Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nedir maide 44 ?

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
NEDİR MAİDE 44 ?

"ve mel lem yahküm bi ma enzelellahu fe ulaike hümül kâfirun "

"Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir" diyor.

Aslında ayet gâyet açık. Ve ayetin çeşitli tefsirleri ve bununla ilgili çeşitli alimlerin görüşleri , açıkçası
sonuç itibari ile aynı maksadı ifade ediyor : Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler kafirlerdir.

Fakat bazı insanlar, anlaşılmaz bir şekilde bu ayeti anlamak istemiyor ve güya birtakım tefsir , yorum , tevil ve
açıklamaları , kafirleri kafir olmaktan kurtarmak için kıyasıya bir mücadele içine giriyor.

Biz burada , maide 44 ayetinin sırf mealinden, en farklı tefsirlerine kadar , hiçbir şekilde açıkça ifade ettği
anlamı gizlemek ve çarpıtmak için ilmi bir delil teşkil etmeyeceğini iddia ediyoruz.

Bakınız ayet hakkındaki görüşler şu şekilde :

İbn-i Abbas : Kasden inkar ederek Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyen kimseler kafirlerdir. Kabul ettiği halde onunla
hükmetmezse zalim veya fasık olur. Ayet-i kerime müslümanlar, yahudiler ve kafirlerden, Allah'ın indirdiği ile
hükmetme-meyi caiz gören herkes hakkındadır.

İmam Cerir et-Taberi : ayette geçen "küfür" islamdan çıkma manasında değil, Allah'ın nimetini inkar, yani
nankörlük manasındadır.

Fahreddin Râzi : Bir kimse Allah'ın hükümleriyle hükmetmezse dahi, kalbiyle o hükümlerin doğruluğuna inanırsa kafir
olmaz. Zira küfür, hak olan hükümleri kalbiyle inkar ve lisanıyla reddetmektir . Fasık, kalbiyle tasdik ettiği için
mü'mindir. İmanla beraber Allah'ın hükümlerinin aksi ile hüküm vermek diğer günahlar kabilindendir.

Şeyhülislam Ebu-s Suud : Allah'ın hükümlerini hakir ve basit görerek inkar eden kimse, kim olursa olsun dinden
çıkar.

Hamdi Yazır : Hükmetmemek, Allah'ın hakimiyetini tanımamak durumunda ise küfür olur.

Bediüzzaman : " Hükmetmeyenler" kelimesi "tasdik etmeyenler" manasında anlaşılmalıdır.

Seyyid Kutub : Bu kesin, kat'i, genel ve kapsamlı hüküm karşısında inat etmek hakikatle yüzleşmekten kaçmanın
ifadesinden başka bir şey değildir. Çünkü hüküm hiçbir yoruma gerek bırakmayacak kadar açıktır.
Çünkü Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, Allah'ın uluhiyetini kabul etmediklerini ilan etmiş oluyorlar.

İbn-i Teymiyye : Allah'tan Rasulüne indirilenle hükmetmenin farziyyetine inanmayanın küfründe şüphe yoktur. Kim
kendi heva ve hevesiyle yaptığı şeye -Allah'ın indirdiği hüküm dışında- uymayı adalet sayarsa o da kafir olmuştur.

İbn-i Mesud : (kendisine rüşvet ve faiz sorulduğunda ) Hükmen küfürdür deyip Maide 44 ü okuyor.

İbn-i Kesir : Kim Hz Peygamber'e indirilen hükümleri bırakıp, uydurma ve batıl kanunları seçerse mutlak kafir olur.
(Cengiz ve Hülagu'yu meşru gören, ümmetin icması ile kafirdir.)

Bakış açıları farklı da olsa Bütün bu görüşlerin başımızın üzerinde yeri var. Fakat burada biraz tahkikatta
bulunmak ve bütün bu görüşlerden ortak bir netice çıkarmak istiyorum.

SONUÇ :

Bu ayetin devamında gelen ayetlerde "Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler fasıklardır" ve diğer
ayette "zalimlerdir" ifadeleri asla birbiri ile çelişik değildir. Çünkü zalim ve fasık olmak, aynı anda
kâfir olmaya engel değildir. Kur'anın diğer ayetlerine bakarsak, fasıkların da kafir olan türlerinin olduğunu ve
ayetleri inkârın hem kafirlik hem de fasıklık olduğunu anlayabiliriz :

Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder. Bakara 99.

Âyetlerimizi yalanlayanlara ise, yapmakta oldukları fasıklık sebebiyle azap dokunacaktır. En'am, 49.

Sonuç itibari ile ister İbn Mesud'un direkt kafir olur görüşünü isterse İbn-i Abbas'ın fasık da olabilir görüşünü
kabul edelim , Allah'ın indirdikleri ile hükmetmemek ister fasıklık isterse kafirlik olsun , bu durumun Allah'ın
hükmünü tanımamak olduğu apaçıktır.

En iyi ihtimalle insanı fasık konumuna üstelik de inkârcı bir fasık konumuna düşüren bu eylemin hiçbir şekilde
savunulacak bir tarafı yoktur ve yukarıda mezkür alimlerin hiçbirinin görüşü , Allah'ın ahkâmına zıt olan bir
yasama gücünün meşruluğunu kabul etmez.

Ben kendilerine , bir siyasi otoritenin gayr-ı islami hükümleri anlatılıp Maide 44 ayeti okunduğunda İbn-i Abbas'ın
veya Bediüzzaman'ın görüşlerine sığınmaya kalkanlara hayret ediyorum doğrusu. Nasıl bir alâka kurabiliyorlar,
anlaşılır gibi değil. O Bediüzzaman ki , kendi devri için , isteyerek şapka giymeyi tağut'a itaat olarak yorumluyor
, kafir olmuştur diyor bunu isteyerek giyen. Hangi bediüzzamandan söz ediyorsunuz ?

İbn-i Kesir'in Hülagu örneğinden ders almamız gerek.

Ben zannetmiyorum ki Hülagu gibi bir kafirin koyduğu hükümler bile , günümüzde islam dışı otoritelerin yürürlüğe
geçirdiği Allah ahkâmına zıt ve hatta buna savaş açmış hükümler kadar zalimce, kafirce va fasıkça olsun... Olabilir
mi ?

NEDEN KABUL ETMİYORLAR ?

Çünkü , Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenlerin açıkça küfrüne kanaat getirildikten sonra yapılması gerekenler
de nasslarla belirlenmiştir ve bu yapılması gerekenler, haşiyecilerin işine gelmiyor.. Madem bunlar kafirlerdir :

Öyle ise kafirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur'an'la büyük bir mücadele ver. (furkan , 52)

Bu kişiler, dünya hayatına dair elde ettiklerini kaybetme korkusundalar. Kafirleri aklamaya çalışmalarının yegane
nedeni budur. Sorumluluktan kaçmak istiyorlar , Cihad farizasından paçayı kurtarma telaşındalar. (hatta tebliğ
farizasından bile...)

Beni fitneye sevketme diyorlar, aman ulul emirlerimiz gücenmesin, fitne çıkmasın diyorlar.

Onlardan "Bana izin ver, beni fitneye sevketme" diyen de vardır. Bilesiniz ki onlar böyle diyerek
fitnenin ta içine düştüler. Şüphesiz ki cehennem kâfirleri elbette kuşatacaktır. (Tevbe , 49)

Oysa fitne , mü'minlerin görevlerini yerine getirdiklerinde ortaya çıkan durumun adı değil , bilakis zaten islamın
hakim olmadığı durumun adıdır. Kur'an bunu böyle belirtir. Açık konuşuyorum arkadaşlar , fitne çıkar bahanesiyle
mü'minleri tağuta itaate sevkeden şeyhler, hocalar, alimler, bunlar açıkça kur'ana muhalefet etmiştir, belamdır
bunlar :

Fitne kalkıp din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer vazgeçerlerse, artık düşmanlık ancak
zalimlere karşıdır. (Bakara, 193).


NİHAİ KARAR :

Maide 44 ayetini ne hariciler gibi sağı solu tekfire yeltenmek için kullanmalıyız ne de küfrün hakimiyetini meşru
görmek gibi bir küfre inatla düşerek , bu ayetin mü'minlere verdiği mesajı almak istememekte ısrarcı olmalıyız.

Allah, hidayetten ayırmasın.

SAYGILARIMLA
 
Üst Alt