız.
Soy kütüğümüzün başında 7 asırdan beri 12 imamın yer alması bir tesadüf olabilir mi?
Bu soy kütüğümüz birçok nüsha olarak Evrenosoğullarında mevcut olduğu cihetle, hiç kimse katıksız Osmanlı kanı taşıdığımızdan şüphe edemez.
Hiç kimse 9 nesilden beri ŞERİF olmadığımızı iddia edemez.
Hiç kimse 700 yıldan beri 12 imamı temsil eden EVRENOSOĞULLARInın 12. imamı sinesinden çıkaramayacağını iddia edemez.
Ve bu devirdeki HİDAYET VE RİSALET görevinin EVRENOSOĞULLARINDAN birine verilmesi bu ülke için de EVRENOSOĞULLARI için de bir ŞEREFTİR.


DURUM

Osmanlı İmparatorluğunun birer rüknü olan, 28 ülke Osmanlıyı özlüyor. Her uluslar arası konferansta bu ülkelerden gelenler Osmanlı ne zaman diriliyor? Ne zaman geliyor? Osmanlı olmadan birleşme olmaz diyorlar. Herkeste bir Osmanlı beklentisi var.
Bu ülke hangi Türklere ait?
Tacik Türklerine mi?
Kırgız Türklerine mi?
Azeri Türklerine mi?
Kazak Türklerine mi?
Bütün Türklere ait.
Bütünü temsil eden kim? Osmanlı değil mi?
Osmanlı Türkiyesi, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Pomağıyla, Arabıyla, bütün ırklarıyla artık parçalanmayacak bir bütün değil mi? Osmanlı, ırk ve din ayırımına asla geçit vermeyen, bütün milletlerin, bütün etnik toplulukların, bütün dinlerin bir mozayığı değil miydi? Osmanlı UFUKLARIN EFENDİSİ değil miydi? Osmanlıyı Osmanlı yapan Kurandaki İslamı yaşayan Ahi Evran ve Bacıyani Rum dini grupları değil miydi? Gerçek Yeniçeriler, bütün esnaf, bütün zanaatkarlar tasavvuftan değil miydi? İlmiye sınıfının büyük kısmı da aynı tasavvufi hayatı yaşamadılar mı?
Herkes bu ülkenin dirilmesini bekliyor. Nasıl oluyor da Osmanlı, bütün bu 28 ülkenin, Asyadaki Türk ülkelerinin, diğer gönüllü Asya ülkelerinin başına geçebilecekken, defaatle kovulduğu Avrupa Birliğinin kuyruğundan ayrılmıyor?
Çok mu zor dördüncü Süper Güç olarak dünya arenasında, Osmanlıyı seven ve güvenenlerle birlikte layık olduğu onurlu yeri almak?
Üçüncü dünya savaşı yaklaşmıştır. Türkiye istese de istemese de bu harbe katılmak zorunda bırakılacaktır.
Son yıllarda Türkiyenin birlikte olduğu ülkelerin çıkar savaşlarının, Türkiyeye neye mal olduğunu hesaplamak o kadar güç mü? Şu anda petrol haritasındaki bölgenin tamamiyle işgal altında olduğu Sinan Aygün kardeşimiz tarafından ispat edilmedi mi?
Türkiye kalkınmak için hiçbir yabancı sermayeye ve ülkeye muhtaç değildir. Bankalarla ekonomi arasındaki para nehirlerinin sadece %10unun yatırımlarda kullanılması Türkiyeyi şimdikinin 2,5 katı hızla kalkındıracak seviyededir. Bankaların para kaynaklarında asla azalma olmaz, risk oluşmaz. Çünkü hergün bankalardan çıkarak ekonomide kullanılan para akşama kadar tekrar bankalara geri dönmektedir. Ama tüketim harcamalarında kullanılarak. Bankalar yatırımlara ortak olurlarsa, kredilerden çok daha yüksek geliri mutlaka elde ederler. Mesele bankalara dönen paranın yatırım oluşturarak bankalara geri dönmesidir. Ekonomik seferberliğin çözümü buradadır.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt