Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuranı bilen kendini bilir

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
ETRAFINIZA VE KENDİNİZE BAKIN BU ÖZELLİKLERE ÇOK RASTLAYACAKSINIZ

CEHALET
İnsanın Allah yolunda yükselmemesi cehaleti sebebiyledir.
33/Ahzap-72- - Şüphesiz insan zalimdir ve cahildir.
2/Bakara-80-- Yoksa, Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz.
2/Bakara-169- - Şeytan, muhakkak size kötülüğü, hayasızlığı, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyi söylemenizi emreder.

CİMRİLİK
Cimrilik Yüce Rabbimizin zekât, birr ve sadaka emirlerini yerine getirmeye en büyük engeldir.
17/İsra-100- - Rabbimizin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız , tükenir korkusuyla infâk etmezdiniz, zaten insan pek cimridir.
57/Hadid-24- - Onlar ki, Hem cimrilik ederler, inananlara da cimrilik yapmayı söylerler. Şüphesiz Allah, Ganidir, Hamîd'dir.
47/Muhammed-38- - İşte sizler, Allah yolunda sarfetmeğe çağrılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik ediyor, cimrilik yapan kendisi için yapar.

DEDİKODU, GIYBET
Yüce Rabbimiz biraraya gelen kullarının Allah'tan bahsetmesini ve böylece zikir yaptıkları için Allah'ın salâvat nuru ile ferahlanmalarını ister. İnsanlar ise dedikodu ve gıybetle Allâh'dan değil, insanlardan bahsederek ve nefslerinden de birşeyler katarak derecat kaybetmektedirler.
49/Hucurat-12- - Gizli şeyleri merak edip araştırmayın, dedikodu yapmayın. Biriniz ölü kardeşinin etini yemek ister mi? İşte tiksindiniz.
68/Kalem-10,11,12- - Yemin eden, ayıp araştıran, değersiz laf taşıyan, nâsı hayırdan alıkoyan, hukuka tecâvüz eyleyen, günaha dadanan kimselere itaat etme.
24/Nur-15,16- - Hani onu dilden dile dolaştırıp hiçbir bilğiniz olmadığı şeyleri ağzınıza alıyor, Allah yanında büyük bir günah olduğu halde onu kolay sanıyordunuz. Bunu istediğiniz vakit: "Böyle şeyi ağzımıza almak bize yaraşmaz. Aman Allah'ım! Sen bundan münezzehsin, bu büyük bir Bühtan'dır." demeliydiniz.
4/Nisa-112- - Her kim bir suç işlerse veya bir günah kazanır sonra onu günahsıza atarsa bir iftirada bulunmuş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.

FİTNE, FESAD
İnsanların tevhid akidesinin gereği olarak Sırât-ı Müstakîm üzerinde bulunmaları ve tek bir fırka oluşturmaları Allah'ın emridir. İnsanların arasına fit sokarak onları birbirine düşmân yapmak veya bu istikamette çalışmak fitne çıkarmaktır. Fesad da benzer anlamdadır.
5/Maide-64- - Onlar her ne zaman harp için ateş yaksalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde fesat için çabalarlar. Allah fesat çıkaranları sevmez.
2/Bakara-60- - Yer yüzünde fesad çıkararak haddi aşmayınız.
2/Bakara-191- - Fitne katilden şiddetlidir.
2/Bakara-217- - İnsanları Allah yolundan alıkoymak Allah'ı tanımamak, insanları Mescid-i Haram'dan alıkoymak, ahalisini ondan çıkarmak ise, İnd-i İlâhi'de şer bakımından daha büyüktür. FİTNE KATİLDEN DAHA BÜYÜKTÜR.
2/Bakara-193- - Fitneden eser kalmayıp din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla kıtal edin (savaşın). Onlar vazgeçerlerse onlara el uzatmak yoktur. El uzatmak yalnız zalimleredir.
8/Enfal-39- - Hiçbir fitne kalmayınca bütün din Allah için oluncaya kadar onlarla kıtalde bulunun. Onlar küfürden vazgeçerlerse, onları salıverin. Çünkü Allah, işlediklerini görür.
8/Enfal-73-- Kâfîr olanlar birbirlerinin velileridir. Siz de bunu yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve musibet, büyük bir fesat hasıl olur.

GURUR, KİBİR
İnsanların büyük bir kısmı gurur ve kibirleri yüzünden hem ahiret mükâfatını hem de dünya saadetini kaybederler, çünkü onlara gök kapıları açılmaz.
40/Mü'min-56 -- Allah'ın âyetleri üzerinde kendilerine gelen bir sultan olmadan tartışanların gönüllerinde ulaşamayacakları bir kibir vardır. Allah'a sığın.
11/Hud-l0- - Eğer ona bir zarardan sonra bir ni'met tattırsak, muhakkak ki, benden bütün sıkıntılar gitti diyecektir. Çünkü o şüphesiz şımarık ve böbürlenendir.
2/Bakara-206-- Ona Allah'dan sakın deyince, gururu kendisine günah işletir.
7/Araf-40- - Âyetlerimizi tekzib edip (yalanlayıp, inkâr edip) tekebbür edenlere gök kapıları açılmaz.


HIRS, ŞEHVET
Hırs ve şehvet insana Allah'ın yolunda çok derecat kaybettiren ve çok pişmanlık çektiren iki afettir.
70/Mearic-19- - İnsan, şüphesiz hırslı yaratılmıştır.
64/Tegabün-16- Nefsinin hırsından korunabilen felâha saadete erer.

HASED VE DÜŞMANLIK
İnsanların fırkalara ayrılması, birleşmemesi, tevhidi gerçekleştirmemesi hep hased ve düşmanlık sebebiyledir.
60/Mümtehine-4- - Sizinle aramızda bir tek Allah'a îmân edinceye kadar ebediyyen adâvet şiddetli bir nefret aşikar olmuştur.
4/Nisa-54- - Yoksa Allah'ın bol ni'metinden verdiği kimseleri mi, çekmiyorlar hased ediyorlar.
2/Bakara-109- küffârâ, haseden min ındi enfüsihim.Kitap ehlinin çoğu içlerindeki haset sebebiyle sizi, inandıktan sonra küfre döndürmeyi isterler.
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
İSYAN
İsyan Allah'ın emirlerine itaat etmemize mani olan afettir.
19/Meryem-44- - Babacığım, şeytana tâbî olma, çünkü şeytan Rahmân'a asî olmuştur.
73/Müzemmil-15,16- - Şüphesiz size şahidlik edecek bir Resûl gönderdik. Firavuna gönderdiğimiz gibi. Firavun Resûl'e âsi olmuştu.
19/Meryem- 14- - Âsi olan bir cebbar değildi.
49/Hucurat-7- - Küfrü, fisk ve isyanı size kerih gösterdi.
İPTİLA
Allah'ın yasak ettiği şeylere olan aşırı ilgi ve bunun sonunda doğan vazgeçilmesi çok zor olan alışkanlıklar iptilâdır.
5/Maide-90,91- - Ey imân edenler, şarap, kumar, puta tapmak, fal, şeytanın murdar amelleridir. Artık ondan kaçının ki, felâh bulasınız. Şeytan; şarap, kumar ile aranıza düşmanlık ve buğz (kin) bırakmak, sizi Allah'ın zikrinden ve namazdan alıkoymak ister. Daha vazgeçmiyecek misiniz?
KİN VE NEFRET
Kin ve nefret nefsimizin yenilmesi güç afetlerindendir. Bu konuda Yüce Rabbimiz aşağıdaki Âyet-i Kerîmelerle açıklamalarda bulunuyor.
5/Maide-8- - Bir kavme, topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin.
5/Maide-62- Onlardan çoğunun günaha, haksızlığa ve haram yemeğe koşuştuklarını görürsün, yaptıkları ne kötüdür.
5/Maide-64- - Rabbinin tarafından inzal olunan, onlardan bir çoğunun azgınlığını küfrünü artırır. Onların arasında kıyamet gününe kadar düşmanlık, olanca kuvvetiyle sevmemezlik (buğz, kin, nefret ve haset) yapıştırdık.
5/Maide-14- - Biz kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlığı olanca kuvvetiyle kin, nefreti yapıştırdık.
3/Al-i İmran-118- - Size olan kin, buğzları dillerinden dökülüyor. Halbuki sinelerinde sakladıkları buğz-nefret daha büyüktür.
Allah'ın yardımıyla nefsimiz başlangıçta tezkiye edilip kontrol altına alınarak, bu şer kaynağın nefsimizin tasfiyesiyle tamamen ortadan kaldırıldığını, Rabbimiz şu âyet-i kerîme'de en güzel biçimde açıklıyor.
9/Tevbe-15- - Kalplerindeki kini gidersin ve Allah dilediği kişinin tevbesini kabul buyursun.
Tevbenin kabulü, ancak Tevbe-i Nasuh'a davet ile mümkündür. Çünkü tevbenin esası bir daha günah işlememek üzere Rabbimize verdiğimiz bir Ahd'dir. Fakat, şer kaynaklar nefsimizde durdukça bu mürnkün değildir. Ammâ bu 19 şer kaynak, ihlasla temizlenince Allah bizi tevbe-i Nasuh'a davet ediyor. Bu şekilde yukardaki âyet-i kerîme'de, Rabbimizin söz ettiği gibi tevbemizi kabul ediyor.
59/Haşr-10- - Kalbimizde mü'minlere karşı kin bırakma.
KÜFÜR
Küfür nefsin bünyesindeki afetlerden en korkuncudur.
18/Kehf-105- - İşte onlar Rablerinin âyetlerini ve O'na (Dünya hayatında) kavuşmayı inkâr ettikleri için amelleri boşa gidenlerdir. Artık onlar için kıyamette bir terazi tutmayız.
14/İbrahim-34- - Şüphesiz insan zalim çok kâfirdir.
3/Al-i İmran-176- - Küfürde yarışanlar seni ü'zmesin. Şüphesiz Allah'a bir zarar veremezler. Allah Ahirette onlara bir pay vermemek istiyor. Onlara büyük azab vardır.
76/Dehr-24- - Onlardan kâfir ve günahkâr olanlara itaat etme.
50/Kaf-24- - İnatçı ve kâfir olanların hepsini Cehennem'e atın.
2/Bakara-257- - Kâfir olanlar Tagut'un (şeytanın) dostudurlar. Ve nurdan zulmete götürürler.
49/Hucurat-7-- Size küfrü kerih gösterdi.

MÜRAİLİK
Halk arasında iki yüzlülük olarak anılan mürailik insanın, kalbi ile yaptıklarının farklı olmasıdır. Allah ise kalbimiz ile davranışlarımızın eşit olmasını ister.
2/Bakara-264- - Ey imân edenler Nâs'a gösteriş olsun diye malını harceden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan kimseler gibi sadakalarınızı, başa kakmak, eziyet vermek ile hükümsüz kılmayın.
4/Nisa-142-- Onlar namaza kalkacak olsalar ağır davranırlar Nâs'a gösteriş yaparlar ve Allahı az zikrederler (münafıklar).
8/Enfal-47-- Yurtlarından böbürlenerek (şımararak) nâs'a gösteriş yaparak çıkanlar, Allah yolundan nâs'ı alıkoyanlar gibi olmayın.
4/Nisa-38- - Mallarını halka gösteriş için harcedenler Allah'a ve Ahiret gününe inanmayanlar şeytanla arkadaş olmuş ise kötü arkadaşa tutulmuştur.

NANKÖRLÜK-
Allah'ın bize olan ihsanlarını görmezliğe gelmek veya hiçe saymak nankörlüktür.
11/Hud-9- - Tarafımızdan insana bir rahmet tattırdıktan sonra onu geri alsak o pek ümitsiz, pek nankör olur.
22/Hac-66 - - İnsan hakikaten nankördür.
35/Fatır-36- - işte bütün nankörleri böyle cezalandırırız.
43/Zuhruf-15- - Şüphesiz insan apaçık bir nankördür.
17/İsra-67- - İnsan nankör olmuştur.

ÖFKE, GAYZ
Öfke ve gayz, her an yanlış adımlar atmaya sebep olan afetlerdir.
3/Al-i İmran-118,119,120- - Sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların öfkesi ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. İdrak ediyorsanız âyetleri açıkladık. İşte siz, onlar sevmezken, onları seven ve kitabın bütününe inanan kimselersiniz. Size rastladıkları zaman: "İnandık derler!" yalnız kaldıklarında öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki, öfkenizle ölün. Allah kalplerde olanı bilir. Size bir iyilik gelse, onların fenasına gider başınıza bir kötülük gelse, buna sevinirler. Sabreder ve takva sahibi olursanız, onların hilesi size hiçbir zarar veremez.

SABIRSIZLIK
Herşeyin vakti gelecektir. Sabırsızlık göstermeden hedefe doğru gayretle yürümek gerekir. Sabırsızlık nefsimizdeki önemli afetlerdendir.
21/Enbiya-37 - - İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size âyetlerimi göstereceğim. Benden acele istemeyin.
19/Meryem-84- - Öyleyse onların acele, yok olmalarını isteme. Biz onların günlerini sayıyoruz.
20/Taha-114- - Kur'ân sana vahiy edilirken, vahiy bitmezden önce acele etme.
17/İsra-11-- İnsan, hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan pek acelecidir.

VEFASIZLIK
Bir söz veya bir yeminin islâmda mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Kim sözlerini veya yeminlerini yerine getirmiyorsa ahde vefa etmemiş oluyor. Vefasızlık ise nefsimizin ciddi bir afetidir.
17/İsra-34-- Ahde vefa edin. Şüphesiz ahidlerinize karşı mesulsü'nüz.
6/En'âm-152- - Allah'ın Ahdine vefa edin.
16/Nahl-91- - Yemin ettiğiniz zaman Allah'ın ahdini yerine getirin. Allah'ı kendinize kefil göstererek yaptığınız yeminleri bozmayın.
4/Nisa- 155 - - Misaklarını bozmalarından.
13/Rad-20 - - Onlar Allah'ın ahdini yerine getirenler ve misaklarını bozmayanlardır.
2/Bakara-27- - Onlar ki, Allah'ın Ahdini, Mîsâkdan sonra bozarlar.
36/Yasin-60,61,62- - Ademoğulları, Ben sizden şeytana kulluk etmeyeceksiniz, o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edeceksiniz. İşte Sırât-ı Müstakîm budur, diye ahd almadım mı? Ve andolsun sizden çoğunuz dalâlete düştü.
20/Taha-115- - Andolsun ki, daha sonra Ademe ahd vermiştik. Fakat unuttu, onu azîmli bulmadık.

YALAN, TEKZİB
Bu konudaki Âyet-i Kerîme'ler aşağıdadır.
43/Zuhruf-25- - Bunun üzerine biz onlardan öç aldık, yalancıların sonunun nasıl olduğuna bir bak..
61/Saf-2,3- - Ey imân edenler, yapmadığınz şeyi niçin yaptığınızı söylersiniz, yapmadığınız şeyi yaptık demeniz, Allah kat'ında büyük gazaba sebep olur.
4/Nisa-112-- Kim yanılır veya suç işler de, sonra onu bir suçuzun üstüne atarsa, şüphesiz iftira etmiş ve günah işlemiş olur.

ZULÜM
Zulüm zalime derecat kaybettirir mazluma ise derecat kazandırır.
4/Nisa-30 - - Bunu kim yapar düşmanlık ve zulüm ederse, onu ateşe sokarız.
33/Ahzab-72- - İnsan, pek zalim ve cahildir.
14/İbrahim-34- - Doğrusu insan pek zalim ve çok nankördür.

ZAN
Başkaları hakkında onların belkide yapmadıkları birşeyi onlar yapmış gibi düşünmek zandır. Ve bu düşüncemiz, o kişiyi görmediğimiz halde bir suç işliyormuş gibi bir hükme bizi sürüklerse o zaman bu zan büyük bir günahtır.
53/Necm-23- - Onlar yalnız zan ve tahmine, nefsimizin arzularına uyarlar.
49/Hucurat-12- - Ey imân edenler zannın çoğundan sakının, şüphesiz bazı zanlar (su-i zan) günahtır.
53/Necm-28- - Onların bu sözleri hakkında hiçbir bilgileri yok. Onlar sadece zanna ittiba ederler. Zan ise insanı bir hakkı bilmek rnecburiyetinden vareste kılamaz (dışında tutamaz).
38/Sad-27- - Biz, yeri, göğü ve aralarındakileri boşuna (batıl) yaratmadık. Boşuna yaratmak sadece kâfirlerin zannıdır.
10/Yunus-66- - Onlar, ancak o zanna tâbî olurlar. Ancak tahmin ederler.
10/Yunus-36- - Onların ekserisi ancak zanna tâbî olurlar, şüphesiz zan hiçbir zaman hakkın yerine geçmez.
7/Araf-30 - - Şüphesiz onlar Allah'ı bırakarak şeytanı dost edinmişlerdir ve hidayete erdiklerini zannediyorlardı.
6/En'âm-148-- Onlara de ki; Eğer bir bilğiniz varsa onu bize çıkarırsanız siz zandan başka bir şeye tâbî olmazsınız, kuru kuru tahminde bulunursunuz.
6/En'âm- 116- Yeryüzünde olanın ekserisine itaat edersen onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zandan başka birşeye tâbî olmazlar. Onlar kuru kuru tahminde bulunurlar.
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

Nefsini bilen kendini bilir

Nefs tezkiyesi

-35/FÂTIR-18: Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in ted’u
muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un
ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne
yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte),
ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî),
ve ilâllâhil masîr(masîru).


Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş Allah’adır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allah’a döner, ulaşır).


-87/A'LÂ-14: Kad efleha men tezekkâ.
Nefsini tezkiye eden kimse felâha (kurtuluşa) ermiştir.


-91/ŞEMS-9: Kad efleha men zekkâhâ.
Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse felâha (kurtuluşa) ermiştir.


-7/A'RÂF-205: Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).
Ve sabah ve akşam vakitlerinde Rabbini kendi kendine, korkarak ve yalvararak, sözün sesli olmayanı ile zikret. Ve gâfillerden olma.


-13/RA'D-28: Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb(kulûbu).
Onlar, âmenûdurlar ve kalpleri, Allah’ı zikretmekle mutmain olmuştur. Kalpler ancak; Allah’ı zikretmekle mutmain olur, öyle değil mi?
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
..

..

30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Öyleyse vechini hanif olarak dîne dînin kayyum olmasına ikame et kıyamda tut. Allah’ın o fıtratıyla ki, Allah bütün insanları hanif fıtratı ile yarattı. Allah’ın yaratmasında ne dînde ne de hanif fıtratında değişiklik olmaz. İşte bu kayyum olan ezelden ebede kadar kıyamda kalacak, devam edecek dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
74/ MÜDESSİR-30-: aleyhâ tis'ate aşer
19 üzerinizedir.
1- Cehalet
2- Cimrilik
3- Dedikodu, Gıybet
4- Fitne, Fesat
5- Gurur, Kibir
6- Haset ve Düşmanlık
7- Hırs, Şehvet
8- İsyan
9- İptila
10- Kin ve Nefret
11- Küfür
12- Mürailik
13- Nankörlük
14- Öfke, Gayz
15- Sabırsızlık
16- Vefasızlık
17- Yalan
18- Zulüm
19- Zan
Nefste mevcut olan bu 19 afet sebebiyle Melekler Rabblerine karşı çöyle diyorlar;
2/ BAKARA -30: (Hani) o zaman Rabb'in meleklere: "Ben muhakkak ki yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler de): "Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz Seni hamdinle tesbih ve takdis ediyoruz" demişlerdi. (Rabb'in de) "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim…" buyurdu.

Burada nefsimizin zulmâni yönüne işaret edilmektedir. Melekler nefsin iki yönlü yaratıldığını bilmemektedir. Meleklerde nefs yoktur. Nurdan yaratılmışlardır. Rabbimiz bize ihsan ettiği nefsi iki yönlü yarattığını, Tin Sûresinin 4. ve 5.Âyet-i Kerîmesinde şöyle açıklıyor.

95/ TİN-4: Andolsunki, biz insanı (insanın nefsini) en güzele (ahsene) ulaşabilecek bir takvim içinde yarattık.
95/ TİN-5: Sonra onu esfeli sâfiline reddettik.

Âyet-i Kerîme'nin ikinci kısmında sözü edilen Esfel-i Sâfilîn, Ahiret hayatında, Cehennemle cezalandırılan nefsin bulunduğu yerdir. Nefs burada rehinedir. Yeryüzünde ikame edilen Adem oğlunun, nefsini, Rabbimize verdiği tezkiye yeminine uygun bir şekilde tezkiye, terbiye etmediği sürece iblise tâbî olup, Cehennem'in en alt katıyla cezalanacağını, Rabbimiz açıklıyor.
İnsana verilen bu dünya hayatı, rehine olan nefsini kurtarmak içindir. Eğer rehine kurtulursa, insandaki emanet olarak bulunan ruh da Allah'a verdiği misakini yerine getirebilecek, Allah'a ulaşabilecektir.
Âyet-i Kerîme'nin birinci kısmında ise, dünya hayatını yaşarken insanın Elestü Birabbiküm günü Rabbimize verdiği misaka uygun olarak nefsini evvela 7 kademede tezkiye, sonra terbiye ve tasfiye etmek suretiyle en güzel biçime dönüştürebilecek şekilde yaratıldığı beyan ediliyor.
Demek ki, nefs başıboş bırakılıp, tezkiye, terbiye ve tasfiye için, dünya hayatını yaşarken bir şey yapılamazsa, şeytanın insan vücudundaki melcei (sığınağı) olan nefs, şeytanın negatif telkinleriyle, Cehennem'in en alt katı olan Esfel-i Safilin'e gidecektir.
Eğer nefs tezkiye, terbiye ve tasfiye edilebilirse Ahsen-i Takvim'e dönüşerek, ruhun halleriyle hallenir, adeta vücut ülkesinde ikinci bir ruh olur. Buradan anlıyoruz ki, nefs iki yönlü bir mahlûktur.
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
7/ ARAF-172: Ve o zamanki (ezelde) Allah Adem oğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini çıkardı (aldı) ve onları nefsleri üzerine şahit tutarak dediki:
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"
Dediler ki:
"Evet (Sen bizim Rabbimizsin) Biz şahitleriz."
Kıyamet günü: "Muhakkakki biz bundan gafilleriz." (bizim bundan haberimiz yoktu) demesinler diye.
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
Nefsin yemini, dünya hayatında 7 tezkiye kademesinde tezkiye olmaktır. Ruhun misakı ise tezkiye olan nefsin her tezkiye kademesine paralel olarak 7 kat yükselerek, 7. kattan sonra 7 alemi aşarak, varlıklar aleminin son noktasından (Sidratülmüntehâ'dan) yokluğa geçerek, yoklukta (Adem'de) Allah'ın Zat'ına ulaşması, orada yok olması ve Rabbine teslim olmasıdır. Fizik vücudun yemini (ahd) ise Allah'a kul olmaktır.
Vücut ülkesinde Allah'ın bir temsilcisi olan ruhun, verdiği misakı yerine getirmemesi düşünülemez. Fakat, Rabbimiz, ruhun misakını yerine getirebilmesini, nefsin tezkiye olması şartına, yani nefsin Rabbimize verdiği yemini yerine getirme şartına bağlamıştır.
91/ ŞEMS-9: kad efleha men zekkâhâ.
Andolsunki nefsini tezkiye eden felâha erer (cennete girer).
Bu da nefsimizin değişerek yarıdan daha fazla nurla dolması halidir.
 
Üst Alt