Levh-ı Mahfuz gibi insanların merak ettiği kitap yerine bize verilen indirilen kuranı elimizde olanı daha çok merak etmemiz gerektiğini ben kendim söylemişimdir. Bununla birlikte, Kaza ve Kader konusu birçok insanın üzerinde durduğu önemli bir konudur. Saygıdeğer Bekir, 29.05.2012 tarihinde İslamın İnanç Temelleri Bölümünde açtığınız konu süre bakımından geçmiş zamanda olsa dahi böyle önemli bir konuda sizinle fikir alışverişinden ziyade konuya daha çok vakıf olduğunuzu düşünerek, bir şeyler öğrenmek amacıyla size danışmak istiyorum; imansız rüşvet alan bir memur ile imanı güçlü ALLAHın (c.c) sevgili bir kulunu aynı anda kaza ve kader konusu ile davranışlarını değerlendirelim. İmanı olmayan, fakat anne- baba veya yaşadığı ülke bakımından bir ülkede edindiği değer yargıları/eğitimi çerçevesinde bir vatandaşın yaptığı göreve ihanet ederek (Peygamberimiz (sav) hadisi; verilen emanete hainlik eder) para karşılığı görevini kötüye kullanması konusunda onu satın almak isteyen bir insan, elbette ki ona bir teklif verecektir. Burada iki kişi arasında gerçekleşecek olanları aklımızda tutalım. Şimdi gelelim ALLAH (c.c) sevdiği bir kula: Bu dünya her muhtevasıyla imtihan dünyasıdır temel düşüncesiyle kaza ve kader konusuna bakarak bu şimdi bahsedeceğimiz konuya başlarken, ALLAHın (c.c) sevdiği kuluna isterse zor anlar yaşattığı, sevdiği bazı kulunu böyle imtihan ettiğini biliyoruz. Eğer ki o kulu, yaşadığı her gününü ve anını kur-an ve sünnete göre yaşarken, başına gelen kötü olayları düşündüğünde, her yaşananın sebebi imtihandır düşüncesinden çıktığı anda, imanından çıkıp çıkmadığını söyleyebilir misiniz? Çünkü bu insan her adımını kurana göre atmış olsa da karşılaştığı olaylarda işlerini yalan ve hileyle yürüten zalimin her zaman kazançlı çıkmasıyla karşı karşıyadır. Birde konuya başka bir taraftan bakalım; Numan İbn-i Sâbit, Hişam Bin Abdulmelikin zalim idaresine karşı çıkarılan isyanını desteklemesi sonucunda dövülerek darp edilmek suretiyle öldürülmüştür. Sonuç olarak dünyada yaşanmış olan, yaşanıyor olan ve yaşanacak olan her olay; kaderi, hayrı ve şerri yaratan ALLAHımızın (c.c) takdiridir. Üçüncü ve son olarak ta esas buraya değinmek istiyorum: Orta Afrikada Hıristiyanlar ile Müslümanlar uzun süredir savaşıyorlar. Şimdiye kadar birçok Müslüman öldürüldü, Bosnada yeni bu ay içinde 3000 kişilik bir toplu katliam mezarı daha bulundu, Çin ülkesi sanki her şeyden muafmış gibi, bu güne kadar yaptığı katliamları hiç kimseler gündeme getirmez sanki getirsek ne olacak dercesine, Arakanda puta tapanlar, insanlığın dışına çıktılar, hatta Rusyanın bu konuda daha öncesinden çalışmaları olduğu söylenmişti, bu zalim topluluklar o kadar azdılar ki kur-anı kerimi domuzlara yedirip bu görüntüleri internet üzerinde yayınlıyorlar. Yakılarak öldürülmüş birçok masum Müslümanın fotoğrafını internet üzerinden gördük. Afganistanda Müslümanlara zulmedilen bir ülke olarak bu güne kadar en bariz örneğidir, en son Amerika barışı getiriyoruz diye orada büyük bir katliam yapmıştı. Geçmiş zamanda basının bir gazete fotoğrafına uzunca bir süre ağlayıp baktığımı hatırlıyorum. Fotoğrafta gördüğüm Afganistanda yerlere yatırılmış uzun sakallı binlerce Şehidin fotoğrafıydı. Hala daha bu zulümler dünya üzerinde şu anda devam etmektedir. Suriye, Irak gibi ülkeleri daha gündemde olduğu için, zaten biliyorsunuz, ben size geçmişte olanları hatırlattım. Kur-anı kerimde ALLAH (c.c) görmedin mi ne yaptık diye helak edilen azgın milletlere atıfta bulunur, peki bugün bakın birçok milletler ve ülkeler nedir bu kadar azmış, toplu olarak katledilenler ise Müslümanlardır. Kaza ve kader konusuna bu üç boyuttan bakıyorum. İmansız bir insanın gene yaşadığı yere göre edindiği değer yargılarına göre insanlık ile sınırı, inanan bir insanın imanı ile olan sınırı ile karşılaştırıyorum sonuçta ikisi de insandır. Üçüncü olarak ta biliyorsunuz ben bu güne kadar hep söyledim kur-anı kerim ALLAH (c.c) kelamıdır. Onda yazan her yazı ALLAH (c.c) tarafından söylenmiştir. Tabi biz Müslümanlar da önce kitaba sonra kitaba yaşayışı ile örnek olan Peygamberimize (sav) bakıyoruz. Yukarıda belirttiğim hususlar içinde Ha-şa hesap sormak değildir yaptığım Saygıdeğer Bekir. Acaba ALLAH (c.c) bu kadar zalimlere niye müsaade etmektedir ? Hepsi kaza ve kader çerçevesinde bir tek Müslümanın imtihan edilmesi mi ? Bütün insanlığın imtihan edilmesi midir ? Zalimleri sevmeyen, zalimleri sevenleri de sevmeyen ALLAH (c.c); Tek hüküm sahibi ve tek takdir sahibidir. Gözümüz, kulağımız ve tüm organlarımız hiçbir servete eşdeğer olamaz, hepsi yerli yerinde ve nizamındadır. Tüm canlı tabiatın içinde canlı olan tüm varlıkların gözü kulağı da nizamında ve yerinde dir. İlminin sahibi olan ALLAH (c.c) akıbetimizi hayırlı yaratsın İnşallah. Saygıdeğer Bekir, sizden konuya ilişkin en azından bir cümle olsun beklentideyim. İslamın inanç Temelleri Bölümünde konu açma yetkisi olmadığından konuyu burada açtım. Saygılarımla