Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Marifet; sözler ve notlardan..

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
(sözler ve notlardan -2.)

MARİFET

Marifet ise tarikatten ve hakikatten sonra zuhur eden
ve edecek olan hal ve ahvallerdir.
Bu hal ve ahvallerle hakikatin özüne inilir. Nutfe demek yaratılışın özü demektir. Allah-u teala insanı nutfeden yaratmış onun üzerine de bir beden inşâ etmiştir.
Nutfe ile bu beden arasında bir ilgi varmı? Yok.
Bedeni yapan kim? Hazreti Allah.. Nutfeyi yaratan sonra ona Ruh veren, o Ruh ile hareket ettiren de h.z. Allah..
İnsan bu temele indikten sonra hakiki terakkiyet başlar.
İşte sırrı İlahi budur.
Allah-u tealanın gösterdiği sırlar hakikattır sen yoksun ki göreceğin bir şey olsun.
Alah-u Tealanın insanı nutfeden yarattığının hikmetini
insan bir düşünse kafidir. Gerçekten aciz adi kerih bir
şeydir.Kişinin daima aslına nazar etmesi gerektiği için ondan yaratmıştır.
Ayeti kerimede; İnsan bizim kendisini kerih bir nutfeden
yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık hasım kesilmektedir.Yasin; 77)

Sonra onu kan, kemik, et.. gibi çeşitli merhalelerden geçirdi.daha sonra ona ruh verdi. Bu ilk yaratılış.
Allah-u teala Adem Aleyhisselamı topraktan yarattığı gibi, insanları da nutfe, yani sperma haline gelene kadar
topraktan yaratmış, bundan sonra ise nutfeden varetmiştir.
Ayeti kerimede; Biz insanı erkek ve dişi suları ile karışık
bir nutfeden yarattık.İnsan 2)
O, akıtılan meniden bir nutfe değilmiydi.Rahman 29)

İnsan sulplerden rahimlere akıtılan değersiz suyun güçsüz ve kerih bir damlası değilmiydi.

Ayeti kerimede; O, her an yeni bir iştedir.Rahman29)

Buyurduğu üzere, her an yeni bir yaratma halinde olan
Allah-u tealanın tecelliyatlarıdır.
Her an tekerrür ediyor da onu kimseler göremiyor.
İnsanın yaratıluşındaki değişiklik merhalelerin olması,
Allah-u tealanın tek gerçek olması dolaysıyladır.

Ayeti kerimede; Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
buyuruyor.Tin 4)

İnsanı ne güzel yarattı ve onu namütenahi nimetlerle donattı. Kâinatta ne ki varsa insanda o var.

Alemleri insanda yine O dürdü. İnsanda kendisine ait hiç bir zerre yoktur. Bütün nimetler O,nundur.

İnsanın üzerinde öyle nimetler var ki, saymaya akıl yetmez.O bize ihsan ve ikram ederken hiç bir karşılık da
talep etmedi. Sadece kendisini tanımamızı ve kulluk yapmamızı istedi.
En güzel rızıklarla da merzuk etti. Bu nimetlerle o mahlukun bir ilgisi var mı? hiç yok nasıl yok? O bir damla
kerih su olan nutfeyi Allah-u teala ne ile dürerse o olur.
İnsan kendi acizliğini öğrenmedikçe, Azamatı ilahiyeyi
bilmesi mümkün değildir.
Şayet bir kimsenin birinci turu zahiri ilimlerle tamamlıyarak ikinci tura çıkması murad edilmişse,
Allah-u teala onu bir mürebbiye bağlar.
Mürebbi elinde yavaş yavaş terakki ettikçe, Ruh ile nefs
birbirinden ayrılmaya ve nefs küçülmeye başlar.
Varlıklar bir bir düşer. Bu tahsil o kadar devam eder ki,
bütün varlıkları ve benimsenenleri Allah-u teala düşürürse
o kişi yaratılışı olan nutfeye ıner. Tasavvur buyurun ki,
bütün bu varlıklar zerre zerre düşecekler ve yok olacaklar.

Nutfenin önceki durumu ne ise ikinci durumu da aynıdır.
O, kendisini çok iyi bilir ki,bir nutfeden ibaretir.
Ve hiç hükmü yoktur. Onun kıymeti sahibinin ona bahşettiği kıymetten başkası değildir. O ne kadar yürütürse o kadar yürütür ister yürütür ister durdurur.
Zaten onun hükmünden başka hiç bir zerrede hüküm yoktur. Fakat bunun böyle olduğunu görmeye en büyük mani kişinin kendi varlığıdır. Var olan gerçek Varı göremez bilemez bulamaz.

Nutfeye indikten sonra gerçek var olan görülmeye başladığı gibi,Ulvi varlıklar da ondan sonra görülmeye başlar.Resulullah s.a.v.Efendimiz ve diğer nebiler o zaman görülür. Çünkü, Alah-u teala onları seçmiş
sevdiklerinden onları donatmış.

İnsan Reulullah aleyhisselamı o zamana kadar kendi zannı ile ölçerken, Nutfeye indikten sonra, Onun nurundan bütün mükevvenatın donatıldığını düşünmeye Onu Allah-u tealanın seçtiğini, bütün tasavvurların fevkinde onu donattığını düşünmeye başlar.

Allah-u telanın varlığı apaçık meydanda, Eserleri ve asarları ile
var olduğu görülüyor ve biliniyor. Fakat Resulullah s.a.v.
Efendimizin varlığı meydanda değil. Onun varlık nurundan
Mükevvenatı yarattığını bilen azdır. O olmasaydı hiç bir
varlık olmıyacaktı.
Allah-u tealanın ona bahşettiği lütuf insan havsalasının haricindedir. Öyle murad etmiş O,nu öyle halketmiş.
------------------------------------------------------------

Muhterem kardeşlerim, Peygamber s.a.v. Efendimizin
mürşidimiz tarafından açıklanan büyüklüğünü anlayamayan kardeşlerimize olmuş bir kaç hadiseden bahsetmek istiyorum. Daha evvel size bu sitede yazmıştım. Avusturyalı üniversite okuyan bir bayan müslüman olmuş, ben ona müslüman olmana kim
vesile oldu diye sormuştum o da şöyle cevap vermişti.

Müslümanlığın nasıl bir din olduğunu araştırırken H.z
Muhammed s,a,v, in hayatını okuduğum bir gece rüyamda
çarşıda geziyorum fakat ne tarafa baksam arabi kıyafetli
bir insan görüyorum aynı surette olan bu insan her tarafta
karşıma çıkıp tebessüm ediyordu o öyle güzel bir insandı ki, hiç unutamıyorum sonra anladım ki o Resulullah s.a.v. Efendimiz miş. ve bu rüyadan sonra müslüman oldum. demişti. Benim onsekiz yaşımda iken yaşadığım
hadiseyi de size bir daha anlatayım kısaca, İçki içenler
bana zorla içki içirmeye uğraşmışlar ben ise mücadele
edip içmemiştim. ve Resulullah s.a.v. in mübarek selamına nail olmuştum. Daha geçen gün ise genç yeğenim gençliğin verdiği ateşle konsere gitmek istiyor
gece birden fikir değiştiriyor kendi kendine diyor ki hem
peygamber efendimizin hayatını okuyorum ve ayrıca da onun doğum günlerindeyiz diyor ve vaz geçiyor.
namazını kılıyor alıyor eline peygamber efendimizin
hayatını yazan kitabını uykusu gelinceye kadar okuyor.
Manada Resulullah s.a.v.Efendimiz karşısına çıkıveriyor
ve. Senin hayatını okuduğun muhammed benim diyor.
sen uyanınca kuranı kerimde olan Muhammed kırkyedi suresini oku diyor. ve yeğenim seviç gözyaşı ile
bu rüyayı anlattı. Yani size anlatılmak istenen gerçek
şu ki, Resulullah Efendimiz H.Z. Allah tarafından çok
iltimaslı ve selahiyetli yaratıldı O ahirette olmasına rağmen irşadına devam ediyor....
------------------------------------------------------------

Nutfeye inmedikçe Sebebi mevcudat olan Resulullah
Aleyhisselamın nuru görülmez. Muhabbeti ele geçmez.
Nutfeye inince kendisini yok edeni, kendini var edeni
görür. Orada Resulu ekrem s.a.v Efendimizin nurunu görür muhabbetini kazanır.Bu noktaya indiği zaman yine görür ki, Nurdan başka bir şey yok böylece gerçek var eden kendiliğinden ortaya çıkar.
Muhabbet ve bağlılık nisbetinde kişinin borusu genişletilir
ve o borudan feyz,i ilahi gelir.
Bundan sonra dilerse h.z. Allah onu Nutfede tutar dilerse
lütfu ile deslekleyerek alır. Hususiyetine aldığı veli kullardır. Onları Resulullah Aleyhisselamın deryasına
bırakır. Onlara hayatı hakikiyi veren O deryada bulunmalarıdır. Bir an alınsalar hükümsüz kalırlar. Bu
deryaya herkez giremez, kimi koyarsa o girer.

Ayeti kerimede; Velekad kerremna beni adem.
Biz Ademoğlunu mükerrem kıldık. buyuruyor (İsra 70

Allah-u teala kimi lütfu ile donatmış ise nuru ile desteklemişse o mükerremdir. Kimi ki deryaya koymuşsa
mükerrem odur. Bir an çıkarılırsa hemen ölür.
Hani sen büyük balıktın?
Nutfe,nin hiç hükmü yok Hüküm Allahındır.
Benim varlığım bir damla kerih sudur.
Vallahi Rabbimin lütfuna muhtacım...
 
Son düzenleme:
Üst Alt