DEHLİZİN ÖTESİNDE
Karanlığın kıyısında sığınaksız, silahsız bekliyordu körpe bedenler. Yanıtsızdı tüm sorular... Oysa ki karşılarında sıradağlar gibi uzanan o sorular yumağını demirden prangalarla zincirleyip kaldırmak istiyordu insanlığın bilgi yoksunu üyeleri. Hiçlikti yaşadıkları yer; cehalet kadar karanlık, sessizlik kadar ıssız olan...
Gün e gün artıyordu cehalet. İleriye demir atmış toplumların yanında bir değeri kalmamıştı cahil insanlar yığınının.
Bir el değdi bilgisizliklerine bir gün. Ta derinlerden çıkagelmişti bilginin efendisi.
Yol göstermek, umut vermek istiyordu öğretmen. Artık bir harf kadar yakındı bilgelik, bir harf kadar süreli...Böylece geçmişin cehaleti buluştu geleceğin bilgisiyle. Artık sorular bir duvar misali geçemeyecekti insanlığın karşısına. Tüm soruları onlar kadar yoğun yanıtlar bekliyordu. Bir harfe kanıvermişti bilgisizlik; kalmamıştı sığınağı. Öğretmen tüm yanıtsızlıkları tüketecek bilgiyi öğretti öğrencilerine.
Karanlığı aydınlığa çevirdi bir anda. Artık ne yıkılacak bir duvar, ne de kör edecek cehalet vardı geride. Harfi harfe katık etti, yığın yığın bilgi adadı insanlığa öğretmen. İzledi gün gün çoğalan umutlarını insanlığın. İnsanlık daha fazlasını istedikçe bilginin; öğretmen daha da artırdı bilgeliğini. Bazen yoldaşı oldu öğrencilerinin umutlarının. Böylece süregeldi bu oyun geçmişten bu güne dek...
Senelerce oyun aynı kaldı; sahne değişti sadece. Mekan; bir köy meydanı ,bir şehrin ortası ya da yaşamın kendisi oldu bu seneler boyunca. Öğretmen her dönemde efendisi oldu bilginin. Onun sayesinde; dehlizin ötesindeydi insanlık, uzayıp giden zamana ve karanlık cehalete inat...
GÖNÜL DOSTUNDAN...
Karanlığın kıyısında sığınaksız, silahsız bekliyordu körpe bedenler. Yanıtsızdı tüm sorular... Oysa ki karşılarında sıradağlar gibi uzanan o sorular yumağını demirden prangalarla zincirleyip kaldırmak istiyordu insanlığın bilgi yoksunu üyeleri. Hiçlikti yaşadıkları yer; cehalet kadar karanlık, sessizlik kadar ıssız olan...
Gün e gün artıyordu cehalet. İleriye demir atmış toplumların yanında bir değeri kalmamıştı cahil insanlar yığınının.
Bir el değdi bilgisizliklerine bir gün. Ta derinlerden çıkagelmişti bilginin efendisi.
Yol göstermek, umut vermek istiyordu öğretmen. Artık bir harf kadar yakındı bilgelik, bir harf kadar süreli...Böylece geçmişin cehaleti buluştu geleceğin bilgisiyle. Artık sorular bir duvar misali geçemeyecekti insanlığın karşısına. Tüm soruları onlar kadar yoğun yanıtlar bekliyordu. Bir harfe kanıvermişti bilgisizlik; kalmamıştı sığınağı. Öğretmen tüm yanıtsızlıkları tüketecek bilgiyi öğretti öğrencilerine.
Karanlığı aydınlığa çevirdi bir anda. Artık ne yıkılacak bir duvar, ne de kör edecek cehalet vardı geride. Harfi harfe katık etti, yığın yığın bilgi adadı insanlığa öğretmen. İzledi gün gün çoğalan umutlarını insanlığın. İnsanlık daha fazlasını istedikçe bilginin; öğretmen daha da artırdı bilgeliğini. Bazen yoldaşı oldu öğrencilerinin umutlarının. Böylece süregeldi bu oyun geçmişten bu güne dek...
Senelerce oyun aynı kaldı; sahne değişti sadece. Mekan; bir köy meydanı ,bir şehrin ortası ya da yaşamın kendisi oldu bu seneler boyunca. Öğretmen her dönemde efendisi oldu bilginin. Onun sayesinde; dehlizin ötesindeydi insanlık, uzayıp giden zamana ve karanlık cehalete inat...
GÖNÜL DOSTUNDAN...