Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kur'an Nasıl Bir Kitaptır

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Yazan: MUSTAFA ALPHAN BAŞBEKLEYEN

“Bu, içinde hiç bir şüphe olmayan ve sakınanlara yol gösterici bir kitaptır.” (2/Bakara-2).
Müslümanım diyen herkesin elinden, dilinden, hafızasından düşürmediği; sorulduğunda herkesin hakkında bir çok tanım ve açıklama getirebileceği bir kitaptır: KUR'AN.

Evet, gerçekten de Kur'an hakkında, onun ehemmiyeti ve önceliği konusunda müslümanım diyen herkesten bir çok şey duyabilirsiniz. Bu insanlar ört olarak duydukları ve yayın organlarından okuduklarını aktarabilirler. Kısacası Kur'an; içinde bulunduğumuz toplum fertlerinin, üzerinde doğru veya yanlış fikir beyan edebilecekleri ve kutsallığı hakkında hemfikir olabilecekleri yegane kitaptır. Ancak hemfikir olunamayan bir husus varsa, o da; Kur'an'ın nasıl bir kitap olduğu sorusuna verilen cevaplardır. Bu soruya, en az sorduğunuz kişi sayısı kadar göreli ve muhtelif cevaplar alabilirsiniz. Ama gariptir ki; sorunuzun cevabını yine bizzat Kur'an'da arayan, cevabını Kur'an'dan veren pek az kişi bulabilirsiniz.

Sosyal yaşantımızdaki bir çok konuda olduğu gibi yanlış, fakat yaygın olan geleneksel anlayış Kur'an'ın tanımı konusunda da hakimdir. Geleneğin bize getirdiği Kur'an anlayışına baktığımızda, Kur'an'ın kendini tanıtımıyla çelişen bir çok durumla karşılaşırız. En genelde Kur'an mezarlıklarda veya hastaların başında okunan bir kitaptır. Veya mübarek gün ve gecelerde (!) okunup bire-on veren sevap kitabıdır. Ya da özellikle Ramazan aylarında vesair günlerde imamlarımızın bir ekmek teknesidir. Üfürükçülerin muska kitabı, hastalarımızın şifasıdır(i). Şeyh ve müritlerinin evrâd, kâri ve kurralarımızın tecvid kitabıdır. O (Kur'an) her bir vakit için ayrı ayrı makamlarla okunmalı, tecvidsiz okunmamalıdır (!). Ramazan ayında dört bir yanda mukabelelere gidilmeli, istenilen bir işin gerçekleşmesi için kırk yasinler okunmalıdır.

Kur'an-ı Kerimler gösterişli ve pahalı Kur'an kapları içinde evlerin en nadide ve eve gelenlerin rahatça görebilecekleri yere asılır. Yaldız ve simlerle pano ve levhalara yazılmış ve hat sanatıyla süslenmiş olan Kur'an ayetleri, bırakın anlamayı okunması bile çoğu zaman mümkün olmayacak bir şekilde evlerin girişlerinde sergilenir. Kazanç ve ticareti artırsın diye ticarethanelere ayet ve dualar asılır ya da bazı surelerin yazıldığı küçük enamlar nazarlık olarak kullanılır. Bu bağlamda, daha bir çok örnek verilebilir.

Bazılarına göre ise Kur'an, bilim ve tekniğin kaynağı, bir çok fen ilminin ana kitabıdır. Vaiz efendilerin dillerinden düşürmediği; Batılıların uzaya gitmesine, elektriğin bulunmasına kaynaklık eden öncü kitap; dilciler için sanatsal ve şiirsel özelliği yüksek belagat kitabı; usulcülerin anlaşılmasını kolaylaştırmak adına daha da anlaşılmaz bir labirent haline getirdiği bilmece kitabıdır. Ve bütün bunları Kur'an'ın asıl tanım ve amacı imiş gibi ortaya koyan gazete, dergi ve kitaplar...

Kur'an tahrifattan uzak ve korunmuş olarak elimizde olmasına rağmen onun hakkındaki bu tür yanlış anlayışların temelinde Kur'an'dan uzaklaşmanın getirdiği katı gelenekçilik ve kör taklitçilik yatmaktadır, islam'dan önceki Kitap Ehli'nin Kitab'ı göz ardı ederek gereği gibi okumamaları şeklinde kendini gösteren yanlış tavır; önceki alimler her şeyi hallettiler, zaten Kur'an'ı herkes anlayamaz şeklinde tezahür etmektedir. Oysa Kur'an bir çok ayetiyle bu tür yanlış görüşleri reddetmektedir (54/ Kamer.1 7, 22, 32, 40...).

Bu yazıdaki amacımız; Kur'an'a getirilen yanlış tanım ve bu tanımlardan beslenen yanlış anlayışlar karşısında Kur'an'ın kendisine getirdiği tanımlamaları ve açıklamaları ortaya koymaktır.

Kur'an hakkındaki bu yanlış tanım ve anlayışların en genelde ortak özellikleri, Kur'an merkezli olmadıklarıdır. Söz konusu anlayışlar Kur'an'ın kendisine getirdiği tanımlarla benzeşmediği gibi, bir çoğu da çelişmektedir.

Kur'an hemen ikinci suresinin başında kendisini tanıtmakladır: Bu içinde hiç bir ŞÜPHE olmayan ve sakınanlara YOL GÖSTEREN bir kitaptır...(2 /Bakara,2). Bu bağlamda şu ayetlere de bakılabilir: (3 /Ali İmran,138; 32/Secde.2.)

Yüce Rabbimizin Rasulullah (s)'a vahy / ilka ettiği ayetlerin tümüne birden bu ayetlerin bir çok yerinde Kur'an ismi verilmektedir (2/Bakara,185; 72/Cin,1...). Yine bu ayetlerin tümüne Kitap ismi verildiğini görüyoruz. Yalnız Kur'an-ı Kerim'de kitap kelimesi üç ayrı vakıaya işaret etmektedir: Kur'an'dan önceki kitapları ifade etmek için kullanılan kitap: (4/Nisa,136; 13/Ra'd,36...). Bizatihi Kur'an'ı ifade etmek için kullanılan kitap: (2/Bakara,2, 89; 4 /Nisa,105...). Zaman zaman Kur'an-ı Kerim'le karıştırılan fakat Levh-i Mahfuzu ifade etmek için kullanılan kitap, yani Ummu'l-Kitap veya Kitab-ı Meknûn: (43/ Zuhruf,4; 56 /Vakıa,77...)

Kur'an'ın anlaşılmayacağı, anlayabilmek için ciltler dolusu kitap okumak gerektiği şeklinde ileri sürülen görüşleri; “Biz onları anlayasanız diye indirdik” (12/ Yusuf,2); “Akledesiniz diye indirdik” (43/Zuhruf,3); “Güçlük çekesin diye indirmedik” (20/Tâhâ,2); “öğüt alasınız diye kolaylaştırdık (54 /Kamer,17, 22, 32, 40) şeklindeki ayetler reddetmektedir.

Kur'an'ın bazı kelime ve kavramları üzerine anlamsız ve uzun tartışmalara girenler içinse Kur'an açık ve net bir duyuruda bulunuyor: “Andolsun biz Kur'an'da insanlara her çeşit durumu misali tekrarlayarak türlü türlü anlattık, ama insanlar anlamsız tartışmalara her şeyden daha çok düşkündür.” (18/Kehf,54). Aynı bağlamda (6/En'am,105)'e bakılabilir.

Kur'an insanlar için ŞİFA'dır. Ancak bu şifa oluşu, yaygın olarak algılandığı biçimiyle biyolojik hastalıklara şifa olması değildir. Kur'an toplum ve fertteki şirk hastalıklarına şifadır. İman edenlere rahmet ve hidayettir. “Ey iman edenler; size Rabbınızdan bir ÖĞÜT, göğüslerde olana bir ŞİFA ve inananlara da RAHMET ve HİDAYET gelmiştir.” (10/Yunus,57). “...De ki: O (Kur'an) inananlara HİDAYET ve ŞİFA'dır.” (41/Fussilet,44). Ayetlere dikkat edilirse ŞİFA, hidayet ve rahmetle eş anlamda kullanılmıştır, insanlar Kur'an'a yaklaşıp onu anlayarak yaşadıklarında hidayet ve şifaya ereceklerdir (17/isra,82).

Kur'an anlaşılarak okunduğunda hakkı batıldan ayıran bir ölçüdür. “Alemlere uyarıcı olsun diye, kuluna hakkı batıldan ayıran (FURKAN)'ı indiren ne yücedir.” (25/Furkan,1; 2/Bakara,185;3/Ali İmran,3-4),

Kur'an insanlara gönderilmiş bir ilim ve hüküm kitabıdır. Bundan dolayıdır ki sosyal yaşantıda hüküm koyucu, azgınlaşan heva ve hevesleri kısıtlayıcıdır. Allah bu ilme göre yaşayanların velisi ve koruyucusudur. “.İşte böyle onu Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen İLİM'den sonra onların hevalarına uyarsan artık Allah senin ne velin, ne koruyucundur.” (13 /Ra'd,37; 2/Bakara,145; 3/Ali İmran,16l).

Kur'an HAKK'tır. Kur'an'ı anlayarak yaşayanlar HAKK'ı yaşamış ve yaşatmış olurlar -Deki: HAKK geldi, batıl yok oldu. Batıl zaten yok olmaya mahkumdur. (l7/lsra,8l). Kur'an'ın bu ayetteki söylemine göre HAKK'ın geldiği yerde batıl yok olmak durumundadır. Şu anda batıl yaygın ve hakim oluşu müslümanların ellerindeki HAKK'ı gereği gibi ya sayamamaları, heva ve heveslerine uymalarındandır. Sana gelen HAKK'tan sonra, onların hevalarına uyma. (5/Maide,48, 83; 34/Sebe,49; 11/Hud,120, 13/Ra'd.1; 47/Muhammed,2; 25/Furkan,33).

Kur'an şirk karanlığı içindeki toplumlara bir NUR ve Rabbimiz-den insanlara gelen bir BURHAN'dır. “...indirilen NUR'a uyanlar, işte onlar felaha erenlerdir.” (4/A'raf(,157] “-Ey insanlar: Size Rabbinizden bir BURHAN (delil) geldi ve size apaçık bir NUR indirdik “ (4/Nisa,175).

Kur'an insanların öğüt alması ve bu öğütle yaşamlarını düzenlemeleri için kolaylaştırılmış bir kitaptır. Belki ÖĞÜT alırlar diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.” (44/Duhan,53). “Andolsun biz Kur'an'ı ÖĞÜT olsun diye kolaylaştırdık Öğüt alan yok mudur? (54/Kamer,17, 22. 32, 40).

Kur'an ZlKlR'dir. Yani insanlar için bir hatırlama, hatırlatma ve öğüttür. “Sana da, bu ZlKR'i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, belki tefekkür ederler.” (16/Nahl.44). “-Sen buna karşılık onlardan bir ücret islemiyorsan. O sadece alemler için bir ZİKİR'dir.” (12/Yusuf,104; 15/Hicr,6; 36/Yasin,69;3/AIi imran,58; 21/Enbiya,50).

Kur'an insanlara anlatılması gereken Allah'ın bir lütfü ve nimetidir. “Ve Rabbı'nın NlMETini anlat.” (83/Duha.4; 2/Bakara,211)

Kur'an kendisinde hiç bir müphemlik kalmayacak şekilde beyan edilmiş bir kitaptır, “işte böylece türlü türlü, tekrar tekrar açıklıyoruz ki, sen ders almışsın desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice BEYAN edelim.” (6 En'am/105; 75 Kıyamet/18-19).

Kur'an gerekli yerlerde tefsir edilmiş bir kitaptır. “Onların sana getirdiği her duruma karşı biz de hak ile TEFSlR'i getiririz.” (25 Furkan/33).

(Kur'an) DİRİ olanları uyarmak ve kafirlere (asab) sözü hak olsun için (indirilmiş)dir.” (36/Yasin, 70). Bu ayetin yer aldığı Yasın Suresi ne acıdır ki, genellikle ölüm ve mezarlıklara tahsis edilmiş bir suredir.

Kur'an'ın şiirsel ve sanatsal özellikleriyle uğraşan insanlar içinse yine Yasın Suresi'nde açık ve net bir cevap buluyoruz “Biz ona şiir öğretmedik (bu) ona yakışmaz da. O (kitap) bir ÖĞÜTten ve AÇIKLAYAN bir Kur'an'dan başkası değildir.” (36/Yasin,69).

Ve Kur'an, müslümanların kendilerine tutundukları müddetçe tokalaşmalarını Önleyen, onları bir arada tutan ALLAH'IN “iPi'dir. “Topluca ALLAH'IN “İPİ'ne yapışın, fırkalaşmayın.” (3/AIi imran,103).

Görüldüğü gibi Kur'an'ın kendisine getirdiği tanımlamalar ve bu bağlamdaki açıklamalarla, yaygın olan geleneksel Kur'an anlayışı arasında büyük farklılıklar vardır.

Ortadaki bu iki anlayışın birincisine, bizatihi Kur'an'ın yani Allah'ın kendisi kaynaklık etmektedir, ikincisine ise insanlar kaynaklık etmektedir. Burada bütün problem tercihle ilintilidir. Müslümana düşen; elbette Allah'ı tercih etmek, O'nun Kur'an hakkındaki yine Kur'an'da açıkladığı gerçeklere tabi olmaktır. Çünkü Allah hakkı, doğruyu söyler ve O'ndan daha güzel sözlü kimse olamaz (39/Zümer.23).

Hamd, sonsuz kerem sahibi Rahman'a; selam, yanlış geleneklerden sıyrılıp İbrahimi geleneğe uyan ve Kur'an'ı gereği gibi okuyup, yaşayan kullara olsun...



Haksöz Dergisi
Mayıs 1991
Sayı: 2
www.haksoz.net
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
tek kelimeyle, hayat kur'an kur'an hayattır..
Bunu çok iyi anlatmış Mustafa Bey kardeşim..
bize bu güzel eseri sunduğun için sana da teşekkür sevgili kardeşim
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Sizlere katılıyorum kardeşlerim.
Kuran-ı Kerim alalade bir kitap değildir. Çok üzülerek söylüyorum, Kuran-ı Kerim alanlara şahit oluyorum bazen. Kuran-ı kerim' i sanki satıcıya fırlatır gibi masaya koyuyor, üstüne birde pazarlık yapıyor. Tabi benim içimden adamı boğazlamak geliyor kendimi zor tutuyorum. Zavallı satıcınında duruma çok kızdığı belli oluyor. Kuran-ı Kerim ayetleri takvimlere yazılıyor ve insanlar bu takvim yapraklarını yerlere atıyor. O kadar acı ki halimiz, ne diyebilirim bilmiyorum. Bişr hazretleri sarhoş haliyle bulduğu Allah yazısını duvara asıp kokular sürdü ve bu sayede ismi bütün dünya karanlığından kurtuldu ve Allah(c.c.)' ın sevgisini kazandıysa, yerlere Kuran-ı Kerim ayetleri atmakla bize nasıl gazap edildiği bellidir. Bizlerin neden bu hallerde olduğumuz gün gibi aşikardır.
Allah(c.c.) yükselten ve alçaltandır.
Kimi yükseltir? Kimi alçaltır?
Bunların açıklanması gerekir kanımca. Maalesef tek derdimizin Dünya ve cennet olduğu bir dönemde ne verilir bize?
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bir haber buldum arkadaşlar. Bu konuya uyuyor sanırım. Ne tesadüf. :) . Aslında Tesadüflere inanmam. Herşey ezelde pilanlanmıştır.
Arı dansından matematik fomülü
Bal arıları sayısal tasarım yöntemine ilham oldu. Arıların, nektar kaynağının yerini kovandaki diğer arılara anlattıkları danstan esinlenilerek geliştirilen yöntem, 5 binden fazla parametreye sahip karmaşık problemlere optimal çözüm üretebiliyor.
17 Ocak 2007 16:27
Yazı boyutunu büyütmek için

Erciyes Üniversitesi (EÜ) Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, bal arılarından ilham alarak, ''Yapay Arı Kolonisi'' adı verilen sayısal tasarım yöntemi geliştirdi. Arıların, nektar kaynağının yerini kovandaki diğer arılara anlattıkları danstan esinlenilerek geliştirilen yöntem, 5 binden fazla parametreye sahip karmaşık problemlere optimal çözüm üretebiliyor. EÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Derviş Karaboğa, düzenlediği basın toplantısında, teknolojinin gelişimiyle insanların ihtiyaçlarını karşılayacak sistemlerin gittikçe karmaşık hale dönüştüğünü anlattı. Araştırmacıların, zor tasarım problemlerini, doğada var olan ''zeki'' diye adlandırılan sistemleri örnek alarak çözmeye çalıştıklarını ifade eden Karaboğa, şöyle konuştu: ''Klasik yöntemler, karmaşık tasarım problemlerinde beklenen kalitede çözümler sağlayamıyor. Doğada zeki davranışlar sergileyen ilginç yaratıklardan biri de bal arısıdır. Bal arıları, bir nektar kaynağı bulup kovana döndüğünde dans yaparak, diğer arılara nektarın yerini, uzaklığını ve zenginliğini dansla anlatır. Bu sayede kovan, kısa sürede maksimum kalitede bal ile dolar. Bu davranışı örnek alarak, 'Yapay Arı Kolonisi' (Artificial Bee Colony-ABC) yöntemi olarak adlandırılan tasarım yöntemi geliştirdik.'' Yaklaşık 3 yıldır analiz ve test çalışmalarını sürdürdükleri yöntemde, dünyadaki bilim adamlarınca kabul görmüş çok sayıda test ve gerçek tasarım problemlerini kullandıklarını ifade eden Karaboğa, şu bilgileri verdi: ''ABC yöntemi, 5 binden fazla parametreye sahip karmaşık problemler için optimal çözümler üretebilmektedir. Literatürde, sayısal tasarım için arının davranışından esinlenilerek geliştirilmiş 1-2 yöntem var, ancak ABC yöntemi, bunlardan tamamen farklı ve kendi sınıfındaki yöntemlere göre çok daha basit, daha hızlı ve kullanımı daha kolaydır.'' Çalışmalardan elde edilen bilimsel sonuçların kendi sahasında dünyanın en saygın dergilerinde yayın olarak basılmak için kabul edildiğini belirten Karaboğa, bu yöntemin mühendislik alanlarından ekonomiye geniş bir sahada uygulanabileceğini kaydetti. Yöntemin özellikle askeri alanlardaki uçuş sistemlerinin kontrolüne büyük katkı sağlayabileceğine işaret eden Karabağ, şu bilgileri verdi: ''Örneğin çok yüksek hızda seyreden askeri füzeler var. Bu füzelerin navigasyonla ilgili problemlerini anlık çözmesi gerekiyor. Yönlendirilen yere ulaşması için mevcut uçuş parametresini koruması gerekiyor. Çok sayıda parametrenin aynı anda çözülmesi gerekiyor. Uçak sistemleri, dengesiz sistemlerdir. Bilgisayar sistemi olmadan bunlar havada kalamaz. Bunun için sensörlerden gelen parametrelerin eş zamanlı çözülmesi ve platformun neresine, ne tarz bir tepki uygulanması gerektiğine tepki üretilmelidir.''

AA

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=212340

Allah(c.c.) arılara ilham etmiş, biz kopyalamışız. ;)
 

*mucahide*

New member
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
...:::kuran:::...

...:::kuran:::...

esselamu aleykum...
ALLAH AZZE VE CELLE NUIRUNU TAMAMLAYACAKTIR...KAFİRLER İSTEMESE DE!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

KURAN NASIL BİR KİTAPTIR
Bu, içinde hiç bir şüphe olmayan ve sakınanlara yol gösterici bir kitaptır.» (2/Bakara,2)
Müslümanım diyen herkesin elinden, dilinden, hafızasından düşürmediği; sorulduğunda herkesin hakkında bir çok tanım ve açıklama getirebileceği bir kitaptır: KUR’AN.
Geleneğin bize getirdiği Kur’an anla-yışına baktığımızda, Kur’an’ın kendini tanıtımıyla çelişen bir çok durumla karşılaşırız. İslam’dan önceki Kitap Ehli’nin Kitab’ı göz ardı ederek gereği gibi okumamaları şeklinde kendini gösteren yanlış tavır; “önceki alimler her şeyi hallettiler, zaten Kur’an’ı herkes anlayamaz” şeklinde tezahür etmek-tedir. Oysa Kur’an bir çok ayetiyle bu tür yanlış görüşleri reddetmektedir.

Kur’an’ın anlaşılmayacağı, anlayabilmek için ciltler dolusu kitap okumak gerektiği şeklinde ileri sürülen görüşleri; «Biz onları anlayasınız diye indirdik» (12/Yusuf,2); «Akledesiniz diye indirdik» (43/Zuhruf,3); «Güçlük çekesiniz diye indirmedik» (20/Tâhâ, 2); «öğüt alasınız diye kolaylaştırdık» (54/Kamer,17,22,32,40) şeklindeki ayetler reddetmektedir.

Evet, gerçekten de Kur’an hakkında, onun ehemmiyeti ve önceliği konusunda müslümanım diyen herkesten bir çok şey duyabilirsiniz. Bu insanlar örf olarak duydukları ve yayın organlarından okuduklarını aktarabilirler. Kısacası Kur’an; içinde bulunduğumuz toplum fertlerinin, üzerinde doğru veya yanlış fikir beyan edebilecekleri ve kutsallığı hakkında hemfikir olabilecekleri yegane kitaptır.
Ancak hemfikir olunamayan bir husus varsa, o da; “Kur’an’ın nasıl bir kitap olduğu” sorusuna verilen cevaplardır. Bu soruya, en az sorduğunuz kişi sayısı kadar göreli ve muhtelif cevaplar alabilirsiniz. Ama gariptir ki; sorunuzun cevabını yine bizzat Kur’an’da arayan, cevabını Kur’an’dan veren pek az kişi bulabilirsiniz.

Sosyal yaşantımızdaki bir çok konuda olduğu gibi yanlış, fakat yaygın olan geleneksel anlayış Kur’an’ın tanımı konusunda da hakimdir. Geleneğin bize getirdiği Kur’an anlayışına baktığımızda, Kur’an’ın kendini tanıtımıyla çelişen bir çok durumla karşılaşırız.
En genelde Kur’an mezarlıklarda veya hastaların başında okunan bir kitaptır. Veya mübarek gün ve gecelerde(!) okunup bire-on veren sevap kitabıdır. Ya da özellikle Ramazan aylarında vesair günlerde imamlarımızın (!) ekmek teknesidir.
Üfürükçülerin muska kitabı, hastalarımızın şifasıdır(!). Şeyh ve müritlerin evrâd, kâri ve kurralarımızın tecvid kitabıdır. O (Kur’an) her bir vakit için ayrı ayrı makamlarla okunmalı, tecvidsiz okunmamalıdır (!). Ramazan ayında dört bir yanda mukabelelere gidilmeli, istenilen bir işin gerçekleşmesi için kırk yasinler okunmalıdır.

Kur’an-ı Kerim’ler gösterişli ve pahalı Kur’an kapları içinde evlerin en nadide ve eve gelenlerin rahatça görebilecekleri yere asılır. Yaldız ve simlerle pano ve levhalara yazılmış ve hat sanatıyla süslenmiş olan Kur’an ayetleri, bırakın anlamayı okunması bile çoğu zaman mümkün olmayacak bir şekilde evlerin girişlerinde sergilenir. Kazanç ve ticareti artırsın diye ticarethanelere ayet ve dualar asılır yada bazı surelerin yazıldığı küçük enamlar nazarlık olarak kullanılır.
Bu bağlamda, daha bir çok örnek verilebilir.
Bazılarına göre ise Kur’an, bilim ve tekniğin kaynağı, bir çok fen ilminin ana kitabıdır. Vaiz efendilerin dillerinden düşürmediği; Batılıların uyaza gitmesine, elektriğin bulunmasına kaynaklık eden öncü kitap; dilciler için sanatsal ve şiirsel özelliği yüksek belağat kitabı; usulcülerin anlaşılmasını kolaylaştırmak adına daha da anlaşılmaz bir labirent haline getirdiği bilmece kitabı; Ve bütün bunları Kur’an’ın asıl tanım ve amacı imiş gibi ortaya koyan gazete, dergi ve kitaplar...
*****
Kur’an tahrifattan uzak ve korunmuş olarak elimizde olmasına rağmen onun hakkındaki bu tür yanlış anlayışların temelinde Kur’an’dan uzaklaşmanın getirdiği katı gelenekçilik ve kör taklitçilik yatmaktadır. İslam’dan önceki Kitap Ehli’nin Kitab’ı göz ardı ederek gereği gibi okumamaları şeklinde kendini gösteren yanlış tavır; “önceki alimler her şeyi hallettiler, zaten Kur’an’ı herkes anlayamaz” şeklinde tezahür etmektedir. Oysa Kur’an bir çok ayetiyle bu tür yanlış görüşleri reddetmektedir (54/Kamer, 17,22,32,40...).

Bu yazıdaki amacımız; Kur’an’a getirilen yanlış tanım ve bu tanımlardan beslenen yanlış anlayışlar karşısında Kur’an’ın kendisine getirdiği tanımlamaları ve açıklamaları ortaya koymaktır.
Kur’an hakkındaki bu yanlış tanım ve anlayışların en genelde ortak özellikleri, Kur’an merkezli olmadıklarıdır. Sözkonusu anlayışlar Kur’an’ın kendisine getirdiği tanımlarla benzeşmediği gibi, bir çoğu da çelişmektedir.

Kur’an hemen ikinci suresinin başında kendisini tanıtmaktadır:«Bu içinde hiç bir ŞÜPHE olmayan ve sakınanlara YOL GÖSTEREN bir kitaptır.» (2/Bakara,2). Bu bağlamda şu ayetlere de bakılabilir: (3/Âl-i İmran, 138; 32/Secde, 2.)

Yüce Rabbimizin Rasulullah (s)’a vahy/ilka ettiği ayetlerin tümüne birden bu ayetlerin bir çok yerinde Kur’an ismi verilmektedir (2/Bakara, 185; 72/Cin,1...) Yine bu ayetlerin tümüne Kitap ismi verildiğini görüyoruz. Yalnız Kur’an-ı Kerim’de kitap kelimesi üç ayrı vakıaya işaret etmektedir: Kur’an’dan önceki kitapları ifade etmek için kullanılan kitap: (4/Nişa, 136; 13/Ra’d,36...). Bizatihi Kur’an’ı ifade etmek için kullanılan kitap: (2/Bakara,2,89; 4/Nisa, 105...). Zaman zaman Kur’an’ı Kerim’le karıştırılan fakat Levh-i Mahfuz’u ifade etmek için kullanılan kitap, yani Ummu’l-Kitap veya Kitab-ı Meknûn: (43/Zuhruf,4; 56/Vakıa,77...)

Kur’an’ın anlaşılmayacağı, anlayabilmek için ciltler dolusu kitap okumak gerektiği şeklinde ileri sürülen görüşleri; «Biz onları anlayasınız diye indirdik» (12/Yusuf,2); «Akledesiniz diye indirdik» (43/Zuhruf,3); «Güçlük çekesiniz diye indirmedik» (20/Tâhâ, 2); «öğüt alasınız diye kolaylaştırdık» (54/Kamer,17,22,32,40) şeklindeki ayetler reddet-mektedir.

Kur’an insanların öğüt alması ve bu öğütle yaşamlarını düzenlemeleri için kolaylaştırılmış bir kitaptır. «Belki ÖĞÜT alırlar diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.»
İnsanlar Kur’an’a yaklaşıp onu anlayarak yaşadıklarında hidayet ve şifaya ereceklerdir (17/İsra,82).
Kur’an anlaşılarak okunduğunda hakkı batıldan ayıran bir ölçüdür.
Kur’an’ın bazı kelime ve kavramları üzerine anlamsız ve uzun tartışmalara girenler içinse Kur’an açık ve net bir duyuruda bulunuyor:
« Andolsun biz Kur’an’da insanlara her çeşit durumu-misali tekrarlayarak türlü türlü anlattık, ama insanlar anlamsız tartışmalara her şeyden daha çok düşkündür.»(18/Kehf,54). Aynı bağlamda (6/En’am, 105)’e bakılabilir.
Kur’an insanlar için ŞİFA’dır. Ancak bu şifa oluşu, yaygın olarak algılandığı biçimiyle biyolojik hastalıklara şifa olması değildir. Kur’an toplum ve fertteki şirk hastalıklarına şifadır. İman edenlere rahmet ve hidayettir. «Ey iman edenler; size Rabbınızdan bir ÖĞÜT, göğüslerde olana bir ŞİFA ve inananlara da RAHMET ve HİDAYET gelmiştir.» (10/Yunus,57). «...De ki: “ O (Kur’an) inananlara HİDAYET ve ŞİFA’dır.» (41/Fussilet,44).
Ayetlere dikkat edilirse ŞİFA, hidayet ve rahmetle eş anlamda kullanılmıştır. İnsanlar Kur’an’a yaklaşıp onu anlayarak yaşadıklarında hidayet ve şifaya ereceklerdir (17/İsra,82).

Kur’an anlaşılarak okunduğunda hakkı batıldan ayıran bir ölçüdür. « Alemlere uyarıcı olsun diye, kuluna hakkı batıldan ayıran (FURKAN)’ı indiren ne yücedir.» (25/Furkan,1; 2/Bakara,185; 3/Âl-i İmran,3-4).

Kur’an insanlara gönderilmiş bir ilim ve hüküm kitabıdır. Bundan dolayıdır ki sosyal yaşantıda hüküm koyucu Kur’an insanlara gönderilmiş bir ilim ve hüküm kitabıdır. Bundan dolayıdır ki sosyal yaşantıda hüküm koyucu, azgınlaşan heva ve hevesleri kısıtlayıcıdır. Allah bu ilme göre yaşayanların velisi ve koruyucusudur. «İşte böyle onu Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen İLİM’den sonra onların hevalarına uyarsan artık Allah senin ne velin, ne koruyucundur.» (13/Ra’d,37; 2/Bakara,145; 3/Âl-i İmran,161).

Kur’an HAKK’tır. Kur’an’ı anlayarak yaşayanlar HAKK’ı yaşamış ve yaşatmış olurlar. «De ki: “HAKK geldi, batıl yok oldu. Batıl zaten yok olmaya mahkumdur.”» (17/İsra,81). Kur’an’ın bu ayetteki söylemine göre HAKK’ın geldiği yerde batıl yok olmak durumundadır. Şu anda batılın yaygın ve hakim oluşu müslümanların ellerindeki HAKK’ı gereği gibi yaşayamamaları, heva ve heveslerine uymalarındandır. «Sana gelen HAKK’tan sonra, onların hevalarına uyma.» (5/Maide,48; 34/Sebe,49; 11/Hud,120; 13(Ra’d,1; 47/Muhammed,2; 25/Fur-kan,33).
Kur’an şirk karanlığı içindeki toplumlara bir NUR ve Rabbimizden insanlara gelen bir BURHAN’dır. «...İndirilen NUR’a uyanlar, işte onlar felaha erenlerdir.» (4/A’raf,157). «Ey insanlar: Size Rabbinizden bir BURHAN (delil) geldi ve size apaçık bir NUR indirdik.»(4/Nisa,175).

Kur’an insanların öğüt alması ve bu öğütle yaşamlarını düzenlemeleri için kolaylaştırılmış bir kitaptır. «Belki ÖĞÜT alırlar diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.» (44/Duhan,58). «Andolsun bir Kur’an’ı ÖĞÜT olsun diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?» (54/Kamer,17,22,32,40).
Kur’an ZİKİR’dir. Yani insanlar için bir hatırlatma, hatırlatma ve öğüttür. «Sana da, bu
ZİKR’i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, belki tefekkür ederler.» (16/Nahl,44). «Sen buna karşılık onlardan bir ücret istemiyorsun. O sadece alemler için bir ZİKİR’dir.» (12/Yusuf, 104; 15/Hicr,6; 36/Yasin,69; 3/Âl-i İmran,58; 21/Enbiya,50).

Kur’an insanlara anlatılması gereken Allah’ın bir lütfu ve nimetidir. «Ve Rabbi’nin NİMET’ini anlat.» (83/Duha,4; 2/Bakara,211).
Kur’an kendisinde hiç bir müphemlik kalmayacak şekilde beyan edilmiş bir kitaptır. «İşte böylece türlü türlü, tekrar tekrar açıklıyoruz ki, sen ders almışsın desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice BEYAN edelim.» (6/En’am,105; 75/Kıyamet,18-19).

Kur’an gerekli yerlerde tefsir edilmiş bir kitaptır. «Onların sana getirdiği her duruma karşı biz de hak ile TEFSİR’i getiririz.» (25/Furkan,33).

«(Kur’an) DİRİ olanları uyarmak ve kafirlere (azab) sözü hak olsun için (indirilmiş)dir.» (36/Yasin,70). Bu ayetin yer aldığı Yasin Suresi ne acıdır ki, genellikle ölüm ve mezarlıklara tahsis edilmiş bir suredir.
Kur’an’ı şiirsel ve sanatsal özellikleriyle uğraşan insanlar içinse yine Yasin Suresi’nde açık ve net bir cevap buluyoruz. «Biz ona şiir öğretmedik (bu) ona yakışmaz da. O (kitap) bir ÖĞÜT’ten ve AÇIKLAYAN bir Kur’an’dan başkası değildir.» (36/Yasin,69).
Ve Kur’an, müslümanların kendilerine tutundukları müddetçe fırkalaşmalarını önleyen, onları birarada tutan ALLAH’IN İPİ’dir.
«Topluca ALLAH’IN İPİ’ne yapışın, fırkalaşmayın(ayrılmayın).» (3/Âl-i İmran,103).
Görüldüğü gibi Kur’an’ın kendisine getirdiği tanımlamalar ve bu bağlamdaki açıklamalarla, yaygın olan geleneksel Kur’an anlayışı arasında büyük farklılıklar vardır.

Ortadaki bu iki anlayışın birincisine, bizatihi Kur’an’ın yani Allah’ın kendisi kaynaklık etmektedir. İkincisine ise insanlar kaynaklık etmektedir.
Burada bütün problem tercihle ilintilidir. Müslümana düşen; elbette Allah’ı tercih etmek, O’nun Kur’an hakkındaki yine Kur’an’da açıkladığı gerçeklere tabi olmaktır. Çünkü Allah hakkı, doğruyu söyler ve O’ndan daha güzel sözlü kimse olamaz (39/Zümer,23).
Hamd, sonsuz kerem sahibi Rahman’a; selam, yanlış geleneklerden sıyrılıp İbrahimî geleneğe uyan ve Kur’an’ı gereği gibi okuyup, yaşayan kullara olsun...
 

*mucahide*

New member
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
selamun aleykum...
başlığımın geri yazılmasını istiyorum
aksi takdirde hakkımı helal etmeyeceğim
YÖNETİM NEREDE? AF BUYRUN BENİM DİLİMDEN ANLAYAN BÜYÜKLERİM VE KARDEŞLERİM DE, UYUYOR MU BU YÖNETİM????????????????????????
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
selamun aleykum...
başlığımın geri yazılmasını istiyorum
aksi takdirde hakkımı helal etmeyeceğim
YÖNETİM NEREDE? AF BUYRUN BENİM DİLİMDEN ANLAYAN BÜYÜKLERİM VE KARDEŞLERİM DE, UYUYOR MU BU YÖNETİM????????????????????????

yönetim olarak bu işi ben yaptım. yönetim uyumadığı için cevap vermiş oldu yazınıza . hak konusuna gelince hakkımız size helaldir...

saygılarımla...
 

*mucahide*

New member
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
esselamu aleykum...
hakkınızı helal ettiğiniz için Rabbim razı olsun...
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
S.A
mucahide kardeşim sen sağol bunada şükrediyorum üzülme mevlamız bizile dir bizleri görür gözetir bizdevam edelim Allah'ın izninle başarıya ulaşacak olanlar Allah'ın kitabınla hayatlarını düzenleyenlere
S.A

SAYGILARIMLA
 

Azra

New member
Katılım
15 Mar 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Yaş
36
Konum
istanbul
ne güzel kuranıKerimi okumak Allah herkeze nasip etsin inşallah...
 
Üst Alt