Rahman ve Rahim ALLAH'ın ismiyle.
1 A.L.M.
2 Erdemliler için yol gösterici, kuşku içermeyen bir kitaptır bu.
İslamın daima vurgu yaptığı, olmazsa olmaz dediği, kişinin yüreğine bir güneş gibi asmak istediği bir vasıf.. ERDEM.. Bu aynı zamanda şu manaya gelir, Erdemsizler isteseler de VAHY'den istifade edemezler, etme arzuları bir şamar gibi hep yüzlerine patlayacaktır..
3 Onlar ki duyularıyla algılayamadıkları gerçeklere de inanırlar,namazı (salat) gözetirler, kendilerine verdiğimiz rızıktan muhtaçlara verirler.
Ve erdemliler, erdemin geçer akçe olduğu, gerçek dünyaya, ahirete, gayba ve öldükten sonra dirilmeye inanırlar ki, orada devşirecekleri bütün güzellikler birtek ERDEMLİLİĞİN getirisi olacaktır..
4 Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ahiret konusunda da hiçbir kuşkuları yoktur.
Hakiki bir mü'min, tüm kitaplara, peygamberlere ve Allah tarafından İMAN KONUSU yapılmış tüm verilere iman edendir, bu iman öyle bir imandır ki, içinde zerre kadar kuşkuya bile yer yoktur.. İmanın ve amelin kuşkulu olması demek, imanın eksik olması demektir ki, bu sapmalardan Allah'a sığınılmalı..
5 İşte, Rableri tarafından yol gösterilenler ve mutluluğa erenler bunlardır.
Kimse sahip olduğu VARLIK, MEVKİ, MAKAM, ÇOKLUK, GÜÇ, AİT OLDUĞU CEMİYET, TOPLUM ve MADDİ KAZANIMLARI ile mutluluğu yakalayamaz, mutluluk, Allah'ın gösterdiği yol üzerinde yürümekle mümkündür..
6 İnkar edenlere gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; onlar inanmazlar.
Kişi inkarı amel haline getirmişse, bu inkarı kendine kader olarak yazılır ve cehenneme kadar bu kaderi kendisini sürükler durur..
7 ALLAH kalplerini ve kulaklarını mühürler. Gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.
Kişi inkarı amel edinince, bu kalplerine mühür, gözlerine perde olarak yazgılanır ki, bu durumun tek getirisi mutlak AZAPTIR..
8 Halktan öyle kimseler var ki aslında inanmadıkları halde "ALLAH'a ve ahiret gününe inandık," derler.
Allah, kafirin de küfründe sıdkını, mü'minin de imanında sıdkını ister, münafıklık aşağılardan en aşağılık olarak mahşerde kişinin suratına vurulur ki, bunların Cehennem Ateşine destekleyici olarak gösterildikleri durumlarının ciddiyetini gözler önüne sermektedir..
9 ALLAH'ı ve müminleri aldatmak isterler. Halbuki kendi kendilerini aldatıyorlar. Farkında bile değiller.
Kişi, ister dini bir kisveyle ister tamamen küfr mantığıyla, her nasıl olursa olsun, mü'minleri kandırma yoluna gitmişse, şunu iyi bilmeli ki, asıl kandırdığı nefis, kendi nefsidir..
10 Kalplerinde hastalık var. ALLAH da hastalıklarını arttırır. Yalanları yüzünden acı bir azabı hakkederler.
Allah her hastalığın dermanını yaratmıştır ama kalplerine hastalık arız olanların durumu, çaresiz hastalara benzetilmiştir ki, kalp iyi ise, akibet iyi, kalp hastalanmışsa akibet berbatlaşmıştır.. demektir..
İNEK MESELESİNE GELİNCE.........
67 Hani, Musa halkına: "ALLAH bir düve boğazlamanızı emrediyor," demişti. "Bizimle alay mı ediyorsun," deyince de "Cahilce davranmaktan ALLAH'a sığınırım," dedi.
68 "Bizim için Rabbini çağır da onun niteliğini bize açıklasın," dediler. "O diyor ki, o ne yaşlı ne genç, ikisinin ortasında bir düvedir. Size emredileni yapın," dedi.
69 "Bizim için Rabbini çağır da onun rengini de açıklasın," dedi ki: "O diyor ki, o rengi parlak sarı bir düvedir, bakanların içini açar," dediler.
70 "Bizim için Rabbini çağır da, onun niteliğini bize daha da açıklasın. Çünkü düveler bizce birbirine benziyor. ALLAH dilerse yolu buluruz," dediler.
71 "O diyor ki, o düve yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir düvedir," dedi. "İşte şimdi gerçeği getirdin!," diyerek sonunda düveyi boğazladılar; az kalsın bunu yapmayacaklardı.
Yukarıda ki ayetlerden de anlaşılacağı gibi,
Dinin kurallarını sadece ve sadece Allah belirler ve bir din bizlere ALLAH'tan geldiği gibi katıksız ise dindir, içine katılan din adına ya da küfr adına, her kural O MUAZZEZ DİNİN din olmaktan uzaklaşması demektir..
Bir dinin doğallığını beğenmeyip, kutsallarından birşeyler eklemlemeyi adet haline getirmiş YAHUDİLER, yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzre, her konumda ciddiyeti sulandırıp, uydurdukları bahanelerle ciddiyeti her an ıskalamışlardır..
Din gibi, mucize gibi, vahy gibi mutlak gerçeklere bile nefislerinin putlarını ayna yapan bu tiplerin tek bildiği birşey vardır..
Oda, DÜVE ALTINDA BUZAĞI ARAMAK.. (Buna anadolu da Öküz altında buzağı aramak ta denir)
Allah, Yahudilerin düştüğü bu tuzağa dikkat çekerek, müslümanların da, gerçek din kendilerine sunulduktan sonra, asla BUZAĞI ARAMA inekliğine düşmemeleri konusunda, o kadar ciddi durmuştur ki,
Bu vesile ile
1- Mucize olarak bir inek göndermiştir..
2- Yahudilerden kesmesini istediği yine en kutsal saydıkları bir inektir..
3- Öldürülen bir insanın tesbiti için inek bacağı kullunılmıştır.
4- Surenin adı BAKARA (inek) olarak verilmiştir..
5- Helaklarına vesile olan pazarlık konusu da bir inektir..
Kur'anın altında, üstünde, yanında, berisinde, ilerisinde buzağı arayan İNEKLER durumuna düştüğümüz an, bizim de HELAK sebebimizin boynumuza asılacağını kesin ve kat'i olarak bilmemiz lazım..
Yoksa, yahudiler misali, seçilmiş ve kurtulmuş insanlar olma zannımız, felaketimiz olabilir..
1 A.L.M.
2 Erdemliler için yol gösterici, kuşku içermeyen bir kitaptır bu.
İslamın daima vurgu yaptığı, olmazsa olmaz dediği, kişinin yüreğine bir güneş gibi asmak istediği bir vasıf.. ERDEM.. Bu aynı zamanda şu manaya gelir, Erdemsizler isteseler de VAHY'den istifade edemezler, etme arzuları bir şamar gibi hep yüzlerine patlayacaktır..
3 Onlar ki duyularıyla algılayamadıkları gerçeklere de inanırlar,namazı (salat) gözetirler, kendilerine verdiğimiz rızıktan muhtaçlara verirler.
Ve erdemliler, erdemin geçer akçe olduğu, gerçek dünyaya, ahirete, gayba ve öldükten sonra dirilmeye inanırlar ki, orada devşirecekleri bütün güzellikler birtek ERDEMLİLİĞİN getirisi olacaktır..
4 Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ahiret konusunda da hiçbir kuşkuları yoktur.
Hakiki bir mü'min, tüm kitaplara, peygamberlere ve Allah tarafından İMAN KONUSU yapılmış tüm verilere iman edendir, bu iman öyle bir imandır ki, içinde zerre kadar kuşkuya bile yer yoktur.. İmanın ve amelin kuşkulu olması demek, imanın eksik olması demektir ki, bu sapmalardan Allah'a sığınılmalı..
5 İşte, Rableri tarafından yol gösterilenler ve mutluluğa erenler bunlardır.
Kimse sahip olduğu VARLIK, MEVKİ, MAKAM, ÇOKLUK, GÜÇ, AİT OLDUĞU CEMİYET, TOPLUM ve MADDİ KAZANIMLARI ile mutluluğu yakalayamaz, mutluluk, Allah'ın gösterdiği yol üzerinde yürümekle mümkündür..
6 İnkar edenlere gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; onlar inanmazlar.
Kişi inkarı amel haline getirmişse, bu inkarı kendine kader olarak yazılır ve cehenneme kadar bu kaderi kendisini sürükler durur..
7 ALLAH kalplerini ve kulaklarını mühürler. Gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.
Kişi inkarı amel edinince, bu kalplerine mühür, gözlerine perde olarak yazgılanır ki, bu durumun tek getirisi mutlak AZAPTIR..
8 Halktan öyle kimseler var ki aslında inanmadıkları halde "ALLAH'a ve ahiret gününe inandık," derler.
Allah, kafirin de küfründe sıdkını, mü'minin de imanında sıdkını ister, münafıklık aşağılardan en aşağılık olarak mahşerde kişinin suratına vurulur ki, bunların Cehennem Ateşine destekleyici olarak gösterildikleri durumlarının ciddiyetini gözler önüne sermektedir..
9 ALLAH'ı ve müminleri aldatmak isterler. Halbuki kendi kendilerini aldatıyorlar. Farkında bile değiller.
Kişi, ister dini bir kisveyle ister tamamen küfr mantığıyla, her nasıl olursa olsun, mü'minleri kandırma yoluna gitmişse, şunu iyi bilmeli ki, asıl kandırdığı nefis, kendi nefsidir..
10 Kalplerinde hastalık var. ALLAH da hastalıklarını arttırır. Yalanları yüzünden acı bir azabı hakkederler.
Allah her hastalığın dermanını yaratmıştır ama kalplerine hastalık arız olanların durumu, çaresiz hastalara benzetilmiştir ki, kalp iyi ise, akibet iyi, kalp hastalanmışsa akibet berbatlaşmıştır.. demektir..
İNEK MESELESİNE GELİNCE.........
67 Hani, Musa halkına: "ALLAH bir düve boğazlamanızı emrediyor," demişti. "Bizimle alay mı ediyorsun," deyince de "Cahilce davranmaktan ALLAH'a sığınırım," dedi.
68 "Bizim için Rabbini çağır da onun niteliğini bize açıklasın," dediler. "O diyor ki, o ne yaşlı ne genç, ikisinin ortasında bir düvedir. Size emredileni yapın," dedi.
69 "Bizim için Rabbini çağır da onun rengini de açıklasın," dedi ki: "O diyor ki, o rengi parlak sarı bir düvedir, bakanların içini açar," dediler.
70 "Bizim için Rabbini çağır da, onun niteliğini bize daha da açıklasın. Çünkü düveler bizce birbirine benziyor. ALLAH dilerse yolu buluruz," dediler.
71 "O diyor ki, o düve yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir düvedir," dedi. "İşte şimdi gerçeği getirdin!," diyerek sonunda düveyi boğazladılar; az kalsın bunu yapmayacaklardı.
Yukarıda ki ayetlerden de anlaşılacağı gibi,
Dinin kurallarını sadece ve sadece Allah belirler ve bir din bizlere ALLAH'tan geldiği gibi katıksız ise dindir, içine katılan din adına ya da küfr adına, her kural O MUAZZEZ DİNİN din olmaktan uzaklaşması demektir..
Bir dinin doğallığını beğenmeyip, kutsallarından birşeyler eklemlemeyi adet haline getirmiş YAHUDİLER, yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzre, her konumda ciddiyeti sulandırıp, uydurdukları bahanelerle ciddiyeti her an ıskalamışlardır..
Din gibi, mucize gibi, vahy gibi mutlak gerçeklere bile nefislerinin putlarını ayna yapan bu tiplerin tek bildiği birşey vardır..
Oda, DÜVE ALTINDA BUZAĞI ARAMAK.. (Buna anadolu da Öküz altında buzağı aramak ta denir)
Allah, Yahudilerin düştüğü bu tuzağa dikkat çekerek, müslümanların da, gerçek din kendilerine sunulduktan sonra, asla BUZAĞI ARAMA inekliğine düşmemeleri konusunda, o kadar ciddi durmuştur ki,
Bu vesile ile
1- Mucize olarak bir inek göndermiştir..
2- Yahudilerden kesmesini istediği yine en kutsal saydıkları bir inektir..
3- Öldürülen bir insanın tesbiti için inek bacağı kullunılmıştır.
4- Surenin adı BAKARA (inek) olarak verilmiştir..
5- Helaklarına vesile olan pazarlık konusu da bir inektir..
Kur'anın altında, üstünde, yanında, berisinde, ilerisinde buzağı arayan İNEKLER durumuna düştüğümüz an, bizim de HELAK sebebimizin boynumuza asılacağını kesin ve kat'i olarak bilmemiz lazım..
Yoksa, yahudiler misali, seçilmiş ve kurtulmuş insanlar olma zannımız, felaketimiz olabilir..
