alptraum
New member
- Katılım
- 1 Ocak 2005
- Mesajlar
- 2,908
- Tepkime puanı
- 166
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Konum
- Aþk`dan
- Web sitesi
- www.muhakeme.net
Kelime-i sehadet getirmeden allaha ve peygamberimize inanan bir kisi öldügünde müslüman olurmu?
Allahin varligina ve birligine inanip hz.Muhammedin onun elcisi olduguna inanan bir hristiyan diliyle tekrarlamadan öldügünde yine hristiyan olarak mi yoksa müslüman olarak mi ölür?hükmü nedir?
İman kalbe ait bir şeydir. Bu bakımdan kalben Allahın varlığına ve birliğine iman eden ve imanın şartlarına inanan kişi kelime-i şehadeti getirmese dahi iman etmiştir.
İman kalbe ait bir özellik olduğundan bir insanın mümin olması için bu imanını diliyle de söylemesi şart değildir. Yani kalben iman etse fakat diliyle söylemese yine de mümindir. Bu nedenle imanını diliyle söylemesi ve yanında şahitlerin olması gerekmiyor.
Hatta kalben iman etmediği halde diliyle iman ettiğini söylese ve islamın bütün emirlerini yaşasa bile Allah indinde mümin sayılmıyor. Kendisini kafir bildiğimiz ve kafir kabristanına defnettiğimiz bir insan, kalbinden iman ederek ölmüşse bize göre kafir olsa bile Allah indinde mümindir. Demek ki esas önemli konu kalbe ait olanıdır..
Ancak kalben kabul ettiği imanını diliyle söylemesi de sünnettir. Onun hakkında hüsn-ü zan etmek, hayatında ve ölümünde islami hükümlerin uygulanması açısından mümin olduğunu diliyle söylemesi ve başkalarının da bilmesini sağlaması güzel olur.
Diğer taraftan islamın şeairi sayılan bazı şeyleri yapmış olması da mümin ve müslim olduğunun şahitleri olur. Örneğin önceden müslüman olmayan birisinin bir defa da olsa namaz kıldığı görülse bu insan öldüğü zaman hakkında islami esaslar uygulanır ve müslüman kabristanına gömülür. Çünkü namaz şeairdendir.
Demek ki, bir insan için en önemli konu kalben iman etmesidir. Diliyle söylemesi ise sünnettir. Şahitlerin olması ise islami esasların uygulanması açısından önem arzetmektedir.
Bu noktadan değişlik sebeplerle müminliğini gizleyen ve islamiyeti gizli yaşayan birisinin hem imanı hem de islamiyeti geçerlidir.
Allahin varligina ve birligine inanip hz.Muhammedin onun elcisi olduguna inanan bir hristiyan diliyle tekrarlamadan öldügünde yine hristiyan olarak mi yoksa müslüman olarak mi ölür?hükmü nedir?
İman kalbe ait bir şeydir. Bu bakımdan kalben Allahın varlığına ve birliğine iman eden ve imanın şartlarına inanan kişi kelime-i şehadeti getirmese dahi iman etmiştir.
İman kalbe ait bir özellik olduğundan bir insanın mümin olması için bu imanını diliyle de söylemesi şart değildir. Yani kalben iman etse fakat diliyle söylemese yine de mümindir. Bu nedenle imanını diliyle söylemesi ve yanında şahitlerin olması gerekmiyor.
Hatta kalben iman etmediği halde diliyle iman ettiğini söylese ve islamın bütün emirlerini yaşasa bile Allah indinde mümin sayılmıyor. Kendisini kafir bildiğimiz ve kafir kabristanına defnettiğimiz bir insan, kalbinden iman ederek ölmüşse bize göre kafir olsa bile Allah indinde mümindir. Demek ki esas önemli konu kalbe ait olanıdır..
Ancak kalben kabul ettiği imanını diliyle söylemesi de sünnettir. Onun hakkında hüsn-ü zan etmek, hayatında ve ölümünde islami hükümlerin uygulanması açısından mümin olduğunu diliyle söylemesi ve başkalarının da bilmesini sağlaması güzel olur.
Diğer taraftan islamın şeairi sayılan bazı şeyleri yapmış olması da mümin ve müslim olduğunun şahitleri olur. Örneğin önceden müslüman olmayan birisinin bir defa da olsa namaz kıldığı görülse bu insan öldüğü zaman hakkında islami esaslar uygulanır ve müslüman kabristanına gömülür. Çünkü namaz şeairdendir.
Demek ki, bir insan için en önemli konu kalben iman etmesidir. Diliyle söylemesi ise sünnettir. Şahitlerin olması ise islami esasların uygulanması açısından önem arzetmektedir.
Bu noktadan değişlik sebeplerle müminliğini gizleyen ve islamiyeti gizli yaşayan birisinin hem imanı hem de islamiyeti geçerlidir.