Kuran-ı Kerim'de konuşulan kadınlar (1)
KURAN-I Kerim birçok kadından bahsetmiştir. Bunların büyük çoğunluğu müspet (pozitif) örnekler olmakla beraber bazen de negatif örnekler ayetler arasında yer alır.
Mekke'de örselenmiş, Medine'de ise henüz kimliğini bulamamış kadına Kuran-ı Kerim bir elbise biçmek ister. Bunu yaparken de zaman zaman diğer milletlerdeki kadınlardan bahseder. Bazen açıkça, bazen de işaret ederek onları tartışma zeminine çeker. Müslüman kadına bazı ipuçları verir.
Dünyaya erkek gözüyle bakan ve bu kazanımını paylaşmak istemeyen erkeğe, Kuran-ı Kerim yeni ortağın adını koyar ve konumunu belirler. Bu ortak kadındı. Ve kadının bu yeni konumunu iman eden erkek kabullenmek zorundaydı. Kuran'ın en büyük özelliği, emredici olmaktan çok, düşündürücü olmasıdır. Kabulleri zamana yaymasıdır. Sayfaları arasında pratik hayatta uygulanabilirliği olan emirleri ve yasakları barındırıyor olmasıdır.
* * *
Kuran kadınla ilgili öncelikle sınırları çizer. Nitekim, "Erkek olsun, kadın olsun her kim Allah'ın varlığına ve birliğine inanmış olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar" (En-Nisa, 124) diyen ayet; kadın için cennetin erkeğin rızasından değil Allah'ın rızasından geçtiğini formüle ediyordu. Kadın da, erkek de Allah'ı razı edecek. Allah razı olacak. Zaten o razı olunca kul da káinatta razı olur.
Kuran-ı Kerim'de kadın ile erkek bir "çift" olarak beraber anılır. Kuran'ın sembolize ettiği kadınlar da bu çiftin eşit ortakları olarak takdim edilmiştir. Bazen uyumlu çiftler, bazen de aykırı çiftler örnekleşir. Bu uyumlu ve aykırı çiftlere örnekler verelim:
1- Hz. Adem ile Hz. Havva: Hz. Havva'nın adı Kuran-ı Kerim'de "Adem'in eşi" olarak geçer. Burada isimden çok konum ön plandadır. Zira bir peygamberin eşi, onunla yakın statüyü paylaşır, saygınlık açısından. Onun için Kuran eş der. Birçok ayette beraberce anılırlar (Bakara 35-38; A'raf 19,26-27; Taha 117,121). Şeytan tarafından ayakları kaydırılan, sonra günahlarından tövbe eden ve insanlığa sağlam bir gelecek hazırlayan bir çiftin en güzel örneğidirler Hz. Adem ile Hz. Havva.
2- Hz. Nuh'un hanımı: Kuran-ı Kerim iki peygamberin, Hz. Nuh ve Hz. Lut'un inkárcı iki eşle imtihan edildiğini söyler: "Allah inkár edenlere Nuh'un karısı ile Lut'un karısını örnek verdi. Bu ikisi kullarımızdan iki salih kişinin nikáhları altında iken onlara hainlik ettiler." (Et-Tahrim, 10)
Burada inanan erkeğin, kendisi gibi yaşamayan bir eşle yaşamı örneklenir. Bu iki kadın, kocalarının düşmanlarına yardımcı oluyorlardı. İhanetleri buydu. Çünkü hiçbir peygamberin eşi zina ile ihanet etmemiştir (İbn Kesir, Tefsir, C3, Say 55). Ama buna rağmen peygamberler, eşlerine tolerans göstermişlerdir. Sonuna kadar onlara dini tebliğ etmişlerdir. Burada kadın negatif unsura örnektir.
3- Hz. Lut'un hanımı: Hz. Lut'un kavmi eşcinsellik denilen kötü alışkanlığın pençesindeydi. Hz. Lut'un eşi, kavminden yana tavır koydu (Hud, 81; Hicr, 55). Hz. Lut'un (AS) kavmi, karısıyla beraber sabahleyin helak oluncaya kadar bu peygamber, eşine sabretti. Bu iki peygamber de hanımlarına ahirette yardım edemeyeceklerdir. Bu örnekte peygamberlerin ahiretteki yetkileri sınırlandırılmıştır.
4- Hz. Yusuf ve Hz. Züleyha: Hz. Yusuf ile Züleyha sonradan eş olan ama öncesinde zor olaylar yaşayan iki şahsiyettir. İlginç örnektir. Nefsine mağlup olmayan bir peygamber ile nefsine gem vuramayan "seçkin bir kadın"ın örneğidir bu olay. Züleyha kovalayan, Hz. Yusuf ise kaçınan taraftır. Hayattaki örneklerden biridir aslında. Her gün nefisle iman kavgasında bu taraflar yok mu? Bazen kaçan erkek, bazen de kaçan kadın olur. Hata yapmaktan, günaha girmekten kaçar. Aslında nefsine direnmeli kişi. Ayağı kaydıktan sonra bütün bir ömür tövbeye yönelir ama bazen tövbenin de hazzını alamaz. (Yusuf, 24-42).
Ama Züleyha'nın sonraki hali, ayetlerde anlatılan kadar, dikkat çekicidir. Denilir ki Hz. Züleyha iman ettikten sonra Hz. Yusuf'a olan beşeri aşkını Rabb'ine yöneltir. Bir gün Hz. Yusuf eşine, eski günlerdeki tutkusunu hatırlatınca Züleyha şöyle cevap verir: "Ama ben o gün Rabb'imi tanımıyordum!" Olgunlaşan muhteşem bir ruh haline örnektir Züleyha. Kemal-olgunluk derecesine tırmanan ve etkisini bütün bir ülke üzerinde konuşturan kadına örnektir Züleyha.
5- Hz. Süleyman ve Belkıs: Belkıs, Yemen'deki bir hükümdar. Güçlü ve otoriter. Kuran Hz. Süleyman'ın Belkıs'la olayını (Neml, 23-44) uzunca anlatır. Sonunda Belkıs bütün güç, kudret ve bugün bile konuşulacak teknolojisiyle Allah'a teslim olur. Sadece o değil, kavmini de imana yöneltir. İman eden güçlü ve başı dik kadın örneğidir Belkıs. O, Hz. Süleyman'a değil, Rabb'ini teslim olur, Hz. Süleyman'la beraber.
6- Firavun'un karısı Hz. Asiye: Hz. Lut'un olayının tam zıddıdır. Burada kişilikler yer değiştirir. Firavun insanlık tarihindeki şirk, zulüm ve isyanın en öndeki sembolüdür. Hz. Asiye ise bu adama direnen imanlı bir kadına örnektir. Aslında Hz. Musa'yı çocukken Firavun'un sarayında bakıma aldıran da Hz. Asiye'dir (Kasas, 9). Hz. Asiye, Firavun'a direnir. Firavun bu asil kadın karşısında bütün güç ve saltanatına rağmen aciz kalır. Taberi'ye göre Firavun, Hz. Asiye'yi kazıklara bağlar ve güneşin altında işkenceye uğratır. Yüce Allah, Hz. Asiye'ye cennetteki evini gösterir (Tahrim 11). Son nefesini verirken cennetteki evine bakan Hz. Asiye gülümser, Firavun etrafındakilere acziyet içinde bakınır ve ancak şöyle diyebilir yutkunarak: "İşte bakın deliriverdi. İşkence edilen hiç gülümser mi?" Firavun dünyasından bakıyordu, Hz. Asiye ise cennetteki makamından.
NİHAT HATİPOGLU
KURAN-I Kerim birçok kadından bahsetmiştir. Bunların büyük çoğunluğu müspet (pozitif) örnekler olmakla beraber bazen de negatif örnekler ayetler arasında yer alır.
Mekke'de örselenmiş, Medine'de ise henüz kimliğini bulamamış kadına Kuran-ı Kerim bir elbise biçmek ister. Bunu yaparken de zaman zaman diğer milletlerdeki kadınlardan bahseder. Bazen açıkça, bazen de işaret ederek onları tartışma zeminine çeker. Müslüman kadına bazı ipuçları verir.
Dünyaya erkek gözüyle bakan ve bu kazanımını paylaşmak istemeyen erkeğe, Kuran-ı Kerim yeni ortağın adını koyar ve konumunu belirler. Bu ortak kadındı. Ve kadının bu yeni konumunu iman eden erkek kabullenmek zorundaydı. Kuran'ın en büyük özelliği, emredici olmaktan çok, düşündürücü olmasıdır. Kabulleri zamana yaymasıdır. Sayfaları arasında pratik hayatta uygulanabilirliği olan emirleri ve yasakları barındırıyor olmasıdır.
* * *
Kuran kadınla ilgili öncelikle sınırları çizer. Nitekim, "Erkek olsun, kadın olsun her kim Allah'ın varlığına ve birliğine inanmış olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar" (En-Nisa, 124) diyen ayet; kadın için cennetin erkeğin rızasından değil Allah'ın rızasından geçtiğini formüle ediyordu. Kadın da, erkek de Allah'ı razı edecek. Allah razı olacak. Zaten o razı olunca kul da káinatta razı olur.
Kuran-ı Kerim'de kadın ile erkek bir "çift" olarak beraber anılır. Kuran'ın sembolize ettiği kadınlar da bu çiftin eşit ortakları olarak takdim edilmiştir. Bazen uyumlu çiftler, bazen de aykırı çiftler örnekleşir. Bu uyumlu ve aykırı çiftlere örnekler verelim:
1- Hz. Adem ile Hz. Havva: Hz. Havva'nın adı Kuran-ı Kerim'de "Adem'in eşi" olarak geçer. Burada isimden çok konum ön plandadır. Zira bir peygamberin eşi, onunla yakın statüyü paylaşır, saygınlık açısından. Onun için Kuran eş der. Birçok ayette beraberce anılırlar (Bakara 35-38; A'raf 19,26-27; Taha 117,121). Şeytan tarafından ayakları kaydırılan, sonra günahlarından tövbe eden ve insanlığa sağlam bir gelecek hazırlayan bir çiftin en güzel örneğidirler Hz. Adem ile Hz. Havva.
2- Hz. Nuh'un hanımı: Kuran-ı Kerim iki peygamberin, Hz. Nuh ve Hz. Lut'un inkárcı iki eşle imtihan edildiğini söyler: "Allah inkár edenlere Nuh'un karısı ile Lut'un karısını örnek verdi. Bu ikisi kullarımızdan iki salih kişinin nikáhları altında iken onlara hainlik ettiler." (Et-Tahrim, 10)
Burada inanan erkeğin, kendisi gibi yaşamayan bir eşle yaşamı örneklenir. Bu iki kadın, kocalarının düşmanlarına yardımcı oluyorlardı. İhanetleri buydu. Çünkü hiçbir peygamberin eşi zina ile ihanet etmemiştir (İbn Kesir, Tefsir, C3, Say 55). Ama buna rağmen peygamberler, eşlerine tolerans göstermişlerdir. Sonuna kadar onlara dini tebliğ etmişlerdir. Burada kadın negatif unsura örnektir.
3- Hz. Lut'un hanımı: Hz. Lut'un kavmi eşcinsellik denilen kötü alışkanlığın pençesindeydi. Hz. Lut'un eşi, kavminden yana tavır koydu (Hud, 81; Hicr, 55). Hz. Lut'un (AS) kavmi, karısıyla beraber sabahleyin helak oluncaya kadar bu peygamber, eşine sabretti. Bu iki peygamber de hanımlarına ahirette yardım edemeyeceklerdir. Bu örnekte peygamberlerin ahiretteki yetkileri sınırlandırılmıştır.
4- Hz. Yusuf ve Hz. Züleyha: Hz. Yusuf ile Züleyha sonradan eş olan ama öncesinde zor olaylar yaşayan iki şahsiyettir. İlginç örnektir. Nefsine mağlup olmayan bir peygamber ile nefsine gem vuramayan "seçkin bir kadın"ın örneğidir bu olay. Züleyha kovalayan, Hz. Yusuf ise kaçınan taraftır. Hayattaki örneklerden biridir aslında. Her gün nefisle iman kavgasında bu taraflar yok mu? Bazen kaçan erkek, bazen de kaçan kadın olur. Hata yapmaktan, günaha girmekten kaçar. Aslında nefsine direnmeli kişi. Ayağı kaydıktan sonra bütün bir ömür tövbeye yönelir ama bazen tövbenin de hazzını alamaz. (Yusuf, 24-42).
Ama Züleyha'nın sonraki hali, ayetlerde anlatılan kadar, dikkat çekicidir. Denilir ki Hz. Züleyha iman ettikten sonra Hz. Yusuf'a olan beşeri aşkını Rabb'ine yöneltir. Bir gün Hz. Yusuf eşine, eski günlerdeki tutkusunu hatırlatınca Züleyha şöyle cevap verir: "Ama ben o gün Rabb'imi tanımıyordum!" Olgunlaşan muhteşem bir ruh haline örnektir Züleyha. Kemal-olgunluk derecesine tırmanan ve etkisini bütün bir ülke üzerinde konuşturan kadına örnektir Züleyha.
5- Hz. Süleyman ve Belkıs: Belkıs, Yemen'deki bir hükümdar. Güçlü ve otoriter. Kuran Hz. Süleyman'ın Belkıs'la olayını (Neml, 23-44) uzunca anlatır. Sonunda Belkıs bütün güç, kudret ve bugün bile konuşulacak teknolojisiyle Allah'a teslim olur. Sadece o değil, kavmini de imana yöneltir. İman eden güçlü ve başı dik kadın örneğidir Belkıs. O, Hz. Süleyman'a değil, Rabb'ini teslim olur, Hz. Süleyman'la beraber.
6- Firavun'un karısı Hz. Asiye: Hz. Lut'un olayının tam zıddıdır. Burada kişilikler yer değiştirir. Firavun insanlık tarihindeki şirk, zulüm ve isyanın en öndeki sembolüdür. Hz. Asiye ise bu adama direnen imanlı bir kadına örnektir. Aslında Hz. Musa'yı çocukken Firavun'un sarayında bakıma aldıran da Hz. Asiye'dir (Kasas, 9). Hz. Asiye, Firavun'a direnir. Firavun bu asil kadın karşısında bütün güç ve saltanatına rağmen aciz kalır. Taberi'ye göre Firavun, Hz. Asiye'yi kazıklara bağlar ve güneşin altında işkenceye uğratır. Yüce Allah, Hz. Asiye'ye cennetteki evini gösterir (Tahrim 11). Son nefesini verirken cennetteki evine bakan Hz. Asiye gülümser, Firavun etrafındakilere acziyet içinde bakınır ve ancak şöyle diyebilir yutkunarak: "İşte bakın deliriverdi. İşkence edilen hiç gülümser mi?" Firavun dünyasından bakıyordu, Hz. Asiye ise cennetteki makamından.
NİHAT HATİPOGLU