Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kur'an ışığında akaaid

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ashabı Güzin efendilerimiz (r.anh ecmain) yakin nuru ile Akaaid’lerini Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) terbiyesinde yaşayarak öğrendiler. Kuru bir şehadetin kimseye bir fayda sağlamayacağını, aklın neticeleri ile naklin hükümlerini bir araya toplayıp “La İlahe İllallah Muhamedü’r Rasulullah” şehadetinin anlam ve mahiyetini kavradıkları takdirde gerçek imanı tahkike ulaşacağını yakin olarak bildiler ve bu sebeple itikadlarının, Allahu Teala’nın Zat, Sıfat ve Ef’alini, Peygamberin doğruluğunu bilmekle olduğunu anladılar. İman binasının bu dört rükun üzerine kurulduğunu, her rükn’ün de on asıl ve temel üzerine ayrıldığını bildiler.

1 – Allahu Teala’nın Zatını bilmektir. Bu da 10 asıl üzerine devreder:

a – Allah’u Teala’nın varlığını,
b – Kıdem’ini, başlangıcı ve evveli olmadığını,
c – Beka’sını, sonu olmadığını,
d – Cevher olmadığını,
e – Cisim olmadığını,
f – Arez olmadığını,
g – Cihetten münezzeh olduğunu,
h – İstiva,
ı – Görülebileceğini,
i – Bir olduğunu bilmektir.

Bunun ile ilgili ayetleri Rabbül Alemin bize bildirmiştir;

“Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için birer direk kılmadık mı? Sizi çift çift yarattık; uykunuzu dinlenme vakti kıldık; geceyi bir örtü yaptık; gündüzü geçimi sağlama vakti kıldık; üstünüze yedi kat sağlam gök bina ettik; parlak ışık veren güneşi var ettik; taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.” Nebe : 6 – 16

“Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde süzülen gemilerde, Allah’ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgarları ve yerle gök arasında emre amade duran bulutları döndürmesinde, düşünen kimseler için deliller vardır.”

Gerçekten akıl sahibi olan kişilerin, biraz düşünce ile bile olsa, bütün bu ayetlerde bahsi geçen yaratılışların tesadüfen olamayacağını ve bütün bunların meydana gelmesi için bir yaratıcıya ihtiyacı olduğunu, bu acaip yaradılışların sevk ve idaresi için de yine kudrete ihtiyacı olduğunu anlaması gerekir. İnsan fıtraten zaten bunlara tereddütsüz iman eder, etmelidir. Çünkü Rabbül Alemin yine bir ayeti Kerim’de şöyle buyuruyor;

“Yer ve gökleri yaratan Allahu Teala’nın varlığında şüphe edilir mi ? (Edilmez) İbrahim : 10

“Eğer onlara, yer ve gökleri kim yarattığını sorarsan, elbette Allah derler” Lokman : 25


2 – Allahu Teala’nın Sıfatlarına dairdir. Bu da 10 asıl üzerine devreder:

a – Kadir olduğunu,
b – Alim olduğunu,
c – Allahu Teala’nın Hayy, diri olduğunu
d – İrade sahibi olduğunu,
e – Semi ve Basir olduğunu,
f – Mütekellim, Kelam sıfatı olduğunu,
g – Havadis’in hulülünden münezzeh olduğunu,
h – İlminin kıdemi,
ı – İradesinin kıdemi,
i – İlim ve iradesinin kadim olduğuna inanmaktır.

Bununla ilgili ayetleri de Rabbül Alemin bize bildirmiştir;

“O’nun her şeye gücü yeter” Maide : 120

“O her şeyi bilir” Bakara : 29

“Yaradan bilmez mi ? O’nun ilmi latif olduğu için her şeyi bilicidir” Mülk : 14

Alemi yoktan var eden Allahu Teala’nın Kaadir kavlinde sadık olduğunu bilmektir, ve ayetlerde buna delildir. İlim ve kudret sahibi olduğu için Hayy’dır. Çünkü ilim ve kudret diri olmayı zaruri kılar.


3 – Allahu Teala’nın Ef’aline dairdir. Bu da 10 asıl üzere devreder;

a – Kulların bütün işleri, Allahu Teala’nın yaratması ile olduğuna,
b – Kulların kesbi ile (kazanması ile) olduğuna,
c – Bütün bunların Allah’ın (cc) dilemesi ile olduğuna,
d – Yaratma ve icad etmenin kendi fazlı ile olduğuna,
e – Kulun gücünde olmayan şey ile de teklif etmesinin caiz olduğuna,
f – Dilediğini tazip edeceğine,
g – Kulun hakkında faydalı olana riayetin Allah’a (cc) vacip (gerekli) olmadığına,
h – Bütün vacipler şer’i olup, onlarda aklın bir dahli olmadığına,
ı – Peygamberler göndermesinin caiz olduğuna,
i – Peygamberimizin nübüvvetinin mu’cize ile teyid edildiğine inanmaktır.

Alem’de hadis olan her şeyin, Allah’ın (cc) yaratması ve icad etmesi ile olduğunu bilmektir. Kullarının bütün işleri, O’nun yaratması ve kudretinin tecellisi iledir:

“Her şeyin halikı O’dur” Rad : 16

“Sizi ve yaptıklarınızı yaratan ise Allah’tır” Saffat : 96

“Allah dilese insanları hep hidayette kılardı” Rad : 31

“Dilesek herkese hidayet verirdik.” Secde : 13

“Ey Rabbimiz, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri bize yükleme” Bakara : 286


4 – Sem’iyyata, Kur’an ve Hadis’den işitilenlere aittir. Bu da 10 asıl üzerine devreder:

a – Haşre, Neşre ve mahşer yerinde toplanmağa,
b – Nekir, Münker meleklerinin sorularına,
c – Kabir azabına,
d – Mizan’a, sevap ve günahların tartılacağına,
e – Sırat’a, Cehennem üzerinde kurulmuş köprüye,
f – Cennet ve cehennemin yaratılışına,
g – İmam’a ait hükümlere,
h – Sahabenin imametteki tertiplerine göre efdaliyetlerine,
ı – İmametin şartlarına,
i – Karışıklık korkusu anında imamın tayininin önemine, inanmaktır.

Bunun ile ilgili bazı ayetler de şöyledir:

“Kül haline gelen bu kemikleri kim diriltebilir dedi. De ki; Onları evvela yokdan var eden tekrar diriltir.” Yasin : 78 – 79

“Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra dirilmeniz ancak bir kişinin ki gibidir” Lokman : 28

“Kıyamet günü için adalet mizanlarını kurarız” Enbiya : 47

“Mizan’ı ağır gelenler, işte onlar kurtulmuştur. Mizan’ı hafif gelenler…” Araf : 8 – 9

“Onları cehennemin sırat’ına hidayet edin ve onları tutun. Çünkü onlar mes’uldürler.” Saffat 23 – 24

“Rabbinizin mağfiretine ermek ve göklerin eninde olup müttekiler için hazırladığına, cennete girmek için müsabaka edin.” Al-i İmran : 133

İşte bu saydıklarımız, akaid kaideleri olan, 40 aslı içine alan 4 rükundur. Bu inanca sahip olan “Ehl-i Sünnet vel-cemaat” olup bid’atçiler güruhundan uzaktır.

Allahu Teala hepimizi fazl’u keremi ile doğru yola hidayet etsin. (amin)


Bu konu; Hüccetü'l islam İmam-ı Gazali'nin (r.aleyh) İhyau' ulumid'din eserinden faydalanarak hazırlanmıştır.
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
amin ,allah c.c. razı olsun..

ve şu ilk giriş paragrafı gercekten cok önemli..

Ashabı Güzin efendilerimiz (r.anh ecmain) yakin nuru ile Akaaid’lerini Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) terbiyesinde yaşayarak öğrendiler. Kuru bir şehadetin kimseye bir fayda sağlamayacağını, aklın neticeleri ile naklin hükümlerini bir araya toplayıp “La İlahe İllallah Muhamedü’r Rasulullah” şehadetinin anlam ve mahiyetini kavradıkları takdirde gerçek imanı tahkike ulaşacağını yakin olarak bildiler ve bu sebeple itikadlarının, Allahu Teala’nın Zat, Sıfat ve Ef’alini, Peygamberin doğruluğunu bilmekle olduğunu anladılar. İman binasının bu dört rükun üzerine kurulduğunu, her rükn’ün de on asıl ve temel üzerine ayrıldığını bildiler.
 

firdevs

New member
Katılım
2 Mar 2007
Mesajlar
251
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
48
ALLAH (C.C) razı olsun. Emeğinize sağlık.
 
Üst Alt