Ali İmran Suresi 23: Şu kendilerine Kitap’tan pay verilmiş olanlara bak, aralarında hüküm vermesi için Allah’ın Kitabı’na çağrılıyorlar da içlerinden bir zümre yüz çevirerek dönüp gidiyor.
Allahın anlattığı bu yüzünü çevirenlere, Kur'an hariç, her olaydan delil getirip, iş Kur'ana gelince dut yemiş bülbüllere dönen Mezhep İmamları ve İslam Fakıhları da dahil midir?
Ali İmran Suresi 79: Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” desin.O ancak şöyle der: “Okuyup araştırdığınız şeylere, öğrettiğiniz şu Kitap’a dayanarak benliklerini Allah’a adamış kullar/Rabbaniler olun!”
Bir peygamber bile kendine kul-köle edinemezken, basit bir felsefik hareket olan Tarikatların bile milyonlarca kul ve köle edinmesi, önce İslami midir, sonra Ahlaki midir? ve en sonra İnsani midir? Burada biraz tefekkür lütfen..
Ali İmran Suresi 128 : İş ve hüküm konusunda sana düşen birşey yoktur.Allah ya tövbelerini kabul ederek onları bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder.
Bu dine Peygamber bile bir HÜKÜM sokamazken, Kur'anda mevcut ayet sayısından daha fazla FIKHI hükümler icat eden ve bunu İSLAMİ diye hükme bağlayanlar acaba bağışlananlardan mı yoksa zalim olanlardan mı olacaktır, çok ince ve hassas bir mesele, işin içinden çıkabilene aşkolsun..
Maide Suresi 50: Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?
Hanefi mi, Hanbeli mi, Şafi mi yoksa Maliki mi Allahtan daha güzel hüküm verendir? Hal böyleyse eğer, delilleri nedir? Değilse eğer, bunların hüküm vericiliğini Allahın önüne koyanlar GERÇEĞİ GÖREMEYEN BİR TOPLUM MUDURLAR, şu an da hakim olan mezhepsel inanca göre, tüm müslümanlar GERÇEK DIŞI bir amel mi işlemektedirler..
Şimdilik bu kadar can sıkıcı soru yeterli.. Ama, ayetler eşliğinde devamı gelecektir.. Önce şu birkaç meseleyi tartışalım, bakalım ortaya hangi gerçek çıkacaktır..
Allahın anlattığı bu yüzünü çevirenlere, Kur'an hariç, her olaydan delil getirip, iş Kur'ana gelince dut yemiş bülbüllere dönen Mezhep İmamları ve İslam Fakıhları da dahil midir?
Ali İmran Suresi 79: Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” desin.O ancak şöyle der: “Okuyup araştırdığınız şeylere, öğrettiğiniz şu Kitap’a dayanarak benliklerini Allah’a adamış kullar/Rabbaniler olun!”
Bir peygamber bile kendine kul-köle edinemezken, basit bir felsefik hareket olan Tarikatların bile milyonlarca kul ve köle edinmesi, önce İslami midir, sonra Ahlaki midir? ve en sonra İnsani midir? Burada biraz tefekkür lütfen..
Ali İmran Suresi 128 : İş ve hüküm konusunda sana düşen birşey yoktur.Allah ya tövbelerini kabul ederek onları bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder.
Bu dine Peygamber bile bir HÜKÜM sokamazken, Kur'anda mevcut ayet sayısından daha fazla FIKHI hükümler icat eden ve bunu İSLAMİ diye hükme bağlayanlar acaba bağışlananlardan mı yoksa zalim olanlardan mı olacaktır, çok ince ve hassas bir mesele, işin içinden çıkabilene aşkolsun..
Maide Suresi 50: Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?
Hanefi mi, Hanbeli mi, Şafi mi yoksa Maliki mi Allahtan daha güzel hüküm verendir? Hal böyleyse eğer, delilleri nedir? Değilse eğer, bunların hüküm vericiliğini Allahın önüne koyanlar GERÇEĞİ GÖREMEYEN BİR TOPLUM MUDURLAR, şu an da hakim olan mezhepsel inanca göre, tüm müslümanlar GERÇEK DIŞI bir amel mi işlemektedirler..
Şimdilik bu kadar can sıkıcı soru yeterli.. Ama, ayetler eşliğinde devamı gelecektir.. Önce şu birkaç meseleyi tartışalım, bakalım ortaya hangi gerçek çıkacaktır..