hanif_bir_kul
New member
- Katılım
- 22 Mar 2007
- Mesajlar
- 182
- Tepkime puanı
- 19
- Puanları
- 0
- Yaş
- 64
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]S.A[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya'ya gitti ve oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da o bölge halkının aradığı cinstendi.Kendisi kanaat sahibi bir insandı tüccarın. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bir gün geç geldi iş yerine. Ama kasada fazlaca para vardı. Belli ki, tezgahtar iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Yani, asıl olan söz dili değil, hal diliydi.[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Konuşmaktan çok yaşamaktı.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
İnandığı gibi anlatmaktan ziyade inandığı gibi[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] yaşamaktı...[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]SAYGILARIMLA[/FONT]
http://www.youtube.com/watch?v=mg_RWzu1_4A
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya'ya gitti ve oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da o bölge halkının aradığı cinstendi.Kendisi kanaat sahibi bir insandı tüccarın. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bir gün geç geldi iş yerine. Ama kasada fazlaca para vardı. Belli ki, tezgahtar iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Hangi kumaşlardan sattın?[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Şu kumaştan[/FONT][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Şu kumaştan[/FONT][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] efendim.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?" diye hayret etti, tüccar.
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın?[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Tezgahtar gitti, müşteriyi buldu, getirdi.[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Ne demekti hakkını helâl et?[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Olay kısa sürede dilden dile dolaştı.[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı ve sordu:[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir?[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Ben, dedi tüccar, Müslüman'ım. İslâm dini böyle[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Kral,[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] sorular sordu.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Tüccar, birer birer sorularını[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] cevapladı.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm'ı kabul etti. Daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik bir kumaş ve hakkaniyete uygun küçük(!) bir davranış idi...[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Yapılan tek şey vardı sadece:[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] çevresiyle paylaşmaktı. Efendimizin müjdesi herkese açık: [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir."[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?" diye hayret etti, tüccar.
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın?[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Tezgahtar gitti, müşteriyi buldu, getirdi.[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Ne demekti hakkını helâl et?[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Olay kısa sürede dilden dile dolaştı.[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı ve sordu:[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir?[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-Ben, dedi tüccar, Müslüman'ım. İslâm dini böyle[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Kral,[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]-İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] sorular sordu.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Tüccar, birer birer sorularını[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] cevapladı.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm'ı kabul etti. Daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik bir kumaş ve hakkaniyete uygun küçük(!) bir davranış idi...[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Yapılan tek şey vardı sadece:[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] çevresiyle paylaşmaktı. Efendimizin müjdesi herkese açık: [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Yani, asıl olan söz dili değil, hal diliydi.[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Konuşmaktan çok yaşamaktı.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
İnandığı gibi anlatmaktan ziyade inandığı gibi[/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] yaşamaktı...[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]SAYGILARIMLA[/FONT]
http://www.youtube.com/watch?v=mg_RWzu1_4A