Mümin olmak

Allah korkusunun yerini Allah sevgisi almadıkça iman tamam olmaz.

aktifus' Alıntı:

Allah korkusunun yerini Allah sevgisi almadıkça iman tamam olmaz.

Genişletmek için tıkla ...

güzel kardeşim ALLAH kuranda kendisinden korkmamızı emrediyor
bknz

... Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, muhakkak cezası pek çetin olandır. (Bakara Suresi, 196)

... Allah'tan korkup-sakının ve gerçekten bilin ki, siz O'na döndürülüp-toplanacaksınız. (Bakara Suresi, 203)

... Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 231)

... Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görendir. (Bakara Suresi, 233)

Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cehd edin (çaba harcayın), umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide Suresi, 35)

bi de zaten ALLAHI gerçekten seven biri, ALLAH'ın azabından, ALLAHın hoşnutluğunu ve sevgisini kaybetmekten büyük bir korku duyar

Korku kendinizle Allah arasında güçlü bağ oluşmasını engeller, yakınlaşamazsınız.
Bir baba(veya anne) ve oğlunu düşünün. Babasından korkan çocuk belki onun dediklerini yapar ama istemeye isteyeme ve belki de ondan nefret ederek. Çocuğun potansiyelleri baskılanır ve kişiliği sarsılabilir. Aralarında biçimsel ve zayıf bağ olur. Dışardan bakan iyi geçindiklerini, düzenli bir yaşamları olduğunu düşünür.
Babasını seven çocuk ile babası arasındaki bağ çok daha kuvvetlidir. Sevgi dolu olan bu ilişki çocuğun tüm potansiyellerinin ortaya çıkmasına yardım eder.
Allah'tan korkmak yerine Allah'ı sevmek için çok daha fazla sebebiniz vardır. Üstelik imanda derinleştikçe sebepsiz sevdiğinizi de göreceksiniz. Seçim sizin.

Korkunun kaynağı bilgisizliktir, güvensizliktir. Emniyette olduğunuz, sevildiğiniz yerde korkmazsınız. Dünyada, Allah'ın bu sistemi içinde güvendesiniz.

Çocuk annesine annesinden korktuğu için sığındığı gibi Allah ta insanları böyle mecbur bırakarak, cehennemi göstererek mi kendisine sığınmalarını istiyor? Açıkçası bu rahman ve rahim olan benim inandığım Allah'ın yapacağı birşey değildir.

Cehennem korkusu veya cennet hevesi ile yapılan ibadet yapılmamış gibidir.

Hz. Muhammet peygamer olduğu zaman toplumun hali içler acısıydı ve biran önce bu duruma bir son vermek gerekiyordu. Yaramaz küçük çocukları hemencecik durdururken yapılanlar gibi ya doktor çağırırım yada şeker veririm dendi. Ve bu işe yaradı. Ama artık çocuk büyüdü yani anlayış düzeyimiz yükseldi ve artık doktor çağırırım veya şeker veririm demek işe yaramaz.

Tabi benim sözlerim büyüyenler için. İçimizde iyilik yapmak için, iyi insan olmak için korkutulmaya, cennetle heveslendirilmeye ihtiyaç duyanlar olabilir. İçinizden geldiği için iyilik yaparsanız güneş gibi olursunuz, Işık sizin içinizden doğar ve etrafa yayılır. Hz. Muhammet ve diğer peygamber ve velilerin ışığının kaynağı korku mudur sevgi mi?

Aktifus
Maalesef senin tespit ettiğin gibi bu korku olayında bir sorun var.Bunun sebebi Kuran’dan değil de, Kuran’ın Türkçe çevirilerinden kaynaklanan bir durum aslında. Türkçe’de bir tane korku kelimesi varken, Arapça’da iki tane vardır.
Bu kelimelerden birisi “ hayf” tır. Bu Türkçe’deki korkmak kelimesiyle aynı anlama gelir. Mesela Musa’nın firavun’dan korktuğunu söylediği ayette bu kelime geçer. Diğer kelime ise “haşyet” tir. Bu da Türkçeye korkmak olarak tercüme edilse de Türkçe’deki korkmak kelimesinden farklı bir anlamı vardır. Vakıa suresinde dağla ilgili ayette örneğin bu kelime geçer.
59/21- Şayet Biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz.
Gördüğün gibi burada da korkmak olarak çevrilse de bu farklı bir anlamı vardır. Haşyet fıtri bir korkudur. İnsanın içinden gelir. Yaratıcının büyüklüğü karşılığında duyulan bir korkudur. Herşeye muktedir yüce bir varlık karşında olduğunu insanın fark etmesi ve onun mutlak hakimiyeti karşında ki bir teslimiyettir haşyet.
Bu mafyadan korkmak yılandan korkmak gibi bir korku değildir. Onlardan korkunca insan kaçar. Ama bu haşyetin farkına vardığında insan ona yönelir.
.

Aynı noktaya geldik. Allah'ın büyüklüğünden korkmak değil o büyüklüğü görüp hayran kalmak ve sevmektir olay.