Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuran Merkezli İslamın Savunucusu Ali'ye Cevap

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
"Yüzyıllardan beri Müslüman toplumlarda uygulana gelen gelenekçi metot yüzünden dinin yorumlarında ihtilafa düşülmüş ve birçok mezhep veya hizip ortaya çıkmıştır. Bütün bunların sebebi gelenekçilerin bir metot üzere ayet ve hadislere yaklaşmamış olmalarıdır. Onların usulü tam bir usulsüzlüktür. Araştırmalarımızı takip ettiğinizde bunun birçok delillerini göreceksiniz."

Burada ”usulsüzlüktür” sözünden kasıt olsa, olsa Hadislerin, İslam ahkamında hiçbir mana taşımadığı iddiasıdır.

Hadisler, Peygamber (sav) in kendisine indirilmiş Kur’an dan yer, yer izahatlarıdır. Bunu Kur’an;
(Allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir. İbrahim 4

Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir. Furkan 1

Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin. Bakara 129

Küfür yoluna sapıp peygamberi dinlemeyenler o gün yerin dibine batırılmayı temenni ederler ve Allah'tan hiçbir haberi gizleyemezler. Nisa 42

Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.Bakara 151

Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler. Cumua 2

Evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, her şeyin iç yüzünü bilendir ve her şeyden haberi olandır. Azhab 34

Hikmet nedir? Hikmet; gaye, felsefe, gizli sebep, faydalı söz, bilgi anlamları taşır.
Hikmet, Kur'an-ı Kerîm'de dört manâda kullanılmıştır:
1. Kur'ân'ın nasihatları: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve söze öğüt vermek için indirdiği kitabı (Kur'an-ı) ve Kur'ân'daki hikmeti düşünün .." (el-Bakara, 2/23). Bu âyetteki hikmet, nasihat ve öğüt manâsınadır. Bu manâvı âyetin siyak ve sıbakından anlamaktayız.
2. İnce anlayış ve ilim. Lokman süresinin 12. âyetinde şöyle buyuruluyor: "Andolsun biz, Lokman'a hikmet verdik"Yani ince anlayış ve ilim verdik.
3. Nübüvvet-Peygamberlik. Bakara Sûresinin 251. âyetinde şöyle buyurulmaktadır: "Allah (c.c) Dâvud'a saltanat ve hikmet verdi." Bu âyetteki "hikmet" Peygamberlik manâsındadır.
4. Kur'ân'ın incelikleri ve sırları: "Allah hikmeti, kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse muhakkak ki ona çok hayır verilmiştir" (el-Bakara, 2/269).
"İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle dâvet et" (en-Nahl, 16/125).
Şimdi tüm bunlardan anlaşıldığı üzere, asıl, İslam ahkamında Hadis’i bir hiç görmek usülsüzlüktür.

"Şimdi gelelim bizim metodumuza…Bizim metodumuza göre; subut problemi olmayan ve ümmetin Allah tarafından gönderildiğine inanılan tek bir kitap vardır. O’da Kur’an-ı Kerim’dir. İşte dinin inanç, amel ve ahlaki ilkelerinin sınırlarını da sadece bu kitap çizecektir. Dinde belirleyici olan tek kaynak da O’dur. O’nun dışındaki kaynaklardaki rivayetler; insanlar tarafından günümüze kadar aktarılmış doğru-yanlış karışımı bilgilerdir. Bu bilgiler; dinin inanç ve ahlakla ilgili hükümlerinde kullanılmamalıdır. "

Bu iddia kendi içinde o kadar ciddi bir çelişki taşımaktadır ki… Denmektedir ki; “ O’nun dışındaki kaynaklardaki rivayetler; insanlar tarafından günümüze kadar aktarılmış doğru-yanlış karışımı bilgilerdir.”
Kur’an zaten Allah (cc) tarafından korunmuştur. Amenna. O’nun dışında ki kaynaktan kasıt nedir? Hadisler… Peki Hadisler ne anlatıyor? Kur’an ahkamından gayeler, gizli sebepler, faydalı sözler ve bilgiler. Niçin anlatıyor? Çünkü Allah bu hikmetleri Peygamberi vasıtası ile aktarılmasını istediği için, Kur’an öyle diyor. (Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.Bakara 151) Demek ki Kur’an ın bir şekilde izah edilmesi gerekiyormuş… Şimdi bu izahtları biz Hadislerle bulabiliyoruz. Bu konu bir ilim halini almış ve bu konuda yapılmak istenen tahriflerinde önüne geçilmesi içinde yüzlerce alim ömür tüketmişler. Peki, bu bilgilerin aktarılmasını türlü sebeplerle tahrife açık görenler, bu gün İslam adına kendi yaptıkları çalışma ve açıklamaların da yarın tahrif edileceğini düşünür ise, ortaya ne çıkmaktadır? Her kes eline bir Kur’an alsın ve;

a-Önce bu günki Arapçayı öğrensin.
b-Sonra bu öğrendiği Arapça yardımı ile Kur’an arapçasını öğrensin.
c-Sonra bu bilgi ile Kur’an ı okusun ve anlasın, amel etsin.
d-Sonra da kimseye bundan bahsetmesin, herkes bu vazifeyi sadece kendi için kendi yapsın, çünkü aktarımlarda eksiklikler, hatalar olabilir.

Bu nasıl olabilir ki?


"Bilindiği gibi inanç esasları zanna olamaz, hadislerin zann olduğunda ise şüphe yok… Hem inanç esası gibi ciddi bir konuda, inancımızı hidayet rehberi olarak gönderilmiş Allah’ın kitabına değil de, yalancı ravilerin isteyerek ya da istemeyerek Peygambere veya sahabelere fatura ettikleri rivayetlere göre düzenlersek, bunun hesabını yüce Rabbimize asla veremeyiz."

Bu ifade de bir başka çelişki… İmanın esaslarını izah eden hangi Hadis’te zan gördündün ki ey Efendi… Sokakta ki adama bir Kur’an versen ve desen ki ; -Buradan bana imanın esaslarını çıkar, ne ile karşılaşacağını biliyorsun? Bu gün Hadislerde ki tahrifatlarla alakalı imanı zedeleyen bir sıkıntı yaşanmıyor ki… Var olan sıkıntılar da bulunup çözülmektedir. Bu sıkıntı Kur’an da da yaşanmaktadır bugün. Tahrif edilmiş Kur’an nüshaları yayımlanmakta ve dağıtılmaktadır. Ama bunu okuyan ve inceleyen bilgi sahibi insan bu tahrifi derhal görmekte ya da sezmektedir. Bu durum Hadislerded de böyledir.


"Ahlakla ilgili de hadislere hiç bakılmamalıdır. Çünkü ahlaklı bir müslüman olmak isteyenin elinde ahlaki kaideleri açık ve net olarak yazan bir kitap var. O da Kur’an-ı Kerimdir. Kur’an’a göre ahlakını düzenleyen bir müslüman elbette ahlaklı olacaktır. Kimse ahlaklı olabilmek için sadece Kur’an yeterli değildir. Bir de atalarımızın öğretilerine ihtiyaç vardır diyemez".

Ey densiz Efendi!
Ahlak nedir? Ahlak, insanın toplum içinde uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kurallar değilmidir? Diyorsun ki “Kimse atalarımızın öğretilerine ihtiyaç vardır diyemez.” Ne beyhude laf, sırf alimlerin naklinin önünü kesmek adına. İnsan 3-5 yaşından itibaren toplum içinde bir takım kurallara uyarak büyür ve devam eder. Ta ki nice yaşlara kadar. Hangi çocuk atasının ahlaki öğretisini reddedip te, açıp Kur’an dan öğrenecek bunları?
Sonra sen hangi ahlaksız Hadis duydun ve ya bu ahlaksız Hadis ile bilgelenen kimseden ahlaksızlık gördün?

"Ameli konulara gelince; bu konuda da belirleyici tek kitap Kur’an-ı Kerim dir. Kur’an-ı Kerim dışındaki kitaplardaki ameli konuların Kur’an’la irtibatı olup olmadığına iyice bakılmalıdır. Eğer hiç irtibat yoksa o bilgiye gerek de yok… Eğer irtibat varsa ve o bilgi Kur’an’daki bir hükmü daha iyi anlamamıza katkıda bulunabilecekse ondan bazı şartlarda tamamlayıcı bilgi olarak faydalanabiliriz.

Adına “ameli tevatür yaygın uygulama” adını verdiğimiz bir yöntemle Kur’an’ın ameli hususlarını açıklayan peygamber uygulamalarını hadislerin lafızlarından değil bütün rivayetlerden çıkan ortak manalardan faydalanarak ve binlerce kez tüm toplumun önünde uygulanmış olduğu açıklanan ve tüm mezheplerce de doğruluğu onaylanmış olan bilgilerden ameli konularda faydalanabiliyoruz. (Örnek olarak, namazda secde yaparken 2 secde yaptığımızda; hem Kur’an’a göre hemde Peygamberin uygulamalarına göre hareket etmiş oluyoruz. ) Dikkat edilirse sadece ameli konularda- zorunlu kalındığında- rivayetlerden değil de, ameli tevatür yaygın uygulamalardan tamamlayıcı destek alıyoruz."

Hele şükür Efendi kardeş. Bir miktar imana geldin.


"Kısaca metodumuzu; Allah’ın dinini uydurma rivayetlere dayanarak değil, O’nun kitabının bütünlüğünü dikkate alarak anlamaya çalışmak olarak açıklayabiliriz. Bunu yaparken Allah’ın ayetlerine gelenekçilerin verdiğinden daha çok değer vermek, onların peygamberin sözleri olduğuna inanarak değer verdikleri hadislerin tamamına yakınının peygamber ve sahabe adına fatura edilmiş rivayetler olduğunu ispatlayarak dini onlara göre değil de, ayetleri esas alarak anlamaya ve anlatmaya çalışmaktır."


Uydurma rivayet ile din yaşayan, iman eden kimse yok. Sadece Efendi’ler kendi akılları ile din yaşıyor, kendi akılları ile amel hükmediyorlar. O Efendiler de bunu muhakkak hesap gününde bunu öğrenecekler.



 
Üst Alt