Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kayan yıldız sırrı - S.GÜRSELGİL

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
DESTAN


1.Cahid Ayaz aşkına Hasan Meriç aşkına

Sencer Kartal aşkına dönsün düşman şaşkına




2.Muşlu Muhammed Emin ve yârânı aşkına

Sivas’ın Ahmed’leri mezar olsun düşküne



3.Ölüp de ölmeyenler pîri Hamzâ aşkına

Ve ölmeden ölenler şâhı Mirzâ aşkına



4.Bir varmış ve bir yokmuş evvel zaman içinde

Ateş bacayı sarmış oda duman içinde



5.Bir akıncı yaşardı Rumeli yakasında

Anadolu devleti kokardı hırkasında




6.Bir yiğit yalnız ve tok dağ gibi yıldız gibi

Ele iğne dediysek nefse çuvaldız gibi



7.Bir çınar gölgesinde bağdaş kur-muş otur-muş

Ne bir âh o yüzüne ne günah izi vur-muş




1.Türk’e millet saati gelip çattığı çağda

Moğol istilâsından silkindiği otağda



2.Bir çınar fışkırmıştı Karacabey düzünden

Oğuz oymaklarının lâfta en öksüzünden



3.Kara Osman dediğin cihan dolusu zafer

Şeyh Edibâli ise gökten gelen bir haber




4.O çınarın dalları Bursa’dan Edirne’ye

Ve İstanbul’a varıp kavuşmuştur müjdeye



5.Sofya Belgırad Budin Viyana kapıları

Siz de hatırlayınız şanlı akıncıları



6.Unutamazsınız da unutmadıkça bizler

Toprak almaz onları doğan güneşler gizler



7.O da onlardan biri ulu çınarın dalı

Aylardan gene mayıs günlerden gene salı




1.Yulaf ağızlayarak su başında küheylân

Efendisini seyre koyulmuştu bir uçtan



2.Arada bir kişniyor kişniyordu ovada

Ondan daha mesudu yoktu o gün orada



3.Anıyordu böylece çiğnediği başları

Her nefeste içinden geçilen savaşları



4.Meramı ne bu yulaf ne şu içtiği suydu

Akıp gide yollara onun sözü de şuydu:



5.Ben bir yiğit adamın altındaki burağım

Bundan başka her soya her kana da ırağım



6.Sırtımda değil onu yüreğimde taşırım

Cenkte ben ona kulum zevkte öteki yarım



7.İşte varım ve yoğum - yaşamak bir dost için

Gerisi lâf-ü-güzâf ağnayan bir post için!



........





1.Gurbette bir soğuk kış sükût buz tutmuş ırmak

İçten içe seferde gamla mırıldanarak



2.Akıncı ve küheylân diyor benim misâlim

Böyle bildireceğim size nedir hayâlim



3.Yok mu tanıyan beni duyan bahardan hisse

İnce bir yağmur yağsa zarif bir lodos esse



4.Ben de kaldıracağım buz tutmuş kollarımı

Ben de saldıracağım yararak duvarımı



5.Haykıracağım diyen ve bir tek hevesle

Doğu’dan Batı’ya dek duyulmamış bir sesle



6.Yok mu misâlim gibi kendi at ve süvari

Kendi kendine öncü kendi kendinin eri



7.(Böcekler üşüşmüştü onlar da dinliyordu

Kelebek anlatıyor coşuyor inliyordu)


..........



1.Ondokuz Arap genci uçaklara bindiler

Tıpkı deveye binen cedleri gibiydiler



2.Öyle sessiz öyle çöl öyle işini bilir

Hepsi birer âlimdi herbiri birer şair



3.Attâya giden çocuk gibi şen-şakraktılar

Bize unutulmaz bir neşîde bıraktılar



4.Gel ceylân okuyalım ben heceyle sen aruz

Ne bir eksik ne fazla sayımız tam ondokuz



5.Tarık bin Ziyad gibi yakalım gemileri

Er dediğin bir kılıç çıktı mı dönmez geri



6.Ehmede Xanî’yi de katalım kafileye

Vuralım uçakları vuralım kefereye



7.Budur o göklü kavli Selimî Divanı’nın

Anmam diyen adını o yârden başkasının


S.GÜRSELGİL.
modify_inline.gif
 

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
KAYAN YILDIZ SIRRI


Göklerde kanat açmış gûya gönlümce hür kuş
Ben değil mi yine ben kedere hedef durmuş
Gizleniyor bildiğim saklambaç oyununda
Benim gölge âlemde kendisine kaybolmuş

Bu mahmurluk sırtımda kaplumbağa kabuğu
Rahatı rahatsızlık şu dünyanın seyrinde
Ah geçmiş ne gelecek şimdiyse uçan buğu
Yollar ki bir birine kavuşmanın derdinde

Su üstünde ürperti hep gurbetlik duygusu
Nakışa düşen mânâ deniz üstünde desen
Zamanın nabzımı tutsun diye kurduğu
Dalgada gölge eşya benim gözümde de sen

Bir kayanın üstünde bilmem böyle kaç vakit
Rüyâların izinde tâbirlerin peşinde
Yıldırım düşen levha kumaşım ki mücerret
Açıktan geçen gemi yüreğim o gemide

· · ·

Tedirgin bekleyişler berzah sırrında hapis
Fikir ki saklı güzel gözümde açık derin
Pervane çeken mihrak nisbet kurduğum akis
Rüyâların ötesi müjde verdi güvercin

Ağı germiş çoktandır yıldız köşeler cinsi
Gebe dumanlı dünya sancı sarınca doğum
Rüzgâr dinlenen dalga kıyı idrakı şimdi
Ruh nisbeti bir harman ışık içinde oyun

Kuş gagası ve dudak topluluktan işaret
Hayat sanat ve mânâ yoğunlukta bir mizân
Mağara dostluğunda doğrulanan öz hikmet
Bütün fikir hisarı aynada duran nişân

· · ·

-"Kanıma girmiş adam işte önünde hayat!"
Uykuda uyanıklık gözü açık uykuda
Bir ben vardım yine ben dağı delen o Ferhat
Akşam alnımda gezen hararet berrak suda

Kayan yıldız sırrı mı sırrı ile barışık
Gümüş renkte duruldu varolmak kuruntusu
Burcumun hissesinde alnındaki kırışık
Ölmek için mi doğduk asıl olmak doğrusu

Ömrün sonunda tarla marsık kokulu külhân
Kuyu içinde çile çekmiş insan duygusu
Deri üstünde deri yanık kokusu aman
Olan oldu dünyada kalan insan tortusu

· · · ·

Gökyüzünde bir bulut şeffaf kuyruklu balık
Nazlı nazlı süzülür kıyısında seherin
Rüzgâr toplayan yelken hayret ve sonsuz açlık
Aşkımın şarkısında va'dolunmuş eserim

Harfi harfine uygun gözümde tek marifet
Etle kemik bir bütün çile yükünü sırtlan
Kurtuluş gemisinin tayfasından vasiyet
Fikir elinde fikir kölen emrinde kaptan



Salih Mirzabeyoğlu
 

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
Yaslı Şiir

Yüreğimi bozbulanık bir sevdaya kaptırdım ben,
Ardından az ağlamadım
Belli şiirlerimden...

Bozbulanık bir duygunun rıhtımındayım gayri.
Nedense bana geliyor Hallaç'ın mektupları hep,
Ta Bağdat da unutuyorum bazen silahımı,
Bazen düşüveriyorum Kudüs'ün kapısından...
Ey sebep..!
Şiirlerime yazık oluyor.

Bu bozbulanık gecelerin kirpiklerinde
Beni bitiren bir şey var,
Anlatamadığım,
Anlayamadığın,
Seyyar..!
Şiirlerimde de o hüzünden bir şey...
Ey yar...

Geceleri beyaza boyadım, gündüzleri de siyaha,
Kaç kalem kırdımda bir Bağdat yazamadım.
Bir ana,
Bir yağmur,
Bir sevda yazamadım doğru düzgün....
En belalı yerinde doğmuşum besbelli vaktin,
Hicran yağmurlarına çanak tutuşumdan,
En çaylak delikanlısıymışım gibi yüzyılın,
Bağrımda en çetrefil okları yeşertmeye çırpınışımdan,
Yıldızlara ışık fermanları gönderişimden belli güpegündüz.
Ve de bir demet tebessümü bile taşıyamayışımdan...
Bilgeliğe ve erdemliliğe
Ağıtlar yakmalarımdan vakitli vakitsiz
Aydınlığı sorgulayışımdan,
Tebessümün telaşından,
Ve bu bitişimden belli can veren bir kuş gibi.
Beni bir o duyar.
Uygarlığın sarp kayalıklarında
Ey yar...

Çağ, çağdaş çakalların çağı...
Çıkmazları yüklenmiş hep,
Isırgan otundan medet umar bizim zavallı çınar,
Ey yar...

Yabaniliğin ta kendisi oysa tebessümü, meramı,
Elinde mukavvadan bıçağı,
Kalbini deşiyor,
Gözlerini çağın.
Mevsimlik heveslerle...
Heveslendirmesen ya ey çınar...
Bak bu bozbulanık sevdamdır kurşunlanan,
Gündeminde insanlığın.

2.

Cam kırığı döşeli her meselem,
Kirli bir çocuğun elinde uçurtma gibiyim.
Ne olacak diye korkuyorum sormaya.
Her cevap bir dinamit insiyaki taşıyor çünkü...
Ne olacak?
Ya mahşer?
Korkuyorum ben.
Sınır ötesi işaretler geliyor.
Ya nasıl vereceğim hesabını gençliğimin,
Ya kardeşlerim ölürken uzanıp yattığım gecelerin
O kahkahaların,
Ve tebessümlerin...
Böyle miskin bir et parçası olacağıma
Bir taş parçası olaydım keşke
Sapanında Filistinli çocuğun...

Ben taş olma hakkımı kullanmak istiyorum...

Çağın adı: kalleşlik,
Soy adı kan dökücü,
Ruhumla helalleştik,
Yaşamaya utanıyorum.
Erkeğim demeye; daha diyeceklerim var;
Müslümanım demeye utanıyorum ben,
Haya ediyorum ey yar...

Bu değil biliyorum senin buyruğun,
Kahraman mücahitlerini Çeçenlerin
Sonra birden hatırlıyorum.
Basayev'i mesela.
İmreniyorum.
Sirkteymiş gibi seyrediyor dünya
Seyrediyor katledilen müslümanları...
İğreniyorum.
Ben de içlerinde...

3.

Barikatlar kuruyor yüreğim şimdi.
Hangi kıtanın itleri olursa olsun,
Hangi dehşetlisi gelirse gelsin ölümün,
Hangi mermi susturacakmış, gelsin göreyim,
Çoktandır ölümsüzlüğe düştü yolu gönlümün.

Yerli uşakların epeydir söylediği şarkıdır bu,
Bilirim...
Nedense benzeşir şarkıları,
Bilirim...
Ben yine de her sabah kalkıyorum yatağımdan,
Bütün gece üşümüş bir rüya ile...
Çocukları düşünüyorum en çok,
Barutları ıpıslak duygularımla sarmalıyorum onları,
Çoğu çekiniyor sormaya olanları,
Kınıyorum her daim hicretini,
Yılgınlığa,
Suskunluğa,
Durgunluğa,
Yorgunluğa,
Meyledişini kınıyorum yüreklerin...

Yine de gün doğuyor,
Sabah oluyor neyleyeyim...
Bazen yağmur bile yağdığı oluyor kirli kirli.
Hisleri iptal olmuş çağın kucağında.
Ezanlar okunuyor minarelerimden gürül gürül,
Karşılıksız çağrılar,
Ne bakkal vaz geçiyor ne simitçi,
Ne taşıtlar duruyor bir lahza ne trafik lambaları...
Dolmuşlar tıklım tıklım,
Vitrinler ışıldıyor,
Varoşlarda boğazlananlardan haber yok hala,
Gasp,
Soygun,
Fuhuş...
Habire ceza evleri inşa ediyor uygarlık.
Maneviyat tuş...
Yoğun bakımda sevdam...

Ver elini, haydi ver ey sevdam; çok yaşa!
Dönmemek için gidelim,
Cidden gidelim bu sefer,
Savaşa...


Ali Hışıroğlu
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Uzun zamandır görünmüyorsunuz, zaman zaman profilinizden bakarak takip ettim. Hiç seslenmeden girip çıktığınızı gördüm. Ara sırada olsa da yaptığınız katılımlar ile ve konularınız ile sizi severek okuyordum. Umarım fazla uzağa gitmezsiniz artık.
Hiç olmazsa avatarınızı gördükçe aklımıza o güzel insan gelir. Zamanımızın çoğu burada geçiyor. Hiç olmazsa bari bundan mahrum kalmamış oluruz. Çünkü mubarek bir insan hatırlandığı zaman, oraya o kişinin teveccühü olduğuna inanıyorum.

Selametle Ekreme.
 

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
O ve Ben

Sanırım yaz sıcağı

Beynimin harareti

Tutuşturdun ocağı

Bende buldun gayreti



Sesinle övünmesem

Senim ya görünmesem

Alenî dövünmesem

Bilmezler ki hayreti



Salih Mirzabeyoğlu
 

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
Kumandanım


Allah'ı zikrediyor, durmadan Bolu Dağı,
Efsanevi kahraman aydınlattı bu çağı.
Emsali yok tarihte, mânâların bukağı,
Allah'ın Resülüyle anladım aynı kandan.
............................................... Kumandan



Başka âleme ait bakışı, mimikleri,
Anlayanı bir avuç, bu da onun kaderi.
Yankı buldu şükür taşa söyledikleri.
Yolunun yolcuları bağlandık ona candan..
.................................................. Kumandan
.


Küfrün surlarına o, nurlu sancağı dikti,
Hiç yılmadan dövüştü, hapishaneye gitti.
Ulvî kavga başladı, mazlumluk çağı bitti...
Mümkün değil ayrılmak onu gördüğüm andan..
.................................................. ........Kumandan...


Niçin müslüman rahat hayatını yaşıyor?
Ve tahammül, tahammül hududunu aşıyor.
O'nu şimdi kim bilir hangi dertler taşıyor,
O bir hisar örüyor, duvarları imandan...
.................................................. Kumandan
...


Allak bullak çehresi, şu yaşlanan dünyanın,
Nice rüyalar öldü, içinde bu rüyanın,
Duman gibi eriyor, siz bitmeyecek sanın,
İşte bak koçyiğitler geliyor, her bir yandan...
.................................................. ........Kumandan...

Ali Hışıroğlu
 
Üst Alt