Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ölümü istemek günah mi?

  • Konbuyu başlatan hüma-gül
  • Başlangıç tarihi
H

hüma-gül

Guest
Arkadaslar sizinle bir konu hakkinda bilgi alis verisinde bulunmak istiyorum.Hani cok bunaldigimiz zamanlar olur ve ölmek isteriz.Gercekten yürekten gelerek ölümü istemek günah midir?
 

birtekben

New member
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
hiç sanmıyorum,Allah a kavuşmayı herkes ister...
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
ölümü istemek su anda allahin verdigi dert ve sikintilara isyan olabilir hem bizim recetemizde ölümün daha iyi olacagi yazmiyorki allah insana cekemeyecegi kadar yük vermez ise ölümü istemekte yanlisdir biz bu dünyada sinav oluyoruz öyle yada böyle
 
H

hüma-gül

Guest
Biz bu dunyaya öbür dünya icin azik toplamaya geldik fakat yasadigimiz su dunyada elimizdeki ekmegimizdende oluyoruz.Allahin karsinsina ne yuzle cikacagimizi düsünür olduk eee o zaman elimizdeki azigimizi kaybederek yasamaktansa ölümü istemek en dogalidir .Ama eger yasadiklarimiz bize agir geliyorsa ve onlardan kurtulmak icin ölümü istiyorsak yanlistir diye düsünüyorum
 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Peygamber efendimiz, (Ölümü istemeyin! Çünkü bir kişi iyi ise, yaşadığı sürece iyiliği artar. Kötü ise, doğru yola gelebilir) ve (Sıkıntılardan dolayı ölümü istemeyin! Dayanamayan, "Ya Rabbi, hakkımda yaşamak hayırlı ise, yaşamayı, ölmek hayırlı ise, ölümü nasip et!" desin!) buyurmuştur. Dinimize bir müddet daha hizmet edeyim, daha çok sevap kazanayım düşüncesiyle, ölümün hemen gelmesini istememek Allah sevgisine zıt değildir. Hz. Ka'b, (Ölümü bilene sıkıntılar kolay gelir) buyurmuştur
 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Bu hususta Allah Rasulu ( a.s.m )nun ifadeleri aynen şöyledir.

Hz. Enes ( r.a ) anlatıyor. Rasulullah ( a.s.m ) buyurdular: sizden hiç kimse maruz kaldığı bir zarar sebebiyle, ölümü temenni etmesin. Mutlaka onu yapmak mecburiyeti hissederse, bari şöyle söylesin: Rabbim! Hakkımda hayat hayırlı ise, yaşat. Ölüm hayırlı ise canımı al. ( Buhari, merda,19)

Açıklama:

1- Hadiste Rasulullah ( a.s.m )’ın ilk muhatabı, ashab-ı kiram ise de kıyamete kadar gelecek bütün Müslümanlar aynı şekilde muhatap olmaktadırlar, yani yasak hükmü bakidir.

2- Hadiste mevzu bahs edilen “zarar” için, seleften bir çoğu “dünyevi zarar” demiştir. Buna göre, kişi “ dinde fitneye düşmek” gibi dini bir zarar mevzu bahs olacak olsa, hadisteki nehyin dışında kalacağı belirtilmiştir.
 

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
""Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek: -İzin ver yâ Resulallah, ölümümü temenni edeyim. Peygamber efendimiz:
-Ölüm öyle bir şeydir ki onun için hazırlıklı ol! Yol uzun, azık ister. Ölümü temenni edenin on hediye hazırlaması lazım.
O kimse sordu: Hediyeler kime yâ Resulallah?

Peygamber efendimiz buyurdu:
1- Azrail’in hediyesi.
2- Kabrin hediyesi
3- Münker ve Nekir’in hediyesi.
4- Mizanın hediyesi.
5- Sırat köprüsünün hediyesi
6- Malik’in hediyesi.
7- Rıdvan’ın hediyesi.
8- Rûhun hediyesi.
9- Peygamberinin hediyesi.
10- Rabbinin hediyesi.
Bu hediyeler nelerdir, ya Resulallah?

Azrâil’in hediyeleri dörttür:
1- İyi huylu olmak.
2- Geçirdiğin ibadetleri kaza etmek.
3- Ölüme hazırlanmak, sefere çıkacak yolcu gibi.
4- Kalbinde Allah aşkını taşımak.

Kabrin hediyeleri de dörttür.
1- Söz taşımayı terk.
2- Elbiseye idrar sıçratmamak.
3- Kur’an-ı Kerimi okumak.
4- Salevât-ı şerifeyi çok okumak.

Münker ve Nekir’in hediyeleri;
1- Doğru konuşmak.
2- Gıybeti terk etmek.
3- Hakkı kabul etmek.
4- Tevazu sahibi olmak.
Mizanın hediyesi:
1- Amelini ihlâs ile yapmak.
2- Başkasına eza yapmaktan sakınmak.
3- Güzel ahlak sahibi olmak.
4- Allahı çok zikretmek.

Sırat Köprüsü’nün hediyesi:
1- Gadabını yutmak, kızmamak.
2- Takva sahibi olmak.
3- Cemaate devam etmek.
4- İbâdetlere ara vermeden devam etmek.
Malik’in hediyeleri:
1- Allah korkusundan ağlamak.
2- Gizli sadaka vermek.
3- İsyanı terk etmek.
4- Anne ve babaya iyilik etmek.

Cennet meleği Rıdvan’ın hediyesi:
1- Kötülüklerden kaçınmak.
2- Ni’metlere şükretmek.
3- Malını Allah yolunda infak etmek.
4- Emaneti muhafaza etmek.

Rûhun hediyesi:
1- Az yemek.
2- Az konuşmak.
3- Az uyumak.
4- İstiğfara devam etmek.

Peygamberin hediyesi:
1- Ehl-i beyti sevmek.
2- Sünnete uymak.
3- Peygamberin sevdiklerini sevmek.
4- Sahabe-i kiramı sevmek.
Allah zülcelalin hediyeleri:
1- Allah’ın emirlerini yapmak.
2- Nehyettiği, yasak ettiği şeylerden kaçınmak.
3- İnsanlara nasihat etmek.
4- Bütün mahlûkata karşı merhametli olmak.

Bunlara hazırsan ölümü temenni et!
Bu durumda ölümü ne için istediğin sorusuyla karşı karşıya kalıyorsun.Dünyevi bir sebep mi ya da başka bir sebep mi?Efendimiz(s.a.v) hadisleri konuyu anlamanda açıklayıcı olmuştur inşallah.Bunun harici başka bir sorun var ise yardımcı olabileceğimiz,elimizden geleni yapmaya çabalarız inşallah.

Vesselam
 
H

hüma-gül

Guest
Bunlara hazırsan ölümü temenni et!
Bu durumda ölümü ne için istediğin sorusuyla karşı karşıya kalıyorsun.Dünyevi bir sebep mi ya da başka bir sebep mi?Efendimiz(s.a.v) hadisleri konuyu anlamanda açıklayıcı olmuştur inşallah.Bunun harici başka bir sorun var ise yardımcı olabileceğimiz,elimizden geleni yapmaya çabalarız inşallah.


Cok aydinlatici olmus Allah razi olsun kardesim.
 

Asya

New member
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,020
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
vallahi ne yalan söyleyeyim ben de bazen canım sıkıldığı zamanlar"Allahım canımı al da kurtulayım "diyorum.ama dedikçe herşey daha kötüye gidiyor.o yüzden dememek daha iyi.
 
H

hüma-gül

Guest
vallahi ne yalan söyleyeyim ben de bazen canım sıkıldığı zamanlar"Allahım canımı al da kurtulayım "diyorum.ama dedikçe herşey daha kötüye gidiyor.o yüzden dememek daha iyi.

oh ya demek ki yanliz degilmisim.Evet bu konuda haklisin böyle düsündükce hersey kötüye gidiyo biz en iyisi demiyelim kardesim.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
ölüm yanlız düğün günü bekliyenler için arzulanır. yani hak ile beraber olmak istendiğinde ölümü arzulamak gerekir.
çünkü şehitlik ölümle kazanılır şehitliği istememekte münafıklık alametidir . yukardaki kardeşleriminde söylediğini göz önünde bulundurursak.

ölüm hak için istenebilir. lakin dünyevi dert ve sıkıntılardan kurtulmak için istenemez çünkü inanan şunu der;

“Sabredenleri müjdele. Onlar ki, başlarına bir musibet geldiğinde ‘biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz' derler.” (Bakara, 156)
Evet hepimiz O'ndan geldik. Varlığımız, malımız-mülkümüz, evlad u ıyalimiz, herşeyimiz O'nundur ve sonunda yine O'na döneceğiz. Bu dünya hayatına imtihan için gönderildiği gerçeğini şuuruna yerleştiren mümin, nereden geldiği ve nereye gideceği sorusuna, yaşantısıyla, olaylar karşısında gösterdiği tepkilerle cevap verir. Onun hayatı, adeta yukarıda mealini verdiğimiz ayette geçen ve “istircâ” dediğimiz “İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râci'ûn” cümlesinin tecessüm etmiş şeklidir.

Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, küçük büyük demeden başımıza gelen her musibet karşısında bu cümleyi söylememizi tavsiye buyurdu. Hatta Hz . Aişe r. anha Validemiz'in naklettiğine göre, Efendimiz s.a.v. kandili söndüğü zaman bile istirca cümlesini söylerdi. Hz . Aişe r. anha Validemiz, “bu bir kandildir” diyerek istirca cümlesini söylemesini gerektirecek kadar ciddi bir mesele olmadığını anlatmak istediğinde, Efendimiz s.a.v. buyurdu ki: “Mümini rahatsız eden her şey musibettir.” (Ebu Davud)

Evet, müminin hayatı bir yolculuk. Yolun nerede başladığı, nereye çıkacağı belli. Gönlünü fani görüntülerin anaforuna kaptırmadan azığını tedarik etmek zorunda. Herşeyin sahibine güvenmek, O'na dayanmak, O'nunla olmak bu yolculuğu kolay ve başarılı kılacak...


Rızanın üç derecesi

Burada sözü edilen üç dereceyi Abdülazîz b. Ebî Ravvâd k.s., sabır bahsiyle ilişkilendirerek şöyle açıklıyor: Sabır üç derecedir.

İlki muvahhidlerin sabrıdır. Onlar, Allah Tealâ'nın takdiri karşısında hoşnutsuzluk ve hazımsızlık göstermez ve takdiri zulüm olarak değil, adalet olarak görürler. Bununla birlikte, ihmalkârlık göstererek azalarıyla günah işlemeye devam ederler. Bu, zalimlerin (nefsine zulmedenlerin) sabrıdır.

İkincisi muktasidlerin sabrıdır. Bunlar takdire karşı hem azalarıyla, hem de kalpleriyle sabrederler. Takdire kalpten rıza gösterirler. Bununla birlikte onların nefislerinde, başlarına gelen musibet sebebiyle bir sıkıntı, acı ve elem hissi bulunur.

Üçüncüsü ise mukarrebûnun sabrıdır. Onların sabrı rızadır. Başlarına gelen musibetler sebebiyle onların kalplerine hiçbir sıkıntı ve gam girmez. Onların Allah Tealâ'ya yakınlıkları bunu engeller. Kalpleri nurla dolu olduğu ve bu nur nefsin şehvetlerini yakıp yok ettiği için, göğüsleri kalplerinin nuruyla aydınlanır. Böylece onların nefislerinde hiçbir acı ve sıkıntı hissi kalmaz.

Bu durumdaki bir insanın nefsi uykusundan uyanmış, kendi dilemesini terk etmiş ve sarhoşluğundan ayılmıştır. Bu insan için Allah Tealâ'nın dilemesi, kendi dilemesinden daha tatlıdır.

Birinci gruptakilerin sabrı “iman sabrı”dır; ikincilerin sabrı “eleme rağmen sabır”dır; üçüncülerinki ise kalp ve nefsin rızasıdır. (Tirmizî, Nevâdiru'l-Usûl)

Yukarıda ismi geçen Abdülazîz b. Ebî Ravvâd k.s., gözleri neredeyse körlük derecesinde zayıfladığı halde 20 sene boyunca bu durumu eşi ve çocukları dahil en yakınlarından bile gizlemişti. Bir gün bu durumu sezen oğluna, şaşırmaması gerektiğini, zira ilâhi takdire rıza gösterdiğini söylemiştir. (Ebu Nu'aym, Hilyetu'l-Evliya)

Abdülazîz b. Merzuk k.s., Harun Reşid'in veziri idi. Günün birinde sahip olduğu her şeyi terk ederek tevbe ve istiğfarla Rabbi'ne yöneldi; kendini ibadet ve zühd hayatına verdi. Öyle ki, geceleri kum ve çakıl taşları üzerinde yatıyordu. Önceki halini bilenler, o hayatı terkinin karşılığı olarak eline ne geçtiğini sorduklarında, “içinde bulunduğum hale rıza” karşılığını veriyordu. (İbn Hibbân , Kitâbu's-Sikât)


YARABBİ VERDİĞN HAYR DA HOŞ, MUSBETLERDE HOŞ. HAYIRLARI KARIŞILAŞDIĞIMIZ GİBİ MUSİBETLERİDE SENİN RIZAN DOĞRULTSUNDA KARŞILAMAYI NASİP ET.EĞER BUNU YAPAMZASAK HAYRI ŞERRE ÇEVİRİRİZ , YOK EĞER YAPABİLİRSEK MUSİBETLERİ HAYRA ÇEVİRİRİZ. YA RABBİ SEN HAKİKİ İMANI ANLAMAYI , ANLADIĞIMIZLA AMEL ETMEYİ BİZLERE NASİP ET.
 
H

hüma-gül

Guest
Allah razi olsun kardesim bizde insallah 3 gruptaki insanlarin seviyesine gelebiliriz.
YARABBİ VERDİĞN HAYR DA HOŞ, MUSBETLERDE HOŞ. HAYRILA KARIŞILADIĞIMIZ GİBİ MUSİBETLERİDE SENİN RIZAN DOĞRULTSUNDA KARŞILAMAYI NASİP ET...
Amin
 
Üst Alt