Sadri abimiz istanbul'da bir minübüse biner, ön koltuklardan birine oturur. Arka dörtlüyede giyimiyle tüm dikkatleri üzerine çeken 3-4 tane bayan oturur. Bu bayanlar makyajlarına falan oldukça dikkat etmiş, yaz mevsimininde vermiş oldugu rehavetle biraz da rahat giyinmişler. Neyse bunların önüne sakallı bir dedemiz ve çarşaflı hanımı oturmuş. Genç ve alımlı (!) bayanlardan bir tanesi dayanamamış atılmış dedemize:
-Amca, amca demiş, sen böyle rahat rahat kısa kollu gömleğini giyinmiş geziyorsun, peki bu kadıncagızın canı yokmu ki çarşafla gezdiriyorsun? Her tarafını kapatıyorsun?
Haklısın demiş dedemiz..
-peki ben size birşey sorabilirmiyim?
Genç bayan:
-Tabi ne demek..
-şimdi sana sevgilinden bir mektup gelse, postacı bunu posta kutunuza bıraksa,mahallenin genç delikanlıları da bu mektubu ordan alıp okusa, elden ele dolaşsa senin hoşuna gidermiydi?
-Olur mu öyle şey yaa, o benim özelim! onu benden başka kimse okuyamaz!..
Hah demiş dedemiz:
- O'da benim özelim, benden başkası okuyamaz...
alıntı
-Amca, amca demiş, sen böyle rahat rahat kısa kollu gömleğini giyinmiş geziyorsun, peki bu kadıncagızın canı yokmu ki çarşafla gezdiriyorsun? Her tarafını kapatıyorsun?
Haklısın demiş dedemiz..
-peki ben size birşey sorabilirmiyim?
Genç bayan:
-Tabi ne demek..
-şimdi sana sevgilinden bir mektup gelse, postacı bunu posta kutunuza bıraksa,mahallenin genç delikanlıları da bu mektubu ordan alıp okusa, elden ele dolaşsa senin hoşuna gidermiydi?
-Olur mu öyle şey yaa, o benim özelim! onu benden başka kimse okuyamaz!..
Hah demiş dedemiz:
- O'da benim özelim, benden başkası okuyamaz...
alıntı