Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Lütfen İmsakiyelere Dikkat

ehli_sunnet

New member
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
10
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Bugün ülkemizde, iki çeşit imsakiye dağıtılmaktadır. Bir kısmı, yüz senedir kullanılmakta olup, doğruluğunda en ufak bir şüphe, tereddüt hasıl olmamış namaz vakitleri cetvelini aynen muhafaza eden takvimler; bir kısmı da, 1983’ten sonra, çok oruç tutuyoruz diyenleri susturmak gayesiyle, imsak vaktini uzatan takvimlerdir.

1983 yılından önce bütün takvimler aynı idi. Fakat 1983’ten itibaren Diyanet İşleri temkin vakitlerini kaldırdığından, böyle farklı iki durum ortaya çıkmıştır. 1983 tarihinden önceki takvimlerin yanlış olmadığını herkes kabul etmektedir. Bu hususta bir ihtilaf yoktur. Nitekim, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 30 Mart 1988 tarih ve 234-497 sayılı müftülüklere gönderdiği tamimde şöyle denilmektedir:

“1983 öncesi takvim ile yeni uygulama arasında sadece temkin farkı bulunmaktadır. Buna göre 1983 öncesindeki uygulama yanlış değildir.”

Türkiye Takvimi ve Fazilet takvimi ile diğer bazı takvimler, doğruluğunda ittifak olan 1983 öncesine göre hazırlanmaktadır. Diyanetin tamiminde bildirdiği gibi, 1983 yılından önceki uygulamaya göre hazırlanan takvimler ile bu takvimlere dayanılarak hazırlanan “Ramazan imsakiyeleri” yanlış değil, sadece temkinlidir. Temkin nedir, âlimler, bu temkini niçin koymuştur? Kısaca bunu da izah edelim:

Bir namaz vakti hesaplanırken, hesabı yapılan şehrin arazisinin yükseklik ve alçaklık, doğu-batı, kuzey-güney, genişlik gibi durumlarının göz önüne alınması gereklidir.

Ayrıca vakte tesir edecek atmosfer şartlarının da en anormal hali düşünülerek, bütün bu şartların hepsini karşılayarak, vakti emniyet altında tutacak zamana, vaktin temkini denir. Bu vakit, ibadet vaktinin emniyeti bakımından zaruri olarak konulması şart olan bir zamandır. Temkinsiz yapılan ibadet, vaktin dışına taşmış olabilir.
Bilindiği gibi, namazları vaktinde kılmak şarttır. Birkaç dakika önce kılınsa namaz sahih olmaz. Oruç da böyledir. Güneş batmadan önce yiyip içilince, oruç sahih olmaz. Namazları vakit girdikten üç-beş dakika sonra kılmakta hiç mahzur yoktur. Güneş battıktan 5-10 dakika sonra orucu açmakta da mahzur yoktur. Hatta yıldızlar görülünceye kadar geciktirmek caizdir. Nur-ül izâh şerhinde; “Bulutlu gecelerde, orucun bozulmasından korunmak için, ihtiyatlı davranarak oruç açmayı biraz geciktirmelidir. Yıldızlar görülmeden önce iftar eden acele etmiş olur” buyuruluyor.
Yeni takvimlerde, imsak vakti 10-15 dakika geciktirilmektedir. Böyle olunca, oruç tehlikeye sokulmaktadır. İmsak vaktinde eski cetvelleri esas alıp, yeni takvimlerden 10-15 dakika önce yiyip içmeyi kesmekte hiç mahzur yoktur. Hatta çok iyi olur, tedbirli ve temkinli hareket edilmiş olur. Tedbirsizlik ve temkinsizlik sebebiyle namaz ve oruçları ifsat etmemek gerekir. İki takvim arasında fark, biri temkinli, öteki temkinsizdir.

Türkiye Takvimi, ehil kimseler tarafından, çok hassas bir şekilde hazırlanmıştır. Bu hususta takvimimizde her ay, “Mühim Tenbih” başlığı altında ikaz yapılmaktadır.

Mevcut takvimler içinde, Türkiye Takvimi ve bu takvim esas alınarak hazırlanan “Ramazan imsakiyeleri” temkinli olup, en uygun olanıdır.

İl ve ilçlere ait doğru namaz vakitlerine burdan ulaşabilirsiniz:

www.namazvakti.com

www.turktakvim.com
 

zxcvbnm22

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Dinin Kurallarını Kim Belirler ?

Dinin Kurallarını Kim Belirler ?

Sevgili dostum. Namaz vakitleri ve oruçla ilgili olarak bahsettiğiniz temkinli vakitler, İslami kurallar olmayıp geçmişten günümüze kadar gelen ve temeli yüz yıllar öncesine dayanan farazi şeylerden ibaret olan beşeri görüşlerdir.

Allahın Kitabındaki oruçla ilgili olan hükümler gayet açık ve üzerinde akıl, mantık yürütmeye, felsefe yapmaya gerek duyulmayacak kadar tafsilatlıdır.

Bakara suresi ( 183-187 ) ayetleri okuyan her müslüman, Kur'ani ifadenin her şeyi kökünden hallettiğini görecektir. Bu kadar açık bir mesele için ne Nuru-l İzah'ın nede İmam-ı Yusuf'un görüşüne ihtiyaç yoktur. Kendilerine İnsan üstü özellikler yüklenen ve müctehit imamlar deyip bir türlü aşamadığımız bu şahısların fetvalarını dinin olmassa olmaz kuralları kabul etmek cehaletten başka bir şey deyildir.

Bin iki yüz yıldan beri bayatlamış ve Kur'ana uymayan görüşler Allah'ın kurallarının önüne geçmiş ve bu gün müslümanlara halen din olarak sunulmaktadır. Allah'ın Kitabında Dinin yalnızca Allaha has kılınması gerettiği özellikle vurgulanmaktadır. Fakat ne acıdır ki İslam Dinini şirket dinine dönüştürenler; birde Adına İctihat, İcma, Kıyas gibi hüküm koyan ve ve Allahın dininde eksiklik varmış gibi bir çok rezaleti ekleyenler İslamın anlaşılmasına en büyük engeli teşkil etmişlerdir.

İmam-ı Yusuf zamanında verilen fetvalar geçerse ben size onun Sünnet anlayışından bir misal vereyim de bakalım '' Bu onun fetvası ise doğrudur '' diyebilecek misiniz ? İmam-ı Yusuf'un bulunduğu bir mecliste bir müslüman '' Ben kabak yemeğini sevmem '' deyince İmam-ı Yusuf '' Rasulullah (sav) kabağı çok severdi. Kim onun sevdiğini sevmezse ona karşı itaatsızlık yapmıştır. Kimde ona itaatsızlık yaparsa Allaha itaatsızlık tapmıştır, bana bir kılıç ve birde muşanba getirin '' der. Adamcağız kabağı seveceğine yemin ederek ve tevbe ederek başının kesilmesinden zor kurtulur. Bu fetvaya göre Rasulullah zamanında olmayan veya olupda onun yemediği şeyleri bu günkü müslümanların yemesi haram mı olacak ? Yine rasulullah döneminde ve halen Arap ülkelerinin giydiği kıyafetleri giymeyen ona muhalefet mi etmiş oluyor ?

İslami bir çok meselede olduğu gibi oruç meselesinde de bir çok yanlış fetva veren imamların fefvalarını Kur'ana arzetmeden '' onlar bir meselede isabet ederlerse 10 sevap, etmezkerse 1 sevap alırlar '' mantığıyla hareket ederek bütün yanlışlar üzerinde israr mı edeceğiz ? Allah ( cc ) orucu bozan şeylerin yemek, içmek ve cinsi münasebet olduğunu beyan ettiği halde; orucu bozan, hem kazayı hem keffareti gerektiren meselelerin kaynağı Kur'an da var mıdır ? Orucun günlük bir ibadet olup, sahurda niyyet etmeyip o gün orucunu yiyen kimsenin güne gün oruç tutacağı saçmalığını Allah mı söylüyor ? Oruç tutmamak (hastalık ve seferin dışında) insanların kendi arzularına göre niyyete bağlı olduğu fetvası Allah'ın dinine müdahele deyilde nedir ? Ramazan ayında kasden orucunu bozanın 60 gün keffaret orucu tutacağının fetvasını kimler neye göre vermişler ?

Kur'anın ifadesinde '' Kim ki o aya (ramazana) şahit olursa o ayda oruç tutsun '' (Bakara 185) ifadesinde mazeretsiz olmadan isteyen niyyet etmeyip nasıl kazaya bırakır ? Görüyorsunuz ki burunlarını soktuğu her şeyi berbat etmişler, kendilerini de din konusunda kural koymaya yetkili görmüşlerdir. Allah onları affatsin.

Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için * Bakara 187 * ayetinde ne demek 'stendigi yine acikca bellidir. Beyaz iplikten murat aydinlik; siyah iplikten murat da karanlik olsa yine ayni seyi ifade eder.
 
Üst Alt