Darwinizm hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan ya da konuyu detaylı olarak incelememiş olan kimseler, Darwinizm’in nasıl bir tehlike olduğunun farkına varamayabilirler. Günümüzde insanlığa acı veren ve eziyet çektiren sosyal problemlerin ve ahlaki dejenerasyonun temelinde evrim teorisinin bulunduğunu göremeyebilirler.
Darwinist düşüncenin yaklaşık 1.5 asırdır insanlığa verdiği zararın farkında olmadıkları için de Darwinizm ile yapılan fikri mücadelenin ne kadar hayati olduğunu bir türlü anlamıyor olabilirler. Oysa Darwinist ideoloji, Allah’ın varlığını ve yaratılış gerçeğini inkar eder. İnsanların Rabbimiz’e karşı sorumlu olduklarını unutturmaya çalışır. İnsanlara, kör tesadüflerin eseri olan bir tür hayvan olduklarını telkin ederek, onları orman kanunlarına göre yaşamaya teşvik eder.
Tarih boyunca insanları beladan belaya sürükleyen, tarifsiz acılar çektiren ve milyonlarca masum insanın ölümüyle sonuçlanan savaşlar çıkaran komünizm, faşizm, ırkçılık, kapitalizm ve günümüzde halen tüm şiddeti ile devam eden terör, hep aynı kaynaktan beslenmektedir; Darwinizm. Darwinizm’in ileri sürdüğü sapkın iddialar, insanların birbirlerini öldürmeyi, köleleştirmeyi ve sömürmeyi bir tür “doğa kanunu” olarak algılamalarına neden olmuştur. Bu nedenle zayıf, güçsüz ve hasta olan insanların yok edilmesi, güçlü, zengin ve soylu olan insanların ise egemen konumda olması gerektiği normal karşılanmıştır. Bir sınıf çatışması oluşturularak, insanlığın güya daha da gelişip, modernleşeceği zannedilmiştir.
Günümüzde dünyanın pek çok yerinde milyonlarca insan, açlık çekmesine, zulüm görmesine, haksızlığa uğramasına, evinden yurdundan sürülmesine ve ezilmesine rağmen, insanların büyük bir kesimi bu iç sıkıcı manzaraya duyarsız kalarak, kendi menfaatlerinin peşinden koşmaya devam etmektedir. İşte bu duyarsızlık ve bencillik evrim teorisinin telkinlerinin bir sonucudur. Evrim teorisi hem insanlara acı ve kayıp getiren her türlü habis ideolojiyi desteklemekte hem de bunların durdurulması için gerekli olan vicdani sorumluluk duygusunun insanlarda oluşmasına engel olmaktadır. Bu yüzden Darwinizm ile fikren mücadele edip, dünyaya bela ve acı getiren bu bataklık kurutulmadan, terörle, fakirlikle, haksızlıklarla, ırkçılıkla, ahlaki dejenerasyonla mücadelede istenilen sonuca asla ulaşılamayacaktır. Tek çözüm etkili ve toplu bir fikri mücadele ile bu bataklığın kurutulmasıdır.
Bu gerçeğe rağmen bazı kimseler halen, “Neden Darwinizm konusu bu kadar önemli?” diyerek kendilerince bu fikri mücadeleyi küçümsemekte ya da “Artık Darwin’e inanılmıyor, dolayısıyla bu konuda uğraşmaya gerek yok” gibi gerçek dışı mantıklarla Müslümanların Darwinizm ile mücadelesinin hızını kesmeye çalışmaktadır. Bu ve benzeri iddialar, aslında Darwinizm ile fikren mücadele etmekten kaçınmak için öne sürülen mazeretlerdir. Bu mazeretlerin öne sürülmesinin çeşitli sebepleri vardır. Bu sebeplerden en önemlisi, bilgi yetersizliği nedeniyle Darwinizm’den korkulmasıdır. Evrim teorisinin bilimsel delillere dayandığını zanneden kimseler, Darwinizm ile mücadele ettiklerinde bilime karşı mücadele edeceklerini sanıyor olabilirler. Hatta bilimin evrimi ispatladığını sandıkları için, bu konuyla yakından ilgilendiklerinde kendilerinin de bu telkinlerin etkisinde kalıp inançlarının sarsılacağından, dünya görüşlerinin değişeceğinden korkuyor olabilirler. Oysa bunlar tamamen yersiz korkulardır. Çünkü, evrim bilim dışı bir teoridir. Son elli yıldır bilimin tüm alanlarında elde edilen her yeni bulgu, evrim teorisinin yalan olduğunu, Yaratılış'ın ise apaçık bir gerçek olduğunu ispatlamıştır. Bilimin gösterdiği gerçek, Allah'ın tüm evreni yoktan yarattığı, evrim teorisinin ise bilimsel hiçbir değerinin olmadığıdır.
Darwinizm'in bilim karşısındaki yenilgisinden habersiz olanların içine düştükleri hatalardan biri de, kendilerince Darwinizm ile İslam'ı bağdaştırmaya çalışmaktır. Karşı koymanın mümkün olmadığını düşündükleri için, kendilerince "orta bir yol" oluşturmaya çalışmakta, bu şekilde tehlikeyi bertaraf edebileceklerini düşünmektedirler. Oysa bu son derece yanlış ve hatalı bir tutumdur. Öncelikle, daha önce de belirttiğimiz gibi evrim bilim bulgular neticesinde geçersizliği ispatlanmış bir teoridir. Ayrıca, iddia edildiği gibi, Kuran'da evrime işaret eden tek bir açıklama dahi bulunmamaktadır. Aksine tüm evrenin ve canlılığın Rabbimiz'in "ol" emriyle bir anda yoktan yaratıldığı bildirilmiştir.
Dolayısıyla, Darwinizm ile ilmen mücadele etmekten kaçınmak ya da "İslami evrim" gibi hayali senaryolar öne sürmek yerine, bilgiye ulaşmanın son derece kolay olduğu günümüzde Müslümanların kendilerini bu konuda yetiştirmeleri ve bu büyük fikri mücadeleye destek olmaları gerekir.
Darwinist düşüncenin yaklaşık 1.5 asırdır insanlığa verdiği zararın farkında olmadıkları için de Darwinizm ile yapılan fikri mücadelenin ne kadar hayati olduğunu bir türlü anlamıyor olabilirler. Oysa Darwinist ideoloji, Allah’ın varlığını ve yaratılış gerçeğini inkar eder. İnsanların Rabbimiz’e karşı sorumlu olduklarını unutturmaya çalışır. İnsanlara, kör tesadüflerin eseri olan bir tür hayvan olduklarını telkin ederek, onları orman kanunlarına göre yaşamaya teşvik eder.
Tarih boyunca insanları beladan belaya sürükleyen, tarifsiz acılar çektiren ve milyonlarca masum insanın ölümüyle sonuçlanan savaşlar çıkaran komünizm, faşizm, ırkçılık, kapitalizm ve günümüzde halen tüm şiddeti ile devam eden terör, hep aynı kaynaktan beslenmektedir; Darwinizm. Darwinizm’in ileri sürdüğü sapkın iddialar, insanların birbirlerini öldürmeyi, köleleştirmeyi ve sömürmeyi bir tür “doğa kanunu” olarak algılamalarına neden olmuştur. Bu nedenle zayıf, güçsüz ve hasta olan insanların yok edilmesi, güçlü, zengin ve soylu olan insanların ise egemen konumda olması gerektiği normal karşılanmıştır. Bir sınıf çatışması oluşturularak, insanlığın güya daha da gelişip, modernleşeceği zannedilmiştir.
Günümüzde dünyanın pek çok yerinde milyonlarca insan, açlık çekmesine, zulüm görmesine, haksızlığa uğramasına, evinden yurdundan sürülmesine ve ezilmesine rağmen, insanların büyük bir kesimi bu iç sıkıcı manzaraya duyarsız kalarak, kendi menfaatlerinin peşinden koşmaya devam etmektedir. İşte bu duyarsızlık ve bencillik evrim teorisinin telkinlerinin bir sonucudur. Evrim teorisi hem insanlara acı ve kayıp getiren her türlü habis ideolojiyi desteklemekte hem de bunların durdurulması için gerekli olan vicdani sorumluluk duygusunun insanlarda oluşmasına engel olmaktadır. Bu yüzden Darwinizm ile fikren mücadele edip, dünyaya bela ve acı getiren bu bataklık kurutulmadan, terörle, fakirlikle, haksızlıklarla, ırkçılıkla, ahlaki dejenerasyonla mücadelede istenilen sonuca asla ulaşılamayacaktır. Tek çözüm etkili ve toplu bir fikri mücadele ile bu bataklığın kurutulmasıdır.
Bu gerçeğe rağmen bazı kimseler halen, “Neden Darwinizm konusu bu kadar önemli?” diyerek kendilerince bu fikri mücadeleyi küçümsemekte ya da “Artık Darwin’e inanılmıyor, dolayısıyla bu konuda uğraşmaya gerek yok” gibi gerçek dışı mantıklarla Müslümanların Darwinizm ile mücadelesinin hızını kesmeye çalışmaktadır. Bu ve benzeri iddialar, aslında Darwinizm ile fikren mücadele etmekten kaçınmak için öne sürülen mazeretlerdir. Bu mazeretlerin öne sürülmesinin çeşitli sebepleri vardır. Bu sebeplerden en önemlisi, bilgi yetersizliği nedeniyle Darwinizm’den korkulmasıdır. Evrim teorisinin bilimsel delillere dayandığını zanneden kimseler, Darwinizm ile mücadele ettiklerinde bilime karşı mücadele edeceklerini sanıyor olabilirler. Hatta bilimin evrimi ispatladığını sandıkları için, bu konuyla yakından ilgilendiklerinde kendilerinin de bu telkinlerin etkisinde kalıp inançlarının sarsılacağından, dünya görüşlerinin değişeceğinden korkuyor olabilirler. Oysa bunlar tamamen yersiz korkulardır. Çünkü, evrim bilim dışı bir teoridir. Son elli yıldır bilimin tüm alanlarında elde edilen her yeni bulgu, evrim teorisinin yalan olduğunu, Yaratılış'ın ise apaçık bir gerçek olduğunu ispatlamıştır. Bilimin gösterdiği gerçek, Allah'ın tüm evreni yoktan yarattığı, evrim teorisinin ise bilimsel hiçbir değerinin olmadığıdır.
Darwinizm'in bilim karşısındaki yenilgisinden habersiz olanların içine düştükleri hatalardan biri de, kendilerince Darwinizm ile İslam'ı bağdaştırmaya çalışmaktır. Karşı koymanın mümkün olmadığını düşündükleri için, kendilerince "orta bir yol" oluşturmaya çalışmakta, bu şekilde tehlikeyi bertaraf edebileceklerini düşünmektedirler. Oysa bu son derece yanlış ve hatalı bir tutumdur. Öncelikle, daha önce de belirttiğimiz gibi evrim bilim bulgular neticesinde geçersizliği ispatlanmış bir teoridir. Ayrıca, iddia edildiği gibi, Kuran'da evrime işaret eden tek bir açıklama dahi bulunmamaktadır. Aksine tüm evrenin ve canlılığın Rabbimiz'in "ol" emriyle bir anda yoktan yaratıldığı bildirilmiştir.
Dolayısıyla, Darwinizm ile ilmen mücadele etmekten kaçınmak ya da "İslami evrim" gibi hayali senaryolar öne sürmek yerine, bilgiye ulaşmanın son derece kolay olduğu günümüzde Müslümanların kendilerini bu konuda yetiştirmeleri ve bu büyük fikri mücadeleye destek olmaları gerekir.