Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nefsin yaratılışı

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
NEFSİN YARATILIŞI (ALINTIDIR)



Allah insanın fizik vücudunu yarattıktan sonra, ona nefs verdi. Ve Rabbimiz Secde Suresi 9'uncu âyette "Sonra onu nefsle dizayn etti" buyuruyor.

32/ SECDE-9: Sümme sevvâhü ve nefeha fiyhi min rûhihî ve ce'ale lekümüssem'a vel'ebsâre vel'ef'ideh, kaliylen mâ teşkürûn.
Sonra (Allah) onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve onu (onun ruhunun kalbine) sem'i (kalbin işitme hassası) basar (kalbin görme hassası) ve fuad (kalbin idrak etme hassası) hassalarına (sahip) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Nefs, insanın üç vücudundan bir tanesidir. Secde Suresinde, bu üç vücuda ait işaretleri görebiliyoruz. Allahû Tealâ;

"sonra" sözüyle daha önce yarattığı fizik vücudu işaret ediyor.
"dizayn etti" derken nefsten bahsediyor. (Nefs dizayn edilerek yaratılmıştır. Şems 7 Ve Allah sem'i ve basar hassalarını nefs kalbin içine koyuyor. Bakara 7- Casiye 23 )
Onun içine ruhundan üfürdü derken; üçüncü vücudumuz olan ruhun yaratılışını anlatıyor. Demek ki, insan yaratılışta 3 vücutla yaratılmıştır
NEFSİN İKİ YÖNLÜ YARATILMASI
Ve Allahû Tealâ Şems Suresi 7'nci âyetinde de;
91/ ŞEMS-7: Ve nefsin ve mâ sevvâhâ
Yemin ederim ki o nefs sevva edildi (7 kademede). Buyurmaktadır.

Yukarıda saydığımız nefsin kademeleridir. Nefs bu dünyada yaşarken bu kademeleri yaşaması ve 7'nci kademeye ulaşarak tezkiye olması gerekmektedir. Bu kademeler insanın nefsiyle mücâdelesini göstermektedir. İnsan neden nefsiyle mücâdele etmelidir? Çünkü her insanın nefsinde 19 afet vardır.
Nefste mevcut olan bu 19 afet sebebiyle melekler Rablerine karşı şöyle diyorlar;
2/ BAKARA -30: Ve iz kale rabbüke, lilmelaiketi inni ca'ılün fil ardı halifeh. Kalu etec'alü fiha men yüfsidu fiha ve yesfiküddimae, ve nahnü nüsebbihu bihamdike ve nukaddısü lek. Kale inni e'lemü ma lâ tâ'lemun.
Âyet-i Kerîme'nin ikinci kısmında sözü edilen esfeli sâfilîn, ahiret hayatında, cehennemle cezalandırılan nefsin bulunduğu yerdir. Nefs burada rehinedir. Yeryüzünde ikâme edilen Âdemoğlunun, nefsini, Rabbimize verdiği tezkiye yeminine uygun bir şekilde tezkiye, terbiye etmediği sürece iblise tâbî olup, cehennemin en alt katıyla cezalanacağını, Rabbimiz açıklıyor.
Demek ki, nefs başıboş bırakılıp, tezkiye, terbiye ve tasfiye için, dünya hayatını yaşarken bir şey yapılamazsa, şeytanın insan vücudundaki melcei (sığınağı) olan nefs, şeytanın negatif telkinleriyle, cehennemin en alt katı olan esfeli sâfilîne gidecektir.
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"
Dediler ki:
"Evet (Sen bizim Rabbimizsin) Biz şahitleriz."
Kıyâmet günü: " Muhakkak ki biz bundan gâfilleriz." (Bizim bundan haberimiz yoktu) demesinler diye.
Nefsin yemini, dünya hayatında 7 tezkiye kademesinde tezkiye olmaktır. Ruhun misaki ise tezkiye olan nefsin her tezkiye kademesine paralel olarak 7 kat yükselerek, 7. kattan sonra 7 alemi aşarak, varlıklar âleminin son noktasından (Sidret-ül Münteha'dan) yokluğa geçerek, yoklukta (ademde) Allah'ın Zat'ına ulaşması, orada yok olması ve Rabbine teslim olmasıdır. Fizik vücudun yemini (ahd) ise Allah'a kul olmaktır.
Vücut ülkesinde Allah'ın bir temsilcisi olan ruhun, verdiği misaki yerine getirmemesi düşünülemez. Fakat, Rabbimiz, ruhun misakını yerine getirebilmesini, nefsin tezkiye olması şartına, yani nefsin Rabbimize verdiği yemini yerine getirme şartına bağlamıştır.
91/ ŞEMS-9: Kad efleha men zekkâhâ.
Andolsun ki nefsini tezkiye eden felâha erer (cennete girer).
Bu da nefsimizin değişerek yarıdan daha fazla nurla dolması halidir.
NEFSİN DEĞİŞEBİLME ÖZELLİĞİ


Peygamber Efendimiz (SAV)'in harpler tamamlandıktan sonra "artık küçük cihadlar bitti, şimdi büyük cihad başlıyor" sözündeki büyük cihad nefse karşı açılan savaştır.
Allahû Tealâ ve Tekaddes Hz. Hz. Adem'e (A.S) nefs verip de, diğer mahlûklara üstün kılınca, nefsi olmayan meleklerden Harut ve Marut isimli iki melek:


" ... Yüce Rabbimiz bize de nefs ihsan eyle ve ona nasıl hakim olacağımızı ispat edelim." demişlerdir.
Allahû Tealâ bu talebi kabul ederek, bu iki meleği Babil şehrine indirmiş. Orada her ikisi de nefslerine yenilerek bir kadının ırzına geçerek ve kadının kocasını öldürerek, nefse hakim olmanın ne kadar güç bir şey olduğunu anlamış ve Allah huzurunda mahcup olmuşlardır.
İslâm'ın temel fonksiyonu, nefsimizin tezkiye ve tasfiye edilmesidir. Varılması murad edilen ise nefsimizi başlangıçta 7 tezkiye kademesinde tezkiye etmek ve buna devamla 7 velâyet kademesinde de terbiye ve tasfiye ederek, ruhun halleriyle hallenmesini sağlamaktır. Yani nefsin, ruhun tüm hasletlerini muktesebatına almak suretiyle, ruhun hoşlandığı şeylerden zevk almasını ve bunlardan vazgeçemez hale gelmesini sağlamaktır.
Nefs başlangıçta isyankârdır. Onu tezkiye etmek lâzımdır. Nefsin tezkiyesi ona istediklerini vermemekten geçer. Nefsine her istediği münkeri nehy edildigi halde, ikram eden, mâ 'ruf ile emrolunmasına rağmen bundan içtinap eden kul, nefsinin emrindedir Yani Nefs-i Emmare'dedir.
Nefs, bir azgın ata benzer ki, zaptı rabt altına (kontrol altına) alıp da, kumanda edebilen kişinin ruhu, Rabbine vuslat olur ve Allah'ın Zat'ında fani olarak, O'na teslim olur. Fakat at, (yani nefs) gemi azıyı alırsa, sahibini şeytana götürüp teslim eder.
Müridin, sülûkunu tamamlayabilmesi, nefsinin 7 tezkiye kademesinde tezkiye edilmesine, yani kontrol altına alınmasına sıkı sıkıya irtibatlıdır. Nefsin tezkiyesinde vasıta emirler pek çoktur. Namaz, oruç, zekat, sadaka, hacc, zikir, dünya çalışmasının ibadet kılınması gibi yerine getirilmesi gereken pek çok emrin yanında, sakınılması gereken içki, kumar, puta tapmak, fal, dedikodu vb. birçok yasaklar da mevcuttur.


Nefsin tezkiyesinde en önemli vasıta zikirdir. Fakat zikrin yanında orucun önemi azımsanamayacak derecededir. Nefs için başlangıçta, oruç bir azaptır (bir işkencedir). Nefs, ruhun hüviyetine sokulmak istendiği zaman önce isyan eder, fakat tezkiye ile kontrolü sağlanıp, ruhun hüviyetine girince, ruhun hoşlandığı şeylerden zamana paralel olarak hoşlanmaya başlar ve oruç da nefs için bir zevk olmaya başlar.

 
Üst Alt