alem-i ervah
New member
- Katılım
- 20 Ocak 2006
- Mesajlar
- 463
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 0
Kendilerini ifade etmekte en çok zorlanan insanlar, okumayan insanlardır. Dünya sıralamasında neredeyse birinci sırada olan kitap okumama alışkanlığımızdan dolayı, rahat cümleler kurup konuşamıyoruz… Dolayısıyla sosyal hayatımızın en doğal bağlantısı olan konuşmalarımızda da yanlış anlamalar ve kopukluklar oluşturuyoruz…
Neredeyse günde sadece 20- 30 kelimeyle derdimizi anlatmaya çalışıyoruz... Bunun sonucunda da, ifade eksikliğinden ve kelime hazinelerinin dar olmasından dolayı, cümle kurmada zorlanıyoruz… Konuşamadığımızdan dolayı da, bazen kaba davranışlarla ve kavgalarla derdimizi anlatmaya veya kendimizi kanıtlamaya çalışıyoruz.
Kitap okumayanların iletişim dünyası
Kitap okumayanlar, öncelikle hiçbir konuda tam ehil olamazlar. Bilseler de, sadece duydukları kadarını bilirler.
Toplum içinde hep dinleyici konumunda okurlar.
Bazıları da az bilgilerle kendini anlatmaya çalışıp, komik duruma düşerler.
Ya da tam bilmediği bir konu da cahilce ısrara ederler.
Sabit fikirli olup, 20 yıl önceki bilgilerle bu günü değerlendirirler.
Yeniliklere her zaman kapalı olurlar.
Kitap kurtlarının iletişim dünyaları nasıldır?
İçe kapalı karakteri olmadığı sürece; kelime bolluğundan ve genel kültürlerinin çok olduğundan dolayı, konuşurken zorlanmadan bilgiler sel gibi akar gider… Karşısındaki insanı bilgiyle doyurur… Yani “ağızları iyi laf yapar.” Yaşadığı her anını sorgular... “Çevreye, topluma, siyasete, ülke sorunlarına” karşı son derece duyarlı olur. Hayatı dolu -dolu yaşar… Boş sözlerden, boş işlerden ve boş insanlardan kaçınır.
Peygamberimize gelen ilk vahiy “OKU” olmuştur. Yani Kuran’ın ilk emri okumaktır... Okuyup yazmayı ALLAH (c.c.) Kuran ayetinde şöyle emreder: “Yaratan Rabbin adıyla oku. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir; Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir...”(Alak Suresi,1-5)
Allah’ın emri olan okumayı, yani “eğitimi” tüm Müslüman dünyası Kuran’ı okuyup bildikleri halde; özellikle bazı Müslüman kadınlar baskılardan dolayı eğitim alamamaktadırlar… Alamadıkları eğitim eksikliklerinden dolayı da, dünya çapında hemen fark edilen Müslüman kadınlar; hem kendi ülkelerinde, hem de dünya ülkelerinde çok fazla dikkate alınmayarak, üçüncü sınıf muamelesi yapılmaktadır… Oysa ALLAH (c.c.) Kuran’da kadın erkek ayrımı yapmadan bilgiyi ve eğitimi sadece erkeklere değil de, tüm insanlığa farz kılmıştır. Çünkü Kuran’ı okumadan anlayamadığımız için de, okumayı ALLAH (c.c.) farz kılmıştır… Tüm bunların yanında da, Peygamberimiz mümin kadınlara en üstün unvanı vererek, cenneti ayaklarının altına sermiştir.
“Cennet analarınızın ayaklarının altındadır.” (Hz. Muhammed)
Nuran yelkenci
Neredeyse günde sadece 20- 30 kelimeyle derdimizi anlatmaya çalışıyoruz... Bunun sonucunda da, ifade eksikliğinden ve kelime hazinelerinin dar olmasından dolayı, cümle kurmada zorlanıyoruz… Konuşamadığımızdan dolayı da, bazen kaba davranışlarla ve kavgalarla derdimizi anlatmaya veya kendimizi kanıtlamaya çalışıyoruz.
Kitap okumayanların iletişim dünyası
Kitap okumayanlar, öncelikle hiçbir konuda tam ehil olamazlar. Bilseler de, sadece duydukları kadarını bilirler.
Toplum içinde hep dinleyici konumunda okurlar.
Bazıları da az bilgilerle kendini anlatmaya çalışıp, komik duruma düşerler.
Ya da tam bilmediği bir konu da cahilce ısrara ederler.
Sabit fikirli olup, 20 yıl önceki bilgilerle bu günü değerlendirirler.
Yeniliklere her zaman kapalı olurlar.
Kitap kurtlarının iletişim dünyaları nasıldır?
İçe kapalı karakteri olmadığı sürece; kelime bolluğundan ve genel kültürlerinin çok olduğundan dolayı, konuşurken zorlanmadan bilgiler sel gibi akar gider… Karşısındaki insanı bilgiyle doyurur… Yani “ağızları iyi laf yapar.” Yaşadığı her anını sorgular... “Çevreye, topluma, siyasete, ülke sorunlarına” karşı son derece duyarlı olur. Hayatı dolu -dolu yaşar… Boş sözlerden, boş işlerden ve boş insanlardan kaçınır.
Peygamberimize gelen ilk vahiy “OKU” olmuştur. Yani Kuran’ın ilk emri okumaktır... Okuyup yazmayı ALLAH (c.c.) Kuran ayetinde şöyle emreder: “Yaratan Rabbin adıyla oku. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir; Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir...”(Alak Suresi,1-5)
Allah’ın emri olan okumayı, yani “eğitimi” tüm Müslüman dünyası Kuran’ı okuyup bildikleri halde; özellikle bazı Müslüman kadınlar baskılardan dolayı eğitim alamamaktadırlar… Alamadıkları eğitim eksikliklerinden dolayı da, dünya çapında hemen fark edilen Müslüman kadınlar; hem kendi ülkelerinde, hem de dünya ülkelerinde çok fazla dikkate alınmayarak, üçüncü sınıf muamelesi yapılmaktadır… Oysa ALLAH (c.c.) Kuran’da kadın erkek ayrımı yapmadan bilgiyi ve eğitimi sadece erkeklere değil de, tüm insanlığa farz kılmıştır. Çünkü Kuran’ı okumadan anlayamadığımız için de, okumayı ALLAH (c.c.) farz kılmıştır… Tüm bunların yanında da, Peygamberimiz mümin kadınlara en üstün unvanı vererek, cenneti ayaklarının altına sermiştir.
“Cennet analarınızın ayaklarının altındadır.” (Hz. Muhammed)
Nuran yelkenci