Günümüzde üzerinde çok konuşulan ve geleneksel İslam ın çok önemsediği bir konu olan, kutsi hadis inancını sizlerle konuşmak ve Kuran ışığında değerlendirmek istiyorum. Rabbim bakın Kuran ile ilgili bizlere neler söylüyor önce onları hatırlayalım.
Ali imran 79: Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz.
Ahzap 2: Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.
İbrahim 52: İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.
Araf 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Nisa 174; Ey insanlar, bakın size Rabbinizden kesin bir delil geldi; size açık bir nur indirdik.
175. ayet;Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.
Kehf 54; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.
Yukarıdaki ayetlere örnek onlarca, hatta yüzlerce verebiliriz. Ne diyor Rabbim? Size indirdiğimiz kitaba sarılın, onun emirleri uyarınca Rabbe halis kullar olun. Kuran sizlere bir tebliğdir, sizlere indirilen Kurana uyun, ondan başka velilerin sözlerine sakın uymayın. Sizlere Kuran ile kesin, açık ve her türlü örneği değişik ifadelerle verdik, bu tebliği okuyup ona uyarsanız, Rahmanda sizi dosdoğru yola kılavuzlayacaktır, diye ayetlerinde çok açık anlatıyor ve bizleri uyarıyor.
Şimdide gelelim konumuza, günümüzde neredeyse Kuran ayetleri mertebesinde görülen, onunla eş tutulan kutsi hadis konusu üzerinde çok düşünmemiz gerektiği kanısındayım. Sizlerden şunu düşünmenizi rica edeceğim, yukarıda okuduğunuz ayetlerden sizler, Kuranın bizlere Rahmana ulaşabilmemiz ve onun doğru yolundan gidebilmemiz için yeterli olamayacağını mı anladınız? Eğer evet Kuranın bizlere yetmeyeceğini anladım diyorsanız, yazının devamını lütfen okuma zahmetine girmeyiniz. Hayır, Kuran da her konudan nice örnek verdiğini söyleyen Rabbim, Kurana sarıldığımızda Allah a ulaşacağımızı anladım diyorsanız, birlikte düşünmeye devam edelim.
Önce şunu iyice anlayalım, kutsi kelimesi ne anlama geliyor? Kutsi sözcük anlamı mukaddes, kutsal anlamına geliyor. Şimdide birlikte düşünelim kutsal, mukaddes olan, yani hiç şüphelenmeden kabul edeceğimiz kaynağın ne olduğunu söylüyordu Rabbim? Elbette Kuran, hatta hadi bir benzerini getirsinler diye nasıl meydan okuduğunu hatırlayın. Peki, kutsi kelimesi ile hadislerin içinden ayrım yaparak, bir kısmını Rabbin kelamıyla eş tutup, ona kutsallık vererek, nakledilmesi sizce ne kadar doğru? Bizlere, bazı hadisleri yüce Rabbin mertebesine oturtup, onlara tıpkı Kuran gibi kabul ettirmelerine niçin ses çıkarmıyoruz, hiç bunu düşündünüz mü?
Konuya devam etmeden önce bir Cuma vaazında müftünün yaptığı bir konuşmadan bahsetmek istiyorum. Bu kişi herhangi bir kişi değil, devletin müftüsü bunu da unutmayalım. Hadisler konusunda şu sözleri söyledi.
( Bizler Kuran ayetlerinden bir tanesini nasıl kabul etmediğimizde, gerçek iman etmemiş sayılıyorsak, hadislerde aynen öyledir. Eğer bir hadisi, ben kabul etmiyorum derseniz, gerçek iman etmemiş sayılırsınız.)
İşte bizlere İslam ı anlatan kişiler ve sözleri. Bu düşünceyle, inançla, Kurana şirk koştuğunun sanırım farkında bile değil. Eğer bunları söyleyen tahsil, terbiye, eğitim görmüş bir insan ise, eğitim görmemiş bir insan neler yapar, neler söyler ve İslam ı nasıl yaşar, düşünmek bile istemiyorum. Bu sözleri söyleyenlerin, toplumu yanlış bir inanç doğrultusunda yönlendirenlerin hükmünü, Rabbim verecektir.
Hadisleri kendilerince tasnif edip, bir kısmını kutsallaştırıp, bizlere Rabbin emri gibi gösterenlere, neden şu soruyu sormuyoruz lütfen düşünün?
Acaba Allah Kuran da her şeyden nice örnekler verdim ona sarılın, sizleri Kuran dan sorumlu tutuyorum dedikten sonra, hâşâ bazı konuları, Kurana yazdırmadan mı peygamberimize nakletmiştir?
Elbette böyle mantıksız bir soruyu kimseye sormaya cesaret edemiyoruz, peki neden inanmaya devam ediyoruz? İşte bu soruya da akla, mantığa ve Kuran a uyan cevap veren ne yazık ki yok.
Kutsi hadis sözleri öyle büyük bir silah ki, adeta Kurana şirk koşmak ve Kuranın karşısına, kaynağı bilinmeyen bir Kuran koymaktan farksızdır, herhalde bunun ŞİRK olduğunu hepimiz biliyoruz. Kutsi hadis diye nakledilen hadisleri inceleyin en önemli özelliği, peygamberimizden değil, Allah tan nakledilen bir sözmüş gibi anlatılmasıdır, işte en büyük tehlikede budur zaten. Elbette bu hadisler içinde de Kuran dan ilham alınarak söylenen doğru hadislerde vardır, ama buradaki hata bu sözleri sanki Allah söylemiş gibi nakletmektir. Çünkü o kadar yanlış bilgiler bu yolla içimize girmiş ve kabul görmüş ki, zarar çok büyük olmuştur.
YAZI DEVAM EDİYOR
Ali imran 79: Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz.
Ahzap 2: Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.
İbrahim 52: İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.
Araf 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Nisa 174; Ey insanlar, bakın size Rabbinizden kesin bir delil geldi; size açık bir nur indirdik.
175. ayet;Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.
Kehf 54; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.
Yukarıdaki ayetlere örnek onlarca, hatta yüzlerce verebiliriz. Ne diyor Rabbim? Size indirdiğimiz kitaba sarılın, onun emirleri uyarınca Rabbe halis kullar olun. Kuran sizlere bir tebliğdir, sizlere indirilen Kurana uyun, ondan başka velilerin sözlerine sakın uymayın. Sizlere Kuran ile kesin, açık ve her türlü örneği değişik ifadelerle verdik, bu tebliği okuyup ona uyarsanız, Rahmanda sizi dosdoğru yola kılavuzlayacaktır, diye ayetlerinde çok açık anlatıyor ve bizleri uyarıyor.
Şimdide gelelim konumuza, günümüzde neredeyse Kuran ayetleri mertebesinde görülen, onunla eş tutulan kutsi hadis konusu üzerinde çok düşünmemiz gerektiği kanısındayım. Sizlerden şunu düşünmenizi rica edeceğim, yukarıda okuduğunuz ayetlerden sizler, Kuranın bizlere Rahmana ulaşabilmemiz ve onun doğru yolundan gidebilmemiz için yeterli olamayacağını mı anladınız? Eğer evet Kuranın bizlere yetmeyeceğini anladım diyorsanız, yazının devamını lütfen okuma zahmetine girmeyiniz. Hayır, Kuran da her konudan nice örnek verdiğini söyleyen Rabbim, Kurana sarıldığımızda Allah a ulaşacağımızı anladım diyorsanız, birlikte düşünmeye devam edelim.
Önce şunu iyice anlayalım, kutsi kelimesi ne anlama geliyor? Kutsi sözcük anlamı mukaddes, kutsal anlamına geliyor. Şimdide birlikte düşünelim kutsal, mukaddes olan, yani hiç şüphelenmeden kabul edeceğimiz kaynağın ne olduğunu söylüyordu Rabbim? Elbette Kuran, hatta hadi bir benzerini getirsinler diye nasıl meydan okuduğunu hatırlayın. Peki, kutsi kelimesi ile hadislerin içinden ayrım yaparak, bir kısmını Rabbin kelamıyla eş tutup, ona kutsallık vererek, nakledilmesi sizce ne kadar doğru? Bizlere, bazı hadisleri yüce Rabbin mertebesine oturtup, onlara tıpkı Kuran gibi kabul ettirmelerine niçin ses çıkarmıyoruz, hiç bunu düşündünüz mü?
Konuya devam etmeden önce bir Cuma vaazında müftünün yaptığı bir konuşmadan bahsetmek istiyorum. Bu kişi herhangi bir kişi değil, devletin müftüsü bunu da unutmayalım. Hadisler konusunda şu sözleri söyledi.
( Bizler Kuran ayetlerinden bir tanesini nasıl kabul etmediğimizde, gerçek iman etmemiş sayılıyorsak, hadislerde aynen öyledir. Eğer bir hadisi, ben kabul etmiyorum derseniz, gerçek iman etmemiş sayılırsınız.)
İşte bizlere İslam ı anlatan kişiler ve sözleri. Bu düşünceyle, inançla, Kurana şirk koştuğunun sanırım farkında bile değil. Eğer bunları söyleyen tahsil, terbiye, eğitim görmüş bir insan ise, eğitim görmemiş bir insan neler yapar, neler söyler ve İslam ı nasıl yaşar, düşünmek bile istemiyorum. Bu sözleri söyleyenlerin, toplumu yanlış bir inanç doğrultusunda yönlendirenlerin hükmünü, Rabbim verecektir.
Hadisleri kendilerince tasnif edip, bir kısmını kutsallaştırıp, bizlere Rabbin emri gibi gösterenlere, neden şu soruyu sormuyoruz lütfen düşünün?
Acaba Allah Kuran da her şeyden nice örnekler verdim ona sarılın, sizleri Kuran dan sorumlu tutuyorum dedikten sonra, hâşâ bazı konuları, Kurana yazdırmadan mı peygamberimize nakletmiştir?
Elbette böyle mantıksız bir soruyu kimseye sormaya cesaret edemiyoruz, peki neden inanmaya devam ediyoruz? İşte bu soruya da akla, mantığa ve Kuran a uyan cevap veren ne yazık ki yok.
Kutsi hadis sözleri öyle büyük bir silah ki, adeta Kurana şirk koşmak ve Kuranın karşısına, kaynağı bilinmeyen bir Kuran koymaktan farksızdır, herhalde bunun ŞİRK olduğunu hepimiz biliyoruz. Kutsi hadis diye nakledilen hadisleri inceleyin en önemli özelliği, peygamberimizden değil, Allah tan nakledilen bir sözmüş gibi anlatılmasıdır, işte en büyük tehlikede budur zaten. Elbette bu hadisler içinde de Kuran dan ilham alınarak söylenen doğru hadislerde vardır, ama buradaki hata bu sözleri sanki Allah söylemiş gibi nakletmektir. Çünkü o kadar yanlış bilgiler bu yolla içimize girmiş ve kabul görmüş ki, zarar çok büyük olmuştur.
YAZI DEVAM EDİYOR