Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslümanin Kendi Nefsini Ateşten Korumasinin Gerekliliği

**DiyarýMevlana**

New member
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
94
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Web sitesi
islamigenclik.page.tl
MÜSLÜMANIN KENDİ NEFSİNİ ATEŞTEN KORUMASININ GEREKLİLİĞİ



Müslüman bir kimseye kendi nefsini ateşten ve Allah’ın gazabından koruması gerekir. Kur’an-ı Kerim bize temel olarak kişinin kendi nefsini ateşten koruması hususunda iki düstur sunar. Birisi Haramlardan kaçınmakla ve diğeri de Salih amellerle bezenmekle mümkün olacağıdır. Bunun için evvela: Zahiri ve batıni haramlardan uzak durmak sureti ile, günlük hayatını şu esas üzere bina etmelidir: (التخلى ثم التحلى) ‘Boşaltmak sonra süslemek.’ ([1]) Yani bu sözün manası şudur: Rezilliğin her çeşidinden kaçınmak ve bu sayede faziletlerle süslenmek demektir. Çünkü usul-ü fıkıhta bildirildiği üzere: (دفع المفاسد مقدم على جلب المصالح) ‘Fesadı def etmek, maslahatı teminden önceliklidir..’ kaidesi vardır. Çünkü şer’i şerifin yasaklara karşı gösterdiği itina, emirlere olan itinasından daha fazladır. ([2]) Mesela bir ayetle örnek vermek gerekirse:

فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ..
“Kim tağutu inkar ederse, Allah’a iman etmiş olur..” ([3])

Ayetin (فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ) ‘Kim tağutu inkar ederse..’ kısmı, (التخلى) kısmını oluşturur. (وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ) ‘Allah’a iman etmiş olur..’ kısmı da (التحلى) kısmını oluşturur. Yani kalp tağuttan yana selamet bulacak ki, Allah’a iman gerçekleşsin.

Şimdi, Kur’an-ı Kerimin bize sunduğu bu eşsiz modeli kısaca ele alalım.

1..) Haramlardan Kaçınmak
Usul-ü Fıkıh tabirince Haram; Allah teala bir fiilin, yapılmamasını kesin ve bağlayıcı tarzda istemiş ise, bu ‘TAHRİM’dir. Bu talebe bağlanan sonuç ‘HÜRMET’ ve yapılmaması istenen fiil ise ‘HARAM’ veya ‘MUHARREM’dir ([4]) ve bu yasağa karşı gelen, dünyada şer’i cezalara, ahirette de ilahi azaba maruz kalır ([5]) diye tarif edilmiştir.

Allah teala bir kısım yasaklar koymuştur ve bu yasakların hükmünü de ‘HARAM’ olarak belirlemiştir. Yasak kılınan bu haramlar incelendiği zaman görülür ki, tabiatı çirkin ve kötü olan zararlı unsurlar olduğu göze çarpar.

Allah teala bir şeyi haram kılarken; onun yerini tutacak bir başka şeyi resmi/geçerli kılmıştır. Mesela Allah teala kumarın her çeşidini yasaklarken, at, araba yarışları gibi meşru müsabakaları ve bu yarışmalardan elde edilecek kazancı helal saymıştır. Zina ve livatayı haram kılmıştır. Bunun karşılığında ise evliliği meşru kılmıştır. Sarhoş edici içkileri kullanmayı haram kılmıştır. Fakat ruha ve bedene fayda sağlayacak içecekleri içmeyi helal kılmıştır. Hulasa, Allah teala bir şeyi haram kılmak sureti ile yasaklamış ise, o hususta daralan noktayı ona bedel olan daha başka şeylerle genişletmiştir.

2..) Salih Amellere Yönelmek
Amel; bilerek ve düşünerek yapılan iş ([6]) demektir. Amel, bedenin hareketidir. O zaman sözler hakkında da aynısı denebilir. Bazen nefsin hareketinden de mecaz olarak anlaşılır. Böylece niyet olanlara da şamil olur. ([7]) Salih amel; Allah’ın rızasına uyan hayırlı amel, günahlardan uzak olan iş, maddi veya manevi kulluk vazifesini yerine getirmek ([8]) demektir. Allah teala kullarından bir kısım hususları yapmalarını istemiştir. Usul-ü Fıkıh tabirince buna Vacip denilmiştir. Buna göre Allah teala bir fiilin yapılmasını kesin ve bağlayıcı tarzda istemiş ise, bu talep: ‘İCAB’dır. Bu talebe bağlanan sonuç: ‘VÜCUB’ ve yapılması istenen fiil ise: ‘VACİB’ demektir. ([9])

Bütün amellerden gaye, Rabbimizin rızasını kazanmaktır. O’nun rızası öyle basit değerlerden ibaret değildir. İnsanların gözünde değerli olan şeylerin hiçbirisinin Allah katında değeri yoktur. Fakat, Allah katında değerli olan şeylere değer verenler, en kalıcı gayeyi hedeflemiş olmaktadırlar. Makam, mevki, mal ve evlat gibi insanların gözünde değeri yüksek olan şeylerin hiçbirisi, insanın Allah katına yaklaşmasına sebep olamaz. Ancak İmanla, Salih amel ve evladını şeriat terbiyesine göre terbiye etmesi müstesna. İslam’da malını ve evladını hayırlı işlere sevk eden kimsenin işlediği ameli Allah’a yakınlığa sebep olabilir ve onların ameli sebebiyle de, mükafatı iki kat olur.

Hulasa; müslüman bir kimseye gereken, haramlardan uzak durmak sureti ile sahip olduğu imanını korumaya çalışması ve buna ilaveten de Salih amellerle bezenerek Rabbinin sevgisine erişmeye çalışması, kulluk görevidir. Kulluğun ise sınırı yoktur. Cenab-ı Hakkı herhangi bir şekilde sınırlandırmak mümkün olamayacağı gibi, O’nun sıfatlarını da sınırlandırmak öylece mümkün değildir. Öyleyse Hak tealanın emirlerine uyarak ve yasaklarından da kaçarak rızasını elde etmeye çalışmalıdır!..

Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz...







----------------------------------

[1]-) Noktalı HA ile Tahliye (تخلية) Halvet (خلوة) kelimesinden alınmadır. Halvet boş kalmak, tenhada kalmak gibi manalara gelir. Tahliye (تخلية) ise, boşaltmak, boş bırakmak, temizlemek manasınadır. Hukukta beraat eden bir suçluyu salıvermek anlamına kullanılır. Noktasız HA ile Tahliye (تحلية) Haly (حلي) kelimesinden alınmıştır. Süslemek, donatmak manasınadır. Her iki kavramı birlikte ele aldığımız zaman Tasavvufi ıstılah olarak, kalbi masivadan yana boşalttıktan sonra, tevhid ilkesi ile süslemek manası kastedilir.

[2]-) Hukuk-ı İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhıyye Kamusu c 1 s 264 müellif Ömer Nasuhi Bilmen

[3]-) Kur’an-ı Kerim Bakare suresi ayet 256

[4]-) İslam Hukuk İlminin Esasları s 206 müellif Prof. Dr. Zekiyyüddin Şa’ban mütercim Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez

[5]-) El-Halalü ve’l-Haramü fi’l-İslam s 17 müellif Yusuf el-Kardavi

[6]-) Dini Terimler Sözlüğü c 1 s 22 amel maddesi

[7]-) Berika c 3 s 75 müellif Muhammed Mevlana Ebu Said Hadimi mütercim Doç. Dr.Bedrettin Çetiner

[8]-) Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lugat s 51 amel-i salih maddesi

[9]-) İslam Hukuk İlminin Esasları s 206 müellif Prof. Dr. Zekiyyüddin Şa’ban mütercim Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez
 
Üst Alt