Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslüman Gazete "Vakit"

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
resim72514_2.jpg


O imam hem "DSP'li" hem de "vasi imam" çıktı!

Türkan Saylan'ın cenazesinde siyasi içerikli bir konuşma yapan emekli Müftü İhsan Özkeskin DSP'li çıktı. Saylan, cenaze namazını Özkeskin'in kıldırması için vasiyet vermiş! Emekli Müftü İhsan Özkeskin'in Türkan Saylan için Teşvikiye Camiinde kılınan cenaze namazı öncesi yaptığı konuşma, törene damgasını vurmuştu. Ömrü İslam'la ve Müslümanlarla mücadele ile geçen Saylan'ı "İnsanlığa verdiği hizmetlerden ve yaptığı hayırlardan ötürü ödülünü Allah'tan alacaktır. Sevap defteri hiç kapanmayacaktır" sözleriyle anarak mütedeyyin kesimi de, törene katılan laikçileri de ziyadesiyle şaşırtan Özkeskin'in DSP'li olduğu ve Saylan'ın "Benim cenaze namazımı o kıldırsın" diye vasiyet edilen kişi olduğu ortaya çıktı.

İhsan Özkeskin 1999 yılında DSP'den Üsküdar Belediye Başkan adayı olmuş, fakat seçimleri kazanamamıştı. Özkeskin, Beyoğlu ve Üsküdar Müftüsü olarak görev yaptı. Laikçilere yakınlığı ile bilinen ve İslam dinini farklı yorumlamaya çalışan çevrelere istedikleri çerçevede verdiği demeçlerle sürekli gündeme gelen İhsan Özkeskin'in cenazede yaptığı siyasi içerikli konuşma hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından herhangi bir işlem yapılıp yapılmayacağı merak konusu oldu. Kartel gazetelerinde Özkeskin'in "Çağdaş Din Adamı" sıfatıyla anılması dikkat çekti.

Hakan Gündüz / VAKİT - Habervaktim



YORUM

Türkan Saylan'ı pek tanımam ve bilmem. Gazete haberlerinden algıladığım kadarı ile dine yakın olmayan ve dini yaşantıyı tasvip etmeyen bir tipmiş. Veya bilmediğim başka yönleri de olabilir. Ama özetle mütedeyyin olmayan bir kişi olarak bilinmekte. En doğrusunu Allah biliyor.

Ama burada ki konu Türkan Saylan değil... Konu, Müslüman kesime kin yükleyen, bu kinin hırsla bilevleyen ve sürekli kışkırtan ama Müslümanlığı kimseye de bırakmayan ve sürekli bu imajı vermeye çalışan bir zan makinesi gazete.


Oysa Müslüman zandan, düşmanlıktan, tekfirden, yalandan kaçınmalıydı...


Haberde şu satıra dikkat edin.
"Ömrü İslam'la ve Müslümanlarla mücadele ile geçen Saylan"

ve ardından şu satır

"Saylan, cenaze namazını Özkeskin'in kıldırması için vasiyet vermiş! "


ve
"Saylan'ın "Benim cenaze namazımı o kıldırsın" diye vasiyet edilen kişi olduğu ortaya çıktı."

Bu zan makinesi gazeteye sormak lazım.

Ömrü İslam'la ve Müslümanla mücadeleyle geçen biri Müslüman olabilir mi?..

Müslüman olmayan biri, ölmeden cenaze namazını bile düşünüp, hesap edip bir imam tayin edebilir mi?

Bu ne yaman çelişki... Yazık, çok yazık. Kime yazık biliyormusunuz, bu zan makinesi gazeteye değil, bunu tutan ve tutunduran Müslümanlara...


 

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
bakın sevgili bekir bey ,acizane size cevap yazmak zorunda hissetmemin tek sebebi bahsettiğiniz bu gazeteyi (gerçi çoğu gazeteyi ve yazarı takip ederim)çok yakınen takip etmemdir.bu gazete başlı başına bir delil ve kaynak gazetesidir.neden derseniz.bugüne kadar kaynak göstermeden ve de karşı tarafa söz hakkı vermeden yapmış olduğu bir habere rastlamadım .böyle bir yazı bilen varsa lütfen bu konunun altına eklesin.özellikle dinci gazete diye yaftalanmasının tek sebebi bir çok üçkağatçının foyasını meydana çıkarmasıdır.
bak istersen taban tabana zıt dünya görüşüne sahip yılmaz özdil'in vakit gazetesi için yaptığı analize:
"Doğru haber yapımında Vakit gazetesi buna açık bir örnek. Kendisine has görüşleri olan yazarlardan oluşuyor. Vakit gazetesi ne söyleyecekse kendisi söylüyor. Yani manşetinden söylüyor. Vakit imzasıyla yapıyor bunu. Dolayısıyla yazarlarının görüşleriyle bir maske takma ihtiyacı hissetmiyor. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. Ama gazete görüşünü 'erkek' gibi çıkıp anlatmak istediğini manşetten duyuruyor. Dünya görüşlerimiz farklı olabilir. Görüşlerine katılmadığım köşe yazarlarını barındırıyor olabilir. Ama şu anlamda seviyorum. Maske takmayan bir gazete. Benim okumadan geçemeyeceğim bir gazete Vakit. Gazetecilik anlamında gerçekten beğeniyorum."

bu ve benzer görüşler çoğu yazarın dillendiremediği ortak kanaatidir.
gelelim türkan saylanın başörtüsü ve müslümanlar hakkındaki görüşlerine:
kendi beyanıdır arştırıp bulabilirsin
-mesela yine hürriyete verdiği röportajda başörtülü kızlara neden burs vermediğini ''onlar ajan''diyerek savunuyor.
-“Namaz kılan değil, bale yapan genç istiyorum”
-camide seks odası açılsın diyen ilmiye çığ ismindeki mendebura sahip çıkalarını da hiç unutmam...
bakıın bekir bey bu da bizim bir hatıramız olarak kayda geçirilsin lütfen ondan sonra kimi yargılarsanız yargılayın.
2007 yılında leventte bir avm de ön muhasebe sorumlusu olarak çalışıyordum...bizim firmanın bir elemanı vardı.35 yaşlarında ismi aklımda değil .gelip giderken sürekli olarak bana neden o kadar çok okuduğumu sorardı her seferinde değişik değişik cevaplar verip işi espriye dökerdim...bir gün gazete okurken türkan saylanın fotografını görünce birden şe...siz kadın demez mi ?hiç öyle tepki verdiğini görmemiştim ama sormadan da yapamadım.hayırdır ne şrfsizliğini gördün dedim.o da birkaç yıl önce şişli belediyesinde çalışırken başından geçen bir olayı anlattı.şişli belediyesi bir kokteyl düzenliyor konukların arasında saylan hanımda var.asansöre bindim servis için yukarı çıkacağım o esnada sarıgül ,saylan ve bir emekli paşa asansöre biniyorlar bizimkide aynı asansörde.sarıgül tanıdığı için elini omuzuna koyup hatırını sorunca bizim ki de ALLAH(CC)a şükür hamdolsun gibisinden cevap vermiş...öyle der demez saylan hemen bu çağda nasıl laflar bunlar,şükürmüş hamdmış nedir bunlar gibisinden.tabiii bizimki fena bozulmuş birşey diyememiş sarıgülün yanında ama paşa atlamış lafa ve saylanı azarlayarak sizin gibiler yüzünden bu halk cumhuriyete ve atatürk e düşman oldu demiş....

yani velhasılkelam demem o ki verdği demeçlerde de ,konuşmalarda da hep islamı gericilik olarak lanse etmiştir.bu derneklere ait evlerde incillerin okutulduğu ergenekon iddianamesinde geçmektedir...selametle
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
Bu zan makinesi gazeteye sormak lazım.

Ömrü İslam'la ve Müslümanla mücadeleyle geçen biri Müslüman olabilir mi?..

Müslüman olmayan biri, ölmeden cenaze namazını bile düşünüp, hesap edip bir imam tayin edebilir mi?

sevgideğer bekir abi,

bu sorunun cevabını zan makinesinin okurlarına değil de direk zan makinasına sormayı hiç düsündünüz mü?

bu yargılama ortamı adil değildir.zira karsı tarafın görüsleri alınmadan yargılama yapılmaktadır?

bu iddialarını, yaptıklarını söylediğiniz (sizin saydığınız )kötü fiilleri yazı isleri müdürüne,yahut sorumlu birine iletin.

umarım ki daha önce benim kafamdaki bir soru isaretini giderdikleri gibi sizin sorunuzu da aydınlığa kavusturacaklardır....

verilen cevabı da bu konunun altına asınız..

herkez okunup okunmayacağına,bize acınıp acınmayacağına karar versin..

duha kardesim;

vakitte gördüğünüz tek ve en büyük eksiklik hoşgörüsüzlük galiba değil mi?

bana okuyacağım ve saydığınız kötü fiillerin(!) olmadığı bir gazete gösterin ki onu okuyayım..

ama vakite sarfettiğiniz "herkese,herkesime düsman olma" özelliğini sizde sergilemeyin ki inandırı olun..

selametle
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
Yahu bir imamı dahi sevmediği bir kadının cenaze namazını kıldırdığı için DSP'li ilan etti.

Pes bu kadar hezeyan olur. Bu kadar vahşileşilebilir.




inanmayan okumaz..

okumayanda karalamak zorunda değildir..

ayrıyeten anlayamadığım birsey var;

ehli sünnet küfrünü apacık ortaya koyan bu kadının cenaze namazının kılınmayacağını tasdikler diyorsunuz?

eğer vakit imama "bunun namazı kılınmaz.neden kıldırdın" deseydi o zaman da vay halineydi..topluma fitne sokmus olurdu o zaman da değil mi?kimseye yaranılamıyor yahu.

kimseye yaranmadığı,yaranmaya çalısmadığı için seviyorum vakiti..selametle
 
Son düzenleme:

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
Keşke öyle dese idi azizim. Kimse çıkıp"Kafirin cenazesi kılınmaz" diyemedi. Bunun yerinde bir imama "DSP"li demek kolay geldi. Hani Vakit cesurdu, açık yüreklik ile söylerdi. Hani, nerde Müslüman varsa yanında idi. O imam DSp'li ise Müslüman değil mi? Niye sahip çıkmadı? Yoksa Vakitin dinine uymuyor muydu?

Nihayetinde kafirin cenazesini kıldırmak caiz değil. Kafirin cenazesini kıldıran bir kişi dinden çıkmış olmaz. Nerde uhuvvetiniz(!)
Müslümanların tek dostu Vakit mi? O Müslümanları savunmak adıan her yolu mübah görüyorsa, bizde Dsp'li olsada Müslüman olan o imamın idam edilmesine karşı dururuz. İnanmayan okumaz diyemez. (Hem zaten artık okumuyoruz, yada çok nadir okyoruz böyle internette haberi çıkarsa bakıyoruz,merak edilmesin)

İnanmayan okumaz diyorsun. Peki sen Saylanın görüşlerine katılmıyorsun, o zaman okuma, ilişme? Rahat bırak.

Olmaz değil mi?

bakın sayın duha ilk yazımda da belirttiğim gibi piyasadaki bir çok gazeteyi takip ederim.inan vakit gazetesi bunlar arasında en vazgeçmeyeceğim gazetelerden biridir.her gazete okuyucusunun birçoğu gazetenin genel mesajından uzak kalabiliyor.bu yüksek trajlı satan gazetelerde çok çok daha fazladır.ama gelin görün ki bugün haberlerinin doğruluğundan kuşkulanmayacağım nadir gazetelerden biridir.6 yıldır hemen hemen aralıksız okuduğum bu gazete de yayınlanmış bir tekzip görmedim.tamam diyebilirsiniz çok sert ,çok dik ama diyemezsiniz yalancı... belirtmiş olduğunuz o yalan haberi buraya getirmek zorundasınız aksi halde siz müfteri olursunuz.bilgi çağındayız zor olmasa gerek.

ayrıca gelelim imam mes elesine...gerçekten baktım vakitin haberinden sonra özkes 99 da üsküdar belediyesi dsp adayı yine aynı özkes 2002 de dsp ist m.vekili adayı...yani bunda bir garabet yok ve aynı kişi doğan ve bazı medya gazetelerinde çağdaş imam diye lanse edilmiş...vakitte bu adam için gayrimüslim dememiş sadece ideolojik yakınlığa dikkat çekmiş belki bu da pek önemli değil ama anlatmak istediğim benim için bir gazete doğrumu yanlış mı haber yapıyor bu önemli.rant peşinde mi yoksa haber peşinde mi koşuyor bu önemli.
yoksa benim kastettiğim değerler de içerisinde(gerçek haberr,yalan haber) bu ülkede vakite gelene kadar lanetlenecek ve de parmakla gösterilecek o kadar gazete var ki belki sıra hiç vakite gelmez bile.

unutmadan yüzde yüz yalan o iki haberi getirmenizi bekleyeceğim...selametle
 

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
buyrun bu açıklama da vakit yazarı editöründen;

Sizin “kabul”lerinizi kabul etmek zorunda mıyız? Daha birkaç gün önce yazdım... Ben, “herkesi sevmek” zorunda değilim... Hiç kimse de “beni sevmek” zorunda değil... Bugün, bir adım daha atıp, diyorum ki; hiç kimse “benim gibi düşünmek” zorunda değil!..
Ama ben de, “herkes gibi düşünmek” zorunda değilim... Çünkü benim bir inancım, inancımın yön verdiği bir bakış açım, yani bir “pencerem” var...
Ben bu “pencere”den bakarım olaylara... Başkaları “anahtar deliği”nden veya “kapı aralığı”ndan bakıp “eksik veya yanlış” görürlermiş, dolayısıyla “yanlış değerlendirmeler” yaparlarmış, beni hiç ilgilendirmez!.. Benim işim ve görevim, “doğru”ları anlatmak... Bunu yapıyor olmam, bazılarına “ters” gelebilir, “incitebilir” veya oturdukları koltuklara “raptiye” konulmuş gibi, havalara zıplamalarına yol açabilir... Hatta ve hatta; benim “argo”larımı bile sollayan “ağız dolusu küfürler” savurmalarına sebep olabilir!.. “İnsanî tepki”lere eyvallah... Ama “hayvanî tepkiler” gösterip de beni “fikrimden caydıracak”larını sananlar varsa, onlara tek bir cevabım var: “Avucunuzu yalarsınız!”

ÖLÜLER AYRI, ÖLÜLERİMİZ AYRI
Hani, “demirden korksaydım, trene binmezdim” derler ya, benim de diyeceğim şu:
“Tepkilerden, hakaretlerden ve yedi sülalemi içine alan sövgülerden çekinseydim, şu kalemi elime alıp da yazı yazmazdım!”
Tekrar edeyim: Hiç kimse “benim gibi düşünmek” zorunda değil... Ama ben de “herkes gibi düşünmek” zorunda değilim...
Bunu özellikle belirtiyorum ki;
“Türkan Saylan’la ilgili yazım”dan dolayı; “eleştiri” sınırlarını aşan ve hatta “hakaret” kavramını bile sollayıp “ağız dolusu küfürler” savuran edepsizler, şunu çok iyi bilsinler:
“Ölülerin arkasından konuşulmaz” diye bir kural yok... Bu konuda “dini bir hüküm” de yok!..
Hüküm, “ölüler”le ilgili değil, “ölüleriniz”le ilgilidir!.. Yani, emir; “ölülerinizin arkasından konuşmayın” şeklindedir!..
Sizin anlayacağınız;
“Ölüler” ayrıdır,
“Ölüleriniz” ayrı!..
Alın size bir örnek:
Ebu Leheb, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in “amcası” idi!..
Yani, “en yakını!”
Peki, “Ebu Leheb’in ölümü”nden sonra, Peygamber Efendimiz’e “Onun hakkında konuşma” diye bir emir mi geldi?..
Tam aksine;
“Namaz”larda okuduğumuz Tebbet Sûresi’nde; hem de “Peygamberimiz’in amcası” olmasına rağmen Ebu Leheb hedef alınmakta ve daha ilk “ayet-i kerime”de Cenab-ı Allah buyurmaktadır ki;
“Ebu Leheb’in elleri kurusun!”
Bu da gösteriyor ki;
Ebu Leheb, evet bir “ölü”dür ama “bizim ölümüz” değildir!.. “Bizim ölümüz” olmadığı için de, yüzyıllardır “ellerin kurusun” deriz onun arkasından!..
Fazla uzatmaya gerek yok;
Hiç kimse; “ölülerin arkasından konuşulmaz” gibi bir “safsata”ya inanıp da, bana sövmeye kalkmasın!..
Çünkü ben, çok iyi biliyorum ki;
“Ölüler” ayrıdır,
“Ölülerimiz” ayrı!..
Ne yani;
“Ölü” oldukları için Darwin’in veya Lenin ya da Stalin, Hitler ve Mussolini’nin arkasından konuşmayacak mıyız?..
Hem, madem ki “ölülerin arkasından konuşulmaz” diye bir safsataya inanıyorsunuz, o zaman sorarım;
Hitler’e niye “faşist diktatör” diyoruz?..
Ya da diğerlerinin arkasından; niçin “Despot!.. Zalim!.. Zorba” diyoruz ki?..
Öyle ya;
Onlar da “ölü” değil mi?..
Peki, bizim yazdığımız ne;
“Türkan Saylan’ı sevmek zorunda değilim... Onun için, imam sorduğunda “iyi bilirdik’ diyemem!”
Bütün mesele bu!..
Bilmem, anlatabildim mi?

HER GÜÇLÜ, HAKLI DEĞİLDİR!
Mevzu açılmışken devam edelim:
Malûm; kimin elinde veya belinde “silâh” varsa, kim “güçlü” veya “para” sahibi ise, “kural”ları genellikle onlar koyar!..
Bu, böyle midir?..
Böyledir!..
Peki, “doğru” mudur bu?..
Elbette hayır!..
“Silahlı” veya “güçlü” olan birinin koyduğu “kural”lar aynı zamanda “adaletli” olmak zorundadır!..
Konulan kurallar “adaletli” ve “haklı” değilse; kural koyan adam, “zalim” olur!..
Peki; “para sahibi, güçlü veya silâhlı” birisi “kural” koydu diye ben bu kuralı “kabul etmek” zorunda mıyım!..
Elbette değilim...
Çünkü “kabul etmek” ayrıdır, “uymak” ayrı!..
Gücüm olmadığı için, kurala belki uyarım!..
Ama bu, o kuralı kabul ettiğim anlamına gelmez!..
Özetle şunu demeye çalışıyorum:
“Başkalarının kabulleri”ni kabul etmek zorunda değilim!..
Yani, bir adama “kahraman” diyorlar diye, benim de ona “kahraman” veya “vatansever” demek gibi bir mecburiyetim yok!..
Türkan Saylan olayı da öyle!..
Laikçi taifesi onun için “iyilik meleği”(!) diyor diye, ben de aynısını demek zorunda değilim ki!..
Çünkü, benim “ölçülerim” var!..
Amaç ve hedefi; “Eğitimi dinin gölgesinden kurtarmak” olan ve son nefesine kadar bu “misyon” üzre çaba sarfeden bir kadına yapılan övgüleri benim de kabul etmek gibi mecburiyetim yok!..
Bunu “ölü”lerin arkasından söylüyorum ki; şu anda “sağ” olanlara ders olsun!..
Anlasınlar artık; sağlığında kim ki “din ve dindar ile mücadele” etmişse, “öldükten sonra” benden övgü beklemesin!..
“Övgü” de beklemesin, “dua” da!..
 

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
bakın sayın duha öncelikle o vakit editörü nickli üyeden alıntı kısmı çok çirkin ...elbette tek başına veya tüm değereleri kendinde toplarmışcasına bir kişi, kurum ya da cemaat islamın yegane temsilcisi olduğunu iddia edemez ...etse dahi böyle olduğu sonucu çıkmaz.ama elbette ki gazete de olsa dergi de olsa veya bir şahıs da olsa islami değerleri savunduğunu islam kıstasıyla hareket ettiğini söyleyebilir.bunda herhangi bir beis bulunmamakla beraber ,yol farklılığı sebebiyle biir müslümanın dini amaçlarına alet ediyor sui zannıylada gerçektende dini ölçü almaları da gözardı edilemez.
nasıl ki bir kesim öteki için ''bu ülkede biryerlere gelmek için takkiye yapan cemaat''sui zannına bulaşmışsa ve biz bunu kabul etmemişsek aynı ölçü burda da geçerlidir.
ayrıca bir isnatta bulunurken delillerinizin yanınızda olup olmadığına dikkat ediniz.zira delil isnat sahibine lazım gelir.

şimdi editörün yazısını vermemde ki sebep bir müslüman olarak kendilerinin söz hakkını buraya taşımaktır.eğer bir garebet bulduysanız mail adresine yazınız.size cevap verme hakkını da saklamış olursunuz.selametle
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
bakın sevgili bekir bey ,acizane size cevap yazmak zorunda hissetmemin tek sebebi bahsettiğiniz bu gazeteyi (gerçi çoğu gazeteyi ve yazarı takip ederim)çok yakınen takip etmemdir.bu gazete başlı başına bir delil ve kaynak gazetesidir.neden derseniz.bugüne kadar kaynak göstermeden ve de karşı tarafa söz hakkı vermeden yapmış olduğu bir habere rastlamadım .böyle bir yazı bilen varsa lütfen bu konunun altına eklesin.özellikle dinci gazete diye yaftalanmasının tek sebebi bir çok üçkağatçının foyasını meydana çıkarmasıdır.

-mesela yine hürriyete verdiği röportajda başörtülü kızlara neden burs vermediğini ''onlar ajan''diyerek savunuyor.
-“Namaz kılan değil, bale yapan genç istiyorum”
-camide seks odası açılsın diyen ilmiye çığ ismindeki mendebura sahip çıkalarını da hiç unutmam...
bakıın bekir bey bu da bizim bir hatıramız olarak kayda geçirilsin lütfen ondan sonra kimi yargılarsanız yargılayın.
2007 yılında leventte bir avm de ön muhasebe sorumlusu olarak çalışıyordum...bizim firmanın bir elemanı vardı.35 yaşlarında ismi aklımda değil .gelip giderken sürekli olarak bana neden o kadar çok okuduğumu sorardı her seferinde değişik değişik cevaplar verip işi espriye dökerdim...bir gün gazete okurken türkan saylanın fotografını görünce birden şe...siz kadın demez mi ?hiç öyle tepki verdiğini görmemiştim ama sormadan da yapamadım.hayırdır ne şrfsizliğini gördün dedim.o da birkaç yıl önce şişli belediyesinde çalışırken başından geçen bir olayı anlattı.şişli belediyesi bir kokteyl düzenliyor konukların arasında saylan hanımda var.asansöre bindim servis için yukarı çıkacağım o esnada sarıgül ,saylan ve bir emekli paşa asansöre biniyorlar bizimkide aynı asansörde.sarıgül tanıdığı için elini omuzuna koyup hatırını sorunca bizim ki de ALLAH(CC)a şükür hamdolsun gibisinden cevap vermiş...öyle der demez saylan hemen bu çağda nasıl laflar bunlar,şükürmüş hamdmış nedir bunlar gibisinden.tabiii bizimki fena bozulmuş birşey diyememiş sarıgülün yanında ama paşa atlamış lafa ve saylanı azarlayarak sizin gibiler yüzünden bu halk cumhuriyete ve atatürk e düşman oldu demiş....

yani velhasılkelam demem o ki verdği demeçlerde de ,konuşmalarda da hep islamı gericilik olarak lanse etmiştir.bu derneklere ait evlerde incillerin okutulduğu ergenekon iddianamesinde geçmektedir...selametle

Yazdıklarınızda haklı olabilirsiniz ki haklısınızdır da...

Ancak benim ifade etmek istediğim ne bu gazetenin yalan haber yapması, ne de Türkan Saylan'ın mütedeyyinliğidir... Siz eğer benim tebarüz ettirerek ortaya koymaya çalıştığım çelişkiyi görebilmiş ve bunu normal karşılıyorsanız, bu konuda teati edebiliriz sevgili yelken...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sevgideğer bekir abi,

bu sorunun cevabını zan makinesinin okurlarına değil de direk zan makinasına sormayı hiç düsündünüz mü?

bu yargılama ortamı adil değildir.zira karsı tarafın görüsleri alınmadan yargılama yapılmaktadır?

bu iddialarını, yaptıklarını söylediğiniz (sizin saydığınız )kötü fiilleri yazı isleri müdürüne,yahut sorumlu birine iletin.

umarım ki daha önce benim kafamdaki bir soru isaretini giderdikleri gibi sizin sorunuzu da aydınlığa kavusturacaklardır....

verilen cevabı da bu konunun altına asınız..

herkez okunup okunmayacağına,bize acınıp acınmayacağına karar versin..


Sevgili talha

İşin doğrusu düşünmedim. Neden düşünmedim? Tam on beş yıl yaptığım bir meslektir gazetecilik. Her aşamasını bilirim, haberinden, yorumundan, reklamından tutun da stratejik yönetimine kadar. Bu gazeteyi de sürekli takip etmekte ve çizgisini, niyetini bilmekteyim. Bu gazetenin yönetimine yapılacak serzenişin cevabını ve sonucunu bilmekteyim, ancak onların vereceği cevabın, benim inanç kriterlerime uymadığını da bilmekteyim.

Yargılamıyorum, böyle bir hakkım yok. Ama ortaya çok açık şekilde koyduğum donelerle eleştriyor ve sizlerinde vicdanına sunuyorum. Yanlış anlamayın lütfen ve neyin eleştirildiğini iyi anlayın. Hepsini açıkça yazdım...

Sen burada ki meseleyi, inceliği anlayıp da normal karşılıyorsan, bu da senin vicdanın olur, kimseyi ne yönlendirdim ne de baskı var. Olay olduğu gibi ortada. Ama bir şeyi karıştırmayın, dava Türkan Saylan davası değil, dava yazılan yazının içinde ki ciddi çelişkiler yumağıdır.


Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir. Yunus 36

Ey iman edenler!
Zannın birçoğundan sakının. Çünkü Zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. Hucurat 12
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
sevgideğer bekir abi,

cevap yazmıs olmak için yazmaktan imtina ederekten bir mesele hakkında aydınlanmak istiyorum..

simdi çeliski yumağı anladığım kadarıyla su değil mi;

hayatı boyunca islam karsıtlığı yapmıs biri namazının kimin kılacağını vasiyet (eder mi?)etmis mi?

en azından çeliski yumağı bu değilse dahi bu örnek celiski yumağına bir örnek değil mi?


bu örnekten hareketle "yukardaki örneğin sebebini,haberin kaynağını sormadım.

yaklasık onbes senedir cizgisini biliyorum " demeniz daha önce de mesnetsiz,uyduruk haber yapmıslığına sahit olmanız anlamına gelir..bu durumda önümüze iki sık çıkar;

a)eğer önceden asılsız bir haberine sahit olduysanız bizimle de paylasın.

b)eğer sahit olmadıysanız "en azından zann makinesi olarak adlandırdığımız gazetenin yaptığı fiilin üzerine onu zannla suçlamamamız gerekir" ki bu durumda delilleri olup olmadığını sormamız gerekir..

bir diğer sorum da;

on onbes senelik süre zarfında vakit hakkında edindiğiniz görüş,vakitin amacını bizimle paylasır mısınız?


abi bildiklerimizi paylasalım ki bilgilerimizden baskaları da faydalansın.. bir hayra vesile olabilelim insallah.selametle
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
Bu cevabı şimdi vermem aynı yazında Bekir Abi'ye ayrı Duha'ya ayrı cevap vermendir. Bekir Abiye yazdığını şimdi okudum.

Bu yargılama ortamı adil olmayabilir. Ama herkez eleştirdiği birine ulaşıp , sorma veya serd etme şansı bulunmuyor. Eleştirilen dahi herkeze cevap için vakti yok

Peki, sormak istiyorum?

Bu forumda pek çok mezheb, fırka, cemaat, şahıs, meslek acımasızca eleştiriliyor, hatta hakaret ve iftiralara prim veriliyor. Sen de dahil olmak üzere bir kere "burası adil bir yargılama yeri değil" dediniz mi? Sağol butonuna basmak kolay geliyordu değil mi?

O zaman sorarım adalet yanlız size mi? Her kesimi eleştirmek caiz de sizi eleştirmek mi haram? Başkasını eleştirmek hak, sizi eleştirmek gıybet öyle mi? İşte Akitin verdiği zihniyet.

Ortada bir yargılama yoktur.Şahitlik ve fikir vardır. Bak işte sen onların namına sözcülük yapabilirsin. Nasıl ki bu forumda her hakaret edilen ve yargılanan cemaatler ve şahıslar ve mezhebler ve fırkalar onların namına onları savunacak adamlar çıkmış, sen de öyle yapabilirsin.

Ayrıca, hiç kimsenin şahsiyetine ve dini duruşuna laf edilmiyor.

Saatini tamir ettirdiğin adamın, tamirciliğini eleştirmek gıybet olmadığı gibi, gazetecilik yapan birinin gazeteciliğini eleştirmek gıybet olmaz. Yargılama olmaz. İftira olmaz.

duha kardesim,

sorunumuz olan kaynak meselesini,sağlam kaynak meselesini daha önce bir kac kez zikrettim..

sizin de konu olduğunuz tartısma dahil herhangi bir tarikat,mezhep yada fikir adamlarını karalayan,onların hakkında mesnetsiz habere (fikirlerle haberleri iddiaları karıstırmayacağını umut ediyorum)sağol dediğimi gösterebilir misiniz?

sizin akıl sürüncemenizle ortaya çıkardığınız zihin yapısından Allaha sığınırım..

adil ortam olmadığı zaman sen benim okuduğum gazeteye içindeki kin ve nefret tohumlarını dökersin,benim diyeceklerimde "on senedir okuyorum..." demekten öte gitmez..ne olur sonra?mesele halloldu mu?

ben savunamam,ne biliyim ben vakitin o haberi yalan mı değil mi?..

sor öğren kimin ne olduğu çıksın ortaya..

İslam dinine (camilerde .... odası acılsın,basörtülüler .......dir vb gibi laflar yönelten) saylandan daha fazla vakitin zarar verdiğini düsünen adama (.bu arada yeni bir kavram daha çıktı..sizin deyisinizle vakitin dini kavramı..) yeni bir dinin esaslarını anlatmak deveyi hendek atlatmaktan zor olur..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sevgili talha ve yelken
Ben hala yapılan eleştirinin anlaşılmadığı, olayın mecrasının farklı yöne kaydığı kanaatindeyim.


Yapılan haberi adım adım eleştirelim isterseniz.


O imam hem "DSP'li" hem de "vasi imam" çıktı!


Türkan Saylan'ın cenazesinde siyasi içerikli bir konuşma yapan emekli Müftü İhsan Özkeskin DSP'li çıktı.
Tamam, bu kısımla alakalı bir mesele yok.

Saylan, cenaze namazını Özkeskin'in kıldırması için vasiyet vermiş!

Burası da normal...

Emekli Müftü İhsan Özkeskin'in Türkan Saylan için Teşvikiye Camiinde kılınan cenaze namazı öncesi yaptığı konuşma, törene damgasını vurmuştu.
Burada da bir sıkıntı yok.

Ömrü İslam'la ve Müslümanlarla mücadele ile geçen Saylan'ı ...

Evet, burada başlıyoruz. Muhabir nasıl bir haber vermektedir burada? Dikkat edin, muhabir diyorum. Çünkü bu bir yorum/makale değil, bu bir haber. Biz burada Vakit'in doğru haber verdiğini kabul ediyoruz. Bu haberin tamamında da aynı zannı yürüteceğiz. Yani haberin bir kısmı doğru bir kısmı yanlı, bir kısmı yanlış şeklinde bir fikir yürütmeden. Bu haberden anlıyoruz ki Saylan, ömrünü İslam'a ve Müslüman'a karşı mücadeleye adamış. Bundan da şunu anlıyoruz ki Saylan Müslüman olamaz, o bir müşriktir.

... "İnsanlığa verdiği hizmetlerden ve yaptığı hayırlardan ötürü ödülünü Allah'tan alacaktır. Sevap defteri hiç kapanmayacaktır" sözleriyle anarak...
Burada da Saylan'ı Özkeskin'in Müslüman addederek bir takım methiyeler düzdüğünü anladık. Çünkü sadece meth etmekle kalmamış, cenaze namazını da kılmış. Yani Müslüman olduğunu kasdetmiş.

... mütedeyyin kesimi de, törene katılan laikçileri de ziyadesiyle şaşırtan Özkeskin'in DSP'li olduğu...
Şimdi ne anlıyoruz, mütedeyyin kesim de, laikçiler denilen kesimde Saylan'ı Müslümandan saymamakta, ya da laikçiler denilen kesimin Saylan'ın Allah tarafından ödüllendirileceğini kabullenmemekte olduğunu anladık. Ve Özkeskin'in de DSP li olduğu...

... ve Saylan'ın "Benim cenaze namazımı o kıldırsın" diye vasiyet edilen kişi olduğu ortaya çıktı.
Bu kesin bir bulgu. "Ortaya çıktı" Ve şimdi de yukarıda ki haberden anladığımız üzere Müslüman olmayan Saylan'ın cenaze namazı gibi İslami bir emri kabul ettiğini anlıyor ve şaşırıyoruz, bu hanım İslam'a ve Müslümanlığa saldırı ile dolu bir hayat sürmüş, (dolayısı ile Müslüman değildir) ama ölmeden önce de İslami bir emirde kıyam etmiş. Olur mu bu? Bu okuduğumuz çelişki nasıl haber olarak yayımlanabilir ki?

Ama bu bir makale olsaydı, yorum yazısı olsaydı; "ömrünü İslama ve Müslümana mücadeleyle yaşamış Saylan, ölümü görünce (çünkü kansermiş) imana geldi ama yinede cenazesine laikçi bir imam seçti " denseydi, bence hiç problem değildi ve belli ki de öyle...

Ben Müslümanlığı şiar edindiğini her kalemde iddia eden ve o görüntüyü veren bir yayın organının, Müslüman ahlakını gerek haber tarzında ve gerekse yorumlarında yansıtmasını beklerim. Evet, Türkiye de fütursuzca İslamı yargılayan ve saldıran bir medyanın varlığı malumdur ve bu medyanın karşısında olması gereken birileri şarttır ama o malum medya tarzı ile değil, İslam ahlakının emrettiği şekilde olmalıdır. Şeriatin, tarikatin, hakikatin peşinde yürümeye çalışan insanların tarzı bu olmamalıdır. Bu tür "belden aşağı" döğüş Müslümana yakışmadığı gibi, Müslüman kesimi de temsil etmemeli, Müslüman kesime kin ve nefret aşılamamalı, Müslüman kesimi de antimüslüman tarzına büründürmemelidir.

Burada bu konuya yorum yazan arkadaşlarımızın, yazdığı veya alıntılayıp astığı yazılarda hep İslamın o güzel, metin, vakur, latif, nazik ve hoşgörülü mesajlarını okuyoruz. Sırf taraf olmak adına, sırf dini kolik birini karalıyor diye yanlışa aferin demek, hem bu yanlış yolda olanı daha yanlışa sürükleyecek, hemde bizim Müslüman kişiliğimizi perdeleyecektir.

Anlaşılmak ümidiyle...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Şimdi, hırsızın hiç bi suçu yokmuş gibi olmuş. :)
Ama haklı olarak konu hırsız değil, diyeceksiniz.
Hayırlısı..

selametle..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Bekir abi, sanıyorum tüm mesele şu kısım:
... ve Saylan'ın "Benim cenaze namazımı o kıldırsın" diye vasiyet edilen kişi olduğu ortaya çıktı.
Bu kesin bir bulgu. "Ortaya çıktı" Ve şimdi de yukarıda ki haberden anladığımız üzere Müslüman olmayan Saylan'ın cenaze namazı gibi İslami bir emri kabul ettiğini anlıyor ve şaşırıyoruz, bu hanım İslam'a ve Müslümanlığa saldırı ile dolu bir hayat sürmüş, (dolayısı ile Müslüman değildir) ama ölmeden önce de İslami bir emirde kıyam etmiş. Olur mu bu? Bu okuduğumuz çelişki nasıl haber olarak yayımlanabilir ki?

Burada Gazetenin çeliştiğini söylüyorsun. Aslında bir çelişki yok. Çelişki olması için ya Türkan Saylan'ın tüm hayatını İslam'la savaş halinde geçirmemiş olması lazım -ki yaptıkları hiç öyle bi görüntü vermiyor- ya da bu imamı vasiyet etmemiş olması lazım. İkiside doğru ise Vakit'in ne çelişkisi olsun? Burada çelişki değil, Türkan Saylan'ın neden böyle yaptığı konuşulabilir. Haa, çok mu önemli? Yoo :) Bilmesek ne olur? Bişey olmaz.

Ama burada insanların birbirini kırmasına gerek yok. Kadın öldü gitti. Gazetenin haberinde de bir çelişki göremiyorum ben. Haliyle, hayırlısı Allah'tan diyelim. ; ))

Not: Türkan Saylan bu ülkede, cenaze namazı kılınmadan gömülse, kimse onu savunamaz. Şimdi Türkancı olanlar, milletin asla onaylamayacağı bir hali göze alamazlar. Bazen nabza göre şerbet vermek gerekir. İşte, bu yüzden namazının kılınmasını istemiş olabilir. Niye Bu imam? dersek, fikri yapısının aynı olduğu imamı seçmesi hiçte olmayacak bişey değil. :)
Çokta takılmamak lazım aslında..

selametle..
 

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
bekir bey bakın kaçırdığınız asıl nokta nedir biliyormusunuz ...vakit gazetesinin insanların ikiyüzlülüğüne olan tepkisidir.şimdi bu vakit gazetesi eğer takip ediyorsanız bilirsiniz ki kur'an kurslarıyla ,dindar örtülü bayanlarla,camiye giden müslümanlarla hatta camilerle ve mescitlerle savaşmayı kendilerine çağdaşlık ve kemalizm ideolojisi altında görev saymış bu insanların asıl maksatlarını ve yaptıklarını ortaya çıkardığı için sürekli bir mücadele içerisindedir.bu insanların hayattayken ve en sağlıklı ,güçlü zinde oldukları zamanda aynı tavrı takınmıştır ,şimdi hastayken ve ölmüşkende aynı duruşu sergilemektedir.bir farklılık yok ikiyüzlülük ve alevere hiç görmüyorum.hani deseniz ki rant çıkar veya karalama peşindeler buna da sağlam delil gerekir.çünkü biliyorum ki bu insanlar inançlarına ters gelen milyarlık reklamları bile almazlar.göremezsiniz bu gibi reklamları o gazete de .yani savaşta herşey mübahtır mantığı gözetmezler. o yüzden emindim ki o cenaze günü de herzaman hangi nokta da duruyorlarsa yine aynı yerde olacaklardır.
aslında gençler namaz kılmak yerine bale yapsınlar sözünün sahibine burada bu kadar yer vermek hoşuma da gitmiyor. anlaşılmışızdır inşaallah...vesselam

unutmadan yöntem ve uslüptan sözetmişsiniz .haklısınız ama art niyetli insanların maskelerini düşürmeye yönelik yapılmış eylemler neden yanlış olsun ki?bakın çok basit bir örnek vereyim bir köpek eğer sizi ısırırsa köpeğe neden beni ısırıyorsun köpekçik lütfen bırakırmısın dermisin?
 
Son düzenleme:

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
Aldanıyor ve bilmeden aldatıyorsun kardeşim.

Esas olarak Vakit gazetesi önce bir gazetedir. Gazeteciliği ile dindarlığı kıyaslanamaz. Vakit bir eline Nuru diğer eline siyasi fikrini ve gazeteciliği topuz yaparak çağırıyor. İnsanları o Nur'dan küstüyor.

Öyle yapmış ki, biz diğer elindeki siyasi görüşüne ve gazeteciliğine vursak "Nura" vurmuş gibi gösteriyor ve göstertiliyor.

Hem kusur ondadır. Bir elde nur birelde topuz durmaz. Kur'an öğrenen ahmak çocuklar gibi arkadaşı ile kavga ettiği zaman kafasını Kuran ile siper etmektir.

Dedik Vakit önce bir gazetedir. Onun gazetecilik yönüne vurmak dinin hiç bir kaidesine muhallif değildir. Nasıl Vakit Gazetesinin dilediği fikri sevmeme hakkı varsa, bizim de vardır.

Ancak, vakit her şeyi kendi içinde değerlendirmeyi bilmiyor. Öncelikle bir gazetenin amacı objektif ve dürüst habe vermek ve o habere ait yorumu önce okuyucuya bırakmaktır. Sonra o haber ait yorumu makale yazarları da yapacak. Tüm gazetler hatalı olması onun bu fiilini hak yapmaz.

Hem , o habere yorum yapan yazar yorum yaptığı haberi dahi kendi içinde değerlendirmeli.

Mesela, şu Saylan meselesi.

Evvela Vakit bu haberi verecek. Ama haber verirken imam ve müçtehid, mürşid makamına soyunmayacak. Diyemez ki; "Saylan kafirdi, yaptıkları eserlerin dini bir ehemmiyeti yoktur. Söz doğrudur, ama o makama ait olmadığı için, o Nur'a küfür edilmesine ve husumete sebeb olacak.

Elbette Vakit, gazetesinde dini meseleler ait bir bölümde "kafirlerin iyi işlerinin ahirette fayda sağlamayayacağını söyleyen bir yazı yazsa hiç kimse ses çıkaramaz.

Daha bunun gibi onlarca kaideyi Vakit gazetesi çiğniyor. Elbette mesela Cumhuriyet gazetside bu kaideyi çiğiniyor. Ama o bu işi mesela sosyalizm adına yapıyor. Vakit İslam adına yapıyor. Ben sosyalist değilim ki Cumhuriyet gazetesine esefleneyim. Müslümanım bu yüzden dinim adına yapana kızmak hakkımdır.

Bu hakkımı kimse "Müslümanlar kardeştir" kılınıcını haksızca kullanarak kesemez.

aldanıp ve de bilmeden aldatmak için bilgisiz ve ahmaz olmam gerekir.bu isnatları derin hoşgörünüze ve engin bilgeliğinize veriyorum...
ayrıca en az sizin kadar şu medyada kimin nerede durduğunu biliriz.bir olayla ilgili ertesi gün hangi gazetenin hangi niyetteki maşeti atacağını da kestirebiliriz.burda sıkıntı yok geçelim...

Kur'an öğrenen ahmak çocuklar gibi arkadaşı ile kavga ettiği zaman kafasını Kuran ile siper etmektir.
bu sözüde şu şekilde söylediğinizi umarak düzeltiyorum...

kur'an öğrenen çocukların bazıları arkadaşı ile kavga ederken kafasını ahmakça kur'an ile siper etmektedir.

bilmiyorum ama vakit gazetesi ne zaman kardeşlerine saldırmıştır ?acizane bizmi gafletle görmedik.yanlış yapılan bir hareket görseler dahi sui zan yerine hüsn-i zan da bulunduklarına defalarca şahit oldum.
ayrıca vakit gazetesi taraf olduğunu söylemekte bir beis görmüyor ki...ben tarafsız gazetecilik yapıyorumda demiyor ki?güdümsüz ve başkasının menfaatine yönelik gazetecilik yapmadığını söyler genel mesajında!!!
siyasi fikri demişsiniz nedir acaba siyasi fikri bunu açıklarmısın?
cumhuriyetle vakiti karşılaştırmışsın elma ile armut hesabına dönmüş!!!

ayrıca son olarak senden bahsettiğin o iki yalan haberi rica ediyorum.yoksa vakitin tabiriyle müfteri olursun...selametle
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evet, bu mevzu bu kadar çok teatiye değmez belki de. Ben bu konuda son bir söz edip artık kendi adıma bitireceğim.

Sonuç olarak benim aradığım gazetenin haber biçiminin İslam ahlakı üzere olup olmaması, İslam'ın yasak ettiği tekfir üzere olmaması, ayetlerin emrettiği üzere zan içinde olmamasıydı. Belki bu beklentimin sebebi de bu gazeteye itibar etmemdi. Ama at izinin it izine karıştığı bir devirde bu denli hassas olmak da zahir benim kabahatimdir, affola...
 
Üst Alt