Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ömer muhtar ve malkom x

hikmetimm

New member
Katılım
29 Mar 2007
Mesajlar
500
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
omer20muhtarxk3.jpg
[/URL]
mer2jb7.jpg
[/URL][/IMG]
ömer muhtar

Çöl Aslanı Ömer Muhtar
İrfan Özfatura
Türkiye 7 Ocak 2004

Ömer Muhtar, Batnan adlı şirin bir çöl beldesinde doğar (1862). Babası hac yolunda vefat edince ona Seyyid El Giryani adlı bir aile dostu sahip çıkar. Adamcağız, Ömer’i kendi çocuklarından ayırmaz, en seçme okullarda okutup, Cağbub’taki İslâmi Bilimler Akademisi’ne yollar. Ömer Muhtar her işten anlayan bir sanatkar olmasına rağmen liderlik vasfı ile öne çıkar. Yaşlıları arar, dulları kollar, aşiretler arasında hakemlik yapar. Bir taraftan Kasur ve Ayn Kalak zaviyesi şeyhliğini yürütür, diğer yandan işgalcilere karşı koyar.
O günlerde İtalyanlar yerli halkı insandan saymaz, kural kaide tanımazlar. Sadece direnenleri değil, kendi halinde otlayan hayvanları bile kurşunlar, asırlık zeytinlikleri, canım hurmalıkları, güzelim bağları çatır çatır yakarlar.
Ömer Muhtar, karargâhını Cebel-i Ahdar (Yeşildağ) adlı bir kuytuya kurar, lâkin Senusi dervişleri kılıktan kılığa girer, İtalyan garnizonlarındaki en ufak kıpırtıyı merkeze duyururlar. Nitekim Vali Teruzzi, “Senusiler karşısındaki askerî üstünlüğümüz var ama para etmiyor. Çünkü bunlar düzenli ordu değil, aramakla bulunmuyorlar. Hedef olmaktan bıktık, bize sadece savunmak kalıyor. 10 bin askerle yaptığımız operasyonlardan bile netice alamadık, bugün burayı basıyor, yarın 100 km ötede çıkıyorlar. Düşünebiliyor musunuz bu insanlar başka bir bayrak altında yaşamayı ‘zulüm’ sayıyor ve ölmekten çok hoşlanıyorlar” şeklinde bir rapor yazar.

Ev, araba, bol para...
Bir ara Ömer Muhtar Mısır’da destek çalışmaları yapar. İtalyanlar onu Kahire’de bulur ve cazip tekliflerde bulunurlar. Bingazi’de nefis bir köşk, ömür boyu bitiremiyeceği kadar para, atlar, arabalar, uşaklar...
Ömer Muhtar “ya kazanırız, ya ölürüz. Bilin ki cellatlarımızdan daha uzun yaşayacağız. Bizi bitiremezsiniz” der, işine bakar. İşgalciler dönüş yolunda pusu üstüne pusu atar ama başarılı olamazlar.
İtalyanlar ellerinde sadece “çakaralmaz” tüfekleri olan mücahidleri tayyareler ve zırhlı araçlarla sıkıştırmaya çalışır ama dişe dokunur bir başarı sağlayamazlar. Sadece Sirte çatışmasında 13 subay ve 300 askerlerini toprağa bırakırlar. Henüz bu yarayı saramadan 50 araçla pusuya düşer, bir anda 350 askerlerinden olurlar. O yıl pek çok düşman uçağı düşürülür, çok sayıda üst rütbeli subay öldürülür. Mücahidler ele geçirdikleri cephane ile güç kazanırlar.
Küfür cephesi mücahitlere karşı dikiş tutturamayınca hıncını halktan çıkarır, zemini al kana boyar. Senusilerin sığınabileceği her yeri özellikle ormanları yakar, görülmemiş bir çevre katliamı yaparlar. Dile kolay 142 bin küçük ve büyük baş hayvanı ve (kendi verilerine göre) 4329 direnişçiyi öldürür ama mukavemeti kıramazlar. Hal böyle olunca beş yılda beş vali değiştirmek zorunda kalırlar (Bongiovanni, Mombelli, Teruzzi, Sciliani ve Graziani...)

İşin çivisi çıkar...
General Mezetti artık “bizden iyi savaşıyorlar” demekten çekinmez ve cepheyi içten çökertmenin yollarını arar. Bıkıp usanmadan “gelin barışalım” sakızı çiğnemeye başlar. Yer yer muhatap da bulur çünkü savaş çok uzamış, katliam ve kıtlık dayanılmaz olmuştur. Ömer Muhtar bütün kabile reislerini Kasr el Mecahir’de toplar, herkes reyini ortaya koyar. Hava gerilince Çöl Aslanı “ne Mısır’a gitmek isteyenlere gitmeyin derim, ne de teslim olanlara mani olurum ama ben şehadete ermeden bu dağları terk etmeyeceğim” der ve noktayı koyar. Onun kararlılığı karşısında hepsi özür dilerler ve toplantıdan “mücadele” kararı çıkar.
General Mezzetti bir halk hareketi ile karşı karşıya kaldığının farkındadır. Senusi mukavemetinin kaynağını kurutmak üzere halkı esir kamplarında toplar, sahrada kuş uçurtmazlar. Tayyareler gün boyu dolanır, zırhlılar kontak kapamadan tur atarlar. Özellikle Eritre’den topladıkları çapulcular çadır, deve, kadın, çocuk tanımaz, kıpırdayan her gölgeye mermi sıkarlar. Sağ kalanları önlerine katar, davar gibi toplama kamplarına kapatırlar.
Buna rağmen mukavemet durmaz. 1929’da Valiliğe atanan Badoglio, “genel af” ilan eder ve en ufak direnişi zulümle bastıracağını duyurur. Bunu yapabileceğini Berka’da gösterir ve “Berka Kasabı” namıyla anılmaya başlar. Lakin direniş inadına sertleşir, gerilla saldırıları daha da artar. Ömer Muhtar vakit kazanmak için vali yardımcısı Sciliani ve Badoglio ile görüşmeler yapar. Tabiatıyla anlaşamaz ve tekrar silaha sarılırlar. 8 Kasım’da Mücahidler Bingazi’deki İtalyanları tamamen imha eder, karargahı havaya uçururlar. Sömürgeciler bu büyük hezimet karşısında tutulur kalırlar. İtalyan Genelkurmayı “çekilelim” kelimesini telaffuz etmeye başlamıştır ki, Mussolini duruma bizzat el koyar ve harekâtın başına insafsız bir faşisti “General Rodolfo Graziani”yi atar. (Ocak 1930)


malkom20x202atn8.jpg
[/URL]

malkom x

Malcolm X (Malcolm Little), 19 Mayıs 1925'te ABD'nin Nebraska eyaletinde Omaha şehrinde doğdu. Annesi Louise Norton Little, ailenin sekiz çocuğuyla ilgilenen bir evhanımıydı. Babası Earl Little, sözünü sakınmayan bir Baptist vaiz ve Siyah Milliyeçi lider Marcus Garvey destekçisiydi. Earl Little'ın sivil haklar eylemleri beyaz ırkçı Black Legion örgütünden ölüm tehditleri almasına neden oluyordu, bu nedenle aile Malcolm'ın 4. yaşgününden önce iki kere taşınmaya zorlandı.

"Annem bana hamileyken, daha sonra anlattığına göre, kukuletalı bir grup Ku Klux Klan elemanı evimize saldırdılar. Çiftelerini ve tüfeklerini ateşleyerek, babamın dışarı çıkması için bağırdılar."

Little'ın Legion örgütünden sıyrılma çabalarına karşılık, 1929'da Lansing, Michigan'daki evleri yerle bir edildi. İki yıl sonra, Earl'ün cesedi kasabanın tramvay raylarında bulundu. Polis, her iki olayı da kaza olarak niteledi, ama Little ailesi, Black Legion üyelerinin sorumlu olduğundan emindi. Kocasının ölümünden birkaç yıl sonra Louise duygusal çöküntü yaşadı ve akıl hastanesine yatırıldı. Çocukları çeşitli yetimhaneler ve bakımevlerine gönderilerek birbirlerinden ayrıldılar.

Büyüme Çağı:

Malcolm zeki ve dikkatli bir öğrenciydi. Lise birinci sınıfı, sınıf birincisi olarak bitirmişti. Ancak, sevdiği bir öğretmeninin, Malcolm'ın avukat olma hayallerinin "bir zenci için gerçekçi olmadığını" söylemesi üzerine, okula olan ilgisini kaybetti. Okuldan ayrıldı, Boston ve Massachusetts'te birkaç sıradan işte çalışarak biraz zaman geçirdi ve daha sonra ufak tefek suçlar işlediği New York, Harlem'e gitti. !942'de Malcolm, çeşitli uyuşturucu, fuhuş ve kumar şebekelerini yönetiyordu.

"Hayatımın erken dönemlerinde öğrendim ki eğer bir şeyi istiyorsan, biraz gürültü yapsan iyi olur."

Sonunda Malcolm ve dostu Malcolm "Shorty" Jarvis, Boston'a geri döndüler. 1946'da hırsızlık suçlamalarıyla tutuklanıp mahkum edildiler ve Malcolm 10 yıllık hapis cezasına çarptırıldı. Okuldaki günlerine geri dönerek, zamanını eğitimini ilerletmeye harcadı. Malcolm'ın kardeşi Reginald!ın ziyareti ve kendsinin İslamiyet'e girdiğini anlatması işte bu kendi kendine aydınlanma döneminde gerçekleşir. Reginald, dini bir örgüt olan Nation Of Islam'a üyeydi (NOI).
Malcolm, merak içinde, NOI lideri Elijah Muhammed'in öğretilerini incelemeye başladı. Muhammed, beyaz toplumun, Afro-Amerikalıların kendilerini geliştirmelerinden ve siyasi, ekonomik ve sosyal başarı elde etmelerinden alıkoymaya çalıştığını öğretiyordu. Diğer amaçlarının yanında, NOI, kendilerine ait, beyaz insanlardan arındırılmış bir eyalet (devlet) için de savaşmıştı. 1952'de şartlı tahliye edilmesinden itibaren, Malcolm yeni soyadı "X" ile sadık bir takipçi oldu. ("Little" soyadının bir köle ismi olduğuna karar verdi ve "X" harfini kaybolmuş kabilesinin ismini simgelemesi için seçti)

Doğuştan Lider:

Konuşkan ve zeki, Malcolm, Nation Of Islam vaizi ve milli sözcüsü olarak atandı. Elijah Muhammed onu ayrıca Detroit, Michigan ve Harlem gibi şehirlerde yeni camiler kurmakla görevlendirdi. Malcolm, NOI'ın mesajını Ülke çapında iletmek için gazete köşelerini, radyoyu ve televizyonu kullandı. Karizması, gayreti ve inandırıcılığı şaşırtıcı sayıda yeni üyeyi cezbetti. Malcolm, NOI üye sayısının 1952'de 500'den, 1963'te 30000'e ulaşmasında büyük rol oynamıştı.

Malcolm'ı çevreleyen kalabalıklar ve ihtilaf, medyanın ilgisini çekti. 1959'da Mike Wallace ile birlikte, "The Hate That Hate Produced" (Nefretin ürettiği nefret) isimli bir haftalık bir tv programı gerçekleştirdi. Program NOI ilkelerini açıkladı ve Malcolm'ın örgütün en önemli liderlerinden biri olarak ortaya çıkışını inceledi. Programdan sonra, Malcolm, şöhretinin, akıl hocası Elijah Muhammed'le çakıştığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldı.

1960'ların başında, ırksal gerilimler artarak yükselmişti. Malcolm'ın parlak kişiliği medyanın yanısıra hükümetin de dikkatini çekti. NOI üye sayısı artmaya devam ederken, FBI ajanları örgüte sızdı (Hatta bir tanesi Malcolm'ın korumalığını yaptı) ve grubun eylemlerini gözlemlemek için gizlice gözetleme aletleri yerleştirdiler.

Bir İman İmtihanı:

Malcolm'ın imanı, 1963'te sivil haklar hareketinin tepesine yıkıcı bir darbe indirdi. Akıl hocası ve lideri Elijah Muhammed'in, NOI örgütü içerisinden 6 kadınla gizlice ilişkiye girdiğini öğrendi. Bu yetmezmiş gibi, bu ilşkilerin çocuklarla sonuçlandığını da buldu.

"Eğitimli değilim, herhangi bir alanda da uzmanlığım yok... Ama samimiyim ve benim samimiyetim benim kimliğimdir."

NOI'a katıldığından beri Malcolm katı bir şekilde Elijah Muhammed'in öğretilerine bağlı kalmıştı - 1958'de Betty Shabazz'la evlenene kadar bakir kalması da dahil. Malcolm, Muhammed'in, ilişkilerini ve gayrımeşru çocuklarını örtbas etmesi isteğini reddetti. Adeta yaşayan bir peygamber olarak kabul ettiği Muhammed'in aldatmasından derinden yaralanmıştı. Malcolm ayrıca NOI'a katılmalarına neden olduğu kitleler için de suçluluk duyuyordu, ki bu kurumun artık gözardı edilemeyecek kadar çok sayıda yalanlar üzerine kurulmuş olan sahtekar bir örgüt olduğunu hissediyordu.

Şok edici keşfinden kısa bir süre sonra, Malcolm, başkan John F. Kennedy suikastiyle ilgili bir açıklamasından dolayı eleştiri aldı: "(Kennedy) Hiçbir zaman, tavukların sonunda tünemek için geri döneceğini hesap edemedi" demişti Malcolm. Bu açıklamasından sonra, Elijah Muhammed, Malcolm'ı 90 gün süreyle "susturdu". Halbuki, Malcolm başka bir nedenden dolayı susturulduğundan şüphe ediyordu. Mart 1964'te Malcolm, NOI ile olan ilişkisini feshetti ve kendi dini örgütünü kurmaya karar verdi: Birleşik Müslüman Camii (The Muslim Mosque, Inc.)

Yeni Bir Uyanış:

Aynı yıl Malcolm, Hacc yolculuğu için Mekke'ye gitti. Gezi, hayatını değiştirdi. İlk defa, Malcolm düşüncelerini ve inançlarını farklı kültürlerle paylaştı ve tepkilerin aşırı derecede olumlu olduğunu gördü. Geri döndüğünde "kardeşlerim dediğim sarı saçlı, mavi gözlü adamlarla" tanıştığını söyledi. Birleşik Devletlere, birleşme üzerine yeni bir bakış açısı ve gelecek için yeni bir umutla döndü. Artık Malcolm konuştuğunda, sadece Afro-Amerikalılara vaaz etmiyor, bütün ırklara mesaj veriyordu.

"İnsan hakları, doğuştan gelen şeylerdir. İnsan hakları sizin Allah vergisi haklarınızdır. İnsan hakları dünya üzerindeki bütün milletler tarafından kabul edilen haklardır."

Malcolm NOI'daki görevinden istifa edip Elijah Muhammed'i tanımadığını ifade edince, ikisinin arasındaki ilişkiler gitgide gerginleşti. NOI'daki gizli FBI muhbirleri Malcolm'ın suikaste uğrayacağını yetkililere bildirdiler (Hatta bir gizli memur Malcolm'ın arabasına bomba yerleştirilmesine yardım etmekle görevlendirilmişti).
Tekrar eden suikast teşebbüslerinde sonra Malcolm nadiren korumalarından ayrı dolaşır oldu. 14 Şubat 1965'te Malcolm, Betty ve 4 kızlarının yaşadığı New York, East Elmhurst'teki evleri bombalandı. Allah'tan, aile fiziki yara almadan kurtuldu.

"X" Mirası:

Bir hafta sonra, ne yazık ki, Malcolm'ın düşmanları acımasız teşebbüslerinde başarılı oldular. 21 Şubat 1965'te Manhattan Audubon Salonunda bir konuşma toplantısında, üç tetikçi Malcolm sahnedeyken saldırdı. Yakın mesafeden 15 kere vurdular. 39 yaşında New York Presbiteryen Hastanesine giderken hayatını kaybetti.

"Özgürlük savunmasındaki güç, zorbalık ve zulüm namına kullanılan güçten büyüktür, çünkü güç, gerçek güç, bizim aksiyon, uzlaşmaz aksiyon üreten inancımızdan gelir."

Malcolm'ın 27 Şubat 1965'te, Harlem'de, Faith Temple Church Of God In Christ kilisesindeki cenaze törenine 1500 kişi katıldı. Törenden sonra arkadaşları, mezarkazıcılardan kürekleri aldılar ve Malcolm'ı kendileri gömdüler.

O yılın sonuna doğru, Betty ikiz kızlarını doğurdu.

Malcolm'ın katilleri, Talmadge Hayer, Norman 3X Butler ve Thomas 15X Johnson Mart 1966'da birinci dereceden cinayetle mahkum oldular. Üç adam da NOI üyesiydi.

Malcolm X'in mirası, sayısız belge, kitap ve filmler aracılığıyla, nesilden nesile aktarıldı. Yönetmen Spike Lee 1992'de beğenilen filmi "Malcolm X"i yayınladığında muazzam bir ilgi yeniden canlandı. Film, en iyi aktör (Denzel Washington) ve en iyi kostüm tasarımı dallarında Oskar'a aday gösterildi.

Malcolm X'in mezarı New York, Hartsdale'de Ferncliff Mezarlığındadır
 
Üst Alt