Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kibirlenene Kibirlenmek

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Mü’min kibirlenmez. Fakat izzetini yere de düşürmez. Mü’min gerektiği yerde tevazu sahibi, gerektiği yerde izzet ve onur sahibidir. Kur’ân, “Muhammed Allah’ın Resûlü’dür. Beraberinde olanlar kâfirlere karşı çetin ve izzetli, birbirleri arasında merhametlidirler”1 buyuruyor. Yine Kur’ân’da Allah’ın övdüğü mü’minler topluluğu, “mü’minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve şiddetli”dirler.2

Bu âyetlerden anlıyoruz ki, mü’min, kâfire karşı şiddetini, izzetini, onurunu ve vakarını korusa da, mü’mine karşı düşmanlık görsün görmesin, şefkat, merhamet, tevazû ve alçakgönüllülük meleği kesilmelidir. Mü’min müminden kibir görse de, kibirle karşılık vermez. Onun kibir göstermekle hata ettiğini bilir, ona bu hatadan ve vartadan kurtulması için duâ eder. Ama asla ona kibirle karşılık vermez. Çünkü mü’minin mü’mine karşı kibir göstermesi haramdır.

Mü’minin, muhtelif hallere göre makbul davranışlarını şöyle sıralayabiliriz:

1) Kâfirden şiddet ve düşmanlık gördüğünde, aynı şiddet ve aynı sertlikle cevap verir. Kâfirin kibrine karşı, milleti ve dini adına kibirli olur.

2) Kâfirden düşmanlık görmediğinde, izzetini ve heybetini korumakla beraber, kâfirin hak ve hukukuna saygıyı esirgemez, ona iyilik eder.

3) Mü’minden iyilik gördüğünde ona iyilik eder, mütevazı olur.

4) Mü’minden kötülük gördüğünde, ona yine dostluk gösterir, yine iyilik eder, yine tevâzûunu eksik etmez.

Bu gün sosyal hayatın neresinde olursak olalım; ölçümüz, özetlemeye çalıştığımız bu esaslar olmalıdır. Bedîüzzaman Hazretleri, mü’minin, kerim olduğundan, yani yaratılış itibariyle mükerrem olduğundan ne kadar kötülük yaparsa yapsın kendisine yapılan iyilik ve ikramı çok iyi algılayacağını ve düşmanlıktan vazgeçip dostluk yüzünü göstereceğini kaydediyor.3

Demek mü’minin mü’mine aynı düşmanlıkla, aynı kötülükle, aynı kabalıkla, aynı kibirle cevap vermesine dinimizde izin yoktur. Bilakis düşmanlık da görse, kötülük de görse, kabalık da görse, kibir de görse mü’mine karşı hep iyi yürekli, hep iyilik ve ikram sahibi olmalıdır. Yani mü’min adavet etmek isterse kalbindeki adavet dürtülerine ve düşmanlık duygularına adavet etmelidir ve mü’mine karşı tam bir muhabbet fedaisi kesilmelidir. Bediüzzaman bu hususu şu veciz ifadesiyle özetler: “Biz muhabbet fedaileriyiz. Husumete vaktimiz yok”4

Özetlersek, “Kibre karşı kibir sadakadır” sözü, mü’minin mü’min karşısındaki duruşunu değil, kâfir karşısındaki duruşunu tanımlıyor olmak kaydıyla doğru anlaşılabilir. Yani mü’min, kâfirin kibrine kibirle, heybet ve azametle cevap verir. Fakat mü’minden kibir de görse, kibirle karşılık veremez. Mümin, mü’mine karşı tevazudan ayrılmaz.
 

ayyüzlü

New member
Katılım
24 Eki 2007
Mesajlar
599
Tepkime puanı
884
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Ýstanbul
Kibirlenmek, gururlanmak, büyüklük taslamak çok kötü bir huydur.

Şeytan'a ait bir özellik olan kibir, onun Hz. Adem'e secde etmesini engellemişti. Cenab-ı ALLAH bunu Kur'ân-ı Kerim'de şöyle anlatmaktadır: "(Hz. Adem'e) secde etmekten yalnızca İblis kaçındı. Kibirlendi ve kâfirlerden oldu" (el-Bakara, 2/34).
Küfür ve inkârın en önemli sebebi kibirdir. Bunu Hz. Adem (a.s)'ın kıssasında görmek mümkündür. Nitekim şeytan'ın kibrinden dolayı isyanından sonra, inkâr ve isyan edenlerin çoğu kibir nedeniyle isyan etmişlerdir.
Hz. Musa'nın apaçık delilleri karşısında Firavun inkâr etmişti. "Sonra da Musa'yı ve Harun'u, firavun ve topluluğuna mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar, kibirlendiler ve suçlu bir kavim oldular" (Yûnus 10/75). Hz. Peygamber (s.a.s) döneminde inkâr eden zengin ve ileri gelen insanlar kibir neticesinde inkar etmişlerdir. Bu durum Kur'an-ı Kerim'de şöyle anlatılmaktadır: "En sonunda da sırt çevirdi. Büyüklük tasladı ve şöyle dedi: "Bu eskilerden kalan bir sihirden başka bir şey değildir" (el-Müddesir, 74/23-24)
Hz. Abdullah b. Mes'ud (r.a.) bu hususta şu hadis-i şerifi nakletmektedir:
"Resulullah (a.s.m.), 'Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse, Cennete giremez.'" buyurdu. "Bunun üzerine bir zât, 'Ya Resulullah, insan elbisesinin ve ayakkabılarının güzel olmasını sever, arzu eder' dedi. Resulullah (a.s.m.), 'Şühhesiz ki, ALLAH güzeldir ve güzelliği sever. Kibir ise kendini yüksek görerek, hakkı inkar etmek ve insanları hor görmektir.' buyurdu." (Müslim, İman, 147)
Allahu Teala bir kimseye, imtihan için, mal, mülk, evlad, mevki, makam vs. gibi türlü nimetler ve zenginlikler vermiş olabilir. O kimse bu nimetlere şükretmeli, asla gurura, kibre kapılmamalıdır.
 
Üst Alt