Enver Ýstek
metin mete
- Katılım
- 27 Ara 2005
- Mesajlar
- 3,935
- Tepkime puanı
- 1,023
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
Selamün Aleyküm,
Bu forumda başlı başına bir örnek olmak üzere yeryüzünde ne kadar insan varsa bir o kadarda farklı din anlayışı olduğu tartışılmaz bir gerçektir.Kişiler kendilerine dayatıldıkları veya birşekilde kabul ettikleri inanç sistemlerini devraldıkları kişilerle genellikle motomot düşüncede olmaz.Birşeyleri eksiltir,artırır veya değiştirirler.Bunun nedeni her bireyin farklı anlama,kavrama özelliğine sahip olmasıdır.Peki Allah aynı Allah,Mesaj aynı Mesaj olduğu halde neden farklılıklara/ayrılıklara düşeriz.Yukarıdaki cümlemiz bir ölçüde bu sorunun cevabı olmakla beraber ayrıntıda başka şeylerde gizlidir.
Yukarıda da söylediğimiz gibi her birey farklı donanımla yaratılmıştır.Bunun dışında okul,aile,çevre gibi dış faktörler bireyin "muhakeme" gücünü fark yönlerde etkiler.Bu sayede kendisine bir çerçeve oluşturan birey bu koruma alanı dışına çıkmaya zorlanacaktır.Cesaret gösterebilirse kendi çizmiş oldğu duvara biraz daha yaklaşabilecek yok ise tabiri caizse sermayeden yiyecektir.Her ne olursa olsun verilenle yetinmeyen yapıda olan insan ya bu çemberin etrafında inanç dansları yapmak suretiyle dönüp duracak yada sınırı zorlayarak dışa çıkmaya çalışacaktır.Süreç içersinde kendisine bir yöntem belirleyen insan karşılaştığı her kavram gibi dinide sorgulayacak kendine uygun bir inanç sistemi oluşturacaktır.
Biz bu çalışmamızda sadece Kur'anı kaynak olarak alanların düştüğü ayrılakların sebeplerini yine Kur'ana göre inceleyeceğiz inşaAllah.
NİYET VE SAMİMİYET
Kur'anın anlaşılıp,anlaşılamamasında etkili en önemli faktör "niyet"imizdir.Samimi olmayan,önyargılı bir kul hertürlü imkana hatta mükemmel arapça bilgisine sahip olsada Kur'anı doğru anlayamayacaktır.Çünkü bu kişi(ler) nefsine uymaktadır nefsine uyan kişi akletme yeteneğinden yoksundur.Bu yetenekten yoksun olan kişi ayetleri çarpık,saçma sapan,nefsine göre yorumlayacak ve Allah'ın hiç kasdetmediği hatta reddettiği anlamları çıkaracaktır.Bu noktada söylediklerimizi destekleyen ayetlere bakalım.
KEHF 57- Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da ona sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zalim kim vardır! Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir.
İSRA 45. Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.
46. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.
Kur'an kendisine artniyetsiz,samimi,tevazuulu bir kalple yaklaşan tüm insanlara kapılarını ardına kadar açar.Kur'an artık onların Hidayet rehberidir.Fakat önyargıları,yaşam felsefeleri,dünya görüşleri,etraftan duyduğu saçmalıklarla Kur'ana yaklaşanlar dahada sapıtacaktır.
İSRA 82. Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.
Bu forumda başlı başına bir örnek olmak üzere yeryüzünde ne kadar insan varsa bir o kadarda farklı din anlayışı olduğu tartışılmaz bir gerçektir.Kişiler kendilerine dayatıldıkları veya birşekilde kabul ettikleri inanç sistemlerini devraldıkları kişilerle genellikle motomot düşüncede olmaz.Birşeyleri eksiltir,artırır veya değiştirirler.Bunun nedeni her bireyin farklı anlama,kavrama özelliğine sahip olmasıdır.Peki Allah aynı Allah,Mesaj aynı Mesaj olduğu halde neden farklılıklara/ayrılıklara düşeriz.Yukarıdaki cümlemiz bir ölçüde bu sorunun cevabı olmakla beraber ayrıntıda başka şeylerde gizlidir.
Yukarıda da söylediğimiz gibi her birey farklı donanımla yaratılmıştır.Bunun dışında okul,aile,çevre gibi dış faktörler bireyin "muhakeme" gücünü fark yönlerde etkiler.Bu sayede kendisine bir çerçeve oluşturan birey bu koruma alanı dışına çıkmaya zorlanacaktır.Cesaret gösterebilirse kendi çizmiş oldğu duvara biraz daha yaklaşabilecek yok ise tabiri caizse sermayeden yiyecektir.Her ne olursa olsun verilenle yetinmeyen yapıda olan insan ya bu çemberin etrafında inanç dansları yapmak suretiyle dönüp duracak yada sınırı zorlayarak dışa çıkmaya çalışacaktır.Süreç içersinde kendisine bir yöntem belirleyen insan karşılaştığı her kavram gibi dinide sorgulayacak kendine uygun bir inanç sistemi oluşturacaktır.
Biz bu çalışmamızda sadece Kur'anı kaynak olarak alanların düştüğü ayrılakların sebeplerini yine Kur'ana göre inceleyeceğiz inşaAllah.
NİYET VE SAMİMİYET
Kur'anın anlaşılıp,anlaşılamamasında etkili en önemli faktör "niyet"imizdir.Samimi olmayan,önyargılı bir kul hertürlü imkana hatta mükemmel arapça bilgisine sahip olsada Kur'anı doğru anlayamayacaktır.Çünkü bu kişi(ler) nefsine uymaktadır nefsine uyan kişi akletme yeteneğinden yoksundur.Bu yetenekten yoksun olan kişi ayetleri çarpık,saçma sapan,nefsine göre yorumlayacak ve Allah'ın hiç kasdetmediği hatta reddettiği anlamları çıkaracaktır.Bu noktada söylediklerimizi destekleyen ayetlere bakalım.
KEHF 57- Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da ona sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zalim kim vardır! Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir.
İSRA 45. Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.
46. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.
Kur'an kendisine artniyetsiz,samimi,tevazuulu bir kalple yaklaşan tüm insanlara kapılarını ardına kadar açar.Kur'an artık onların Hidayet rehberidir.Fakat önyargıları,yaşam felsefeleri,dünya görüşleri,etraftan duyduğu saçmalıklarla Kur'ana yaklaşanlar dahada sapıtacaktır.
İSRA 82. Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.