Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Makam-en Mahmud´a dair...

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
MAKAM-EN MAHMUD'A DAİR...
Cennetin (sadece ) namazla kazanılabilecek husus olmadığını Maun süresinde ve atıfta bulunulan diğer ayetlerden biliyoruz. Dolayısı ile Allah'ın, Hz. Muhammed (A.S) için sadece ona mahsus olarak kıl dediği gece namazları Makam-en Mahmud adlı "Cennet!" için olamaz. Lakin Mahmud/Övülen bir makam için olduğu açıktır. Zaten Kur'an-ı Kerim'de Makam-en Mahmud'un Cennet olduğuna dair en ufak delil yok! onun ayrıntısını TAM olarak ancak Allah bilir.
Makam-en Mahmud'un sadece Efendimize ait bir makam olduğu isminden de bellidir ===> م ح م د yani kök aynı.
وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ عَسَى* أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا
*( عَسَى )Ase(y): Ase kelimesi ( كان ) Kâne nin kardeşlerinden olup, ca'mid bir fiildir. Sevilen/istenilen işlerde (ال شرجى )... Sevilmeyen işlerde ise ( حذ روا شفاق ) için kullanılır.
Misal:
كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ​
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]2/216- Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif](Hülasa: "Ase" kelimesi "Ola ki" "Umulur ki" anlamında kullanılır.)[/FONT]
وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ عَسَى أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]17/79 Gecenin bir bölümünde de sana mahsus nafile (fazladan bir namaz) olarak uykudan kalk. Umulur ki, Rabb'in seni övgüye değer bir makama ulaştırır.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Şunu unutmadan hemen söyleyeyim ki: Bunları yazmamdaki birinci/temel esas araştırarak edindiğim bilgileri, bilmeyen kardeşlerimle paylaşmaktır. Lakin zaman zaman kelimelerimiz, iftira atmayı eleştiri sanan ve bu konuda hayli mahir olup çeşitli teknikler geliştiren ve de Allah'tan haşyet duymayanlara da cevap olarak kaçabiliyor. Bu zevatın iddiaları, Makam-en Mahmud!un Naim cennet'inin altında bulan bir cennet olduğu saplantılarına cevaptır. Bundan dolayı tüm okuyucularımdan özür diliyor ve onları Allah'a havale ediyorum.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Neyse...konumuza dönecek olursak...."Mahmud" kelimesinin övülen anlamında olduğunu biliyoruz. Yani soyut bir kavram. Geriye kalıyor "Makam" kelimesi. "Makam" kelimesini anlayabilmenin en iyi yolu yine Yüce Allah'ımızın sözlerine rücu etmektir. Bakalım bu kelime hangi anlamlarda kullanılmıştır:[/FONT]
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ​
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]55/46 Rabbinin makamından korkanlara iki cennet vardır.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Makam kelimesi "cennet" anlamında olsaydı yukarıdaki ayet nasıl tercüme edilirdi? Rabb'inin "cennetinden" korkanlar olarak mı?[/FONT]
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى​
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]79/40 Fakat kim ki, Rabb'inin makamından korkmuş ve nefsini hevâdan nehyetmiş ise.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]keza..........
makamibrahim.gif
[/FONT]
وَإِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِلنَّاسِ وَأَمْنًا وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى وَعَهِدْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ أَنْ طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْعَاكِفِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ​
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]2/125 Bu Beyt'i, insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam- ı İbrahim'den kendinize bir namazgah edinin. Ayrıca İbrahim ile İsmail'e şöyle ahid verdik: "Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!"[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Yine yukarıda kasdedilen Makam-ı İbrahim, "İbrahim Cenneti" midir? Yoksa kastedilen yan resimdeki yer midir?[/FONT]
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٍ​
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]44/51 Şüphesiz ki muttakiler Makam-ı Emin'de (güvenli bir makamda)dırlar.[/FONT]
وَمَا مِنَّا إِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ​
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]37/164 (Melekler): "Bizden her birimizin (Makam-ı Mağlum) belli bir makamı vardır."[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Sayılamayacak çoğunluktaki her meleğin ayrı ayrı birer cenneti mi varmış?[/FONT]
قَالَ عِفْريتٌ مِنَ الْجِنِّ أَنَا ءَاتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَنْ تَقُومَ مِنْ مَقَامِكَ وَإِنِّي عَلَيْهِ لَقَوِيٌّ أَمِينٌ​
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]27/39 Cinlerden bir ifrit: "Sen makamından kalkmadan önce ben onu sana getiririm. Ve gerçekten bunu yapmaya hem gücüm, hem de güvenim var." dedi.[/FONT]

وَلَنُسْكِنَنَّكُمُ الْأَرْضَ مِنْ بَعْدِهِمْ ذَلِكَ لِمَنْ خَافَ مَقَامِي وَخَافَ وَعِيدِ

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]14/14 Onlardan sonra da yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu, makamımdan ve vaadimden korkanlar içindir.[/FONT]
Allah'ın kendisine inanmayanlara, yalanlayanlara ve O'na şerik koşanlara vaadinden elbette korkulur. Ama "cennet" inden korkulur mu?
Yukarıdaki ayetlerde de açıkça görüldüğü gibi MAKAM= Hem dünya hem de ahiret için Allah'ın bazı kullarına bahşettiği özel bir statü...daha doğrusu SAYGINLIK DERECESİ/UNVANIDIR! Nasıl ki bekçi kulübesi için "makam" sözcüğünü kullanmıyor... Ama Cumhur Başkanın kaldığı ve yerli yabancı parlementerleri, cumhurbaşkanlarını, paşaları...vs ağırladığı yere "Cumurbaşkanı Makamı" diyor isek...
Allah dilediğine dünyada verir makamı, dilediğine ahirette verir. Dilediğine ise hem dünyada hem de ahirette verir. O Allah'ın bileceği bir iş ve onun kararıdır. Ayetlerde de görüldüğü üzere; Süleyman(AS)'ın makamı vardı (Hem insanları hemde cinleri yönettiği emir verdiği saltanat koltuğu) İbrahim(AS)'ın makamı var (Kâbe'nin hemen yakınında)...Her bir Meleğin makamı var hiyerarşik bir konumda Allah'ın emirlerini kesintisiz ve bıkmaksızın yerine getirdikleri........Ve Hz. Muhammed(AS) için de bir makam var. Makam-en Mahmud, bu dünyalık bir makam değil. O makam ahrete saklanmış bir makam ve ne olduğu hususundaki detayı ancak Allah bilir.
Özetle: Makam-en Mahmud bir Cennet değildir ki, Naim Cennet'inden daha alt kademede bir cennet olmuş olsun. Elma başka armut başka. Ama mevzunun bir şekilde bir şeyler için kotarılması gerekiyordu.
 

samanyolu

New member
Katılım
19 Mar 2007
Mesajlar
2,063
Tepkime puanı
2,696
Puanları
0
Yaş
49
Konum
istanbul
Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz en büyük şefaat makamı olan Makam-ı Mahmud'a erdirilerek de diğer peygamberlere üstün kılınmıştır.
Âyet-i kerime'de:
"Ümid edebilirsin ki, Rabbin seni bir Makam-ı Mahmud'a gönderecektir." buyuruluyor. (İsrâ: 79)
O öyle bir makamdır ki, Halık-ı Azimüşan yalnız ve yalnız Habib-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ine bahşetmiştir. Hiç kimsenin şefaat edemeyeceği bir zamanda yalnız ona şefaat izni verilecek ve şefaatı kabul olunacak peygamber yalnız Muhammed Aleyhisselâm'dır.
Bu makam Resulullah Aleyhisselâm'ın insanlara şefaat etmek üzere çıkarılacağı, herkesin hamd ile yüceltileceği livâ-i hamd altında muazzam şefaat makamı demektir. O makamda günahkârlara ve biçarelere şefaat edince mahşer halkı tarafından Resulullah Aleyhisselâm pek çok senâ olunacağı için o makama Mahmud denilmiştir.
Habib-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ine hitaben Allah-u Teâlâ diğer bir Âyet-i kerime'sinde:
"Sana Rabbin, sen razı oluncaya kadar verecek." buyuruyor. (Duhâ: 5)

Ebu Said -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ümmetim içinde, insanlardan büyük cemaatlere şefaat edecek kişiler vardır. Onlardan kimi bir kabileye, kimi bir zümreye, kimi de bir kişiye şefaat edecek ve neticede bunlar cennete gireceklerdir." (Tirmizi: 2556)

"Şüphesiz ki Allah bir topluluğu şefaat sayesinde cehennemden çıkaracaktır." (Müslim: 318)

"Her peygamberin bir duâsı vardır. Allah'a onunla duâ eder. Ben duâmı kıyamet gününde ümmetime şefaat etmek için saklıyorum." (Müslim: 334)

Cabir bin Abdullah -radiyallahu anh-den rivayete göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdu ki:

"Ey Allah'ım! Bu tam dâvetin ve kılınacak namazın Rabbi! Muhammed'e vesile ve fazilet ver, onu kendisine vâdettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır." derse kıyamet günü şefaatıma erişir. (Buhari. Tecrid-i sarih: 365)
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Makamı Mahmud soyut değildir metin mete kardeşim. Somut, net, anlaşılır, bilinir ve ahirette müşahede edileceği bilinen bir makamdır. Bizim şuan o makamı tam olarak bilemeyişimiz ve tasvirdeki aczliğimiz, sözel veyahut mecazi olarak anlamamızı gerektirmez. "Siz, bilmezsiniz! Allah bilir!" ayeti kerimesi bir çok konuda fikrimizin olmaması hali ile onu inkardan ziyade, anlamaya çalışmamızın bizlere menfaati olduğunu işaret etmek içindir.

Keyfiyeti ve hususiyeti Rabbi Zülcelal tarafından bilinen bir konu hakkında, eğer bir malümatımız yoksa; vardır veya yoktur demek dahi islam alimleri tarafından kerih görülür.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Makamı Mahmud soyut değildir metin mete kardeşim. Somut, net, anlaşılır, bilinir ve ahirette müşahede edileceği bilinen bir makamdır. Bizim şuan o makamı tam olarak bilemeyişimiz ve tasvirdeki aczliğimiz, sözel veyahut mecazi olarak anlamamızı gerektirmez. "Siz, bilmezsiniz! Allah bilir!" ayeti kerimesi bir çok konuda fikrimizin olmaması hali ile onu inkardan ziyade, anlamaya çalışmamızın bizlere menfaati olduğunu işaret etmek içindir.

Keyfiyeti ve hususiyeti Rabbi Zülcelal tarafından bilinen bir konu hakkında, eğer bir malümatımız yoksa; vardır veya yoktur demek dahi islam alimleri tarafından kerih görülür.



Radikal Kardes ben sadece Vahyle verilen kadarini okur ve anlarim verilmeyeni hic bir surette baska kaynaklarla beslemem,cünki bu Melez bir fikir olurki Kuranin Ruhuna ters olur.Kaynagim Bellidir soyut olusu ile degil bir makamin adidir yoksa bunu asla sen veya ben calisarakta olsa almamizin hic bir surette imkansiz oldugu ve bu makamin sadece Alemlere Rahmet Resul icin oldugunu görmekteyim.Ama seninde söyledigin gibi bunun asla bir Sefaat sancagi olacagini hurafeler disinda destekleyen hic bir kaniti mevcut olmadigindan kendim tarafindan cöpe atilmis fikirlerle hurafelerle ugrasmak istemememden daha dogal ne olabilir.Eger net bir Sefaat sancagi ise hangi hakla Allahin hic bir delil vermedigi bu konuda böyle bir seyi iftira edilisinimi izlesem ne dersin hangisi adalet bakimindan elzemdir.Allah bana bilmece Kitabi göndermedigi gibi anlasilmayan Kitabta göndermis degildir bu kendisinin Insanlarin kafasina civi cakar gibi söylemesine ragmen hala ben anlamazimla Allahi kendi nefisleriyle kayit altina alma sevdasinda olanlar hurafelerinde destegiyle Islami anlasilmaz halde birakmanin pesindeyken simdi Allahin"Bütün sefaat Allaha aid"Ayeti kerimesine muhalefet etmek ve yeni sefaat ediciler icat etmenin en kestirme yolunda En güzel makam(Övülen makam) olarak söylenen bir makamdan Allahin Sefaat yetkisini alma veya bir kismini gabs etme sevdasindalar.Ehli Kuran olan insanlarin buna susmasi tasavvur bile edilemez.Eger bu iddianizda gercekten samimi iseniz Kurandan yani Allahin Kelimesinden mutlaka gercek beyyine ile gelmeniz hem beni hem sizi daha cok Mutmain edecektir sanirim,Selam Müttakilerin Üzerine olsun...



Not bir üstündeki yaziya cevap yazmamamin tek sebebi nedir bilirmisin?Cünki dünyadaki en zor sey bilgisi olmadigi konuda konusmaya yeltenene cevap vermektir...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Allah (cc) razı olsun, sayende mukallit olduk, cahil olduk, kafir olduk...İnşaallah "LA İLAHE" sözünü söylerken de, en büyük kafir gibi hissederim kendimi ve o hisle söylerim inşaallah.

Sadece vahy! Kabul! Sadece vahy sana, buyur!

"Allah dilediği kulunu zatına seçer" (Şura : 13)

"Allah hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse ona muhakkak ki çok hayır verilmiştir. Bunu ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar." (Bakara : 269)



"...Seni kendim için seçtim." (Tâhâ: 41)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Allah (cc) razı olsun, sayende mukallit olduk, cahil olduk, kafir olduk...İnşaallah "LA İLAHE" sözünü söylerken de, en büyük kafir gibi hissederim kendimi ve o hisle söylerim inşaallah.

Sadece vahy! Kabul! Sadece vahy sana, buyur!

"Allah dilediği kulunu zatına seçer" (Şura : 13)

"Allah hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse ona muhakkak ki çok hayır verilmiştir. Bunu ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar." (Bakara : 269)



"...Seni kendim için seçtim." (Tâhâ: 41)




Mukallit olmak,bende bir devirler mukallit idim pek gocunmani istemem.Bende Imam Hanifinin mukalidi idim.Cahillik soyut bir kavram buna bende dahilim degilmi?Cünki bilmedigimiz ve vakif olmadigimiz cahili oldugumuz binlerce konu mevcut iken bundan dogal hic bir sey olamaz.Kafirlige gelince Bunu asla sizin icin hatta La Ilahe Ilallah diyen hic bir kimse icin kullanmadim kullanmamda hatta Allahi birleyen ve ahret gününe inanan hic bir ehli Kitab icinde kullanmam.Aslinda o kelime yerine baska kelimelerde kullanilabilir.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Zaten bizim "kafirlik'ten" kasdımız, Allah (cc)'dan gayrısına kafirliktir. Biz bu haslete eğer ulaşabilirsek, elhamdülillah deriz. Yoksa hiç kimsenin imani ölçülerine atfetmiyoruz bu sözü, etmedik de. Çok şükr, vahhabilerin kafir damgasına çok maruz kaldık, inşaallah son nefesimize kadar da Rabbim maruz kalmamızı nasip etsin bize. Onlar da olmasa sağlama yapamayacağız.

Daha önce şefaat konusunu tartıştığımız için, bu konuya girmiyorum bile. Çünkü, ne bir kimse Allah (cc)'dan (haşa, haşa, haşa) şefaat hakkını alıp Rasulullah'a (s.a.v.) veriyor, ne de; Rasulullah'ı (s.a.v.) olmayan hasletler ile beziyor. Rabbi Zülcelal (cc) vereceğim diye deklare etmiş, ilan etmiş, söz vermiş, biz sadece onu hatırlatıyoruz.

O'nun (cc) izni olmadan şefaat etmek kimin haddine ! Bu dünyada halen bir adet yaprak dahi, esen rüzgarda kımıldamak için Rabbi Zülcelal (cc)'den emr bekliyorsa, ötesine söz söylemek dahi gereksiz.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bilirsinki bana söylenen Kafir,Zindik gibi sözleri hep kendime verilmis bir paye olarak aldim.O nedenle Mukallidi oldugum Kurana dayandim Insallah...Ondan baska akil hocam yoktur,Vahy gerisi hurafe ....
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
kişinin kafir olması ya ALLAHı inkar etmesi yada peygamberi yalanlamsıdır ki bunu sizde göredik metin abi her insan hata yapabilir fakat yaptıgı hatayı anlayan ve tövbe eden kişi gerçek mümindir hatayı kabuletmek büyük bir erdemliktir sizde hata yaptıgınızda bu büyük erdemligi gösteriyorsunuz selametle
 
Üst Alt