Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuranda her şey açiklanmiştir.

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Allah, gerçek imanın şartlarını, insanların dünyadaki ve ahiretteki yaşamlarına ilişkin pek çok konuyu, iman sahibi bir insanın nasıl bir ahlaka sahip olması gerektiğini ve bir insana hayatı boyunca yol gösterecek birçok konuyu bizlere Kuran'da detaylı olarak bildirmektedir. Allah ayrıca, Kuran vasıtasıyla bize Kendisini tanıtır, tüm kainatı yoktan var eden, alemlerden müstağni, tüm eksikliklerden münezzeh, gizlinin gizlisini gören, işiten, her şeyden haberdar olan olduğunu bize ayetlerle açıklar.
Bunun yanı sıra Kuran'da, insanların niçin ve nasıl yaratıldıkları, nasıl bir hayat sürerlerse Allah'ın rızasını kazanabilecekleri, ibadet şekilleri, güzel ahlakın tarifi, beden ve ruhça sağlıklı olmanın yolları, zor anlarda ve beklenmedik durumlarda alınması gereken önlemler, çeşitli insan karakterleri detaylı olarak açıklanmıştır. Ayrıca bilimsel gerçeklere işaret eden ayetler, günlük hayata ve toplumsal sorunlara dair bilgiler, kıyamet günü, cennet ve cehennem gibi daha pek çok konu hakkında bilgiler verilmiştir. Yani Kuran'da bir insanın yaşamının her anında gereksinim duyacağı temel bilgilerin tümü mevcutturAllah'ın sözü olan Kuran, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün ne olduğunu insanlara bildiren hak kitaptır. Kuran'da insanların niçin ve nasıl yaratıldıkları, yaşamaları gereken model, ibadet şekilleri, güzel ahlak ile ilgili bilgiler, bedenen ve ruhen sağlıklı olmanın yolları, zor anlarda ve beklenmedik durumlarda alınması gereken önlemler, çeşitli insan karakterleri, ekonomik, siyasi, sosyal ve hukuki yaşamın en ideal ne şekilde olması gerektiği, Allah'ın sözlerine itaatsizlik karşısında insanların içine düşecekleri kargaşalar, ölüm anı ile ilgili bilgiler, kıyamet gününde yaşanacaklar, cennet ve cehennem ile ilgili bilgiler ve bunun dışında daha pek çok konu çok detaylı olarak açıklanmıştır. Yani Kuran'da bir insanın yaşamının her anında gereksinim duyacağı temel bilgilerin tümü verilmektedir.


Allah'ın Kuran'da tarif ettiği Müslümanlık anlayışında insanın dinin hükümlerini kayıtsız şartsız kabul etmesi, kendisine yalnızca Allah'ı Rab edinmesi ve O'ndan başka bir yol gösterici edinmemesi, yaşamının her evresinde Allah'ın gösterdiği ve hoşnut olacağı şekilde yaşaması esastır. İşte böylesine bir iman ve ahlak anlayışında insan içinde yaşadığı toplumun din adına türettiği çarpık ve batıl inançların, atalarından öğrendiği dini bilgilerin körü körüne peşinden gitmez. Yani hem Kuran'ın Allah katından hak bir kitap olduğunu kabul edip, hem de "atalarından" kalma Kuran dışı yaşam felsefesine uymaz. Tek ölçü ve yol olarak yalnızca Kuran'ı ve Peygamberimizin yaşam şeklini benimser.

Böylece Biz onu Arapça bir Kuran olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur. (Taha Suresi, 113)
Andolsun, bu Kuran'da her örnekten insanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise ancak inkarda ayak direttiler. (İsra Suresi, 89)
Andolsun, bu Kuran'da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk... (Kehf Suresi, 54)
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Kuran anayasamızdır genel prensiplerden bahs eder.sünnet ise onun tefsiri ve tevili açıklaması yani diğer deyişle yasalar ve yönetmelikleridir.
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Anayasayı bilmeden maddelere sarılmak doğru değil değilmi??
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Kuran anayasa olduğu doğrudur.

Bu nedenle de bu anayasa çerçevesinde müslüman yönetim tarafından yasa, yönetmelik, tebliğ, tüzük, artık adı ne olursa olsun düzenlenebilir.

1- Ama, yasalar yada diğerleri anayasaya aykırı olabilirmi?

2- Aykırı olursa dikkate alınabilirmi?

Bunu iyi düşünsün herkes!

Merhaba. Kur'ân'da hükme baglanmamis olan ama Allah'in oradaki hükmüne uyan bir yasa öneriniz var mi? Örnegin Allah'in Nisâ 11'deki su hükmüne uyan bir yasa öneriniz:

Erkek evlada iki kiz evladin payi... ama miras birakanin vasiyetinden ve borclarindan sonra - li'z zekeri mislu hazzi'l ünseyeyn... min ba'di vasiyyetin yûsî bihé evdeyn.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Merhaba. Kur'ân'da hükme baglanmamis olan ama Allah'in oradaki hükmüne uyan bir yasa öneriniz var mi? Örnegin Allah'in Nisâ 11'deki su hükmüne uyan bir yasa öneriniz:

Erkek evlada iki kiz evladin payi... ama miras birakanin vasiyetinden ve borclarindan sonra - li'z zekeri mislu hazzi'l ünseyeyn... min ba'di vasiyyetin yûsî bihé evdeyn.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

vay hasan akçay laik hasan akçay

nasıl gidiyor gorusmeyeli hasan kuranı tahrif çalışmaları ne vaziyette tahrıf edeceğin ayet kaldımı acaba bre hasan
arkadaşlar bu hasanı iktibas formundan tanırım tam bir kuran tahrifçisidir kendileri
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Kim olursa olsun, kategorize edip hedef göstermek yerine size yanlış gelen bir şey yapmışsa onu delillerinizle ortaya koymanız gerekmezmi?

Müslümanlar artık, şu saldırı, baskılama işini terk edebilsinler. Fikirleri ile bilgileriyle ortaya çıkabilsinler. En az imansızlar kadar, bilgi ile mücadele ortaya koyamazlarsa bir şey olamadıklarını kabul etsinler.

Buyurun iddianızı burada kanıtlayın, biz de doğruları görelim.

Selamlar...

Hasan gelsin soylesin zaten verdiği ayet örneğinede baksanız ne demek istediğini anlarsınız
hasan katısıksız kuran tahrıfçisidir vesselam
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
sohbet geldi Hasan'a
Ha Hasan'a ha sana .
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Sevgili kardeşim,
Hasan kardeşimizin, kasıtlı yada kasıtsız yazısına gerekli cevabı verdim ve ben iddia ettiğiniz gibi bir çarpıtmaya çalışma yerine aksine benim çarpıtmaya çalıştığımı sanarak, örnekle soru sorduğunu anladım.

Ayrıca, hasan ile ilgili iddiayı ortaya siz attınız. İddia eden taraf ispatlamakal yükümlüdür. Sizi iddia edip, başkasının cevaplamasını bekleyemezsiniz.

Eğer hala aynı iddiada iseniz buyurun iddianızı delilleriyle ortaya koyun. Biz de görelim haklımı haksızmı olduğunuzu!

Ayrıca muhatabında bunu cevaplama hakkını kullanmasını bekleyelim.

Aksi davranışlar müslümana yakışmaz, ben bunu bir kez daha ikaz ve ihtar etmek istiyorum.

Selamlar...

Hasan Akcay
Uzman Uye
3_star_rating.gif



Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 08 kasim 2007 Saat 04:28 | Kayıtlı IP

Tevbe 29'da sözü edilen cizye vergi değil "tazminat"tır. Açıklamaya çalışayım:
CİZYE "ceza"nın türevidir. CEZA ise bir kimsenin yaptıkları yüzünden hak ettiği "karşılık"tır. Kanıt için Ya Sin 54'e bakılabilir. Orada geçen "o gün"den kasıt ahretteki "Yargı Günü"dür. Ayette söylenen şu:
Fe'l yevme lâ tuzlemu nefsun şey'en (O gün kimseye haksızlık edilmez) ve lâ tuczevne illa ma kuntum ta'melûn (ve size bir tek kendi yapmış olduklarınızın karşılığı verilir). En küçük bir iyilik eden onun karşılığını görür; en küçük bir kötülük eden onun karşılığını (99:7-8).
"Ceza"nın tanımına dikkat: bir kimsenin yaptıkları yüzünden hak ettiği karşılık.
İnananlara durduk yerde saldırıp can ve mal kaybettirenler elbette bu çıkardıkları fesadın karşılığı olan tazminatı verecek. Bu, hem adaletin yerini bulması için gereklidir hem de durduk yerde saldırıp savaş çıkarmak eğiliminde olanların caydırılması için.
Sevgi ile, Hasan Akçay










şimdi hasana cevap verilmiş ona bakalım



Yapma hasan kardeş senin zamanının büyük kuran tahrifçisi olduğunu bilmiyormuyum sanıyorsun.Arapça biliyorum diye insanları aldatmaya çalışmak ne nedir adını sen koy.
Kuranı olduğu gibi beğenmiyorsan,vicdanına ters geliyorsa bırakırsın,ama çarpıtıp allayıp pullayıp keimelere olmadık anlamlar yükleyip işte kuran buudur demek sahtekalıktır.
Bende zamanında senin gibi çok uğraştım ama sonra anladım ki kuran senin benim ve üç beş onine kurancının şirin göstermeye çalıştığı gibi değil. Ben dürüst davrandım ve tercihimi yaptım. Yani kuranı aklıma ve vicdanıma uydurmaktan vazgeçtim.Sen aptal yada gerizekalı değilsin.Laikliği ve demokrasiyi savunan bir insansın.Böyle olmasına rağmen kuranı çarpıtmada bu kadar ısrarlı davrandığınna göre mutlaka bir yerlerden ücret alıyorsundur


bu sadece bı örnek

 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Merhaba.

Tevbe 29'daki cizye konusuyla ilgili görüsümü on küsur yil önceki iktibas forumdan alintilayan kardesimize tesekkür ederim. O görüsümün hâlâ arkasindayim ama kardesimiz beni ikna edecek sekilde yanlisimi ortaya koyarsa düzeltir "Kendisinden Allah razi olsun," derim.

Laik demokrasiye gelince evet ondan yanayim. Konuyla ilgili ayetlerden benim anladigim, halkin yönetiminde egemenlik halka aittir ve ilahî din ile beserî yönetim birbirinden ayri iki egemenlik alani oldugu icin halk yönetimi laik olmak zorundadir.

Ilgili ayetleri önünüze getiririm, uygarca müzakere ederiz. Yanildigim ortaya cikarsa o yanlisimi da düzeltirim. Allah simdiden razi olsun.

Allah'in Kur'ân'daki hükümlerine uygun beserî yasalar yapilamiyacagini belirten kardesimize katiliyorum. Zaten o yüzden laik yasalar yapiyoruz ya. Biz dine uygun bahanesiyle din hükümleri veremeyiz. Yoksa rablesir, sirke batariz.

O soruyu sordugumda aklimdan gecen ayet, Sûrâ 21 idi: Onlarin ortaklari var da Allah'in izin vermedigini din mi yapiveriyor onlara! -Em lehum şurekâu şeraû lehum mined dîni mâ lem ye’zen bihillâh... Bundan benim anladigim, insanlarin dinî kurallar düzenlemesine Allah izin vermiyor cünkü dinin kurallarini, hükümlerini kim düzenlerse din onun dini olur; Islam sunun bunun dini degil "Allah'in dini"dir; onun hükümlerini yalnizca Allah verir. Insanlar kendi yönetimleriyle ilgili lâdinî yani laik yasalar yapabilirler ancak.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
aslında egemenlik Allah cc aittir.Allah Kuran ve sünnet ile bize yasalarını sunmuştur.din ve devlet işlerini bir birinden ayırmaya kalmak bir zorlamadır.demokrasiye de terstir.tabiki Allah cc halkın iradesi olan cumhurdan yana veya adaletten yanadır.
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Bu kısımla ilgili iddialara, henüz tarafların yazıları beklendiğinden girmeyeceğim.

Laik demokrasiye gelince evet ondan yanayim. (1) Konuyla ilgili ayetlerden benim anladigim, halkin yönetiminde egemenlik halka aittir ve ilahî din ile beserî yönetim birbirinden ayri iki egemenlik alani oldugu icin halk yönetimi laik olmak zorundadir. (2)

Ilgili ayetleri önünüze getiririm, uygarca müzakere ederiz. Yanildigim ortaya cikarsa o yanlisimi da düzeltirim. Allah simdiden razi olsun. (3)
1- Laik yada değil, demokrasi vb. sistemler insan sistemidir. Böyle oluncada kendi aralarında ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar ilahi sistemler gibi bütün insanları kucaklayamazlar, bütün insanların ihtiyaçlarına cevap veremezler.

Aslında, bu sistemler, ideolojiler; adına ne denirse densin aynı kaynaktan beslenir. Bu şeytan’ın Adem peygamberle inen ilahi sisteme alternatif olarak icad ettiği ve insanlarla desteklediği bir sistemdir.

Adı, demokrasi, monarşi, oligarşi, kapitalizm, faşizm, Siyonizm vb. ne olursa olsun sonuçta ilahi sitemin altenatifi olarak, şeytan ve dostlarının icadı sistemlerdir. Laiklik kısmı ise göstermelik olarak vardır. Din baskın gelmeye başlarsa laiklik kaldırılır, bunu da iyi bilmek gerekir.

2- İslamda yönetim ile ilgili ayetleri yanlış anlamış olmalısınız.

Müslüman halkın yönetiminde; Müslümanlar yönetime en kabiliyetli, yetenekli ve mevkiye uygun kimseleri getirmek zorundadırlar. Günümüz siyasetinde olduğu gibi kişisel kayırmalar olamaz.

Halk, yönetim tarafından temsil edilir. Yönetim tarafından toplumsal uygulamalara ilişkin yasalar, kuran hükümlerine uygun olarak düzenlenir. İslam bir yaşam biçimi olup, insanların hem bireysel hem de toplumsal yaşamlarını düzenler, onları başıboş bırakmaz. Bu nedenle, beşeri münasebetler dahi ilahi yasa olan kuran ve buna uygun toplumsal yasalara uygun olmak zorundadır.

Beşeri yönetim, dini yönetim diye yönetimde bölünme olamaz. Yönetim tekdir ve İslami hükümlere göre karar alırlar, toplumsal normlar belirlerler. Yönetim laik değil, İslami olduğundan, bu ülkede yaşamak isteyen gayrimüslümler ise yine islamın kendilerine tanıdığı inanç hürriyetini özgürce yaşayarak, diğer ödevlerini İslami devlete karşı yerine getirirler. Bu şekilde, vatandaş olarak onlarda İslam devletinin güvencesi altında olurlar.

3- Ayetlerle konuşmak isterseniz buyurun getirin, ayrıca değerlendiririz.






Sanırım burada benim bir yazımdan bahsediyorsunuz!
Ancak yazıyı yanlış anlamışsınız.
Ben, Allah’ın hükümlerine uygun beşeri yasalar yapılamaz demedim. Allah’ın yasası ayarında, aynı benzerlikte ve kuvvette yapılamaz dedim.

Kurana uygun yasa yapmak ayrı, kuran gibi yasa yapmak ayrı şeylerdir. Buna dikkat edelim lütfen.
Bu nedenle, kurana uygun yasalar yapılır, laik yasalar yapılmaz yani.
Dine uygun bahanesiyle değil, tamamen dine uygun gerekçeyle, yönetim bu kararları verebilir. (Hatalar müstesna tabi) Bu da islamın istediği bir durumdur.

bunlar, kuranın verdiği izinlerdir, rableşmek, ilahlaşmak olmaz.




Allah, insanın kurana uygun olmak şartıyla dini toplumsal kurallar düzenlemesine izin verir. Buna İslam yönetimi yetkilidir.

yeni bir din kuralı değil, kurana uygun toplumsal normlar ortaya konarsa; bu yine kuranın, yani islamın dini olur. İlgili yönetimin değil.
Allah’ın dini islamdır. İslamın bireysel konularını Müslümanlar kendileri uyarken, toplumsal konularını da kuranın çerçevesinde yine yönetimce belirlenir.
Saygılarımla…[/QUOTE]

demekki neymiş iftira atmıyormuşuz
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Merhaba.

Ben, Allah’ın hükümlerine uygun beşeri yasalar yapılamaz demedim. Allah’ın yasası ayarında, aynı benzerlikte ve kuvvette yapılamaz dedim (aorskaya).

Basa döndük. O zaman lütfen "Allah’in hükümlerine uygun beserî yasalar"a örnek verir misiniz ve aciklar misiniz:

1.O yasalar Allah’in hangi hükmüne uygundur?
2.Uygun olduklarini hangi zevat onayliyor?
3.O yetkiyi kimden aldilar?
4.O zevat aslinda ya Allah’in indinde cehennemlik ise? Yani Allah’in onlari cehenneme yollamiyacagi kesin mi? Yok onlar aslinda cehennemlik iseler beserî yasalari Allah’in hükümlerine uygun oldugunu öne süren o cehennemliklere inanmali miyiz?

aslında egemenlik Allah cc aittir (sinang).

Can vermede görüldügü üzere, yaratma alaninda egemenlik Allah’a aittir ve O’nun tekelindedir. Allah hükmüne hic kimseyi ortak etmez –lâ yüsriku fî hükmihî ehadâ (18:26); örnegin günesin dogudan gelmesini hükme baglamistir, hic kimse günesi batidan getiremez (2:258). Dini olusturan ilahî hükümler de öyle. Hickimse din hükmü yapamaz, Allah o alanda da hükmüne ortak kabul etmiyor (42:21). Göreceksiniz, sayin aorskaya da Allah’in yasalarina uygun beserî yasa bulamayacak. Cünkü yok.

Bu kesin. Kuskulanamayiz, yoksa sirke batariz. Onu tartismiyoruz.
Biz burada halkin yönetilmesiyle ilgili egemenligi tartisiyoruz.


tabiki Allah cc halkın iradesi olan cumhurdan yana veya adaletten yanadır

Cok güzel… de biraz aciklanmaya muhtac. Lütfen aciklayin ki ben bile anliyayim. Zira celiskiye düsmüs görünüyorsunuz. Allah’in halk iradesi olan cumhurdan yana olmasi benim anladigim, bize demokrasiyi tavsiye etmesidir. O yüzden Allah bizim davar gibi güdülmemizi degil kâle alinmamizi saglamak suretiyle insan gibi yönetime katilmamizi buyurur (2:104): Inananlar! "Bizi güt!" demeyin, "Bizi kâle al!" deyin - ve kûlûnzurnâ…

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Peki. Nisâ 59'u da konusalim. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz... onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin). Yalniz, dikkat edelim. Parantez icindeki "onlarin talimatina göre halledin" ifadesi Allah'in sözü degil. Degil ki parantez icine alinip Allah'a ait sözlerden ayri bir yere konmus. Bir bakima özür dileniyor: "Bu benim ifademdir, Allah bunu demek istiyor; onun icin ekledim."

Iste bu olmaz. Allah'in bunu demek istedigi de nerden cikti? Ya bunu demek istemiyorsa? Yani örnegin internet hackerlariyla ilgili bir yasa yapmaya calisiyorsunuz. Aranizda anlasmazlik cikti. Resûl'ün talimatina göre halledeceksiniz. Resûl burda degil ki ondan talimat alasiniz. Resûl kendi yasadigi dönemde de hackerlara dair bir talimat vermis olamaz cünkü onun zamaninda internet yoktu.

Allah'a ve Resûl"e götürün Kurân'a götürün olabilir. Cünkü Allah'i ve Resûl'ü o temsil ediyor ve Kur'ân burada, önümüzde. Acar okuruz.

Diyelim ki icip icip kamuya acik yerlerde etrafi rahatsiz edenlerle ilgili bir yasa yapmaya calisiyorsunuz. Üc ayri görüs ortaya cikti.

1.Icki helaldir diyelim. Icene karisilmasin.
2.Icki haramdir diyelim. Icene 50 kirbac vurulsun.
3.Icene en az on bes gün hafif hapis ya da en az 50 lira hafif para cezasi verilsin.

Hangi görüsü yasaya koyacaginizi karara bagliyamiyorsunuz. Kur'ân'a götüreceksiniz. Mâide 90: Inananlar! Icki... seytanin pisligidir; ondan uzak durun. Iste bu. Allah ickiyi haram etmis; hicki helaldir diye bir yasa cikaramazsiniz; haramdir diye de. Cünkü haram helal hükmü koymak sizin isiniz degil. Birakin sizi, Resûl'ün bile isi degildi (Tahrîm 1).

"50 kirbac mi, on bes gün hapis mi"ye gelince hic farketmez. Ikisi de lâdini yani laik hükümdür. Ister talibanistan olun 50 kirbaca hükmedin ister Türkiye Cumhuriyeti olun on bes gün hapis* deyin farketmez. Bugün 50 kirbac der yarin öyle gerekir 60 kirbaca cikarirsiniz. Hangisi Allah'in hükmüne uyar; 50 mi 60 mi? Hangisi? Bosuna vehmedip durmayin; Allah'in hükmüne hangisi uygundur kimse bilemez. Talibanin 50 mi 60 mi bilmemne miktardaki kirbaci da sizin on bes gün hapsiniz de bal gibi beserî tercihtir, lâdinidir yani laiktir.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
____________________________________

*TCY Madde 71:

Her kim topluma ait ya da toplumun girebilecegi yerlerde HALKIN RAHATINI BOZACAK ya da olay cikaracak sekilde ve ACIKCA SARHOS bulunursa en az on bes gün hafif HAPSE ya da en az 50 lira hafif PARA CEZASINA carpilir.
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Nisâ 59'a devam ediyorum.

Sizden olan yöneticilere itaat edin - ulil emri minkum. Arapca metindeki "minkum"e dikkat -sizden. Neden sizden onlar? Ananiz babaniz olduklari icin? Yo, akrabaniz degiller. Sizin dininizden? Yo, Allah minkum diyor, min dînikum demiyor. Allah'in demedigini dedi deyip Allah'a iftira etmiyelim.

Siz onlari onayladiginiz icin sizden onlar. Beyat ettiniz, "Tamam simdi benden oldular," diyorsunuz. Gökten inmediler; ayetullah vehminin aksine yetkiyi Allah'tan degil sizden aldilar ve size hesap vermek zorundalar. Hesaplarinda yüzleri ak cikmazsa görevden alirsiniz; bir daha beyat etmezsiniz.

Güdülecek davar degil oyu kâle alinacak insansiniz siz (Bakara 104). Yani o ulil emr sizin "örf"ünüze uygun icraat yapmak zorunda. Yoksa isyan edersiniz; isyan etme hakkiniz var. O hakki kadin erkek hepinize size Allah vermis (Mümtehine 12):

Ey nebi! Inanan kadinlar örfe uygun islerde sana isyan etmiyeceklerine dair beyat etmeye geldiklerinde onlarla beyatlas - fî ma'rûf...

Örnegin bedevî "örf"üne göre kadinlar basacik olabiliyor ama pece takiyorlar; belki yassi burunlarini saklayip daha güzel görünmek icin. Arabistan hükümeti bedevî kadinlara peceyi yasaklarsa Arap halki isyan edecek. Örfe aykiri davranan yönetime isyan caizdir tipki Arap bahari nasil caizse. Öte yandan Iran örfüne göre kadinlar carsaf giyiyor ama pece takmiyorlar. Iran hükümeti kadinlara pece takmayi dayatirsa bu kez de Iranlilar isyan edecek.

Kisacasi körü körüne beyat diye bir sey yok. Ulil emr halkin örfüne uygun isler yapacak. Ayetin muhatabina dikkat. Allah "Ey nebi!" diyor. "Ey emîr!" demek bu. Cünkü elciye itaat Allah'a itaattir (Nisâ 80); isyan Allah'in elcisine olmaz ama örfe aykiri davranan "emîr"e olur.

Kisacasi egemenlil "ulil emr"e degil egemenlik halka aittir.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Nisâ 59'a devam ediyorum.

Sizden olan yöneticilere itaat edin - ulil emri minkum. Arapca metindeki "minkum"e dikkat -sizden. Neden sizden onlar? Ananiz babaniz olduklari icin? Yo, akrabaniz degiller. Sizin dininizden? Yo, Allah minkum diyor, min dînikum demiyor. Allah'in demedigini dedi deyip Allah'a iftira etmiyelim.

Siz onlari onayladiginiz icin sizden onlar. Beyat ettiniz, "Tamam simdi benden oldular," diyorsunuz. Gökten inmediler; ayetullah vehminin aksine yetkiyi Allah'tan degil sizden aldilar ve size hesap vermek zorundalar. Hesaplarinda yüzleri ak cikmazsa görevden alirsiniz; bir daha beyat etmezsiniz.

Güdülecek davar degil oyu kâle alinacak insansiniz siz (Bakara 104). Yani o ulil emr sizin "örf"ünüze uygun icraat yapmak zorunda. Yoksa isyan edersiniz; isyan etme hakkiniz var. O hakki kadin erkek hepinize size Allah vermis (Mümtehine 12):

Ey nebi! Inanan kadinlar örfe uygun islerde sana isyan etmiyeceklerine dair beyat etmeye geldiklerinde onlarla beyatlas - fî ma'rûf...

Örnegin bedevî "örf"üne göre kadinlar basacik olabiliyor ama pece takiyorlar; belki yassi burunlarini saklayip daha güzel görünmek icin. Arabistan hükümeti bedevî kadinlara peceyi yasaklarsa Arap halki isyan edecek. Örfe aykiri davranan yönetime isyan caizdir tipki Arap bahari nasil caizse. Öte yandan Iran örfüne göre kadinlar carsaf giyiyor ama pece takmiyorlar. Iran hükümeti kadinlara pece takmayi dayatirsa bu kez de Iranlilar isyan edecek.

Kisacasi körü körüne beyat diye bir sey yok. Ulil emr halkin örfüne uygun isler yapacak. Ayetin muhatabina dikkat. Allah "Ey nebi!" diyor. "Ey emîr!" demek bu. Cünkü elciye itaat Allah'a itaattir (Nisâ 80); isyan Allah'in elcisine olmaz ama örfe aykiri davranan "emîr"e olur.

Kisacasi egemenlil "ulil emr"e degil egemenlik halka aittir.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan ne haber nasıl gıdıyor tahrıfat calısmaları
tahriful kuran
muellefi:Hasan AKÇAY

Arkadaşlar hasan dönecek dolaşacak işi cariye meselesine getirecek hazırlıklı olun

bıde hasanın meshur bı söylemı vardı namaz iki vakkıttır yalnız gelenege uyarak 5 vakıt kılıyormus vay hasan vay
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Merhaba sayin elkaria.

Hakkimda yazdiklarinizdan cok yararlaniyorum.
Allah razi olsun.
Bundan sonra her iletimin sonuna sizin sözlerinizi yazacagim.

Ne olur ne olmaz; üsenir yazmayi birakiverirsiniz.
Bu güzelim yazinizdan yoksun kalmak istemem.
Ilk uygulama bu iletimde.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
_______________________

elkaria'dan alinti:

Hasan ne haber nasıl gıdıyor tahrıfat calısmaları
tahriful kuran
muellefi:Hasan AKÇAY
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Merhaba sayin aorskaya.

Sayin elkaria'nin hakkimda yazdiklarindan ben gercekten yararlaniyorum. Cünkü padisaha "Gururlanma padisahim, senden büyük Allah var!" diyen dostun isini yapiyor elkaria. Allah razi olsun.

Ama siz rahatsiz oluyorsaniz rahatsiz eden her ne kadar baska birisi ise de sebep olan ben göründügüm icin üzülürüm.

Sayin aorskaya, beni burada istemediginize dair kücücük bir imada bulumaniz yeter; derhal birakir birakirim. Ama tekrar ediyorum: sayin elkaria dostumun yazilari benim icin cok yararli. Sikayetci degilim.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

______________________________

elkaria'dan alinti:

Hasan ne haber nasıl gıdıyor tahrıfat calısmaları
tahriful kuran
muellefi:Hasan AKÇAY
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bu bağlamda şöyle bir soru yöneltilebilir: "Hz. Peygamber'in (s.a) tüm sözleri Allah katından mıdır? Değilse şayet, Hz. Peygamber'in (s.a) sözlerinden hangisi kendisine ait, hangisi Allah'ın vahyidir?" Böyle bir sorunun cevabını şu şekilde verebiliriz: Kur'an kesinlikle bir vahiydir ve içindeki tüm sözler istisnasız Allah'a aittir. Hz. Peygamber'in (s.a) kendi sözleri ise üç kategoriye ayrılabilir:
1) Hz. Peygamber'in (s.a) İslâm'ı tebliğ, Kur'an'ı beyan ve izah niteliği taşıyan sözlerinin tümünün vahy kaynaklı olduğuna şüphe yoktur. Maazallah bunlar hevasından uydurduğu düşünceler değildi.
Bir bakıma Hz. Peygamber, (s.a) Allah'ın tayin ettiği resmi bir sözcüydü. Bu tür vahy, kelimesi kelimesine Kur'an gibi nazil olmuş değilse bile, Hz. Peygamber'in (s.a) söylediği bu sözler yine de vahy ilmine dayanmaktadır. Ancak Kur'an ve Hz. Peygamber'in (s.a) sözleri arasındaki fark, Kur'an'ın anlamıyla birlikte kelimelerinin de Allah tarafından nazil olması, buna karşılık Hz. Peygamber'in (s.a) izah niteliğindeki sözlerinin, Allah tarafından öğretilmiş olmasına rağmen, kelimelerinin kendisine ait olmasıdır. Bu bakımdan, Kur'an'a, "Vahyi Celî" Hz. Peygamber'in (s.a) bu tür sözlerine de "Vahyi Hafî" denilir.
2) Hz. Peygamber'in (s.a) Müslümanların lideri olması münasebetiyle Allah'ın kelimesini yüceltmek ve dini ikame etmek için mücadele ederken muhtelif zamanlarda verdiği emirleri kapsayan sözleri. Bu mücadele boyunca Hz. Peygamber, (s.a) zaman zaman sahabeyle istişarede bulunmuştur. Bu istişareler sonunda O, bazen kendi reyinden vazgeçip, sahabelerin reyini kabul etmiştir. Bazan de sahabeler "Bu sizin kendi sözünüz mü yoksa Allah'ın vahyi midir?" diye sormuşlar, O da "Benim sözümdür." karşılığını vermiştir. Bazen Hz. Peygamber (s.a.) içtihat edip, bu doğrultuda emir verdikten hemen sonra, Allah Teâlâ, Onun buyruğunun aksini bildiren ayetler inzal etmiş ve bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a) yanlış olan içtihadını düzeltmiştir. Buraya kadar anlatılanlardan anlaşıldığı gibi, Hz. Peygamber'in (s.a.) sözleri hevasından olmayıp, Allah'ın teyid etmesiyle kesinlik kazanmıştır. "Hz. Peygamber'in (s.a.) her söylediği vahiy midir?" sorusuna gelince, Onun bir insan olması hasebiyle söylediği sözler, sahabeleriyle istişare ederek aldığı kararlar veya Allah'ın aksini emrettiği konulardaki içtihatları vahiy değildir. Fakat bunların dışında söylediği sözler "vahyi hafî" grubuna girer.
İslâm hareketinin önderliğine, Müslümanların emirliğine, İslâm devletinin başkanlığına kendiliğinden tayin olmadığı gibi, Onu halk da seçmemiştir. Bu mevkiler O'na Allah tarafından verilmiş ve O da bu mevkilerdeki yetkisini Allah'ın emriyle kullanmıştır. Hz. Peygamber'in (s.a.) kendi içtihatlarına dayalı icraatı da Allah tarafından teyit edilmiştir. Yani Onun görüşleri, Allah'ın kendisine verdiği ilme dayanmaktadır. Ancak yanıldığında Allah Teâlâ hemen Onun sözkonusu yanlışlığını "Vahyî Celî" ile düzeltmiştir. Bundan, Rasûlullah'ın (s.a) kendiliğinden yaptığı içtihatların Allah'ın rızasına muvafık olduğu anlaşılıyor. Çünkü böyle olmasaydı, muhakkak Allah kendisini ikaz ederdi.
3) Hz. Peygamber'in (s.a) bir insan olması hasebiyle, peygamberlikten önce ya da sonra, Nübüvvet ile ilgili olmayan sözleri. Bu bağlamda öncelikle bilinmesi gereken husus, kafirlerin, Rasûlullah'ın bu tür sözleriyle ilgili itirazlarının bulunmayışıdır. Onlar Hz. Peygamber'i, yukarıdaki iki kategoriye giren sözlerinden ötürü, dalaletle suçluyorlardı. Dolayısıyla sözkonusu ayette Hz. Peygamber'in (s.a.) Nübüvvet ile ilgisi bulunmayan sözleri kastedilmemektedir. Ancak yine de belirtmek gerekir ki, Hz. Peygamber'in (s.a.) bu tür sözleri bile hak ve doğruluğun dışında başka bir şey ifade etmez. Çünkü Allah, Onu takva timsali bir peygamber olarak göndermiştir. Bununla birlikte Hz. Peygamber'in (s.a.) her sözü vahyin nuruyla aydınlanmıştır. Nitekim Ebu Hureyre'nin rivayetine göre, Rasûlullah (s.a) "Ben Hak'tan başka hiç bir şey söylemem" dediğinde ashabtan biri "Ya Rasûlallah ama siz bazen bizlerle şakalaşıyorsunuz" diye sorunca O, "Ben gerçekten de Hak'tan başka bir şey söylemem" demiştir. (Müsned-i Ahmed, Ebu Davud) Amr b. el-As'ın oğlu Abdullah şunları anlatıyor: "Ben Hz. Peygamber'in (s.a.) ağzından çıkan her sözü yazıyordum. Bunun üzerine bazı kimseler bana, "Sen Rasûlullah'ın (s.a) söylediği her sözü yazıyorsun. Oysa O, bazan kızgın bir halde de konuşur" deyince, ben de yazmaktan vazgeçtim. Bir defasında da bu hususu Rasûlullah'a arzettim. Bunun üzerine O, "Sen yaz. Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, benim ağzımdan Hak'tan başka birşey çıkmaz" dedi
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
merhaba sayin aorskaya.

Sayin elkaria'nin hakkimda yazdiklarindan ben gercekten yararlaniyorum. Cünkü padisaha "gururlanma padisahim, senden büyük allah var!" diyen dostun isini yapiyor elkaria. Allah razi olsun.

Ama siz rahatsiz oluyorsaniz rahatsiz eden her ne kadar baska birisi ise de sebep olan ben göründügüm icin üzülürüm.

Sayin aorskaya, beni burada istemediginize dair kücücük bir imada bulumaniz yeter; derhal birakir birakirim. Ama tekrar ediyorum: Sayin elkaria dostumun yazilari benim icin cok yararli. Sikayetci degilim.

Sevgi ile,
hasan akcay

______________________________

elkaria'dan alinti:

hasan ne haber nasıl gıdıyor tahrıfat calısmaları
tahriful kuran
muellefi:hasan akçay

drama koprusunu hasan evinmi sandin hasan evinmi sandin
ayet tahrif etmeyide hasan oyunmu sandin


hasan ve kibris harbindeki yorgo ornegi vay hasan vay
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Kuran da herşey açıklanmıştır derken bunu yalnış anlamayalım.Kuran temel ve esas üzerine konulardan ilahi bir uslüp üzre açıklama yapmıştır .Her şey açıklanmış olsa ne resulullah sav. nede onun sav.varisi olan alimlere ihtiyaç vardı.Kuranın tercumanı,tevilcisi,müfessiri,fıkıhçısı,dellalı başta resullah sav.olmak üzere onun sav.varisçisi alimlerdir.
 
Üst Alt