Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müskir

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden


Yenilmesi ve içilmesiyle insana sarhoşluk veren şey. Arapça (se.ke.re.) kökünden türemiş olup çoğulu "müskirat"tır.
Müskirat katı (câmid) ve akıcı (sıvı, mâyi) olmak üzere ikiye ayrıldığı gibi; yiyecek (me'kûlât) ve içecek (meşrûbât) olmak itibariyle de iki çeşide ayrılır.
Katı ve yiyeceklerden sayılan müskirat, afyon, benk, esrar, kokain, marihuana vs. gibi bitkilerden elde edilip insana gevşeklik, uyku veren ve aklı bozan şeylerdir. Bunlar katı olarak kullanıldıkları gibi, toz olarak veya sulandırılıp damardan zerkedilerek de kullanılabilirler.
Sıvı olan müskirât, içilmeleriyle insana sarhoşluk veren bir kısım mayilerdir ki; üzümden, hurmadan, diğer meyvelerden, buğday, arpa gibi hububattan, sütlerden elde edilir.
Müskiratta asıl olan "hamr" adı verilen şaraptır ki bunun haram kılınması dört merhalede gerçekleşmiştir.
İlk önce Mekke'de "Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden içki ve güzel bir rızık edinirsiniz" (en-Nahl, 16/67) âyet-i kerimesi nâzil olmuştur. Burada içkinin (müskirin) haram kılınmasıyla ilgili bir emir bulunmamasına rağmen, üzüm ve hurma ağaçlarının meyvelerinden elde edilen içki güzel rızka karşılık gösterilmiştir. Bu ise içkinin güzel rızık olmadığını açıkça göstermektedir (Elmalılı, M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, 1, 3107).
İçki kötü bir şeydir. Ancak içki ilk dönemlerde yasaklanmadı. Hz. Ebû Bekir gibi seçkin bazı kişiler, cahiliyye döneminde bile içki içmemişlerdir. İslam gelince inananlardan bir kısmı Rasulullah (s.a.s)'ın içki içmediğini görünce içkiyi bıraktılar. Ama hakkında bir yasak hükmü bulunmadığı için içki içenler vardı. İçildikten sonra insanda meydana gelen olumsuz davranışlar sebebiyle Ashab bundan tedirgindi. Hz. Ömer ve Muaz gibi bazı sahabiler, Rasûlüllah(s.a.s.)'e gelerek:
- Ey Allah'ın Rasûlü! İçki hakkında bize (aydınlatıcı) tür fetva ver; çünkü o, aklı giderici, malı helâk edicidir dediler. Rasûlüllah (s.a.s.) bunlara cevap vermeyip susmayı tercih etti. Bu sıralarda:
"Sana içki ve kumarı soruyorlar. De ki; bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlara bazı faydaları vardır. Fakat günahları faydalarından daha büyüktür" (el-Bakara, 2/19) âyet-i kerimesi nazil oldu. Bunun üzerine ashabtan bir kısmı içkiyi terk ettikleri halde, bir kısmı yine içmeye devam etti (Hak Dini Kur'an Dili, II, 763).
Abdurrahman b. Avf bir cemaati ziyafete çağırdı. Ziyafettekilerden bir kısmı içki içip sarhoş oldular. Sonra kalkıp namaz kıldılar. Namazdayken Kâfirûn Sûresinin ilk âyetindeki (Lamelif) harfini atlayarak okudular. Bu okuyuşa göre âyetin: "De ki: Ey kâfirler, tapmam sizin taptıklarınıza"olan manası "Ey kâfirler, taparım sizin taptıklarınıza" şekline gelmiş oldu. Bunun üzerine Nisâ Sûresinin:
"Ey iman edenler, siz sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın"meâlindeki üçüncü âyeti nazil oldu. Bu içki hakkında açıktan ilk yasaklamaydı, ama bunda namaz dışında yasak olduğunu bildiren bir ifade yoktu. Buna rağmen içenlerin sayısı bir hayli azaldı.
Yine bir ara ashabtan Itban b. Mâlik, Sa'd b. Ebî Vakkas'la birlikte bir kaç kişiyi yemeğe davet etti. Yemekten sonra içki içenler de oldu. Sarhoş oldukları zaman kendilerini öven şiirler söylemeye başladılar. Bu sırada Sa'd, Ensardan birini hicveden bir şiir okudu. Ensarlı da bir devenin çene kemiğiyle vurup Sa'd'ın başını yardı. Sa'd giderek durumu Rasûlüllah (s.a.s.)'e şikayet etti. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.s.):
"Allahım, içki hakkında bize yelerli bir açıklama gönder" diye dua etti. Bunun üzerine:
"İçki, kumar, ibadet için dikilen taşlar (putlar), fal okları hep şeytanın işlerinden olan bir pisliktir. Bundan sakının ki kurtuluşa eresiniz. İçki ile kumarda şeytan, sırf aranıza düşmanlık ve kin sokmayı, sizi Allah'ı anmaktan ve namazı kılmaktan alakoymayı ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi?" (el-Maide, 5/90) âyeti nazil oldu.
Bu ayet okunduğu zaman içkinin yasak kılınması için Allah'a devamlı niyazda, Rasûlüllah'a da müracaatta bulunan Hz. Ömer:
"Vazgeçtik ya Rabbi, vazgeçtik ya Rabbi!" demekten kendisini alamamıştır (Ebû Davûd Eşribe, 1; Tirmizî, Tefsiru Sûre-i Mâide, 5/8-9).
 
Üst Alt