Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kendini Tutanların Bayramı Mustafa İslamoğlu

  • Konbuyu başlatan beyaz_ýþýk
  • Başlangıç tarihi
B

beyaz_ýþýk

Guest
DERDİMİZ KENDİMİZLE. Kendini bilmeyen neyi bilir? Kendisiyle kavgalı olan kiminle barışıktır? Kendini kaybeden neyi kazanır? Türkçe'mizdeki "oruç tutmak" ne güzel tabir. Hep tutmuşumdur bu güzel tabiri. 'Tabir' nitelemem boşuna değil, çünkü oruca ilişkin akıl yürütmelerimizde ve zihni intikalimizde birer 'geçit', birer 'köprü' işlevi görüyor bu ifade.
"Oruç'un Arapça'daki aslı 'savm'. Bu sözcüğün karşısına lügatler 'imsak' kelimesini yerleştirir. Yine "tutmak, zaptetmek, zaptı rapt altına almak" manalarına gelir.
Doğrusu şu soruya bir çırpıda cevap vermek zor: Oruç bizi mi tutar, biz orucu mu tutarız? Bizim orucu tuttuğumuzu iddia ediyoruz. Bir yere kadar doğru da? Ama doğrunun çok küçük bir parçası bu. Asıl doğru şu: Biz orucu, oruç bizi tutsun diye tutarız.

Meğer ne zor şu "kendini tutma" meselesi. İnsanın başına ne geliyorsa "kendini tutamadığı" için geliyor. Günahlar hep kendini tutamamanın ürünü. Her caninin cinayeti kendini tutamadığı anına denk geliyor. İnsan dilini tutamadığı zaman kırıyor ve kırılıyor. Elini tutamadığı zaman kırıyor, döküyor. Kendini tutamadığı zaman, kendini yitiriyor, kendine yazık ediyor, kendinden geçiyor? Yani kendini tutamayan özne olamıyor, nesneleşiyor. Hakim olamıyor, mahkum oluyor. Sahip olamıyor, sahip olunuyor. Etken olamıyor, edilgenleşiyor. Hayat atının sırtında duramıyor, aksine hayat atı onun sırtına biniyor. İçgüdülerini dizginleyemiyor, aksine içgüdülerinin esiri oluyor. Bilinçli davranamıyor, çünkü bilinci bilinçaltı tarafından denetleniyor. Oysa ki bilinç, bilinçaltını denetimi altında tutması lazım. Tersi olunca atla süvari konum değiştiriyor: Adam atın sırtında değil, at adamın sırtında oluyor.
Kendini tutmak adam işi, zor iş. Oruç bizi işte bu zor işe çağırıyor. Kendisini tuttuğumuzu sandığımız oruç, aslında bize kendimizi tutmayı öğretiyor. Yeme ve içme güdümüzü, şehvet güdümüzü denetim altına almamızı öğütlüyor.
Bu güdülerini denetleyemeyen insanların nasıl yoldan çıktığını, nasıl haram helal demeden yığdıkça yığdığını, nasıl çalıp, çırpıp, hortumlayıp götürdüğü görüyoruz. Yeme güdüsünü denetim altına alamayan kişinin açlık korkusuna tutulduğunu biliyoruz. Açları doyurmak kolay. Fakat açlık korkusu çekeni dünyayı yedirseniz doyuramazsınız.
Bunu da biliyoruz.

Oruç tutmak, içgüdüleri tutmak. Onları kontrol altında tutmak. Bilinçaltının bilince egemen olmaması için, bilinçaltını daima gözaltında tutmak. Böylece bilincin, ayartıcı benliğin esiri olmasının önüne geçmek.
Güdüler tutulursa, onların bilinci tutsak almaları önlenirse, bu hem bilincin hem de iradenin güçlendirilmesi sonucunu getirecektir. Bilinç güçlenirse, şahsiyet güçlenir. Sorumluluk bilincini oluşturmanın ve artırmanın yolu da budur. İşte bu nedenle orucu farz kılan ayet şöyle biter: "Umulur ki bu sayede sorumluluk bilincine ulaşırsınız." Ayetin bu kısmı, orucun amacını açıklar.

İşte bu yüzden oruç tutmak kendini tutmaktır. Kişi orucu ne kadar tutarsa, oruç da kişiyi o kadar tutar. Kim orucun başını dik tutarsa, oruç da onun başını dik tutar. Kula kul olmaktan koruyan bir kalkan, kulu kul etmekten koruyan bir akıl olur.Ramazana elveda diyoruz. Fakat, bir Ramazanla gelen vahiy yüreğimizde. Ona asla elveda demeyeceğiz. Onu tutacağız, 24 saat, 12 ay ve bütün bir ömür. O zaman ömür Ramazanlaşacak. İşte bayramı o zaman hak edeceğiz.
Çünkü Ramazan bayramı, kendini tutanların bayramıdır.

İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.... Hazreti Ömer(r.a)
 

firoll

New member
Katılım
2 Ağu 2007
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kocaeli
okumak isterdim ama bu yazı çok yorucu...normal olamaz mı....
 
A

abdirabbih

Guest
İşte bu yüzden oruç tutmak kendini tutmaktır

mübarek olasın abi
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
orucu tuttuğumuzun en güzel örneği, iftar vakitleridir, mübarek bir kuş sütü eksiktir, tıka basa doyduk mu, şöyle bir cigara tellendirdik mi, sonra bir de afrikaya, fakir-fukaraya, garib-gurabaya ağıt yaktık mı, deymeyin keyfimize, vah vah filistin'de kardeşlerimiz açlıktan ölüyormuş, bir kaç timsah göz yaşı, abi akşamı kaçıracaz, tıka basa eğilip bükülecez, namazı sağ salim bitirecez, sonra ver elini teravih, en hızlı namazı hangi cami'de kılınır, falanca cami'de 17 dakika imiş, çıkışta büyük merak, milli maç ne oldu, fenerbahçe ne yaptı, abi yediklerim gaz yaptı, bir de coca cola, yeşili de makbul...

Bir yudum çorba ile iftar etmeyi ne kadar çok özlemişim...
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
rabbim cumlesinde razı olsun (msj duzeltmem gerekti)
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Ebu Zerr:Bir yudum çorba ile iftar etmeyi ne kadar çok özlemişim...
 

firoll

New member
Katılım
2 Ağu 2007
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
kocaeli
çok şükür okuyabildim:)...güzel bir bakış açısı...peki nefsi tutmak oruçla ilgili..nefis hep kötümüdür..ben ruhumun kötü olduğunu düşünürdüm...nefis-ruh-hislerim aynı üçlü mü?
 
Üst Alt