Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ölülere Kur an Okumak

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
Ölmek üzere olan kişinin yanında kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunmasına telkin denlir.

Ölmek üzere olan kişinin, sağ tarafına çevrilerek yüzünü kıbleye gelecek şekilde yatırmak müstehaptır. Bu durumda olan kişinin yanında, hatırlatmak amacıyla kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunur. Hz. Peygamber, “ölülerinize (ölüme yaklaşanlara) lâ ilâhe illallah demeyi telkin ediniz” buyurmuştur (Müslim, Cenâiz 1, 2; Tirmizî, Cenâiz 7). Telkin yapılırken, “lâ ilâhe illallah” de, kelime-i şahedet, kelime-i tevhîd getir şeklinde bir yaklaşımda bulunulmamalı, yanında bunları söylemekle yetinilmelidir.

Ayrıca, ölmek üzere olan kişinin yanında Kur’an-ı Kerim, özellikle Yâ-sîn suresi okumak uygun olur.

Kur’an-ı Kerim’in sadece bir ciheti yoktur. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, “İnsana hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bütün insanın bütün hacatı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, cami bir kitab-ı mukaddestir. 1

Yani Kur’an-ı Mübin hayatımızı tanzim eder. Allah’a olan mesuliyetlerimizi gösterir, dünyaya geliş gayemizi, neler yapmamızı, nasıl ibadet edeceğimizi öğretir ve her şeyin hikmet ve mahiyetini anlatır. Hülasa Kur’an-ı Kerim bir zikir, fikir, dua ve davet kitabıdır.

Kur'ân-ı Kerimin tesir sahası sadece dünya ile sınırlı değildir. Onun mü'min ruhlara verdiği feyiz hayatta iken kalmaz, aynı şekilde kabir âleminde de devam eder, orada iken de ruhlarımızı şenlendirir, kabrimizde nur ve ışık olur.

Geçmişlerimizin ruhuna Kur'ân'dan nelerin okunması gerektiği hususunda Peygamberimiz (a.s.m.) şu tavsiyelerde bulunur: "Yasin, Kur'ân'ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah'tan âhiret saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yâsin'i ölülerinizin üzerine okuyunuz."2

Bu hadis-i şerif, Yasin Sûresinin hem ölüm döşeğinde olan hastaya okunmasına, hem de ölmüş mü'minlerin ruhuna bağışlanmak üzere okunabileceğine işaret etmektedir.

Hz. Ebû Bekir'in (r.a.) rivayet ettiği şu hadis-i şerif de meseleyi açıklığa kavuşturmaktadır:
"Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini Cuma günü ziyaret ederek orada Yasin Sûresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar."3

İslâm âlimleri, ölünün ruhuna Kur'ân okunduğu zaman peşinden bir dua ile ruhlarına bağışlanmasını tavsiye etmişler, Sahabiler de bu şekilde yapmışlardır. İmam-ı Beyhakî'nin bir rivayetinde, Abdullah bin Ömer'in ölülerin ruhuna Bakara Sûresinden okunabileceğini tavsiye ettiği anlatılmaktadır.4

Bir Fâtiha'nın veya okunan bir Yâsin'in bütün ölülerin ruhuna aynı şekilde hiç eksilmeden nasıl ulaştığını da Bedüzzaman'dan bir nakille öğrenelim:

"Fâtır-ı Hakim nasıl ki, unsur-u havayı; kelimelerin, berk (şimşek) gibi intişarlarına ve tekessürlerine (yayılma ve çoğalmalarına) bir mezraa (tarla) ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedi (a.s.m.) umum yerlerde ve umum insanlara aynı anda yetiştirmek gibi; öyle de okunan bir Fatiha dahi, meselâ, umum ehl-i imanın emvâtına (ölülerine) aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevî âlemde, mânevî havada çok manevî elektrikleri, manevî radyoları sermiş, serpmiş; fıtri telsiz telefonlarda istihdam ediyor, çalıştırıyor.
"Hem nasıl ki, bir lamba yansa, mukabilindeki binler aynaya, her birine tam bir lâmba olur. Aynen öyle de, Yâsin-i Şerif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer.5

Zaten kabirdeki yakınlarımız devamlı surette bizden yardım beklemektedir. Bizden gelecek bir dua, bir Fatiha, bir İhlâsla nefes alabileceklerini bilmektedir. Çünkü kabir o kadar çetin şartlarla iç içedir ki, en küçük bir mânevî yardım dahi onun ruhunu serinletecektir. Bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyururlar:

"Ölen kimse kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Babasından yahut kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır."6

1- Sözler. S.340
2- Müsned, 5:26
3- İbni Mace Tercemesi, 4:274
4- Beyhaki, 4:56
5- Şualar, s.576
6- Mişkatü’l- Mesabih, 1:723
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
035.022 Ölülerle diriler de eşit olmaz. Gerçi Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin.

Allah peygambere bile sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin derken telkin veren hocaların cürretine ne demeli. Ayrıca geleneksel olarak ölüye hep Yasin Suresi okunur. Ve Hikmetli Kitabın yasin suresinin 70. ayetindeki hikmete bakınız.



036.070 (Kur'an,) Diri olanları uyarıp-korkutmak ve küfre sapanları üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir) .
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
kuran diriler için indigi dogrudur fakat ölüye fayda etmez ifadesi tamamen yalandan ibarettir kuranı ölü üzerine okumak güzeldir çünkü kuran bir rahmet kaynagıdır okudugumuz zaman ölüyede faydası olur burada sadece hayır namına yapılan iştir korkutma mahiyetinde degildir

Bunlar vehhabilerin ve bunlara aldanan bazı mezhepsizlerin iddialarıdır.
Şirk demek büyük hatadır. Çünkü ruh ölmez. Ruh [can] bedenden ayrı bir varlıktır. Bir âyet meali şöyledir:
(Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Elbette düşünenler için bunda alınacak ibretler vardır.) [Zümer 42]

Bu âyet-i kerime de ruhun bedenden ayrı bir varlık olduğunu bildirmektedir. İşiten ruhtur. Ruhsuz beden bir işe yaramaz. Ama bedensiz ruh, nimet veya azaba duçar olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Müminlerin ruhları 7. kat göktedir. Orada Cennetteki makamlarını seyrederler.) [Deylemi]

Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir, rızıklanır.) [Al-i İmran 169]

(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin! Onlar diridir; ama siz anlayamazsınız.) [Bekara 154


Ölülere işittiremezsin âyeti şu mealdedir:
(Elbette sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp kaçan sağırlara da bu daveti işittiremezsin. Hem sen o körleri sapıklıklarını bıraktırıp, hidayet verici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edecek kimselerden başkasına işittiremezsin.) [Neml 27/80-81]

Buradaki sağırların da kulaklarının sağır olmadığı, körlerin de gözlerinin kör olmadığı, ölünün de gerçek ölü olmadığı açıktır. Bir de davet ve hidayet kelimeleri geçiyor. Demek ki maksat işittirmek veya göstermek değil, onları hidayete davet etmektir. Âyetin devamında, (Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin) deniyor. Ötekilerin ise iman etmeyecek kâfirler olduğu da pek açıktır. Sen ölüleri imana kavuşturamazsın denmez ki. Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin deniyor ki, işittirmenin kabul ettirmek olduğu bütün tefsirlerde bildiriliyor. Bu âyetin tefsirlerdeki açıklaması şöyledir:

Ey Resulüm, sen ölüden farksız olan kâfirleri hidayete erdiremezsin, hakkı işitmek istemeyen ve hakikati göremeyen kâfirleri de hidayete kavuşturamazsın. Sen ancak iman edeceklere Müslümanlığı kabul ettirebilirsin.) [Beydavi]


Hepsi Cennetlik ve müctehid olan eshab-ı kiram, bütün mezhep imamları ve müctehidler ölü işitir diyor. Hiç birisi işitmez demiş mi?

Bütün müfessirlerle bütün muhaddisler ölü işitir diyor. İmam-ı Beydavi, imam-ı Kurtubi, imam-ı Razi, imam-ı Süyuti ölü işitmez demiş mi? Ölü işitmez diyen tek müfessir ve tek muhaddis var mı?

Tasavvuf ehlinin hepsi de ölüler işitir diyor. Mesela imam-ı Gazali, Seyyid Abdülkadir-i Geylani, imam-ı Rabbani gibi büyük zatların hiç birisi ölü işitmez demiş mi? Bu âlimlerin hepsi Kur’anı anlamamış da yalnız siz mi anladınız?

Allahü teâlâ, Hazret-i Âdem’den beri, ölüleri de iman etmek için dini tebliğe muhatap mı kıldı? Tarihte, ölüleri de imana davet eden bir Peygamber var mı? Vazifesi dirilere dini tebliğ olan Resul, hâşâ, ölüleri imana mı davet etti? Ölünün mükellef olmadığını ve ölüye tebliğ yapılamayacağını bilemeyen bir Peygamberin hangi sözüne inanılır? Kur’anı da o bildirdi, Kur’ana da itimat edilmez. Ateist, “Peygamber, (Kur’anı biz indirdik, onu biz koruruz) diye bir âyet uydurmuşsa nereden bileceksiniz” diyor. Resulullah böyle töhmet altında kalırsa, İslamiyet’e itimat kalmaz. Zaten sizin gibi din düşmanlarının gayesi de budur. Resulullah ölüler işitir buyuruyor. Ölü işitmez diye bir sözü var mıdır?
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
Ölülere işittiremezsin âyeti şu mealdedir:
(Elbette sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp kaçan sağırlara da bu daveti işittiremezsin. Hem sen o körleri sapıklıklarını bıraktırıp, hidayet verici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edecek kimselerden başkasına işittiremezsin.) [Neml 27/80-81]

Buradaki sağırların da kulaklarının sağır olmadığı, körlerin de gözlerinin kör olmadığı, ölünün de gerçek ölü olmadığı açıktır. Bir de davet ve hidayet kelimeleri geçiyor. Demek ki maksat işittirmek veya göstermek değil, onları hidayete davet etmektir. Âyetin devamında, (Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin) deniyor. Ötekilerin ise iman etmeyecek kâfirler olduğu da pek açıktır. Sen ölüleri imana kavuşturamazsın denmez ki. Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin deniyor ki, işittirmenin kabul ettirmek olduğu bütün tefsirlerde bildiriliyor. Bu âyetin tefsirlerdeki açıklaması şöyledir:

ölü olmadığı açıktır demişşsin ama metin mete nin verdiği ayette ölülerden bahsedildiği çok açık


035.022 Ölülerle diriler de eşit olmaz. Gerçi Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin.
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
035.022 Ölülerle diriler de eşit olmaz. Gerçi Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin.

Ah metin abim yaa!..Bu ayetten nasıl böyle bir yorum çıkarabildin..Ölünün başında okunan Yasin süresi ölü dinlesin diye okunmuyorki!..Allah-ü Teala onun günahlarını bağışlasın diye okunuyor..
Vefat eden bir kimsenin hayır işleyip yaptırdığı çeşmeden su içen kişi ona dua etse bu duası kabul olmayacakmı???Çeşmenin ne için yaptırdığı ortadadır hayır duası almak için..Bu hayır duası hayattayken de öldükten sonra da amel defterine yazılır..Şimdi ben bu adam nasıl olsa rahmetli oldu okumasamda olur demek müslümana yakışırmı?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
kuran diriler için indigi dogrudur fakat ölüye fayda etmez ifadesi tamamen yalandan ibarettir kuranı ölü üzerine okumak güzeldir çünkü kuran bir rahmet kaynagıdır okudugumuz zaman ölüyede faydası olur burada sadece hayır namına yapılan iştir korkutma mahiyetinde degildir

Bunlar vehhabilerin ve bunlara aldanan bazı mezhepsizlerin iddialarıdır.
Şirk demek büyük hatadır. Çünkü ruh ölmez. Ruh [can] bedenden ayrı bir varlıktır. Bir âyet meali şöyledir:
(Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Elbette düşünenler için bunda alınacak ibretler vardır.) [Zümer 42]

BU AYETTE RUH KELIMESI GECMEZ BU BIR!!!

Bu âyet-i kerime de ruhun bedenden ayrı bir varlık olduğunu bildirmektedir. İşiten ruhtur. Ruhsuz beden bir işe yaramaz. Ama bedensiz ruh, nimet veya azaba duçar olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir, rızıklanır.) [Al-i İmran 169]

(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin! Onlar diridir; ama siz anlayamazsınız.) [Bekara 154

BUNLAR HAK HADISTIR SEHITLERIN KONUMU AYRI BIR OLAY ZATEN AYETTE RABBLERI INDINDE DIRIDIRLER DIYOR BUDA SUNU CAGRISTIRIR DIGERLERINDEN ÖZEL BIR KONUMU VAR...

Ölülere işittiremezsin âyeti şu mealdedir:
(Elbette sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp kaçan sağırlara da bu daveti işittiremezsin. Hem sen o körleri sapıklıklarını bıraktırıp, hidayet verici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edecek kimselerden başkasına işittiremezsin.) [Neml 27/80-81]


NE KADAR HIKMETLI HADISLER BAKSAN KIMLERI TARIF EDIYOR DEGILMI?ACABA ÖLÜLERIMI?

Buradaki sağırların da kulaklarının sağır olmadığı, körlerin de gözlerinin kör olmadığı, ölünün de gerçek ölü olmadığı açıktır. Bir de davet ve hidayet kelimeleri geçiyor. Demek ki maksat işittirmek veya göstermek değil, onları hidayete davet etmektir. Âyetin devamında, (Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin) deniyor. Ötekilerin ise iman etmeyecek kâfirler olduğu da pek açıktır. Sen ölüleri imana kavuşturamazsın denmez ki. Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin deniyor ki, işittirmenin kabul ettirmek olduğu bütün tefsirlerde bildiriliyor. Bu âyetin tefsirlerdeki açıklaması şöyledir:

Ey Resulüm, sen ölüden farksız olan kâfirleri hidayete erdiremezsin, hakkı işitmek istemeyen ve hakikati göremeyen kâfirleri de hidayete kavuşturamazsın. Sen ancak iman edeceklere Müslümanlığı kabul ettirebilirsin.)

Hepsi Cennetlik ve müctehid olan eshab-ı kiram, bütün mezhep imamları ve müctehidler ölü işitir diyor. Hiç birisi işitmez demiş mi?

DEMEKKI BIR YANLISLIK VAR ALLAH DIYOR BASKA ONLAR DEDI DIYE BIR KARISTIRMA OLMUS HER HALDE BU DIN KIMINSE ONA BAKACAKSIN?

Bütün müfessirlerle bütün muhaddisler ölü işitir diyor. İmam-ı Beydavi, imam-ı Kurtubi, imam-ı Razi, imam-ı Süyuti ölü işitmez demiş mi? Ölü işitmez diyen tek müfessir ve tek muhaddis var mı?

DEDIM YA BU DININ SAHIBI NE DIYORSA O BU SAYDIKLARIN KULSA;DEMEKKI DIN SAHIBINE BAKACAKSIN:YOK KUL DEGILSE BEN KITABA TABII OLANLARDANIM

Tasavvuf ehlinin hepsi de ölüler işitir diyor. Mesela imam-ı Gazali, Seyyid Abdülkadir-i Geylani, imam-ı Rabbani gibi büyük zatların hiç birisi ölü işitmez demiş mi? Bu âlimlerin hepsi Kur’anı anlamamış da yalnız siz mi anladınız?

DEMEKKI BU KADAR SAHISLAR ÖYLE DIYOR O ZAMAN ALLAHA LÜZUM KALMADI BU DININ XXXXXXXX YETER DIYECEKSIN

Allahü teâlâ, Hazret-i Âdem’den beri, ölüleri de iman etmek için dini tebliğe muhatap mı kıldı? Tarihte, ölüleri de imana davet eden bir Peygamber var mı? Vazifesi dirilere dini tebliğ olan Resul, hâşâ, ölüleri imana mı davet etti? Ölünün mükellef olmadığını ve ölüye tebliğ yapılamayacağını bilemeyen bir Peygamberin hangi sözüne inanılır? Kur’anı da o bildirdi, Kur’ana da itimat edilmez. Ateist, “Peygamber, (Kur’anı biz indirdik, onu biz koruruz) diye bir âyet uydurmuşsa nereden bileceksiniz” diyor. Resulullah böyle töhmet altında kalırsa, İslamiyet’e itimat kalmaz. Zaten sizin gibi din düşmanlarının gayesi de budur. Resulullah ölüler işitir buyuruyor. Ölü işitmez diye bir sözü var mıdır?


Acaba bu mavi yer icin cokmu düsündün yoksa bu zaten sizde var olan bir takintimi?Bakiniz Imami siia ve Vahabilerde sizin icin aynisini düsünüyor sizde onlar icin ama hepinizin ortak noktasi var hepiniz bizi din düsmani,Resul düsmani hadis reddiyecileri bilmem ne diye sucluyorsunuz.Neden söyle Alemlerin Rabbine dönmeyi düsünmüyorsunuz?Neden katiksiz dinin Allaha aid oldugunu kabul etmiyorsunuz?Ben isterdimki vereceginiz beyyineler saglam olsun ama ne gezer bir ayet vermisiniz tesekkür ederim ama ne yazikki cevirmen kardesin can la Ruhu karistirmis.Ayetlerin disindaki sunlar bunlar dedi dediklerinizi kaale almadigim icin cevap vermiyorum.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Ah metin abim yaa!..Bu ayetten nasıl böyle bir yorum çıkarabildin..Ölünün başında okunan Yasin süresi ölü dinlesin diye okunmuyorki!..Allah-ü Teala onun günahlarını bağışlasın diye okunuyor..
Vefat eden bir kimsenin hayır işleyip yaptırdığı çeşmeden su içen kişi ona dua etse bu duası kabul olmayacakmı???Çeşmenin ne için yaptırdığı ortadadır hayır duası almak için..Bu hayır duası hayattayken de öldükten sonra da amel defterine yazılır..Şimdi ben bu adam nasıl olsa rahmetli oldu okumasamda olur demek müslümana yakışırmı?


Bakin kardesim siz agzinizla diyorsunuz ölülerin basinda okunan,bu iste bir karisiklik var ayet diyor diriler icin.Simdi söyle bir düsünmek lazim;günahlari bagislanmasi icin olursa sacma gelir ama deseydinki bu ölünün akibetinde insanlari tevekküre cagirmak icin o zaman amenna derdim.Ama günahinin affi icin cok sacma nedenmi?Bakiniz Insan ölünce defteri kapanir degilmi?Allahatan baska Sefaatci olmadigina göre onun affini istemek bizlere düsmez sadece temenni edilir umulur ama Kurani araci koymayalim Kuran diriler icindir ama yinede dersen insanlari uyarmak icin o zaman kabulümdür...
 

kafkaskartali

New member
Katılım
10 Haz 2007
Mesajlar
106
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Konum
Almanya
36.70 (Kur'an,) Diri olanları uyarıp-korkutmak ve küfre sapanları üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir) .
Bu ayetin anlami kuran okumanin ölüye faydasi olmaz anlaminda degildir.
Kuran diri olanlari uyarip korkurtmak diyor,ölüleri uyarip korkutmak icin demiyor.
Bu durumda kuran okuyarak ölüleri uyarip korkutamazsin anlami cikar.
Sizin mantiginizla bakiyorum.
Yoksa ayeti kerimenin tefsiri farklidir.Zira bir cok ayetlerde sagirlar ölüler,körler ifadeleri vardir.Bunlarin manalari degisiktir.Yani ölü denirken kalbi ölen.Yani hidayetten nasip almayan,sagirdan kasit duyduklarini anlamamazliktan gelen,körler ise hakikati görmeyenler seklindede ifade ediliyor.
Netice bu ayeti kerimede ölülere kuran okumanin faydasi olmaz manasinin cikmayacaginin sebebi.Yine baska ayeti kerimedir.
Kuran sadece diriler icin ise cenaze namazi ne icin kilinir.Namazda okunan kuran nedir?
Tevbe
(84) Ve içlerinden ölen birinin asla namazını kılma ve kabri başında da durma; çünkü onlar Allah'ı ve Resulünü tanımadılar ve kafir olarak can verdiler.

Namazin ölüye faydasi olmayacaksa ne icin kilinir.
Yine bir mümin öldükten sonra edilen hayir dualari Allah rahmet etsin gibi.Beser dualari kabul edilmiyor ve hic bir manasi yok ise peygamberler dahi bu dualari neden yapmislardir.
Beserin sözü insana fayda verirken Allahu Tealanin kelaminin (Kuranin) ölüye fayda etmeyecegi görüsü kesinlikle yanlis olur.Zira Allahin kelami her türlü beserin sözünden üstündür.Bunun kabul olabilecegi ihtimali vardir.Bunu ise Allahu Teala belirler.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Ben simdi tekrar tekrar baktim acaba yanlislikmi var diye ama ne yazikki ayet öyle diyor yorum bana aid olsada ayet öyle diyor...
ayet ölüden farksız ifadesinde kulanmış bunu yani kafire ne kadar kuranı okursan oku onalar ölü gibidirler anlamazlar ifadesini kulanmıştır sizin ifade ettiginiz biçimde degildir siz diyorsunuz ki kuran dirileri korkutma ve uyarma içindir dogrudur fakat ölüyede birahmet için okunur yorum yapılırken yine eksik ve hatalı yapılmış burada ölüye fahde etmez ifadesi yoktur
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Metin abi ölülere dua okunması ile ilgili çok hadis var..Ama siz hadis kabul etmediğiniz için başka bir yola başvurmak istiyorum..Mantık yoluna;

"Farzedelim ki ölecek bir kişi çok varlıklı..Ve ölmeden önce oğullarına miras yazıyo..Falanca yerde cami yapın,filanca yerde okul yapın,malımın şu kadarını
da fakirlere dağıtın.. Ve adam vefat ediyor.. Oğullarını onun bu istediğini
yerine getiriyor.Şimdi bu adam bu hayıra niyet etti..Ama vefat ettiği için bu niyetini gerçekleştiremedi..Sizce bu hayırın sevabı kime yazılır??Hayattaki oğullarına mı yoksa vefat eden kişiyemi?"

Şimdi önemli olan niyet etmek diyeceksiniz..Onu da açıklayalım..Siz namaz kılmaya niyet ettiğiniz zaman namazın sevabını alırmısınız?Hayır!..Yalnızca namazınızı eda ettiğiniz zaman o sevabı alırsınız..(Neden bu açıklamayı yaptım..Çünkü gelecek zamanda çocuklarının o vasiyeti yerine getireceği kesin değildir..Dünyanın bin türlü hali var)

Umarım yeterince açık olmuştur..Selametle abim!..
 

nurþeyma

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
302
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Ölmek üzere olan kişinin yanında kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunmasına telkin denlir.

Ölmek üzere olan kişinin, sağ tarafına çevrilerek yüzünü kıbleye gelecek şekilde yatırmak müstehaptır. Bu durumda olan kişinin yanında, hatırlatmak amacıyla kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunur. Hz. Peygamber, “ölülerinize (ölüme yaklaşanlara) lâ ilâhe illallah demeyi telkin ediniz” buyurmuştur (Müslim, Cenâiz 1, 2; Tirmizî, Cenâiz 7). Telkin yapılırken, “lâ ilâhe illallah” de, kelime-i şahedet, kelime-i tevhîd getir şeklinde bir yaklaşımda bulunulmamalı, yanında bunları söylemekle yetinilmelidir.

Ayrıca, ölmek üzere olan kişinin yanında Kur’an-ı Kerim, özellikle Yâ-sîn suresi okumak uygun olur.

Kur’an-ı Kerim’in sadece bir ciheti yoktur. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, “İnsana hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bütün insanın bütün hacatı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, cami bir kitab-ı mukaddestir. 1

Yani Kur’an-ı Mübin hayatımızı tanzim eder. Allah’a olan mesuliyetlerimizi gösterir, dünyaya geliş gayemizi, neler yapmamızı, nasıl ibadet edeceğimizi öğretir ve her şeyin hikmet ve mahiyetini anlatır. Hülasa Kur’an-ı Kerim bir zikir, fikir, dua ve davet kitabıdır.

Kur'ân-ı Kerimin tesir sahası sadece dünya ile sınırlı değildir. Onun mü'min ruhlara verdiği feyiz hayatta iken kalmaz, aynı şekilde kabir âleminde de devam eder, orada iken de ruhlarımızı şenlendirir, kabrimizde nur ve ışık olur.

Geçmişlerimizin ruhuna Kur'ân'dan nelerin okunması gerektiği hususunda Peygamberimiz (a.s.m.) şu tavsiyelerde bulunur: "Yasin, Kur'ân'ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah'tan âhiret saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yâsin'i ölülerinizin üzerine okuyunuz."2

Bu hadis-i şerif, Yasin Sûresinin hem ölüm döşeğinde olan hastaya okunmasına, hem de ölmüş mü'minlerin ruhuna bağışlanmak üzere okunabileceğine işaret etmektedir.

Hz. Ebû Bekir'in (r.a.) rivayet ettiği şu hadis-i şerif de meseleyi açıklığa kavuşturmaktadır:
"Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini Cuma günü ziyaret ederek orada Yasin Sûresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar."3

İslâm âlimleri, ölünün ruhuna Kur'ân okunduğu zaman peşinden bir dua ile ruhlarına bağışlanmasını tavsiye etmişler, Sahabiler de bu şekilde yapmışlardır. İmam-ı Beyhakî'nin bir rivayetinde, Abdullah bin Ömer'in ölülerin ruhuna Bakara Sûresinden okunabileceğini tavsiye ettiği anlatılmaktadır.4

Bir Fâtiha'nın veya okunan bir Yâsin'in bütün ölülerin ruhuna aynı şekilde hiç eksilmeden nasıl ulaştığını da Bedüzzaman'dan bir nakille öğrenelim:

"Fâtır-ı Hakim nasıl ki, unsur-u havayı; kelimelerin, berk (şimşek) gibi intişarlarına ve tekessürlerine (yayılma ve çoğalmalarına) bir mezraa (tarla) ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedi (a.s.m.) umum yerlerde ve umum insanlara aynı anda yetiştirmek gibi; öyle de okunan bir Fatiha dahi, meselâ, umum ehl-i imanın emvâtına (ölülerine) aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevî âlemde, mânevî havada çok manevî elektrikleri, manevî radyoları sermiş, serpmiş; fıtri telsiz telefonlarda istihdam ediyor, çalıştırıyor.
"Hem nasıl ki, bir lamba yansa, mukabilindeki binler aynaya, her birine tam bir lâmba olur. Aynen öyle de, Yâsin-i Şerif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer.5

Zaten kabirdeki yakınlarımız devamlı surette bizden yardım beklemektedir. Bizden gelecek bir dua, bir Fatiha, bir İhlâsla nefes alabileceklerini bilmektedir. Çünkü kabir o kadar çetin şartlarla iç içedir ki, en küçük bir mânevî yardım dahi onun ruhunu serinletecektir. Bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyururlar:

"Ölen kimse kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Babasından yahut kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır."6

1- Sözler. S.340
2- Müsned, 5:26
3- İbni Mace Tercemesi, 4:274
4- Beyhaki, 4:56
5- Şualar, s.576
6- Mişkatü’l- Mesabih, 1:723


ölüm ânı geldiğinde iman etmeyecek ve Allah'a inanmayacak bir babayiğit gelmemiştir henüz dünyaya,
Firavn bile ölürken Musa'nın Rabbine iman ettikten sonra,
Siz meseleyi anlık gördüğünüz için, ölürken getirilecek bir şehadetin veya, ölünün üzerine yapılacak dini bir vecibenin herşeyi temize çıkaracağına inanıyorsunuz,
hayatını pislikler içinde geçirmiş birine, bin kez şehadet getirtseniz, bin yasin okuyup, öleceği mekanı Kur'an mushafları ile donatsanız ve götürüp mekkenin toprağına gömseniz ne mana teşkil eder,
sonuçta Ebu cehiller ve Lehepler de o topraklarda yatar..
Kişinin, kazandığı ile gideceği gerçeği neden hiç aklınıza gelmez,
terekede azık yoksa, bu insanı zemzemlerle yıkasanız ve altın kefenlere bulasanız ne verebilirsiniz,
şunuda söyleyim,
dinde zorlama olmayacağı için, ölüm anında zorla şehadet getirtme eylemlerinide nafile olarak görüyorum,
kalbinde Rabbine kavuşmanın heyecanını taşıyorsa kişi, siz zorlamasanızda yapacağını yapar zaten,
ama, akifin dediği gibi,
ölülere üfleme kitabı olarak algılanan Kur'anın..
Hayata uygulanamaması sonucu, bari ölülere yarasın mantığıyla yapılan bu eylemler, hayatında Kur'an olmayan birine ne katacaktır, bunu hep birlikte mahşerde göreceğiz elbette..
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Ölüm başlıbaşına bir nasihattir ve ölümden sonra geride kalan insanlar daha duyarlı olurlar. İşte bu zamanlar okunan Kur'an ayetleri daha fazla tesir edebilir. Dolayısı ile ölüm hadisesinden sonra geride kalan dirilere Kur'an okumak gerekir. Bu hassas zamanlarda Kur'an'ın diriltici soluğunu geride kalanlara ulaştırmak gerekir. Tıpkı "telkin"de olduğu gibi. O da ölü kabre konduktan sonra dirilere dönüp onlara nasihat etmektir. Ancak zamanla ölüye nasihate dönüşmüş.
 

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
ölüm ânı geldiğinde iman etmeyecek ve Allah'a inanmayacak bir babayiğit gelmemiştir henüz dünyaya,
Firavn bile ölürken Musa'nın Rabbine iman ettikten sonra,
Siz meseleyi anlık gördüğünüz için, ölürken getirilecek bir şehadetin veya, ölünün üzerine yapılacak dini bir vecibenin herşeyi temize çıkaracağına inanıyorsunuz,
hayatını pislikler içinde geçirmiş birine, bin kez şehadet getirtseniz, bin yasin okuyup, öleceği mekanı Kur'an mushafları ile donatsanız ve götürüp mekkenin toprağına gömseniz ne mana teşkil eder,
sonuçta Ebu cehiller ve Lehepler de o topraklarda yatar..
Kişinin, kazandığı ile gideceği gerçeği neden hiç aklınıza gelmez,
terekede azık yoksa, bu insanı zemzemlerle yıkasanız ve altın kefenlere bulasanız ne verebilirsiniz,
şunuda söyleyim,
dinde zorlama olmayacağı için, ölüm anında zorla şehadet getirtme eylemlerinide nafile olarak görüyorum,
kalbinde Rabbine kavuşmanın heyecanını taşıyorsa kişi, siz zorlamasanızda yapacağını yapar zaten,
ama, akifin dediği gibi,
ölülere üfleme kitabı olarak algılanan Kur'anın..
Hayata uygulanamaması sonucu, bari ölülere yarasın mantığıyla yapılan bu eylemler, hayatında Kur'an olmayan birine ne katacaktır, bunu hep birlikte mahşerde göreceğiz elbette..

Bir insan küfür üzereyse yanında hatimde indirseniz -Allah en doğrusunu bilir- o kişiye fayda etmez.Bunda hem fikiriz.

Fakat hayatını Allah ve Resulunün muhabbetiyle geçirmiş birisine , sekerat anında Allah hayırlı bir kaç dost gönderemez mi...

Bazen olur ki bir padişahın huzuruna bir nazır (bakan) çıkamazken , o padişahın sevdiği bir tebası adi ve basit bir adamı padişahla görüştürür.

Allah hakedene böyle dostlar gönderip en çetin zamanında yarenlik edecek insanları ihsan edemez mi.Elbette ki edebilir ve hadisler buna işaret eder.
 

nurþeyma

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
302
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Bir insan küfür üzereyse yanında hatimde indirseniz -Allah en doğrusunu bilir- o kişiye fayda etmez.Bunda hem fikiriz.

Fakat hayatını Allah ve Resulunün muhabbetiyle geçirmiş birisine , sekerat anında Allah hayırlı bir kaç dost gönderemez mi...

Bazen olur ki bir padişahın huzuruna bir nazır (bakan) çıkamazken , o padişahın sevdiği bir tebası adi ve basit bir adamı padişahla görüştürür.

Allah hakedene böyle dostlar gönderip en çetin zamanında yarenlik edecek insanları ihsan edemez mi.Elbette ki edebilir ve hadisler buna işaret eder.


Allah'ın gücünü tartışmaya delil yapmak beni üzer,
Allah'ın edemeyeceği şey mi var?
O zaman bende şunu sorayım,
Allah firavnu cennete bir peygamberini Cehenneme gönderemez mi?
Meseleyi Allah'ın gücüne getirirsek, inanın işin içinden çıkamayız,
Lakin, mesele ne padişahlık ne vezirliktir,
Mesele, ADİL ve HAKİMLERİN HAKİMİ olan Allah'ın hiçkimseye zerre torpil yapmayacağı ve ayrım-gayrımda bulunmayacağına kesin imandır..
Yine söylüyorum,
Kişinin terekesinde yeterli azık yoksa, ne Allah'tan ne başkasından torpil beklemeye hakkı yoktur..
İradenin ve imtihanın sırrı tam da burada yatmaktadır işte..
 

kafkaskartali

New member
Katılım
10 Haz 2007
Mesajlar
106
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Konum
Almanya
Metin abi ölülere dua okunması ile ilgili çok hadis var..Ama siz hadis kabul etmediğiniz için başka bir yola başvurmak istiyorum..Mantık yoluna;

"Farzedelim ki ölecek bir kişi çok varlıklı..Ve ölmeden önce oğullarına miras yazıyo..Falanca yerde cami yapın,filanca yerde okul yapın,malımın şu kadarını
da fakirlere dağıtın.. Ve adam vefat ediyor.. Oğullarını onun bu istediğini
yerine getiriyor.Şimdi bu adam bu hayıra niyet etti..Ama vefat ettiği için bu niyetini gerçekleştiremedi..Sizce bu hayırın sevabı kime yazılır??Hayattaki oğullarına mı yoksa vefat eden kişiyemi?"

Şimdi önemli olan niyet etmek diyeceksiniz..Onu da açıklayalım..Siz namaz kılmaya niyet ettiğiniz zaman namazın sevabını alırmısınız?Hayır!..Yalnızca namazınızı eda ettiğiniz zaman o sevabı alırsınız..(Neden bu açıklamayı yaptım..Çünkü gelecek zamanda çocuklarının o vasiyeti yerine getireceği kesin değildir..Dünyanın bin türlü hali var)

Umarım yeterince açık olmuştur..Selametle abim!..
salavati serifde bir duadir.
Ahzab 56
Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin

ibrahim 40.
Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! duamı kabul et!
Burada daha dogmamis kisiler icin dahi dua ediyor Ibrahim a.s Efendimiz
Ayrica salat ve selamda duadir.
selametle
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
salavati serifde bir duadir.

Ahzab 56
Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin

Kafkaskartalı bu çeviri yanlış olmuş. Meallendirirken eğer kelimeye arapça karşılık verilecekse aynen muhafaza edilmeli. Burada vahim bir hata yapılmış. Hem tekil olan salat kelimesi çoğula dönüştürülmüş hem de "salavat getirmek" şeklinde yarı arapça yarı türkçe çorbaya dönmüş. Diyanet Vakfının mealinden başka meallere bakarsanız farklı çeviri örnekleri görebilirsiniz.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
burada ölüye kuran okunurken ona imana gelmesi için okunmaz sadece hayır ve kuranın hayrını almasıdır yani bir rahmettir ölüye diri olanada kuran rahmettir işte ALLAH burada sadece diri olana rahmet etmiyecegi ölüyede rahmet edecegidir diri olana faydasıda iman ve inanç noktasındadır egerki diri olan buna inanmaz ise ölüden farksız olur ne anlatırsan anlat bir şey ifade etmez fakat kafir olanlar için geçerlidir mümin ise daha farklıdır çünkü o her şeyei anlar ve faydası dokunur ölü olana ve diri olanda fayda eder kuran diri olan mümin hem kuranda faydalanır vve ona göre hareket eder ölü ise rahmetinden faydalanır ve kuranın söylemiş oldgu haktırder ve hiç bir peygamber ölü olan insanlara teblide bulunmamıştır fakat onlar için hak olan kitaptan okumuş ve onlara dua etmişlerdir bunun içinde bizde onlara ALLAHın rahmet etmesi ve kabir azabını kaldırmasıiçin okur ve dua ederiz ve bunda hiçbir sakıncada yoktur
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
ölüm ânı geldiğinde iman etmeyecek ve Allah'a inanmayacak bir babayiğit gelmemiştir henüz dünyaya,
Firavn bile ölürken Musa'nın Rabbine iman ettikten sonra,
Siz meseleyi anlık gördüğünüz için, ölürken getirilecek bir şehadetin veya, ölünün üzerine yapılacak dini bir vecibenin herşeyi temize çıkaracağına inanıyorsunuz,
hayatını pislikler içinde geçirmiş birine, bin kez şehadet getirtseniz, bin yasin okuyup, öleceği mekanı Kur'an mushafları ile donatsanız ve götürüp mekkenin toprağına gömseniz ne mana teşkil eder,
sonuçta Ebu cehiller ve Lehepler de o topraklarda yatar..
Kişinin, kazandığı ile gideceği gerçeği neden hiç aklınıza gelmez,
terekede azık yoksa, bu insanı zemzemlerle yıkasanız ve altın kefenlere bulasanız ne verebilirsiniz,
şunuda söyleyim,
dinde zorlama olmayacağı için, ölüm anında zorla şehadet getirtme eylemlerinide nafile olarak görüyorum,
kalbinde Rabbine kavuşmanın heyecanını taşıyorsa kişi, siz zorlamasanızda yapacağını yapar zaten,
ama, akifin dediği gibi,
ölülere üfleme kitabı olarak algılanan Kur'anın..
Hayata uygulanamaması sonucu, bari ölülere yarasın mantığıyla yapılan bu eylemler, hayatında Kur'an olmayan birine ne katacaktır, bunu hep birlikte mahşerde göreceğiz elbette..

Nurşeyma ablam zaten hayatı boyunca kalbinde zerre kadar iman taşımayan insanın kabrine gelip yasin okumaya tenezzül edecek dostu da yoktur akrabasıda..Ben şu ana kadar bir ateistin mezarının başına gidipte Kur'an okuyan bir Allah'ın kulu görmedim..(defneden hoca hariç)
Burda kaçırdığınız bir nokta var..Hayatta herşey vesileden ibarettir..Kabirin başında merhuma dua okuyan kimse, o duayı okurken kişinin güzel huylarını, geçirdiği güzel günleri, ya da herhangi bir hayırını düşünerek okur.."İyiki öldün de senden kurtuldum" niyetiyle kimse yasin okumaz..Ben babamın kabrini sık sık ziyaret ederim ve bolca Kur'an okurum..Ben babamın vesilesiyle dünyaya geldim ve onun vesilesiyle İslam oldum..Ona kabrine gidipte bana bu yönde vesile olduğu için Allah'ın huzurunda şükretsem; babam adına Rabbim hoşnut olmazmı???
Evet benim sınavım kendi yolumu ben seçerim..ama dinim konusunda altyapıyı oluşturan babamdır..Ona olan borcumu kabrine gidip Kur'an okuyarak ödüyorum..Sizde yapın gerçekten hoşnut olacaksınız..Selametle!..
 
Üst Alt