H
hüma-gül
Guest
Dilimizde kullandığımız birçok kelime vardır ki mânasını kesinlikle bildiğimizden kullanıyor değiliz. Kimi kelimeleri aslında ifade ettiği mânanın aksine bir niyetle kullanmaktayız. Sözünü edeceğimiz tesadüf kelimesi de bunlardan biridir.
Tesadüfte şuursuzluk, hesapsızlık ve başıboşluk vardır.İnanç ve itikad bakımından Allahın ilmini, iradesini ve kudretini reddeden materyalistlerin saplandığı tesadüf kelimesi, insanı tamamen inkara ve küfre sürükler.
Gerçekten kâinata bu gözle bakılırsa, yüzümüzde, gözümüzde; ağaçta, meyvede; atomda, güneşte; ve yörüngelerinde velhasıl kâinatın tamamında gizli bir pergel ve cetvelin ve diğer geometri aletlerinin sürekli çalıştığını fark ederiz. Zaten Kur'ân-ı Kerim'deki bir çok ayette de, Cenâb-ı Hak "Biz her şeyi ölçüyle yarattık" demektedir.
Zerreleri ve güneşleri başıboş ve ölçüsüz bırakmayan âlemlerin Rabbi, elbette insanların tüm fiillerini de kontrol etmekte ve amelleri, zerrelerde gösterdiği aynı hassas ölçülerle, hesap gününde değerlendirecektir.
- Öyle ise hikmetsizlik ve başıboşluk mânasına gelen tesadüfü neden kullanıyorsunuz?
- Canım, ne bileyim herkes kullanıyor, ben de kullanıyorum. Alışmışız bir defa... Bir âyeti kerîme bizlere ışık tutuyor: "Denizde, karada ne cereyan ediyorsa, Allah'ın ilmi dâhilinde cereyan ediyor. Bir yaprak düşmez ki Allah'ın ilmi dâhilinde olmasın!."(En'am,59.) Anlaşılan, tesadüfî sandığımız kâinat hâdiselerinin hiçbirinde tesadüf yoktur. Bir yaprağın düşüşünde dahi.
- Ya ne vardır?
- Tevafuk.. Muvafık olmak, münasip düşerek cereyan etmek, bir İlâhî maksat, bir İlâhî hikmet için cereyan etmiş olmak... Bunun içindir ki kelimeleri yanlış mânada kullanmak istemeyenler tesadüfü terk eder, tevafuku tercih ederler.
- Tevafuken böyle oldu, tevafuken şöyle cereyan etti, diyerek her hâdisenin altında bir İlâhî hikmet, Rabbanî maksat ararlar. Yaratandan alâkasını kesmek gibi bir dalgınlığa düşmezler.
Allah'ın tüm olaylar,tüm canlılar üzerindeki mutlak güç ve hakimiyetini gözardı eden tesadüf kelimesini terkederek,onun yerine meydana gelen herşeyde Yüce Allah'ın bilgisi,izni ve kudreti olduğunu bizlere hatırlatan "tevafuk" kelimesini kullanmak,kendisine müslüman diyen herkesin boynunun borcudur.
Tesadüfte şuursuzluk, hesapsızlık ve başıboşluk vardır.İnanç ve itikad bakımından Allahın ilmini, iradesini ve kudretini reddeden materyalistlerin saplandığı tesadüf kelimesi, insanı tamamen inkara ve küfre sürükler.
Gerçekten kâinata bu gözle bakılırsa, yüzümüzde, gözümüzde; ağaçta, meyvede; atomda, güneşte; ve yörüngelerinde velhasıl kâinatın tamamında gizli bir pergel ve cetvelin ve diğer geometri aletlerinin sürekli çalıştığını fark ederiz. Zaten Kur'ân-ı Kerim'deki bir çok ayette de, Cenâb-ı Hak "Biz her şeyi ölçüyle yarattık" demektedir.
Zerreleri ve güneşleri başıboş ve ölçüsüz bırakmayan âlemlerin Rabbi, elbette insanların tüm fiillerini de kontrol etmekte ve amelleri, zerrelerde gösterdiği aynı hassas ölçülerle, hesap gününde değerlendirecektir.
- Öyle ise hikmetsizlik ve başıboşluk mânasına gelen tesadüfü neden kullanıyorsunuz?
- Canım, ne bileyim herkes kullanıyor, ben de kullanıyorum. Alışmışız bir defa... Bir âyeti kerîme bizlere ışık tutuyor: "Denizde, karada ne cereyan ediyorsa, Allah'ın ilmi dâhilinde cereyan ediyor. Bir yaprak düşmez ki Allah'ın ilmi dâhilinde olmasın!."(En'am,59.) Anlaşılan, tesadüfî sandığımız kâinat hâdiselerinin hiçbirinde tesadüf yoktur. Bir yaprağın düşüşünde dahi.
- Ya ne vardır?
- Tevafuk.. Muvafık olmak, münasip düşerek cereyan etmek, bir İlâhî maksat, bir İlâhî hikmet için cereyan etmiş olmak... Bunun içindir ki kelimeleri yanlış mânada kullanmak istemeyenler tesadüfü terk eder, tevafuku tercih ederler.
- Tevafuken böyle oldu, tevafuken şöyle cereyan etti, diyerek her hâdisenin altında bir İlâhî hikmet, Rabbanî maksat ararlar. Yaratandan alâkasını kesmek gibi bir dalgınlığa düşmezler.
Allah'ın tüm olaylar,tüm canlılar üzerindeki mutlak güç ve hakimiyetini gözardı eden tesadüf kelimesini terkederek,onun yerine meydana gelen herşeyde Yüce Allah'ın bilgisi,izni ve kudreti olduğunu bizlere hatırlatan "tevafuk" kelimesini kullanmak,kendisine müslüman diyen herkesin boynunun borcudur.