Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mahza Allah Için Vefakâr Olan Müslüman

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden

بســـم الله الرحمن الرحيم

Elbette İslâm (Hak Teâla'ya teslim olmak) ile diğer meslek ve meşrebler arasında şu fark vardır ki, diğer meslek ve meşrebler, her hangi bir insandan fedakârlık ve vefadarlık isterlerse, bu meslek ve meşreblerin insandan bu fedakârlık ve vefadarlığı istemeğe hakikat­te hakları yoktur. Yersiz olarak İnsandan böyle bir vefakarlık ve fe­dakârlık istemektedirler. Bunun hilâfına İslâm İnsandan her türlü fedakârlık ve vefadarlık taleb ederse el­bette ki yerden göke kadar, haklı İşdir. Çünkü İnsan Hak Teâla'nın kuludur. Elbette ki her hususta teslim olmasını da İstemeğe hakkı vardır. İnsan için, yaşayışla ne lâzım gelmiş ise, bunu veren Hak Teâla'dır, Bunun için, hiç bir zaman İnsan'ın O'na karşı bir hak­kı yoktur. İnsana ancak şu vazife düşer ki, nesi varsa nesi yoksa Hak hatırı için feda ede. işte teslim olmanın İktizası da budur ki, Hak Teâla insandan nesini isterse, rıza ve rağbet ile feda etmeğe hazır buluna. Nitekim, gökler de yer de hep Hak Teâla'ya aittir. İnsan ken­disi dahi Hak Teâla'nın kuludur, Hak Teâla'ya aittir. Hatta insanın içinde bulunan nesi varsa nesi yoksa düşüncesi akidesi fikri ve her şeyi Hak Teâla'ya aittir. Dünyada insanın kullandığı faydalandığı her şey de Hak Teâla'nındır. Buna göre, adaletin, aklın ve mantığın ica­bı şudur ki. Allah'a ait bulunan her şey Allah için olsun. Başkası için olmasın insanın kendi nefsani istekleri için olmasın. İnsan elinde bulundurduğu yahut da sahibi ve maliki göründüğü şeyleri yalnız Hak için feda etsin. Başkası için feda etmesin, hakikatte Hakk'ın hakkına riayet demektir. Ancak şu var ki Hak Teâla'nın bu gibi İşlerde mü­saadesi buluna. Hak Teala için feda edilen her şey hakikatte Hak Teâla'nın hakkını eda etmek demektir.
Fakat İslam yolu tutmak hususunda diğer kimselerden diğer bazı meslek ve meşreb sahihlerinden fark şudur ki. bu gibi meslek ve meşreblerde ya kendi nefsani istekleri için ya da uydurma ma'bud'lar için yapılan fedakârlıklar yolunda insanın tam manasıyla samimi olduğunu misal olarak tarihde pek güç rastlamak imkânı vardır.
Fakat ne kadar da acayib bir meseledir ki, insan batıl yolunu bırakıp da hak yolunda fedakârlığa girişmek istiyor ama, Hak yolunda bu fedakârlığın binde birine dahi katlanmak niyetinde değil­dir.
 
Üst Alt