Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kutsal Emanetler mi?

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
KUTSAL EMANETLER Mİ ?



İnşa ettin bir avuç kilden sadece
Havra, kilise, puthane ve mescidi
İnşa etmedin ki sen hiç ey gafil
Onsuz özgür olamayacağın gönlü

Muhammed İkbal



İslâm'ı diğer din ve kültürlerden müstesna kılan en büyük etken, İslâm'ın kutsal-profan ayrımından doğan düalizme bir son vermiş olması ve insanın kainata olan bakışına tevhidi bir mana katmasıdır. Tevhidi bir bakış açısı da, kutsal/profan, din/din dışı veyahut ruh/beden gibi düalistik yapılanmaları hükümsüz kılan bir muhtevaya sahip olduğundan, kutsallık kavramı ile örtüşmeyen bir anlama sahiptir. Ayrıca her kavram, zıttını da beraberinde doğurur. Ve hayatın her alanı ile ilgili olan İslam dini, şu kutsal bir muhtevaya sahip, ya da şurası dini bir mekan, burası ise değil türünden ayrılıklara itibar etmez.


Ve bilirsiniz ki; Kutsal-profan diyalektiğini ortadan kaldırmış olan İslâm dininde herhangi bir kimseye ya da eşyaya da kutsallık atfedilerek, bunun aklın üstüne çıkarılması, başkalaştırılması ve tabu haline getirilerek tartışma dışı bırakılması şeklinde bir inanış da caiz değildir..

Hatta Allah-ü Teala dahi, alemi aşağısı-yukarısı yani madde ve mana alemi şeklinde ayırarak, varlığından düalistik yapılanmalar yaratmamıza neden olacak biçimde, zatına kutsallık atfedilmiş bir tabu değildir. “El Quddus”, Türkçe’de kullanıldığı üzere Tanrı’ya yani Kut’a ait olan şaman bir anlamına değil, “tüm eksik sıfatlardan münezzeh, temiz ve pak” anlamına gelmektedir.

Ayrıca Allah-ü Teala, insanoğlu tarafından haşa sorgulanamayacak bir varlık olsa da, Allah’ın eşsiz nizamını ve Allah’ı bilmenin yolu, alemi bir bütün olarak sorgulamaktan, yaratılış üzerine düşünmekten, tartışmaktan ve bolca araştırmadan geçer. O, alemi yaratarak bilinmeye tenezzül etmiştir ve bu açıdan, kişinin Allah’ın yüceliği yanında, kendi kapasitesini bilmesinin yolu, tüm eksik sıfatlardan münezzeh olan O’nun yarattığı alemin hareketini anlamaya ve varlığının delillerini içselleştirmeye çalışmaktan geçer. Bu yüzden de, Allah-ü Teala üzerine düşünülemez ya da hakkında konuşulamaz bir tabu değildir. Allah’a, aklın da onun önünde secdeye varmasını engelleyecek yönde bir kutsallık atfedilemez, O’nun eşsiz nizamı hurafelerle veyahut sadece mucizelerle izah edilmeye çalışılarak Allah’ın insanoğluna bahşettiği akıl değersizleştirilemez.

Kaldı ki, bir kimseye kutsiyet atfetmek, putlaştırmak veyahut bazı eşyalara tıpkı Hristiyan rölikleri gibi özel mana atfetmek, bunu kutsal bilmek…
İyi de, biz Müslüman olarak putperestliği aşağılıyoruz.

Neden?

Çünkü İslam’a göre putperestlik yanlıştır ve İslam’ın temeli olan tevhid inanışına aykırıdır. Allah, İslam dinini vahiy ederek tüm putları yerle yeksan etmiş, putperestliği kesin bir dil ile yasaklamıştır. Biz de, ne zaman laf açılsa 1500 sene önce yaşamış Cahilliye putperestlerinin halinden örnekler verip duruyoruz hala. Cahilliye insanı şöyleydi…Cahilliye insanı böyleydi… Zavallı Cahilliye insanının, yüzyıllardır kendilerinden pek de farkı olmayan bizler tarafından kulakları çınlatılır durur..

Pekala Cahilliye insanı üzerinden ahkam kesmeyi bırakıp, şunu düşünüyor muyuz acaba; Bizim onlardan ne farkımız var ki?

Şunu sorabilir misiniz kendinize; İlerleyen zamanlarda bazı aklı evvel kimseler tarafından kutsiyet atfedilmemesi, şirke konu olmaması için resmi dahi yaptırılmamış olan Hz Peygamber’in (sav) hırkası kutsal mıdır?

Ya da sakalı veyahut mührü?

Ya da Peygamber Efendimizin oku ve kılıçlarına kutsiyet atfedilebilir mi?

Peki ya Kabe’nin anahtarı? Ya Hz Peygamber’in yalancı peygambere gönderdiği mektup? Veyahut sahabe-i kiramın kılıçları bunlar kutsal mıdır?

Hz Peygamber’in hırkası kutsal değildir çünkü hırkayı giymiş olan yaratılmışların en şereflisi olan Hz Muhammed(sav) dahi olsa, fikri ve ameli tüm yaptığı davranışlar Allah’ın bir hikmeti olan Hz Peygamber de nihayetinde Allah’ın bir kuludur, hırkası eni konu bir hırkadır ve bir kumaşa İslam dininde olmayan bir mana yüklenemez. Ayrıca, bu hırkanın Hz Peygamber’e ait olduğu dahi şüphelidir. Biz bilmem kimin hırkasına kutsiyet atfediyoruz acaba veyahut velev ki hırka Hz Peygamber’e ait ve ben hırkayı alıp istemeden yere düşürsem de kirlense, haşa İslam’ın kutsalını mı kirletmiş, lekelemiş olacağım yani?

Bunu bırakın da; Hz Muhammed (sav), hırkası olduğu söylenen bir kumaşa kutsiyet atfetmemizi mi, yoksa evimizdeki fazla hırkalardan birini hatta üzerimizdekini çıkarıp bir ihtiyacı olana vermemizi mi tasvip ederdi acaba ?
Ya mührü veyahut sakalı… Mühür hammaddesi metal bir mühür, sakal ise yine sahibinin kim olduğu tam belli olmayan bir sakal değil midir ? Mührün ya da sakalın sahibinin Hz Peygamber olması, mühre ve sakala değerli birer emanet olmalarının dışında, herhangi bir özel mana atfetmez ayrıca öyle değil mi?

Ya oku ve kılıçları? Bu metaller kutsal mıdır?

Ya Kabe? Tüm Müslümanların kıblesi olması hasebiyle büyük önemi haiz olan Kabe aslında sadece taş bir bina değil midir, bu şekilde düşünüldüğünde Kabe ya da Kabe’nin anahtarı neden kutsal olsun? “Hani biz İbrahim'e Evin (Kabe'nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik "Bana hiç bir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için evimi tertemiz tut." (Hac Suresi / 26) ] yazmıyor mu Kuran-ı Kerim’de…

Peki ya Hz Peygamber’in yalancı peygambere yazdığı mektup? Peygamber Efendimizin yalancı peygambere yazdığı cevap açısından tarihi önemi olan mektup eninde sonunda bir kağıt parçası değil midir?

Sahabe-i kiramın kılıçları, tıpkı Hz Peygamber’in kılıcı gibi sadece birer metal parçası değil midir?

Pekala, insanın kaybettiği bir yakınının hatıralarında onu bulması anlaşılır bir psikoloji..Ancak söz konusu din olduğunda verdiğimiz tepkilerimizin çoğunda olduğu gibi yine duygusal ve fevri, yine akıldan uzak ve yine paganist ritüellerle dolu. Ve tüm bu emanetlerin “değerli emanetler” değil de “kutsal emanetler” adı altında muhafaza edilerek, bu eşyalara kutsallık atfedilmesi, aklımıza tekrar şu soruyu getiriyor ki; Kumaşa, metale ya da taşa kutsallık atfeden bizim, cahilliye putperestlerinden ne farkımız var?

Misal vermek gerektiğinde, Cahilliye insanı üzerinden mangalda kül bırakmayan bizler, bunları bir kenara bırakıp önce kendi paganist İslam algımız üzerine gitsek, en azından Hz Peygamber devri ile günümüz yaşantısını biraz mukayese ederek, aradaki fark üzerine kafa yorsak olmaz mı acaba ?
Yahu bırakın hırkayı ya da sakalı..Bırakın bir bez ya da bir kıl parçasına anlam yüklemeyi…

Hz Peygamber’in gerçek mirası, kime ait olduğu dahi tam belli olmayan bir takım eşyalar değil, Allah'ın kitabı Kurân-ı Kerim ve Hz Peygamber’in sünnetidir ki; “insan olma” mücadelesinin tüm manası işte sadece bu ikisinde gizlidir.

Peren BİRSAYGILI
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ruhsuz, izansız ve cehl içinde yüzen bir yazı.

Kim bu Peren, kutsiyetin manasına dahi varamamış bu mekkâr zahir...

Peygamber Efendimiz (sav) e alenen saldıramayanların, binbir dereden su getirip, edepsizlik etmelerinin bir aciz örneği de yukarıda ki yazı...

Sormak lazım bu kafaya, sen sevdiğin hiç bir maddeye kıymet vermedin mi, sen doğup büyüdüğün evi, sen sana babandan kalan bir hatıraya kıymet vermedin mi?

Kabe'de taş bir yapıdır, neden kıymet verilir? O'na da taş yığını deyip geçiyormusun?

Sen ruhsuzsan biz ne yapalım sana Peren...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Dün bayağı uzun bir cevap yazdım bu konuya. İşe bakın ki, gönder butonuna bastığımda geçen zamandan dolayı çoktan çevrimdışı kalmışım. Kopyalamadığım içinde "üye olmanız gerekiyor" uyarısı ile karşılaştım. Doğal olarak arada kaynadı gitti. Hayr vardır şüphesiz.

Sadece bu peren denen müsveddeye tek şey sormak isterim. (müsvedde tabirimi mazur görün chamdali kardeşim, zira şahıs Resulullah (s.a.v.) efendimin manevi hatıratını rencide ediyor o vesile ile bende kendisinin şahsını rencide etmekten geri durmam)

Kabede bulunan Hacer'ül Esved'i başta Peygamber (s.a.v.) efendimiz dahil olmak üzere her müslüman öpüyor, öpmeye çalışıyor, saygı gösteriyor. Acaba bu peren; bu mantık ile Peygamber (s.a.v.) ve bütün ümmedini "müşrik" mi ilan etmeye çalışıyor ? Hepimiz putperest miyiz ? Öyle ya, öpülen şey, nihayetinde bir taş değil mi ?
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Ruhsuz, izansız ve cehl içinde yüzen bir yazı.

Kim bu Peren, kutsiyetin manasına dahi varamamış bu mekkâr zahir...

Peygamber Efendimiz (sav) e alenen saldıramayanların, binbir dereden su getirip, edepsizlik etmelerinin bir aciz örneği de yukarıda ki yazı...

Sormak lazım bu kafaya, sen sevdiğin hiç bir maddeye kıymet vermedin mi, sen doğup büyüdüğün evi, sen sana babandan kalan bir hatıraya kıymet vermedin mi?

Kabe'de taş bir yapıdır, neden kıymet verilir? O'na da taş yığını deyip geçiyormusun?

Sen ruhsuzsan biz ne yapalım sana Peren...

Selam,

Peren hanımın şahsı burada değil. Kendisiyle ilgili düşüncelerinizi şu linkten bildirebilirsiniz:

Kutsal Emanetler mi? - Peren Birsaygılı - Haber 10

Yazar, yazısında kıymet vermeyi değil "kutsal"laştırmayı eleştiriyor:

...tüm bu emanetlerin “değerli emanetler” değil de “kutsal emanetler” adı altında muhafaza edilerek, bu eşyalara kutsallık atfedilmesi...
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Selam,

Duha ve radikalislam,

Üstte bekir'e cevap verdiğim iletimde Peren hanımın yazısından ilgili bölümü alıntıladım. Dikkat ederseniz yazar değer vermeye değil "kutsal"laştırmaya karşı.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Eğer Türkçeyi bu kadar kutsallaştımış olmasaydınız, Türkçe namına Latince kelimelere bu kadar meraklı olmasaydınız ...

..Mesela, niye arapça dersiniz latinceye aşıksınız. Yazınızı latince kelimelerle süslemeye bayılırsınız. Ama biz hiç bir zaman hadsizlik yapıp "Latince sizin için kutsal mı? "demedik.

Selam,

Bu cümleler benim için mi?

Eğer öyleyse bu kanıya nasıl vardınız?

Ben, lisanlar konusunda da bir kutsallık inancına sahip değilim. Hiçbir lisan benim için diğerinden üstün ya da alçak değil. Tıpkı renklerin olduğu gibi.

Ne türkçeyi ne arapçayı ne de latinceyi kutsal bilirim.

Selamlar!
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Dün bayağı uzun bir cevap yazdım bu konuya. İşe bakın ki, gönder butonuna bastığımda geçen zamandan dolayı çoktan çevrimdışı kalmışım. Kopyalamadığım içinde "üye olmanız gerekiyor" uyarısı ile karşılaştım. Doğal olarak arada kaynadı gitti. Hayr vardır şüphesiz.

Sadece bu peren denen müsveddeye tek şey sormak isterim. (müsvedde tabirimi mazur görün chamdali kardeşim, zira şahıs Resulullah (s.a.v.) efendimin manevi hatıratını rencide ediyor o vesile ile bende kendisinin şahsını rencide etmekten geri durmam)

Kabede bulunan Hacer'ül Esved'i başta Peygamber (s.a.v.) efendimiz dahil olmak üzere her müslüman öpüyor, öpmeye çalışıyor, saygı gösteriyor. Acaba bu peren; bu mantık ile Peygamber (s.a.v.) ve bütün ümmedini "müşrik" mi ilan etmeye çalışıyor ? Hepimiz putperest miyiz ? Öyle ya, öpülen şey, nihayetinde bir taş değil mi ?

Böyle bir durumda tavsiyem isterseniz geri gidip görebilirsiniz yazilarinizi ya da üye girisi yaptiginizda o anda, konuda yazdiginiz yerden onaylanir ve yaziyi yazmis olursunuz....
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Eger burada o kisinin yazisina cevap verilemeyecekse o yaziyi buraya tasimanizinda anlami yok. Madem buraya tasiyorsunuz burada cevap verme hakki olur.

Yazı hakkında elbette cevap yazılabilir. Zaten amaç ta budur. bekirin yaptığı gibi yazarın şahsına yönelik söylemlerin burada yapılması kanımca uygun değil. Zira kendisini burada savunamaz.

Konuyla ilgili kanaatlerimizi ise zaten paylaşıyoruz.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Selam,

Peren hanımın şahsı burada değil. Kendisiyle ilgili düşüncelerinizi şu linkten bildirebilirsiniz:

Kutsal Emanetler mi? - Peren Birsaygılı - Haber 10

Yazar, yazısında kıymet vermeyi değil "kutsal"laştırmayı eleştiriyor:

Kutsallık kelimesini yanlış anlamda kullanırsak ki " Kutsal Emanetler" derken bu anlam hiç bir zaman kastedilmez, Peren Hanım'ın böyle bir serzenişi anlaşılabilir. Ancak yazarlığa soyunmuş bir kişinin ne anlamda kullanıldığını bildiği bir terimi, bu noktaya çekmesi meseleyi speküle etmesi demektir. Bakın, bu günün insanının en kolay anlayacağı TDK sözlüğüne baş vuralım ne diyor.




kutsal
sıfat, din b. (***)

Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.

(felsefe Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan. )


şte budur. Bu emanetler de Müslümnlar için Güçlü bir dinî saygı uyandıran eşyalardır. Olayı saptırmak istersek yol çook...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Yazı hakkında elbette cevap yazılabilir. Zaten amaç ta budur. bekirin yaptığı gibi yazarın şahsına yönelik söylemlerin burada yapılması kanımca uygun değil. Zira kendisini burada savunamaz.

Konuyla ilgili kanaatlerimizi ise zaten paylaşıyoruz.

Sitesine girip yazılarını takip ettiğinizi göre adresini biliyorsunuzdur. davet edin gelsin o halde. Yazısı bizi buluyor da, kendisi mi bulamayacak.

Ayrıca ben yazısı ile beraber şahsını da eleştiriyorum. Anlayışını da, idrakini de, anlatışını da...vs.
Kimse Üveys gibi olmasını beklemiyor ama, Üveys'lere rencide edecek sözler etmesini de istemiyor.

peren'e notumuzu iletirseniz seviniriz.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Sitesine girip yazılarını takip ettiğinizi göre adresini biliyorsunuzdur. davet edin gelsin o halde. Yazısı bizi buluyor da, kendisi mi bulamayacak.

Ayrıca ben yazısı ile beraber şahsını da eleştiriyorum. Anlayışını da, idrakini de, anlatışını da...vs.
Kimse Üveys gibi olmasını beklemiyor ama, Üveys'lere rencide edecek sözler etmesini de istemiyor.

peren'e notumuzu iletirseniz seviniriz.

Selam,

Bir insanın hem şahsını hem de düşüncesini elbette eleştirebilirsiniz. Kim ne der? Benimki sadece insanca bir öneri idi. Adresini verdim isterseniz eleştirilerinizi kendisine duyurabilirsiniz, isterseniz duyurmazsınız.

Ayrıca konuyla ilgisi yok ama madem ismi geçti Üveys benim için model bir şahsiyet değildir.

Peren hanımla şahsi bir iletişimimiz yok, notunuzu iletemeyeceğim.

Selamlar!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Selam,

Bir insanın hem şahsını hem de düşüncesini elbette eleştirebilirsiniz. Kim ne der? Benimki sadece insanca bir öneri idi. Adresini verdim isterseniz eleştirilerinizi kendisine duyurabilirsiniz, isterseniz duyurmazsınız.

Ayrıca konuyla ilgisi yok ama madem ismi geçti Üveys benim için model bir şahsiyet değildir.

Peren hanımla şahsi bir iletişimimiz yok, notunuzu iletemeyeceğim.

Selamlar!

Aleykümselam chamdalı;

Yok, kendisini tanımam görmem, sitesini de merak edip de bakma gereği duymadım. İnsanca önerinize teşekkür ederim. Nezaket bunu gerektirir elbette.

İsmi geçtiği için, ve bu düşünceler o'nun kaleminden çıktığı için yazarın kendisini muhatap almıştım. Size de; o'nu tanıdığınızı ve bir muhabbetiniz olabileceği düşüncesi ile not bırakmıştım.

Anladığım kadarı ile şahsen tanışmıyorsunuz. O halde şahsen tanışmadığınız ve fikri konuda bir alış-verişiniz olmayan bir insanın yazısını bu foruma taşımamalıydınız. Bu hareketiniz bende hayret uyandırdı. Nasıl güvenip de alıntıladınız şaşılacak bir şey. Neyse, demekki fikrinize yakın buldunuz, paylaşmak istediniz.

Yine de imza olarak kullandığınız ayet ile tezat bir hareket oluşturmuş. İmza olarak alıntıladığınız ayet ile 3 ay yattım kalktım da :)

Üveys benim için modeldir. Görmeden sevmenin eşsiz bir modeli. Muhabbeti inkar edenlere, olmaz böyle bir şey diyenlere! eşsiz bir model hem de.

Selamlar chamdalı, saygılar.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
...
Anladığım kadarı ile şahsen tanışmıyorsunuz. O halde şahsen tanışmadığınız ve fikri konuda bir alış-verişiniz olmayan bir insanın yazısını bu foruma taşımamalıydınız. Bu hareketiniz bende hayret uyandırdı. Nasıl güvenip de alıntıladınız şaşılacak bir şey. Neyse, demekki fikrinize yakın buldunuz, paylaşmak istediniz...

Selam,

Alıntıladığım yazılarda şahsen tanışık olma şartı aramıyorum. İçinde insanları düşünmeye / sorgulamaya yönlendirecek öğeler barındırması yetiyor.

Selamlar radikalislam!
 
Son düzenleme:

tevhid.

New member
Katılım
6 Kas 2008
Mesajlar
62
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Web sitesi
www.tevhid.eu
`kutsal emanetler` ifadesi `kutsal` tabiri nedeniyle yanlis anlasilmalara sebebiyet vermis ve vermeye de devam etmektedir. eger ki insanlar bu emanetleri sadece `sevgiliden kalan emanetler` seklinde degerlendirecek olsalar hicbir sakinca arzetmemekle birlikte `sevdigine saygi` seklinde degerlendirlmelidir.

ancak gunumuzde insanlarin bu emanetleri `kutsal` saymalari, ve bu emanetlere gosterdikleri sevgi ve ilgi (el surmek, opmek vs) dolayisi ile bir beklenti icerisine girmeleri cok yanlis neticelere sebebiyet vermektedir. emanetler `sevgiliye saygidan oturu gunumuze kadar muhafaza edilmeleri dogru oldugu kadar, bu emanetlere el surmek, opmek vesilesi ile bir sonuc beklentisi girmek de o kadar yanlistir.

Hz. Omer Hacer`ul esved tasini operken ` biliyorum ki sen bir tas`sin, seni peygamber (sav) optugu icin opuyorum` seklindeki beyanini iyi dusunmek gerekir. mesele sudur ki Peygamber (sav) ve Hz. Omer`de Hacerul esved tasini operken `o tasin` ` tas` oldugunun bilincinde idiler ve `o tastan` hicbir beklentileri de yoktu....

gunumuzde ki problemin kaynagi ` emanetlerin` `kutsal` kabul edilmesi ve bu `kutsal emanetlerden` bir beklenti icerisinde olunmasidir...
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Bakin kutsal demek Allah demek degildir burada kimseyi yaniltmayalim. Türk dil kurumu sözlügünde neler diyor bakalim

kutsal
sıfat, din b. (***)

1 . Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.

2 . Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut:
"Aşkın kutsal tarafına inanmamı sarhoşluk belirtisi diye yorumladım."- H. E. Adıvar.
3 . Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen:
"Demokraside, insanın en doğal, en kutsal hakları bir pazarlık konusu olur."- N. Cumalı.
4 . felsefe Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Sizler gibilerin Arapçaya karşı çok iyi biliyoruz. Yazılarınızı çok okuduk. Ama her nedense Türkçe adı altında absürt bir dil kullanıyor ve buna sanat , edebiyat diyorsunuz.

Pek çok yazınızda Avrupa kökenli kelimeleri tercih ediyorsunuz. Evet Avrupa kökenli dilleri kutsallaştırmadınız, ama Türkçeyi kutsal yapmışsınız.

Eğer bizlerin arapçaya değer vermemiz, onu şirki bir kutsallık haline getiriyorsa, sizin Türkçeye bu kadar değer vermeniz de şirk olsa gerek.

Yani, çoğu itiraz ettiğiniz şeyi siz farklı isimlerle yapıyorsunuz. Sizin ki hak bizim ki dalelet.

Neyse daha örnek vermeyimkonu mecrasından kaymasın.

Selam,

Her insan ayrıdır. Kimseyi başkalarının söylemine göre eleştiremezsiniz. Benim türkçeyi kutsallaştırdığıma dair bir söylemim olduysa eleştirinize teşekkür edeceğim. Gösterebilir misiniz? Eğer bilerek ya da bilmeden herhangi bir lisanı kutsallaştırdıysam tevbe ederim o sözümden dolayı. Size de teşekkür ederim.
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Hz Peygamber’in gerçek mirası, kime ait olduğu dahi tam belli olmayan bir takım eşyalar değil, Allah'ın kitabı Kurân-ı Kerim ve Hz Peygamber’in sünnetidir ki; “insan olma” mücadelesinin tüm manası işte sadece bu ikisinde gizlidir.

Peren Birsaygılı'nın makalesini haber10'da okumuştum, aslında Recep İhsan ELiaçık hocamınkilerini önce okurum, hep beklerim bu hafta ne çıkaracak diye gizli hazinelerden...
Peren Birsaygılının final cümlesi dikkate değer, belki diğerleri üzerine eleştiri getirebilirsiniz anacak son satılar dikkate değerdir. Benim de elimde kutsal emanet olarak Kuran bulunmaktadır...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Peren BİRSAYGILI;Hanim.Sizin bu yazinizi okudugumda inanin aklima gelen seylerden sadece bir kacini sorgulamak geldi;Acaba dini dejenere etmenin en kolay yolumu desem yoksa gercek muradtan uzaklastirmanin en kestirmesimi desem nasil anlatilir pek bilemiyorum ama Radikalin ve Duhanin dedigi gibi" medreselerde okutulmaya layık bir tefrit numunesi"olarak okutulmali belkide bir kac kisinin Kutsali anlamasi cok daha kolay olurdu sanirim.Kutsal yani türkce olarak Kutlu olabilmesi icin kurtulus recetesi olmasi gerekir ama derlerseki nitekim diyorler saygi icin iste bu noktada saygi baska Kutsamak baska.Bencede saklanmasi gereken güzel saygi deger seyler ama kutsamak asla...Resule(Selam Resul/Resullere olsun)olan sevgi ve saygimiz nedeni ile bize ulasan emanetlerine(Ona aid esyalara)saygi nedeni ile cok deger veriyorum ve onlarin en azindan en son noktaya kadar saklanmasina taraf olmama ragmen kutsanmasina o derece siddet ile karsiyim..
 
Üst Alt