Kimi müslüman yazarlar, araştırmacılar ve konuşmacılar Kur'anın öncekilerle ilgili öykülerine yanlış bakmış, iyi niyetle de olsa bu öyküleri ele alırken izlenmesi gereken metodu izlememişlerdir. Okuyucu ve dinleyicilere uydurma, batıl ve mitolojiden öteye geçmeyen bir yığın söylenti, haber, rivayet ve ayrıntılar sunmuşlardır. Onları da israiliyyat ve Kitap Ehlinin haberlerinden ibaret olan batıl ve değiştirilmiş kaynaklardan almışlardır.
Öncekilerin Öykülerinden ibret yerlerini yakalamak, hurafe, uydurma ve israiliyyat bataklığına saplanmamak ve hem kendisini hem okuyucu ve dinleyicileri öykülerin ibret, anlam ve derslerinden alıkoymamak için onlara bakan kişilerin doğru ve sağlam bir metoda sahip olması gerekir. Bu metod Kur'an ve sünnetten alınır.
Kur'anı Kerimde öncekilerden anlatılan öykülere bakma ve onları bilimsel sağlam araştırma metodu ile ele alma konusunda işaretler bulunmaktadır. Kur'anın bu işaret ve yönlendirmelerinden bazıları şunlardır:
1- Öncekilerin Öyküleri, Geçmişin Bilinmeyen (Gayb) Haberleridir:
Kur'an'da öncekilerin öyküleri bilinmeyen (gayb) haberleri kapsamına girer. Çünkü Islama göre gayb (bilinmeyen) şeyler üçtür:
a- Geçmiş zamanın bilinmeyenleri. Bu da Hz.Adem'in Iblis'le ilişkisini, yasak ağaçtan yemesini ve cennetten yer yüzüne çıkarılmasını anlatan öyküsü, Nuh, Ad, Semud, Medyen öyküleri, îsrailoğulları ve peygamberlerini anlatan öncekilerin Öyküleri gibi.
Bunlar geçmişin bilinmeyenlerindendir. Çünkü geçmişte meydana gelmiş, bitmiş ve geçmiş haberler haline gelmiş olaylardır. Bize göre bunlar bilinmeyen (gayb)dir. Çünkü olaylarını görmedik, onlara tanık olmadık ve çağımızda meydana gelmemiştir.
b- Şimdiki zamanın bilinmeyenleri: Şimdi var olan, ama bizim görmediğimiz ve sesini işitmediğimiz valıklar gibi. Melekler, cinler ve şeytanlar gibi. Hatta yüce Allanın varlığı. Varlık olarak Yüce Allah da zamanın bilinmeyenleri (gaybı) kapsamına girer. Çünkü vardır ama bu dünyada biz onu göremiyoruz. Onun için Allaha inanmak, görmeden/gaybe inanmak kapsamına girmektedir.
c- Gelecek zamanın bilinmeyenleri: Kiyametin ne zaman kopacağı ve o saatte meydana gelecek olayiar, Yecuc ve Mecuc gibi insanlık tarihinde âyet ve hadislerin olacağını bildirdiği şeyler ve olaylar gibi. Diriliş suruna üflenmesinden müminlerin cennete ve kafirlerin cehenneme girmesine kadar geçen kıyamet sahneleri de geleceğin bilinmeyenleri kapsamına girmektedir.
tmanm altı temeline bakan kişi hepsinin bilinmeyenler ... yasından olduğunu görür. Onlara inanmak ube/görmeden inanmaktır. Müminlerin birinci niteliği, aybe inanmalarıdır, islam düşüncesi de akılcı, bilimsel ve ybe jnanan bir düşüncedir. Gaybe inanmayan materyalist düşünce ise, inkara ve bilgisizliğe dayanan maddeci bir , düşüncedir.
Kur'an, öncekilerin öykülerini bilinmeyenler/gayb'den saymaktadır. Hud suresinde Hz.Nuh'un kavmini Allaha çağırmaya başlamasından tufanda boğulmalarına, O'nun müminlerle beraber gemide kurtulup yere inmelerine kadar bütün öyküyü anlattıktan sonra bu olayların ayrıntılarının Allahın Hz.Peygambere gayb aleminden vahyettiği şeyler olduğunu belirtmekte ve şöyle demektedir: "Bunlar gayb haberlerindendir. Onları sana vahyediyoruz. Bundan önce ne kavmin, ne sen onları biliyordun"
Yusuf öyküsünün sonunda da bu olayların gayb haberlerinden olduğuna Kur'an işaret etmekte, Allah bildirmeseydi peygamberin onları bilmesinin mümkün olmadğını belirterek şöyle demektedir: "Bunlar, gayb haberlerindendir, sana vahyediyoruz/bildiriyoruz. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman sen yanlarında değildin."
Aynı değerlendirme Hz.Meryem öyküsü için de yapılmaktadır. Annesinin ona gebe kalmasından
riz.Zekeriyya'nın korumasını üzerine almasına kadar Seçen olayları anlattıktan sonra Kur'an şöyle demektedir:
tsunlar^ gayb habenlerindendir, sana vahyediyoruz. ieryem'e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken
en yanlarında olmadığın gibi, çekişirlerken de yanlarında değildin.”
Ayetten, kendilerini tapınakta hizmete adayan kişilerin aralarında çekiştikleri ve Meryem'in kefaletini üzerine almak için yarıştıklarını ve kalemlerini atarak kur'a çektikten sonra Hz.Zekerİya'nın korumayı üzerine almaya hak kazandığını anlıyoruz.
Öncekilerin Öykülerinden ibret yerlerini yakalamak, hurafe, uydurma ve israiliyyat bataklığına saplanmamak ve hem kendisini hem okuyucu ve dinleyicileri öykülerin ibret, anlam ve derslerinden alıkoymamak için onlara bakan kişilerin doğru ve sağlam bir metoda sahip olması gerekir. Bu metod Kur'an ve sünnetten alınır.
Kur'anı Kerimde öncekilerden anlatılan öykülere bakma ve onları bilimsel sağlam araştırma metodu ile ele alma konusunda işaretler bulunmaktadır. Kur'anın bu işaret ve yönlendirmelerinden bazıları şunlardır:
1- Öncekilerin Öyküleri, Geçmişin Bilinmeyen (Gayb) Haberleridir:
Kur'an'da öncekilerin öyküleri bilinmeyen (gayb) haberleri kapsamına girer. Çünkü Islama göre gayb (bilinmeyen) şeyler üçtür:
a- Geçmiş zamanın bilinmeyenleri. Bu da Hz.Adem'in Iblis'le ilişkisini, yasak ağaçtan yemesini ve cennetten yer yüzüne çıkarılmasını anlatan öyküsü, Nuh, Ad, Semud, Medyen öyküleri, îsrailoğulları ve peygamberlerini anlatan öncekilerin Öyküleri gibi.
Bunlar geçmişin bilinmeyenlerindendir. Çünkü geçmişte meydana gelmiş, bitmiş ve geçmiş haberler haline gelmiş olaylardır. Bize göre bunlar bilinmeyen (gayb)dir. Çünkü olaylarını görmedik, onlara tanık olmadık ve çağımızda meydana gelmemiştir.
b- Şimdiki zamanın bilinmeyenleri: Şimdi var olan, ama bizim görmediğimiz ve sesini işitmediğimiz valıklar gibi. Melekler, cinler ve şeytanlar gibi. Hatta yüce Allanın varlığı. Varlık olarak Yüce Allah da zamanın bilinmeyenleri (gaybı) kapsamına girer. Çünkü vardır ama bu dünyada biz onu göremiyoruz. Onun için Allaha inanmak, görmeden/gaybe inanmak kapsamına girmektedir.
c- Gelecek zamanın bilinmeyenleri: Kiyametin ne zaman kopacağı ve o saatte meydana gelecek olayiar, Yecuc ve Mecuc gibi insanlık tarihinde âyet ve hadislerin olacağını bildirdiği şeyler ve olaylar gibi. Diriliş suruna üflenmesinden müminlerin cennete ve kafirlerin cehenneme girmesine kadar geçen kıyamet sahneleri de geleceğin bilinmeyenleri kapsamına girmektedir.
tmanm altı temeline bakan kişi hepsinin bilinmeyenler ... yasından olduğunu görür. Onlara inanmak ube/görmeden inanmaktır. Müminlerin birinci niteliği, aybe inanmalarıdır, islam düşüncesi de akılcı, bilimsel ve ybe jnanan bir düşüncedir. Gaybe inanmayan materyalist düşünce ise, inkara ve bilgisizliğe dayanan maddeci bir , düşüncedir.
Kur'an, öncekilerin öykülerini bilinmeyenler/gayb'den saymaktadır. Hud suresinde Hz.Nuh'un kavmini Allaha çağırmaya başlamasından tufanda boğulmalarına, O'nun müminlerle beraber gemide kurtulup yere inmelerine kadar bütün öyküyü anlattıktan sonra bu olayların ayrıntılarının Allahın Hz.Peygambere gayb aleminden vahyettiği şeyler olduğunu belirtmekte ve şöyle demektedir: "Bunlar gayb haberlerindendir. Onları sana vahyediyoruz. Bundan önce ne kavmin, ne sen onları biliyordun"
Yusuf öyküsünün sonunda da bu olayların gayb haberlerinden olduğuna Kur'an işaret etmekte, Allah bildirmeseydi peygamberin onları bilmesinin mümkün olmadğını belirterek şöyle demektedir: "Bunlar, gayb haberlerindendir, sana vahyediyoruz/bildiriyoruz. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman sen yanlarında değildin."
Aynı değerlendirme Hz.Meryem öyküsü için de yapılmaktadır. Annesinin ona gebe kalmasından
riz.Zekeriyya'nın korumasını üzerine almasına kadar Seçen olayları anlattıktan sonra Kur'an şöyle demektedir:
tsunlar^ gayb habenlerindendir, sana vahyediyoruz. ieryem'e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken
en yanlarında olmadığın gibi, çekişirlerken de yanlarında değildin.”
Ayetten, kendilerini tapınakta hizmete adayan kişilerin aralarında çekiştikleri ve Meryem'in kefaletini üzerine almak için yarıştıklarını ve kalemlerini atarak kur'a çektikten sonra Hz.Zekerİya'nın korumayı üzerine almaya hak kazandığını anlıyoruz.