Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mürşid ile tevbeye mecburmuyuz

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Gerçekten okunması gerektiğine inandığım bir yazı


--------------------------------------------------------------------------------

Bir mümin, diğer mümin kardeşine: “Gel, bir Allah dostunun elinde tevbe et, istikamet bul.” diye tavsiyede bulunduğunda bazıları bu daveti hoş görmekte. Bazıları ise: “Ben tek başıma tevbe edemez miyim? Tevbe için başkasına ne hacet? Tevbe için tekkeye-Mekke’ye gitmenin ne gereği var? Ayrıca mürşidle tevbe dinde var mı? Allah ile kul arasına kimse giremez.” diye itiraz ve tenkitte bulunmaktalar. İlk bakışta çok makul gözüken bu itiraz ve tenkit gerçekte ne kadar haklı?...


Bir mürşidle tevbeye davet eden kimsenin davet ettiği mürşid kâmil ve kendisi de samimi ise, bu davetiyle sevap kazanır. Davetine uyan ve tevbe edip istikamet bulan kimsenin işlediği hayırlardan bir hisse de kendisi alır. İtiraz ve tenkid edenin ise ona bir zararı olmaz.

Böyle bir daveti kabul etmeyenlerin bir kısmı mazur, bir kısmı sorumlu olurlar.

Mazur olan kimse, tevbe etmeye karşı çıkmaz, tevbenin farz olduğunu bilir. Allah dostlarını sever, sevilmesi gerektiğini söyler ve onlarla beraber olmayı ister. Fakat bu zamanda gerçek mürşid kalmadı diye daveti ihtiyatla karşılar.

Bu kimsenin imandan değil, ihsandan zararı vardır. Yani kâmil mürşidle elde edeceği büyük menfaatları farkedemediği için birçok hayırdan mahrum kalır. Ancak güzel niyeti ve edebinin kendisini bir gün o cevherle buluşturması umulur.

Sorumlu olan kimse ise ya cahil, ya da bilen birisidir. Cahil kimse, dinde olan bir şeye yok demekle veya hayrı şer, şerri hayır görmekle mesul olur. Bilenin ise benlik ve kibri kalbini öldürür. Bu kimse yalnızca kendi bildiğini hak görür, başkasına hak vermez. Önüne konan ayeti kendince yorumlar, hadisi inkara gider, alimlerin sözlerini küçümser, hep ben bilirim der ve hayra yönelen kimsenin yolunu keser. Bundan dolayı mesuldür.


İstiğfar ve Tevbe aynı şey değil


Önce şunu belirtelim ki, hepimiz Yüce Allah’a istiğfar ve tevbe etmekle mükellefiz. İkisi de farzdır.

İstiğfar, Allahu Tealâ’dan affını istemek, bağışlanmayı istirham etmektir. Bu dil ile yapılır, sonuç Allah’a bırakılır. Tevbe ise değişmektir. Tevbe, ölü kalbi diriltmektir. Tevbe, bozuk hali ve kötü arkadaşı terketmektir. Tevbe, kötülüklere iyilik diye sarılmış nefsi ıslah etmektir. Tevbe, özü, sözü ve her yönüyle Allah’a dönmektir. Tevbe, nefis, şeytan ve kötü şartlarla mücadele etmektir. Tevbe, Yüce Allah’ın seveceği bir hale gelmektir. Bu ise hem dilin, hem kalbin, hem de bedenin işidir.

İstiğfar tek başına yapılabilir, fakat tek başına tevbe yapmak ve o tevbeyi korumak dünyanın en zor işidir. Bunun için Yüce Rabbimiz:

“Ey iman edenler! Hep birden Allah’a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.” (Nûr/31) uyarısında bulunmuştur. Ayrıca Allahu Tealâ takvaya ulaşmak ve güzel edebi korumak için yardımlaşmamızı (Maide/2), kendi yolunda toplu halde, birlik ve dirlik içinde olmamızı istiyor. (Âl-i İmran/102-103) Takvaya ulaşmak ve istikameti korumak için sadık kulları ile beraber olmamızın gerektiğini belirtiyor. (Tevbe/119)


Tevbe, ancak cemaatle kolay

Mürşid deyince cemaat akla gelir. Mürşid-i kâmilin imam olduğu cemaatin niyeti ve hedefi dinin ihyası ve Allah’ın rızasıdır. ‘Gel mürşid elinde tevbe et!’ demek, ‘gel şeytana karşı cemaat kalesine gir, nefsin hücumuna karşı müminleri siper et, onların dua ve sevgisi ile kendini koruma altına al, Allah yolunda kardeşlerinle kuvvetlen, dağınıklık ve yalnızlıktan kurtul!’ demektir.

Müminlerin en temel işi, günahlardan temizlenmektir. Bu ortak bir vazifedir. Efendimiz (A.S.) bu vazifemizi şu temsille belirtiyor: “Müminler, iki el gibi devamlı birbirlerini temizlerler.” (Zebidî, İthafu’s-Sâde)
Ayrıca, hadis-i şeriflerde Allah yolunda birlik ve dirlğin insanı nasıl dirilttiği, yalnız kalanın ise nasıl felakete gittiği şöyle anlatılmıştır:

“Sizin cemaat halinde olmanız gerekir. Ayrılıp tek başına kalmaktan sakının. Şüphesiz şeytan, tek kalanla beraberdir (onu kolayca etkileyip, kalbine vesvese verir). İki kişiden ise çok uzak durur. Kim iman selâmeti ile ölüp cennetin tam ortasında olmak istiyorsa, cemaate yapışsın. Kimi iyilikler sevindiriyor, kötülükler üzüyorsa, o gerçek bir mümindir.” (Tirmizî, Ahmed, Hakim)

“Şüphesiz Allahu Tealâ, ümmetimi dalâlet (sapık fikir ve fitne) üzerinde bir araya getirmez. Allah’ın eli (rahmet ve desteği) cemaatle birliktedir. Kim cemaatten ayrılırsa ateşe gider.” (Tirmizî, Tabaranî)

“Hiç şüphesiz şeytan, cemaatten ayrılan kimseyle beraberdir. Onun içine yerleşip, istediği yola çeker.” (Beyhakî,Tabaranî)

“Şüphesiz müminlerin birbirlerine yaptıkları dualar onları destekler.” (Ahmed, Darimî)


Günah çıkarma hezeyanı ve Mürşidle tevbe


Allahu Tealâ’dan başka kimseye el açılıp ‘günahımı affet’ denmez. Peygamberler dahil, kimsenin böyle bir yetkisi ve görevi yoktur. Eğer bir kimsenin şahsına karşı bir kusur işlemişsek kendisinden özür dileriz, bizi affetmesini istirham ederiz. Bu şahısla ilgili bir hak olduğu için böyle yapılır. Bunun ötesinde hiç kimsenin Allah’a karşı yapılan kusurları affetme, temizleme görevi ve yetkisi yoktur. Ancak, günahkâr bir insanın tevbesine yardımcı olmak vardır. Bu yardım, günaha düşeni uyarmak, gıyabında hayır dua etmek, onun için Allah’a istiğfar ve gözyaşı dökmek şeklinde olur. Cenab-ı Hak, günahla nefsine zulmeden kullarına en güzel tevbe şeklini şöyle tarif etmiştir:

“Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan bağışlanmayı dileseler, Rasul de onlar için istiğfar etseydi, Allah’ı ziyadesiyle affedici ve esirgeyici bulurlardı.” (Nisa/64)

Demek ki ümmet için en hayırlı tevbe, Allah’ın Habibi Hz. Peygamber’in (A.S.) huzurunda yapılan, onun da şahitlik yaptığı, ayrıca dua ve istiğfarla desteklediği tevbedir. Büyük müfessir Fahruddin Razi (Rh.A.) bu ayetin tefsirinde der ki:

“Hz. Peygamber ile birlikte yapılan tevbenin bir faydası da, tevbe yapanın istiğfarındaki gaflet ve kusurlarının Hz. Peygamber’in istiğfarı ile giderilmesi ve ilâhî huzura sahih ve sağlam bir tevbe olarak ulaşmasıdır. Çünkü kendileri için istiğfar eden Peygamber’i Allahu Tealâ seçmiş, onu vahyi ile şereflendirmiş, kendisi ile kulları arasında bir elçi yapmıştır. Bundan dolayı, onun şefaat ve vesilesiyle huzuruna gelen bir şeyi geri çevirmemektedir.” (Tefsir-i Kebir)

Bugün yeryüzünde Allahu Tealâ’nın şahidi ve halifesi sıfatını taşıyan, Rasulullah’ın (A.S.) vârisi ve ümmetinin terbiyecisi olan kâmil mürşidler de, ümmetle yaptıkları tevbe ve istiğfarda Efendimiz’in ayette anlatılan sıfatını temsil etmektedir. Kâmil mürşidler, kulların Allah Tealâ’ya yönelişlerine şahid olmakta, tevbelerinin kabulü için ayrıca yüce huzurda yalvarmaktadırlar. Kâmil mürşidler naz makamında niyaz ettikleri için, onlarla birlikte yapılan tevbeler Allah katında daha sevimli ve daha temiz bir amel olarak kabul görmektedir.

Bir Allah dostunu şahit tutarak yapılan tevbede, tevazu ve yakaran kalp vardır. Bu durumda insan, kibrini kırmış, nefsini zelil etmiş, acizliğini anlamış, hiçliğini görmüş, ihtiyacını bilmiş ve ilacına koşmuş olmaktadır. Böyle bir tevbeyi hafife almak münafıkların sıfatıdır ve o kimsenin şu ayette anlatılan kimselerden olmasından korkulur:

“Onlara: ‘Gelin, Allah’ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin.’ denildiği zaman başlarını çevirip kaçarlar ve sen onların kibir içinde uzaklaştıklarını görürsün.” (Münafikun/5)


Hz. Rasulullah’ın vârisi kâmil bir mürşidin nezaretinde Allah’a yapılan tevbeyi hıristiyanların papaz önünde günah çıkarma hezeyanına benzetenler, tevhid dinini, Kur’an’ın hedefini, Sünnet’te uygulanan bey’atların hikmetini ve tasavvufun edebini bilmiyorlar demektir. Tasavvuf büyükleri, elinden tutan kimse ile şu şekilde tevbe etmektedir:


“Ya Rabbi! Bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım.”


“Müminlerin günahları için istiğfar et!”

Takvaya ulaşmak ve marifetullahı tahsil etmek için kendisine bey’at ve intisab edenlere mürşid-i kâmilin istiğfar etmesi, Kur’an-ı Hakim’in emri ve edebi gereğidir. Cenab-ı Hak, Rasulullah (A.S.) Efendimize şöyle emir vermiştir:

“Ey Peygamber! İnanmış kadınlar bey’at için sana geldiklerinde bey’atlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Mümtehine/12)

“Rasulüm! Hem kendi kusurun, hem de erkek ve kadın müminlerin günahları için istiğfar et!” (Muhammed/19)


Hiç bir mümin, intisab ve tevbe için elini tuttuğu bir kâmil mürşide: ‘Ben şu şu günahları işledim; beni affet, günahlarımı temizle, beni cehennemden kurtar, cennete koy!’ demez, diyemez. Ancak: ‘Ben Rabbime dönmek, rızasına yönelmek istiyorum; seni bu yolda kendime delil ve imam seçiyorum. Sen de bu amelime Yüce Rabbim huzurunda şahit ol ve affım için O’na yalvar da kalbime nur, gönlüme sürur versin, günahımı affetsin. Beni taatında muvaffak etsin.’ der.

Başkası için yanmak ve ağlamak peygamber ahlâkıdır. Allah dostlarının en güzel ahlâkı budur. Onlar kendileri için yaşamazlar. Onlar yüce Allah’ın yoluna canlarını kurban etmişlerdir. O’nu tanımak, sevmek ve zikretmek isteyenlere her şeylerini verirler. Bu, kalbi ihya olmuş ariflerin mesleğidir.

Kendi perişan haline bir damla göz yaşı dökemeyen günümüz insanı, başkası için nasıl ağlasın ve niçin ağlanacağını ne bilsin? Bizim için ağlayacak bir göz bulmaya mecbur değil miyiz?

Dr. Dilaver Selvi
 

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Evet bir mürşidle tevbe edinki,hem ettiğiniz tevbe kabul olmasın hemde girdiğiniz şirkle bir günaha daha bulaşın!Bir taşla iki kuş,pardon iki günah!Hemde şirk!Rabbimin asla affetmeyeceği bir günah!
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
komik gercekten.cemaatleşmek,sosyalleşmek şüphesiz kişiyi değişik boyutlarla geliştiren unsurların başında gelmektedir.teşbihte hata olmasınhani bu birazda papaz aracılığıyla günah çıkarmaya benziyor..
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Evet bir mürşidle tevbe edinki,hem ettiğiniz tevbe kabul olmasın hemde girdiğiniz şirkle bir günaha daha bulaşın!Bir taşla iki kuş,pardon iki günah!Hemde şirk!Rabbimin asla affetmeyeceği bir günah!

Sana yorum yapmıyorum anlamazsın çünkü...:eek:
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
komik gercekten.cemaatleşmek,sosyalleşmek şüphesiz kişiyi değişik boyutlarla geliştiren unsurların başında gelmektedir.teşbihte hata olmasınhani bu birazda papaz aracılığıyla günah çıkarmaya benziyor..


Kimse gidipte mürşidim benim günahlarımı bağışla demiyor:eek: ...Önce böyle alakasız düşüncelerden uzaklaşın...Neden insanlare terevi namazlarını ramazanda topluca kılarlar?...Evdede kılınabilir...Ama topluca yapılan ibadet Allah katında daha güzeldir
 

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ayşegül hanım eğitim durumunuzu soracaktım,nedir acaba?
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Üniversite mezunuyum eğitim durumum seni niye ilgilendiryo
 
S

seha

Guest
Değerli Ayşegül Kardeşim bu konu açılmasa daha iyi olurdu. Bana düşen sadece bilgileri alt alta sıralamak olsun. Gerisi sizin ...


Cenab-ı Hak buyuruyor.
"Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır." Bakara, 37
"Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister." Nisa, 27
"O, kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir." Şura, 25
"O, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden." Mümin, 3
"Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir." Tevbe, 118
"Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz."Nur, 31

Tevbe, esasen asla dönmek demektir. Şu halde kula nisbet edildiği zaman geçici olan günah halini bırakıp, asli olan düzgün haline dönmek demek olur. Allah'a nisbet edildiği zaman da geçici olan öfke nazarından, asli olan rahmet nazarına dönmek manasını ifade eder. Bunun için tevbenin şer'i manası, kulun günahını itiraf ve ondan pişmanlık duyup, bir daha yapmamaya azmetmesi, Allah'ın da bu tevbeyi kabul ile günahı mağfiret etmesi diye açıklanır.

> Kulun tövbesi tekerrür ettikçe Tevvab olan Allah Teala'dan da kabulü tekerrür eder.
> Bilinmelidir ki, bilgisizlikle, kasten veya sehven işlenen hiçbir günaha tam bir kararlılıkla dönmemek, tevbenin temel esasını oluşturur. Bu yüzden her ne surette olursa olsun günahtan tevbe etmek fazrdır.
> Şunu bil ki, her günahtan tevbe edilebilir Tevbe eden günahkar kul, sanki hiç günah işlememiş gibi olur.
> Tevbeler, ölüm anına kadar kabul edilmektedir. Bireysel olarak her insanın can çekişme anı gelmeden yapacağı tevbe kabul olunur. Genel olarak herkes için tevbe, Hz.Peygamber'in haber verdiği ve Kur'an'ın işaret ettiği alametler ortaya çıkmadıkça kabul olunur.

Resulullah (s.a.v) buyuruyor.

>Allah, güneş henüz batıdan doğmadan önce tevbe edenin kimsenin tevbesini Allah kabul eder.Muslim, Zikr 43
>Ey insanlar! Rabbinize tevbe edin. Allah'a kasem olsun ben Rabbim Tebarek ve Teala hazretlerine günde yüz kere tevbe ederim. Muslim, Zikr 42

Evet bu tanımlardan anlaşıldığı üzere Tevbe günahı itiraf ve bir daha yapmamaya azmetmek adına Allah'a söz vermek demektir. Makbul olan ayetlede kesindir ki topluca yapılandır.
 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Tarikat mefhumu zan üzerine hareket edilmekliğinden dolayı Avamca yanlış anlaşılmakta. Avamdan kişilerin katılımı ile tarikin hakikatine varamadan yaptıkları talihsiz açıklamalar ilede katılımı gerçekleşmemiş kimselerin tarik ve hal konusuna yaklaşımlarındaki Olağan dışı bir gerçeklik varmış gibi lanse etmeleridir.

Tarikat sahibi olan kimselerin Allahu tealanın yarattıklarını görmesi konuşması muhhabbetinden daha normal ne olabilir aslında.

Şeytanı kabul eden avam şeytanın sesini duyup ona uymayan kamil insanların hallerini anlayabilmek durumunda değildir.

Mürşit ile tevbe genellenerek söylenen bir sözdür. Papazın yanında tevbe etmekten farklıdır. zira kişinin günahı işleyenindir. O aff ettirmelidir. Kiliseye gideni papaz aff eder Bu alenen şirktir.

İslam tarikatleri her vakitte çıkarcılarında merkezi oldu. Hacı bayram veli hz. güzel bir örnektir. Padişah tarafından çıkarılan bir ferman ile dervişlerinden vergi alınmayacak idi. Ama çıkarcılar sardı etrafını...(Tafsilatını çeşitli kaynaklardan herkez öğrenebilir...)

ve nice dolandırıcı kendini üstadım diye tanıttı.. (MEHDİYİM diye tanıtanlarıda mevcut) Bunlar etrafına insanları aynı şeyleri tekrar ederek toplarlar. Bir takım vaatlerde bulunurlar. Asla ve asla bekledikleri vakit gelmez.

Şuda unutulmamalı ki Her insanın fıtratı aynı değildir. Ben fakir çok üstadlar gördüm!! Halden gerçeğe dönenini gördüm.. Ama bir tane vardı ki allah böyleleri ile yakınlık kurmayı tüm ümmete nasib buyursun inşaallah..
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Teşekkürler Karababa ve seha arkadşlarım...Diğer arkadaşlara artık söyleyecek söz bulamıyorum...Allah C.C yardımcıları olsun...Onlardan tek ricam bizim değerlerimizle uğraşmasınlar bu forumda artık mezheb ve evliyaulllahla ilgili konu açılmasın istiyorum...Çünkü hep aynı kısır döngü
 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Keşke bu foruma giren tarik ehli olanlar bu mevzuya benim üstadım mantığının ilerisindeki bir akla sahip olsa. Kendilerini kurana uyup mezhepsiz olduklarını öne süren kişileri de samimi bulmaktayım zira ben hanefi mezhebine uymama rağmen hal olduğumda hambeli mezhebine uygun fiili hareketlerle namazımı kıldığımı fark ettim. Bu hareketim beni rabbime dahada yaklaştırdığını düşünüyorum. Lakin kişilere yüksek ses ile atalarından gördüklerinizi terk edin demek vazifesini İfa ederek hakka yürüyen çok nice insanlar olmuştur. Ben kendimi bu hususta nakıs hissetmekteyim.

Ama kişilerin umarsızca diğer mümin kardeşine sen kafirsin lafsını kullanması yahut ima etmesi hiç hoş değil. Kaldıkı bu kimseler bu hareketlerinin neticesinde rablerinin katından rahmet almayı umdukları halde,,,

Dünyada ki veli kullar var idi.(hırka sahibi uveys-el karani) VAR OLMAYA DEVAM EDECEKLERDİR.
 

the okuz

New member
Katılım
19 Mar 2006
Mesajlar
254
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Teşekkürler Karababa ve seha arkadşlarım...Diğer arkadaşlara artık söyleyecek söz bulamıyorum...Allah C.C yardımcıları olsun...Onlardan tek ricam bizim değerlerimizle uğraşmasınlar bu forumda artık mezheb ve evliyaulllahla ilgili konu açılmasın istiyorum...Çünkü hep aynı kısır döngü

ne demek diğer arkadaşlar ayşegül kardeş biz burda birleştirmeye çalışırken sen ayırmaya çalışıyor gibisin? ne demek bizim değerlerimiz? şu anda tartışanların hepsi de Müslüman ama biz derken kimi kastettiğini çözemedim...neden daha barışçı birleştirici olmaya çalışmıyoruz neden aramıza kırmızı çizgiler çekiyoruz? Müslümanlar arasında bizim değerlerimiz sizin değerleriniz DİYE BİRŞEY OLAMAZ!!!!!!en azından olmamalıdır...farkındayım karşı taraf da bütün alimleri istisnasız siliyor ama siz de bütün alimleri istisnasız kabul ediyor ve onları sıfır hata olarak görüyorsunuz...farkındayım the hafız gibileri sırf Kur'an gerisi boş diyor ama siz de Allah ile kul arasına aracılar sokuyorsunuz...bu yüzden aramızdaki ayrık noktalara değil de ortak noktalara odaklanırsak diğer sorunlar da yavaş yavaş ve kendiliğinden çözülecektir...ama iş bizim değerlerimiz vs sizin değerlerinize kadar geldiyse diyecek pek bir laf da kalmamış demektir...
 
S

seha

Guest
The Okuz kardeşim Ayşegül Kardeşimizi haşlaman dışında bilmukabele... ;)

Baki Selam değerli kardeşim.
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Yahu the okuz kardeşim diğer üyeler evliya kirama yeterince hakaret etmedilermi...Niye ben ayırmaya çalışayımki...Ayırmak ne demek yaa ben inanmalarını istemesem onlara cevap yetiştirmem sürekli...Ama artık bi fayda vermediğini gördüm...O yüzdende bizim değer verdiğimiz saygı gösterdiğimiz alim ve büyüklerimize saygısızlık gösterilen yazılar yazmamalarını istedim...Çok mu şey istedim...:(
 

THE_HAFIZ

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
14 Ağu 2006
Mesajlar
319
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Evet bir mürşidle tevbe edinki,hem ettiğiniz tevbe kabul olmasın hemde girdiğiniz şirkle bir günaha daha bulaşın!Bir taşla iki kuş,pardon iki günah!Hemde şirk!Rabbimin asla affetmeyeceği bir günah!


A dost, zaten yazının yazarını görünce, bu tip sapmaların normal olduğu kanaati hasıl oluyor. Bu zat SEMERKAND dergisinde de yazıyor ve bir sürü TARİKAT masallarıyla süslü eserlerin mücidi.. Allah eksenli din anlayışından Şeyh eksenli din anlayışına sapmanın duayenliğini yapan bir zat.. Birkaç kitabını okudum, yazılarını takip ettim, o kadar çok kutsalı mevcut ki, onların arasından Allah-Kuran-Puygamber eksenine dönüş yapabilmesi (İnşallah yanılırım) mümkün değildir, tanıdıgım bir abimin okul arkadaşıymış ve Tarikatlarla bazı tamamen duygusal ilişkiler içinde hareket ettiğini abimden duymuştum ki, bu kafadan bu yazı çıkar ancak... dedirtecek bir zat.. Allah akledenlere dahil etsin inş..
 

THE_HAFIZ

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
14 Ağu 2006
Mesajlar
319
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yahu the okuz kardeşim diğer üyeler evliya kirama yeterince hakaret etmedilermi...Niye ben ayırmaya çalışayımki...Ayırmak ne demek yaa ben inanmalarını istemesem onlara cevap yetiştirmem sürekli...Ama artık bi fayda vermediğini gördüm...O yüzdende bizim değer verdiğimiz saygı gösterdiğimiz alim ve büyüklerimize saygısızlık gösterilen yazılar yazmamalarını istedim...Çok mu şey istedim...:(



Sevgili hanfendi the okuz kardeşimizi bile çileden çıkarttığına göre, sanki problem biraz sizde.. Hep başkalarını suçlayacağınıza, kendinizi bir kontrolden (otokontrol) geçirin, belki birşeyler yakalarsınız, benden dost hatırlatması..
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Sevgili hanfendi the okuz kardeşimizi bile çileden çıkarttığına göre, sanki problem biraz sizde.. Hep başkalarını suçlayacağınıza, kendinizi bir kontrolden (otokontrol) geçirin, belki birşeyler yakalarsınız, benden dost hatırlatması..


Evet ben suçlu bir insanım ben en kötüyüm ben en berbatım....Nasıl?....Rahatlama hissi oluşmaya başladımı.......Kavga etmek için yer arıyorsun yaaa...Sürekli insanları suçluyorsun
 

basbas

New member
Katılım
8 Eyl 2006
Mesajlar
234
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
42
Evet ben suçlu bir insanım ben en kötüyüm ben en berbatım....Nasıl?....Rahatlama hissi oluşmaya başladımı.......Kavga etmek için yer arıyorsun yaaa...Sürekli insanları suçluyorsun

sıkma canını kardeşim bunların niyeti başka,ben ataist bir insanla bile dini tartışırken kavga çıkmadan konuşabiliyorumda bu arkadaşlarla uzlaşmak neden mümkün olmuyor dersin,neden üzüyorsunki kendini....Allah a emanet ol kardeşim hak tektir ve ergeç herkes bunu görecektir
 
Üst Alt