Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mardin fetvası

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Küresel Yenilik ve Rehberlik Merkezi (GCRG) ile Canopus Danışmanlık tarafından organize edilen ''Barış Yurdu Mardin Konferansı'' ile ilgili sonuç bildirgesi yayımlandı.
The Global Centre for Renewal and Guidance (GCRG) ile Canopus Danışmanlık tarafından 27-28 Martta Mardin'deki Artuklu Üniversitesinde düzenlenen konferans sona erdi. Konferanstan sonra sonuç bildirgesini, Raportör Prof. Dr. Ahmet Senduni, Arapça olarak okudu. Basın mensuplarına Türkçe olarak dağıtılan bildirgede, terör eylemlerinin dini gerekçelere dayandırılmasını reddetmek ve kınamak için İslam dünyasından dünya çapında tanınmış bir grup alimin, ilahiyatçının ve akademisyenin bir araya geldiği tarihi bir zirve düzenlendiği belirtildi.
Özellikle de 14. yüzyıl alimi İbn Teymiyye tarafından çıkarılan ünlü Mardin fetvasının incelenmesi için bir araya gelindiği bildirilen sonuç bildirgesinde, şöyle denildi:
''Ünlü Mardin fetvası, El Kaide gibi sayısız şiddet yanlısı aşırıcı grup tarafından, İslam adına işlenen cinayetleri ve terörizmi haklı çıkarmak için kullanılmıştır. Bu yetkin grup tarafından hazırlanan bildiri aşağıdaki nedenlerden dolayı önem taşımaktadır: Suudi Arabistan, Türkiye, Yemen, Hindistan, Senegal, Kuveyt, Bosna, İran, Fas, Moritanya ve Endonezya'nın da dahil olduğu ülkelerden ve geniş bir yelpazedeki İslami düşünce okullarından gelen alim ve ilahiyatçının tecrübe ve uzlaşısına dayanmaktadır. Terörist grupların eylemlerinin cihad değil, keyfi cinayetler olduğunu öne sürmektedir.''
Bildirgede Mardin Fetvasının yanlış yorumlandığı, terörizm veya şiddeti haklı çıkarmak için hiçbir şekilde kullanılamayacağı vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
'''Bütün Müslümanlara, İslamiyetin getirdiği en yüksek hukuki ve etik standartlara uygun yaşamaları çağrısında bulunmaktadır. İslamiyetin ayrım gözetmeksizin adam öldürme ve cinayeti kati biçimde yasakladığı açıktır. Teröristlerin, yanlış eylemleriyle İslamiyet adına kendi inançlarını yok ettikleri, İslamiyetin ve Müslümanların itibarını dünya nezdinde sarstıkları açıktır.
Konferansın sözcülerinden birinin söylediğine göre; 'Bu tarihi ve önemli zirve bize şunu göstermiştir; 'İbn Teymiyye ve özellikle de Mardin Fetvası, terörizme gerekçe olarak kullanılamaz. Bu zirve, İbn Teymiyye'nin böyle bir tutum sergilemeyeceğini ve de ana akım İslami yaklaşımlarının buna izin veremeyeceğini ortaya koymuştur. Bu zirve, İslamiyet içinde farklı kanaatlerden gelen ilahiyatçı ve alimleri bir araya getirerek şu görüşte birleşmesini sağlamıştır. İslamiyet terörizmi ve ayrım gözetmeksizin cinayet işlenmesini kınamaktadır.''
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Sevgideğer Sinan;

Öncelikle belirtmek isterim ki; Canopus Danışmanlık ve düşünce kuruluşu, İngiltere'nin kendi içinde besleyip büyüttüğü, İslami eğitimler verdiği ve kendi üniversitelerinde, örneğin Birmingham Üniversitesinde Etnik ve Kültür araştırmaları konusunda dersler verdirdiği, özel yetiştirilmiş öğretim üyelerinden oluşmaktadır. Bu öğretim üyelerinin başında da, yine İslami kimlik verdiği Aftab Ahmed Malik gibi şahıslar vardır. Kendi beslediği ve yetiştirdiği bu elemanlar ile Küresel Yenilik ve Rehberlik Merkezi ile de dirsek temasında bulundurarak kendi istediği görüşleri, sanki İslami kanaldan geliyor gibi sizlerin beğenisine ve bilgisine sunma harekatının resmi kanadını (!) oluşturmaktadır.

İbn Teymiyye'nin yüzyıllar önce verdiği, Büyük Selçuklu Devleti ile Abbasilerin çöküşü zamanında elzem gördüğü bu fetvası büyük moğol saldırılarının başladığı zamanlara uygundur. Bu fetva ile İslam birliği sağlanarak içte ve dışta oluşan kargaşalar ve savaşlar savuşturulmuş, Büyük İslam Birliği bu fetva ile yeniden dirilişe geçmiştir. Hatta bu konuda İbn Teymiyye; bizzat bu savaşların içerisinde yer almış kılıç sallamıştır.

İslam konusunda alim ve ulemanın verdiği fetva, zaman değiştikçe belki yeniden reform edilebilir ama; aslından uzaklaşılması düşünülemez bile. Neden ? Çünkü fetva, İslam düşmanlarına yönelik verilmiş bir fetvadır. İslam düşmanlarının kökü kesildimi ki, fetva hükmünü kaybetmiş olsun ?

Terör, İslam'ın her zaman ve koşulda red ettiği, bırakın başka bir nefsi, kendi nefsine karşı bile zulüm etmesini ayetler ile yasakladığı bir Din'e yaftalanamaz. Terör, her müslümanın red ettiği ve bu konuda canını dahi verdiği zalimlerin zulümünün eylemidir.

O neden ile, İbn'i Teymiyye'nin fetvası, bir fıkıh alimi olması nedeni ile İslam düşmanları var olduğu sürece kendini çağa yenileyerek ama asli amacından uzaklaşmadan geçerliliğini koruyacaktır. Hiç bir İslam alimi, böyle aptalca bir oyunun içinde yer almaz, almak isteyene de iyi bir göz ile bakmaz. Ayet açıktır ve umm'dur:

"Onun için Allah yolunda çarpış. Ancak nefsinden başkasıyla yükümlü değilsin! Mü'minleri de çarpışmaya teşvik et; umulur ki Allah o küfretmekte bulunanların baskılarını defeder. Allah baskıca daha zorlu, azap vermek bakımından da daha şiddetlidir." ( Nisa : 84 )

Bu ayet ışığında terörü gerçekten uygulayan kafirlere karşı cihadın farz oduğunu hatırlatan fetva, son nefesimize kadar bizim için geçerlidir.

Ha, bu arada; dün amerika terörü Pakistan'ı casus uçaklar ile yeniden vurdu. Çoluk çocuk, genç yaşlı öldü. Haberiniz var mı? Yoksa sizin olmayan, başka masum hayatlar üzerinden ahkam kesmek daha mı kolayınıza geliyor.
Bu sözüm size değil, İslamı; terör ile bağdaştırmaya çalışıp da, sonrasında da gelin terörü çağrıştıran bu ayeti fetvanın gölgesinde yok sayalım anlamına getirmeye çalışan aptal zihniyetedir.

Cümle müslümanları tenzih ederim.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
bazı aydınların görüşleri:
Hayrettin Karaman (Yeni Şafak yazarı)

Cihat, iç ve dış düşmana karşı gayret anlamına gelir. İç cihat, nefse karşı verilir. Dış cihat ise düşmana karşı. İslam’da Müslüman olmayan grup Müslümanların dinine ya da yurtlarına karşı savaşa girişirse, Müslümanlar da dış düşmanla savaşır. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Afganistan, Sovyet Rusya’nın işgaline uğramıştı. Bütün Müslümanlar ülkelerini kurtarmak için savaştı. Bu meşru cihattır. Savaştan sonra iktidarı ele geçirmek için gruplardan biri diğerine kafir diyerek ya da düşmanla işbirliği yaptığını iddia ederek cihat ilan ediyorsa bu istismardır. Irak, Pakistan ve Afganistan’da insanlar kendi insanlarının ölümüne neden oluyor. Bu bir istismardır. İslami cihadın terör için bir meşrulaştırma aracı olarak kullanılması mümkün değildir. Meşru cihat dışına çıkan silahlı hareketlerin cihatla alakası yoktur.
Ali Ünal (Zaman gazetesi yazarı)

Toplantıdan ne çıkacağını bilmiyorum ama şu an Irak, Filistin ve Afganistan’da bir direniş var. Direnişi yapanlar büyük ölçüde cihad düşüncesinden güç alarak direniyor. Oradaki insanların sahip olduğu dünya görüşüne Selefi deniliyor. Selefiler, İslamiyet’in geleneklerle iç içe geçmiş durumda olduğunu ve İslam’ın hurafelerden temizlenmesi gerektiğini düşünür. Bu nedenle ilk dönem bilginlerinin görüşünü esas alırlar. İbn Teymiyye, bu görüşün en önemli düşünürüdür. Cevaplanması gereken soru budur. Kimse kimsenin fetvasını iptal edemez. İbn Teymiyye’nin 24 ciltlik fetva kitabı vardır. Bu fetva geçersiz denilemez.
 
Son düzenleme:

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Karadaği: Fetvayı yeniden yorumlamalıyız

Daha sonra söz alan Dünyadaki Müslüman Azınlıkların Başkanı olan Dr. Ali al Karadaği, ilmi ve birikimi ne olursa olsun bir insanın her söylediği sözün sonsuza kadar doğru olmadığını dikkat çekti.

Jifri: Fetvanın verildiği koşulları bilmek lazım

Oturumda bu fetvanın yeniden yorumlanmasına imkan verildiği için Allah’a şükür ederek konuşmasına başlayan Tabah Vakfı Direktörü Şeyh Habib Ali Jifri ise, "Bu konferans çok farklılığın bir arada konuşulduğu bir toplantı. İbni Teymiye tıpki diğer alimler gibi kendi yaşadığı koşullarını göz önünde bulundurarak fetvalarını okumamız gerekir. Sadece Müslümanları değil, herkesi ilgilendiriyor, tüm dünyayı ilgilendiriyor. Dünyada İslam adına katliamlarla işleniyorsa ve bazıları İslam’ı kendi istedikleri şekilde yorumluyorsa bu konuda üzerimize çok şey düşünüyor. Cinayet, katl, zarar verme ile direnme arasında çok fark var.

mustafa özcan-vakit
Hutbenin ana fikrinde, İslam dininin Avrupa Birliği'nin dışında bir din olmadığı mesajı vurgulanıyor. Taslak hutbede, AB'nin önemli bir adım olduğu kaydedilerek, 'AB'nin gelecek nesillere fırsatlar sunacağı' belirtiliyor. Hutbede Hazreti Muhammed'in, 'İlim, Çin'de bile olsa arayın' gibi hadislerine ve Kur'an-ı Kerim'in, evrensel değerleri yücelten 'Zümer' ve 'Bakara' surelerinden bölümlere de yer veriliyor.


Ne diyelim: Sukuttan başka söylenecek bir söz yok.
 
Son düzenleme:

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Karadaği: Fetvayı yeniden yorumlamalıyız...

Jifri: Fetvanın verildiği koşulları bilmek lazım...

...İbni Teymiye tıpki diğer alimler gibi kendi yaşadığı koşullarını göz önünde bulundurarak fetvalarını okumamız gerekir...

Bu insanları alim olarak görüyor ve fikirlerini buraya aktarıyorsunuz. Helal olsun! İbn Teymiyye bunlardan daha mı düşük bir alim ? Kalkıp da bu insanların İbn Teymiyye'nin hakk adına verdiği bir fetvasının eleştirilmesini makul buluyoruz ?

Bu forumda İbn Teymiyye'nin şahsını ilgilendiren ictihadlarını belki en sert biz eleştirmiştik. Vahhabiye akımına yol açan görüşlerinin abdülvehhab gibi berduşlara imkan tanıması hasebi ile belki en sert yazıları biz yazmıştık ve fakat ona rağmen her seferinde İbn Teymiyye'nin alim olduğunu, hata etse bile ecri olduğunu, İslam müntesiblerinin ehli sünnet vel cemaat dustrundan ayrılmamalarını özellikle yazmıştık. İbn Teymiyye'yi savunmak da yine bize düştü, elhamdülillah.

Yukarıda alıntıladığımız söz varya, bana göre sakat zihinlerin özürlü mamülleridir. Bu mantıkla o zaman İmam'ı Azam'ı (r.aleyh) da verdiği fetvaları ve yaptığı ictihadları da yeniden yorumlayalım. Veya Şafii (r.aleyh) de yeniden yorumlansın. Öyle ya, bu İmamlar kendi yaşadıkları devirlerin şartlarına ve koşullarına göre yapmışlar ya ictihadlarını.!

Yahu sen desene zaten bizim amacımız yavaş yavaş oraya doğru yol almak. Ehli sünnetin bazı ictihadlarını tasvip etmediği İbn Teymiyye'den başlayalım, sesini çıkaran olmazsa şayet, o takdirde yavaş yavaş ictihadlara ve fetvalara karşı gelmeyi basite indirgemiş olalım müslümanların gözlerinde. Ondan sonra da kendi imamlarının ictihadlarına sıra gelir, ondan sonra itikad, sonra amel, en son imandan çıkar yolumuza devam ederiz.

Şu "bir nal" hikayesinden her zaman medet umuyorlar, ama bilmiyorlar ki kedi her zaman bal yemez.
 

Susma

New member
Katılım
30 Mar 2010
Mesajlar
5
Tepkime puanı
2
Puanları
0
İbn Teymiyye masum sıfatına sahip değildir velakin kalkıp da moğollara hicret edip oradan ahkam kesmemiştir. İngiltere kökenli olan bir grubun ülkemizdeki diyalogcularla bir olup İslam adına ahkam kesmesi ne derece doğrudur ?
Çünkü Ortadoğu ve Kuzey Afrika ve Hint Yarımadası ile civarının şu anki siyasi haritasını şekillendiren iki güç Rusya ve masonik İngiltere'dir. Kalkıp da bu iki gücün şekillendirmesi ile mücadele edilmesini İbn Teymiyye'nin arkasına saklanarak yanlış diye değerlendirmek ne kadar doğru olabilir ? Öncelikle söz konusu grupların ve alim diye sunulanların dünya çapında masonlarca yönlendirilen inançlar arası diyalog ve dinlerin birleştirilmesi çabaları ile ne derece ilgili alakalı olduklarına bakılması gerekmez mi ?
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Evet, bizde tam bunu söyledik. Ve bunu söylerken de İbn Teymiyye'nin arkasına sığınma gibi bir korkaklık da göstermedik. İbn Teymiyye gibi bir alimin verdiği fetvanın her zaman geçerli olacağını, çünkü fetvaya konu müşriklerin İslam ile savaşının bitmediğini, ne zaman bu kafir - müslüman savaşı biter ve yeryüzünden kalkarsa o zaman bu fetvanın hükmünü kaybedeceğini belirttik.

Ayrıca; İbn Teymiyye'nin ehl-i sünnet cemaatinin bazı akidelerinde ters anlamlar ortaya koyan ictihad hatası yaptığını da vurgulamıştık.

Başka bir eleştiri noktanız varmıydı ? Varsa; sorun yine açıklayalım. Hem muhabbet doğar belki bu yazışmalardan.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bir insanın ne olduğu kim olduğu önemsiz.öyle olsaydı bu...hakkı söylemişler mi?ben bunlarla yiyip içmedim.Çalışmaları olumlu Seyyit kutubu ele alalım belki yanlışı vardır ama iyi bir araştırmacı ve münevver ..bu din müsbettir müsbet hareketi destekler bu müsbet bir durumdur.Aktarmayalım mı? İnsanlar birlikte yaşamaya çalışır,bunun en önemli göstergesi fikirlere saygı ise bunlarda fikirlerini özgürce söylemişse problem yok.Bunlar alim mi belki imamı Azam r.a gibi bir içtihadi zekaya sahip değil ama zekasız da değil.Acaba biz alimmiyiz...bunlar kendine göre birikimli bir kaç münevverin yazısı .niçin rahatsız olalım.katılmıyorsak bu hakkımız,katılıyorsak bu da hakkımız.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Acaba biz alimmiyiz...bunlar kendine göre birikimli bir kaç münevverin yazısı .niçin rahatsız olalım.katılmıyorsak bu hakkımız,katılıyorsak bu da hakkımız.

Konuya dahil kişiler için değil ama, bu zihniyet genelde yanlıştır. Müslüman, yanlış haber, fikir ve fiiliyatları reddetmeli, farş etmeli ve düzeltmelidir.

Bulundukları makamlar ve ünvanları oldukça yüksek ve gösterişli olmasına rağmen, yanlış bilgiler ve yorumlarla avamı son derece etkileyen kişiler oldukça fazladır. Bu kişilerin yanlış fikir ve bilgilerini yayımladığı gibi, yanlışa karşı çıkanların da yayımlama hakkı haktır.


Bu arada yanlışa karşı çıkanın fikri ve bilgisi doğrudur anlamı da çıkmaz tabii ki ama bu platformların bir manada görevi budur.
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Sorum olacak.
1)İbn-i Teymiyyenin bu konudaki fetvası nedir?
2)İbn-i Teymiyyenin bu fetvası islam dünyasında kabul görmüş müdür ? Yani muteber midir ?
3)Bahsi geçen örgütler, bu fetvayı eylemlerinde gerekçe olarak göstermiş midir ?
4)Mardinde oluşan kurul İbn-i Teymiyye'nin fetvasının yanlışlığını mı ortaya koymuşlar yoksa İbn-i Teymiyyenin fetvasının bu örgütlerin eylemlerinde kullanılamayacağına mı karar vermişlerdir?
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
istismar edilmese bunlar konuşulur mu.Aynen seyyid kutub ve mevdudi gibi.. eserleri istismar edilebilir.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Sorum olacak.
1)İbn-i Teymiyyenin bu konudaki fetvası nedir?
2)İbn-i Teymiyyenin bu fetvası islam dünyasında kabul görmüş müdür ? Yani muteber midir ?
3)Bahsi geçen örgütler, bu fetvayı eylemlerinde gerekçe olarak göstermiş midir ?
4)Mardinde oluşan kurul İbn-i Teymiyye'nin fetvasının yanlışlığını mı ortaya koymuşlar yoksa İbn-i Teymiyyenin fetvasının bu örgütlerin eylemlerinde kullanılamayacağına mı karar vermişlerdir?

Güzel bir nokta sevgili Ruşen, akıllı insanda, akıllı soru bulunur zaten.

1 - İbn Teymiyye; Mardin fetvasını 1300 lü yıllarda moğol saldırılarına karşı vermiştir. O dönemde orada sadece müslüman değil, gayri müslimlerde yaşamaktaydı. O neden ile o bölgenin Dar'ül İslam mı yoksa Dar'ül harp mi olduğu konusunda alimler arasında fikri ayrılıklar görüldü. İbn Teymiyye bu noktada cihad ile ilgili ayetleri kendisine dayanak yaparak moğol saldırılarına karşı bir fetva ilan etti.

"Kendilerine savaş açılan kimselere (savaş) izni verildi; çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya gerçekten kadirdir." ( Hacc: 39 )

Fetvasında moğol saldırılarının haklı bir gerekçeye dayandırılmadan, savaş kurallarının oluşumunu beklemeden, sadece keyfiyet içeren nedenler ile saldırmasına karşılık topyekün bir müdafaa ve saldırmayı amaç edinen bir fetvaydı.


2 - Haklı nedenlere dayanan bir fetva olması nedeni ile İslam dünyasında bu fetva muteber görüldü.


3 - Bahsi geçen örgütler, bu fetvayı dayanak yapar mı bilmem, ama; Hamas'ın örgüt olmadığını bu ayeti kendisine dayanak yapabilme hakkı olduğunu, Taliban'ın örgüt olmadığını ve bu neden ile bu ayeti kendisine dayanak yapabileceğini özellikle belirtmek isterim.

Ayrıca; El Kaide denilen örgüt (Ki örgüttür), eğer hakk bir dava üzerine olur da bu ayeti kendine dayanak yaparsa, bu fetva onlar içinde geçerli olur. Fakat, El Kaide'nin daha 10 yıllık bir geçmişi var. Haçlı ordularının geçmişi ise yaklaşık 1.000 yıllık bir mazisi vardır. O neden ile; mardin fetvasından daha önce HAÇLI ORDULARININ, KUTSAL SAYDIKLARI TOPRAKLARIN SIRF MÜSLÜMANLAR ELİNDE OLMASI NEDENİ İLE SAYISIZ DEFALAR DÜZENLEDİĞİ HAÇLI SALDIRILARINI (ki günümüzde de halen farklı mecralarda devam ediyorlar) DAYANDIRDIKLARI SEBEBİ YENİDEN ELE ALIP REFORM ETME İHTİYACINI DUYMADAN, HANGİ AKLA VE MANTIĞA SIĞDIRARAK MARDİN FETVASINI VE KOŞULLARINI SORGULAMA HAKKINA SAHİP OLDUKLARINI SANIYORLAR ? Elbette saçma ve gereksiz bir hareket içerisindedirler. Hiç bir müslümanın kaale almayacağı güruhu da, içimizden sadece bir kaç beyinsiz ve gereksiz adam destekler ve şakşaklar.

4 - Mardin turizmine katılan bu beyinsiz (!) alimler; fetvanın geçersiz sayılmasını, günümüz koşulları ile o dönemin koşullarının bir olmadığını, global dünyada barış eksenli bir anlayışın hakim olması gerektiği için bu husumet içeren fetvanın da artık müslümanlar tarafından hükümsüz kabul edilmesi gerektiği, yönünde kapanış bildirgesinde belirtilmiş niyetleri görülmektedir. İngiliz'in ekmeğini yiyen köpeğin, ingiliz'in kılıcını sallaması kadar daha doğal bir şey olamaz. Bir de dinler arası diyaloğun değişik bir perdesi sahneye konulmaya çalışılıyor, uyanık olmada fayda var, diye düşünüyorum.

Bir de yazmadan geçemeyeceğim, bu oluşuma katılan ve destek veren tüm grup ve kişilere de, senin vesilen ile ve engin anlayışına da sığınarak tek bir cümle ile cevap vermek istiyorum: YÜRRÜYÜN LAN TAŞ ARABALARI! Romaya kadar yolunuz var. :p

N'apim Ruşen dayanamadım vallahi.
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Selam ile

Neden?,eğer bundan yediyüzyıl önce cihadı meşru gören bir fetvayı ortadan kaldırmak için, bir yerlerden gelen bazı şahıslar ülkemizde toplanıyor ve din adına da karar verdiklerini iddia ediyorlarsa, bu konuda bizim de aklımıza gelen sorular şunlar olacaktır?

NEDEN MARDİN'DEKİ ÜNİVERSİTE SEÇİLDİ?

Bu konferans için dünyanın başka kentleri ve üniversiteleri dururken neden Türkiye, neden Mardin ve neden Mardin’deki üniversite seçilmiştir?

Toplantıda, yedi yüzyıl önce Müslümanlara yapılan zülme karşı cihad tavsiye eden bir din bilgininin sözlerinin “Klasik İslami Yasa Kuramının Çağdaş Bağlamda Anlaşılması” başlığı altında tartışılmasının gereği ve anlamı nedir? Mardin’de buluşarak, bundan asırlar önce bir İslam bilgini tarafından verilmiş bir fetvayı değiştirmeye çalışanlar, bu yetkileri din adına kimden almışlardır? Daha önce de etnik kimliklerin sözde akademik ortamda tartışılmasına yönelik teşebbüsü bulunan Artuklu Üniversitesi, şimdi de İslam dünyasının ayrışma ve bölünme projelerinin merkezi haline mi getirilmek istenmektedir?



Alinti...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evvela 57 İslam devletinde. İşgalden kasıt sadece maddi asker ile işgal değildir. Ekonomik işgal ve hakeza. Elbette işgalci düşmana göre savaş atı hazırlamak ayetçe farzdır.

57 ülkede işgalci emperyalizm hüküm sürüyorsa, "Mardin Fetvası" nı ilga için toplanmak veya bu fetvaya laf etmek bir Müslüman için ebesle iştgal olur. Cihad'ın şekline gelince şarta göre değişir...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Muhakkak ki "cihad" İbn-i Teymiyye Hazretlerinin fetvası ile kaim değildir. Bahsi geçen bu konferansın da "cihad" ı silme haddine değildir. Ancak, Batı'nın sistematik fitnesini hiç akıldan çıkarmamak ve bu gün cihadın nerede ve ne şartta icra edilmesi gerektiğini söz konusu etmek, incelemek, irdelemek, güncellemek lazımdır.

İnşaallah bu konuyu gündeme getireceğiz.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
ihvan sömürgecilere karşı cihad etmiş ama nasıl birkaç ayet bir kaç fetva ile onca masumun kanının üzerinden değil.Diyorlar ki şu an müslüman ülkeler işgal altında değil mi?Öyleyse cihada devam.Ey kardeşim soba borusu ile mi,yoksa gavurun sana sattığı üçbeş keleşle mi.İhvan müslümanları birliğe kardeşliğe çağırmış,her cümlesi ayrılık kokuyor bu gün müslümanların.İlim irfana çağırmış,cehalete gömülmüş bir ümmetti.Bugün birkaç savunma amaçlı vuruşmadan gayrısı hiçbiri Allah yolunda vuruşma mı?Hergün görüyoruz,adam çoluk çocuk demeden kendini patlatıyor,sonrada cennete gideceğini düşünüyor.İslam dini bunu mu emr etmiş..Çok yazık..Ben özelde karaman hocamın görüşüne samimane katıldığımı söylerim.Baki selam..
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
CİHAD askeri birliklerle çarpışma olarak bilinir ve sivil halka saldırı amaçlı olarak degil günümüzde sivil insanlar hedif alınarak ve bunu İSLAMA mal edelerek yapılıyor fakat islam zerre kadar bunu kabul etmiyor bu ayetler ile sabittir bu tür saldırılar CİHAD olarak görükmez
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Hay yaşa sevgili casus, işte budur anlatılmak istenen.
örneğin; amerika uçakları ve helikopterleri ile kadın çocuk demeden sivil yerleşim brimlerini bombalıyor. Bu onlar için cihad hükmünde. Çünkü onların cihad anlayışı bu. Müslüman elkelerde patlayan intihar eylemlerini de kendileri organize ediyor. Amaç; (haşa) İslam'ı terör dini ilan etmek. İyi ama kendileri de dahil kimse yemiyor bunu.

Zulüm gören İslam ülkelerinin mücahidleri kendilerine karşılık verdiği zaman da "bu yapılanlar terördür" diye ciyaklıyor.

Bu konuyu okuyan herhangi bir arkadaşıma soruyorum ve hepiniz üzerinize alının bu soruyu; siz Filistin de yaşayan bir babasınız, bir gece yarısı İsrail füzlelerle bulunduğunuz binayı yerle bir etti. 15 aylık bebeğinizi yıkıntıların arasında gözleri yarı açık ölmüş bir halde buldunuz. (Rabbim esirgesin cümlenizi böyle bir acı yaşamaktan). O an size bir müslüman kardeşiniz geldi ve bunu yapanlara herhangi bir zarar vermenin terör anlamına geleceğini hatırlattı. Yani size, terörün ne olduğunu aynı sizler gibi anlattı.

N'aparsınız ?

Açık yüreklilikle cevap vereniniz var mı ?...
 

Cebel_80

New member
Katılım
4 Nis 2010
Mesajlar
38
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Yaş
61
Hay yaşa sevgili casus, işte budur anlatılmak istenen.
örneğin; amerika uçakları ve helikopterleri ile kadın çocuk demeden sivil yerleşim brimlerini bombalıyor. Bu onlar için cihad hükmünde. Çünkü onların cihad anlayışı bu. Müslüman elkelerde patlayan intihar eylemlerini de kendileri organize ediyor. Amaç; (haşa) İslam'ı terör dini ilan etmek. İyi ama kendileri de dahil kimse yemiyor bunu.

Zulüm gören İslam ülkelerinin mücahidleri kendilerine karşılık verdiği zaman da "bu yapılanlar terördür" diye ciyaklıyor.

Bu konuyu okuyan herhangi bir arkadaşıma soruyorum ve hepiniz üzerinize alının bu soruyu; siz Filistin de yaşayan bir babasınız, bir gece yarısı İsrail füzlelerle bulunduğunuz binayı yerle bir etti. 15 aylık bebeğinizi yıkıntıların arasında gözleri yarı açık ölmüş bir halde buldunuz. (Rabbim esirgesin cümlenizi böyle bir acı yaşamaktan). O an size bir müslüman kardeşiniz geldi ve bunu yapanlara herhangi bir zarar vermenin terör anlamına geleceğini hatırlattı. Yani size, terörün ne olduğunu aynı sizler gibi anlattı.

N'aparsınız ?

Açık yüreklilikle cevap vereniniz var mı ?...



Merhaba;Veriyorum cevabimi;Onlarin anladigi dilden vermekle kalmaz ........Bellerim.Ama dedigin gibi Intihar saldirilari onlarin hatta bana göre BOP un isi ne dersin sayin Radikal?
 
Üst Alt