Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Namazi Her Gün 5 Vakit Kilmaktaki Hikmetler Nelerdir??

0707ugur

New member
Katılım
7 Haz 2007
Mesajlar
92
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
33
Konum
adana
İnsan sabahleyin âdeta yeni bir hayat bulmuş, geçimini te'mîn edecek faaliyetlere başlamak için gerekli vücud zindeliğine kavuşmuş haldedir. Bu canlılık ve zindeliği veren ve onu rızkını te'mîn çabalarında muvaffak edecek olan ise, ancak Allah Teâlâ'dır. Binaenaleyh, verdiği sıhhat nimetine şükür ve dünyevî çabalarda yardımını celb için, insan sabah namazını kılmakla mükellef tutulmuştur.

İnsan sabahtan akşama kadar Allah'ın verdiği hayat, sıhhat, akıl nimetlerinden faydalanmaktadır. Bu nimetler sayesinde dünyevî işlerinde başarı ve muvaffakıyet sağlamaktadır. İşte nâil olduğu bu muvaffakıyete şükretmek ve bu faaliyetlerin ruhu gaflet ve kasâvet içinde bırakmasına mâni olmak için de, öğle ve ikindi namazları farz kılınmıştır.

Akşamın yaklaşması ile nihayet bulmaya yüz tutan bir günlük faaliyet ve çabanın, ruhanî bir ibadetle sona erdirilmesi, o gün elde edilen kazanç ve kârlara bir şükran ifadesi olacağından, akşam namazı farz kılınmıştır.

İnsan daha sonra uyku âlemine girecektir. Bir bakıma ölüm nümûnesi olan ve bir bakıma da huzur ve istirahat devresi sayılan bu âleme varmadan önce o günkü hayata kudsî bir ibâdetle son vermek, o âleme ilâhî bir zevk ve ruhanî bir intibahla intikal etmek, Allah'ın af ve mağfiretine ilticada bulunmak, bir hüsn-i hâtime nişânesi olacağından, bunun için de yatsı namazı kılınmaktadır.

Diğer tarafdan: Gerek insanın ve gerek etrafındaki varlıkların hayatında doğma, büyüme, duraklama, ihtiyarlama, sonra da ölüp gitme gibi 5 ayrı safha tecellî etmektedir.

İşte bu safhalara mukabil olmak ve insanın maddî varlığı ile mânevî varlığı ve çalışması arasında güzel bir muvazene kurabilmek için Hâlikımız günde 5 vakit namazı bizlere emretmiştir. Böyle mukaddes, maddî ve içine alan faydaları muhtevî bir ibâdetle mükellef olduğumuzdan O'na ne kadar şükretsek azdır.

Namazın 5 vakte tahsisindeki hikmetler, sadece bu söylediklerimizden ibaret değildir. Bediüzzaman Hazretlerinin şu izahları da konuya açıklık getirici mahiyettedir:

"Nasıl ki haftalık bir saatin sâniye ve dakika ve saat ve günlerini sayan milleri, birbirine bakarlar, birbirinin misâlidirler ve birbirinin hükmünü alırlar. Öyle de; Cenâb-ı Hakk'ın bir saat-ı kübrâsı olan şu âlem-i dünyanın sâniyesi hükmünde olan gece ve gündüz deverânı. Ve dakikaları sayan seneler... Ve saatleri sayan tabakat-i ömr-i insan. Ve günleri sayan edvâr-ı ömr-i âlem, birbirine bakarlar, birbirinin misâlidirler. Ve birbirinin hükmündedirler. Ve birbirini hatırlatırlar.

Meselâ:

Fecir zamanı, tulûa kadar, evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı mâdere düştüğü âvânına, hem Semâvat ve Arz'ın 6 gün hilkatinden birinci güne benzer ve hatırlatır. Ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ihtâr eder.

Zuhr (Öğle) zamanı ise, yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline hem ömr-i dünyadaki hilkat-i insan devrine benzer ve işaret eder. Ve onlardaki tecelliyat-ı rahmeti ve füyûzât-ı nimeti hatırlatır.

Asr (İkindi) zamanı ise, güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem Âhirzaman Peygamberinin (Aleyhissalâtü vesselâm) Asr-ı saâdetine benzer. Ve onlardaki şuûnat-ı İlâhiyeyi ve in'âmât-ı Rahmâniyeyi ihtâr eder.

Mağrib (Akşam) zamanı ise, güz mevsiminin âhirinde pek çok mahlûkatın gurubunu, hem insanın vefatını, hem dünyanın kıyâmet iptidasındaki harâbiyetini ihtâr ile tecelliyât-ı Celâliyeyi ifham ve beşeri gaflet uykusundan uyandırır. İkaz eder...

İşâ (Yatsı) vakti ise, âlem-i zulümât, nehâr âleminin bütün âsarını siyah kefeni ile setretmesini, hem, kışın beyaz kefeni ile ölmüş yerin yüzünü örtmesini, hem vefat etmiş insanın bakiye-i âsârı dahi vefat edip nisyan perdesi altına girmesini, hem bu dâr-ı imtihan olan dünyanın bütün bütün kapanmasını ihtar ile Kahhâr-ı Zülcelâlin celâlli tasarrufatını ilân eder.

Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem Âlem-i Berzah'ı ifhâm ile ruh-u beşer, Rahmet-i Rahmâna ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Ve gecede teheccüd ise kabir gecesinde ve Berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir. İkaz eder. Ve bütün bu inkılâbat içinde Cenâb-ı Mün'ım-i Hakikî'nin nihayetsiz nimetlerini ihtar ile ne derece hamd ve senâya müstehak olduğunu ilân eder.

İkinci sabah ise, Sabah-ı Haşr'i ihtâr eder. Evet, şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı, ne kadar mâkul ve lâzım ve kat'î ise, Haşrin sabahı da, Berzah'ın baharı da, o kat'iyettedir.

Demek, bu beş vaktin herbiri bir mühim inkılâb başında olduğu ve büyük inkılâbları ihtâr ettiği gibi; Kudret-i Samedaniyenin tasarrufat-ı azîme-i yevmiyesinin işaretiyle, hem senevî hem asrî, hem dehrî kudretin mu'cizâtını ve rahmetin hedâyâsını hatırlatır.

Demek, asıl vazife-i fıtrat ve esas ubûdiyet ve kat'î borç olan farz namaz, şu vakitlerde lâyıktır ve ensebdir.

 
Üst Alt