Aşağıdaki Özelliklerde Bir Kardeşim olsun İstiyorum
Kardeşlerimin buraya Mesaj bırakmasını İstirham ediyorum
Her Müslümanın Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanması lazımdır. Çünkü Peygamber Efendimiz; (Allahü teâlânın ahlakı ile huylanınız!) buyurmuşlardır.
Allahü teâlânın sıfatlarından biri Settardır ki, günahları örtücüdür demektir. Müslümanın da din kardeşinin aybını, kusurunu örtmesi lazımdır. Peygamber efendimiz; (Din kardeşinin aybını, utanç verici halini görüp de, bunu örten, gizleyen kimse, İslamiyet’ten önce Arabların yaptıkları gibi, diri gömülen kızı mezardan çıkarmış, ölümden kurtarmış gibidir) buyurmuştur.
Müslümanlar kardeştir, birbirlerine yardım edecekler, sıkıntılarını giderecekler ve ayıplarını örteceklerdir. Zira mümin, kardeşinin sıkıntısına nemelazım diyen kimse, felakete uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Birbirlerini incitmezler, üzmezler. Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allahü teâlâ da onun işini kolaylaştırır. Bir kimse, bir Müslümanın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse, kıyamet gününün en sıkıntılı zamanlarında, Allahü teâlâ onu sıkıntıdan kurtarır. Bir kimse bir Müslümanın aybını, kusurunu örterse, Allahü teâlâ, kıyamet günü onun ayıplarını, kabahatlerini örter.)
Ma’ruf-ı Kerhi hazretleri; “Kim mümin kardeşinin bir aybını örterse, Allahü teâlâ, onun bu işinden dolayı bir melek yaratır, onun elinden tutar ve o melekle beraber Cennet’e girer” buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz, kimsenin aybını yüzüne vurmaz, hiç kimseden şikayet etmez, arkasından konuşmazdı ve Muaz bin Cebel hazretlerine hitaben buyuruyorlar ki:
(Ya Muaz! Ayıpları gizle, kimsenin aybını yüzüne vurma! Farzlardan başka kıldığın namazları ve ibadetleri kimseye söyleme! Dünya işini ahiret işinden büyük görüp, evvel yapma! Hiç kimseye hor bakma! Kimsenin gönlünü kırma, herkesle hoş geçin. Eğer bu şekilde hareket etmezseniz elem verici azaba uğrarsınız.)
İman nimetine kavuşan bir kimse, Allahü teâlânın yarattıklarına düşmanca değil, merhametle bakar ve insanların hata ve kusurlarını araştırmaz, onların ayıplarını görmez. Zira düşman olanlar, insanların ayıplarını, kusurlarını araştırıp yüzlerine çarpar. İyi bir Müslüman, insanların ayıplarını görmez. Vaktiyle bir kimse, İbrahim bin Edhem hazretlerine, kendi aybını ve kusurunu bildirmesi için yalvarınca; “Seni kendime dost edindim. Senin her halin, her hareketin, bana güzel görünüyor. Aybını başkalarına sor” buyurmuştur.
İyi bir Müslüman, başkasında bir ayıp, kusur görünce, bunu kendinde araması ve kendinde böyle kütü bir huy bulursa, hemen bundan kurtulmaya çalışması lazımdır. Böyle yapmak, insanı kötü huylardan kurtarır. (Mümin müminin aynasıdır) hadis-i şerifinde bildirilen de budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görmek ve bundan kurtulmak için çalışmak...
İsa aleyhisselama; (Bu güzel ahlakını kimden öğrendin?) diye sual edilince; (Herhangi bir kimseden öğrenmedim. İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen huylarından sakındım. Beğendiklerimi ben de yaptım) buyurmuştur.
Bir Müslüman, din kardeşinin bir aybını gördüğü zaman, ona hüsn-i zan etmeli, kötü düşünmemeli ve onu ıslah etmeye çalışmalıdır. Başkalarının hatalarını gören, açığa çıkaran değil, örten ve ıslah eden olmalıyız. Zaten kendi aybını, hatasını gören bir kimse, başkasının aybını, hatasını göremez. Eğer bir kimse, kendi hatalarını, kusurlarını göremiyorsa, başkalarının hatalarını, ayıplarını büyük görür. Başkalarının hataları ile meşgul olan, nefsine uyar. Nefsinin kötü arzularına uyan da, helak olur. Çünkü başkası için kuyu kazan, kazdığı kuyunun içine düşer. Bir kimsenin ahmak olduğuna alamet, kendi aybını bırakıp, başkasının aybıyla uğraşmasıdır. İdris aleyhisselam buyuruyor ki:
“Akıllı kimse başkalarının aybına bakmaz ve kişinin aybını yüzüne vurmaz. Malı çoğaldıkça, mağrur olup ahlakını bozmaz.”
Netice olarak, birisinin aybını örtmek, ona altın elbise giydirmekten daha hayırlıdır. Bunun için insanların aybını, kusurunu görmemeli, araştırmamalıdır. Zira insanların aybını, kusurunu görenler, araştıranlar, insanların hedefi olurlar.
alıntı
Kardeşlerimin buraya Mesaj bırakmasını İstirham ediyorum
Her Müslümanın Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanması lazımdır. Çünkü Peygamber Efendimiz; (Allahü teâlânın ahlakı ile huylanınız!) buyurmuşlardır.
Allahü teâlânın sıfatlarından biri Settardır ki, günahları örtücüdür demektir. Müslümanın da din kardeşinin aybını, kusurunu örtmesi lazımdır. Peygamber efendimiz; (Din kardeşinin aybını, utanç verici halini görüp de, bunu örten, gizleyen kimse, İslamiyet’ten önce Arabların yaptıkları gibi, diri gömülen kızı mezardan çıkarmış, ölümden kurtarmış gibidir) buyurmuştur.
Müslümanlar kardeştir, birbirlerine yardım edecekler, sıkıntılarını giderecekler ve ayıplarını örteceklerdir. Zira mümin, kardeşinin sıkıntısına nemelazım diyen kimse, felakete uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Birbirlerini incitmezler, üzmezler. Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allahü teâlâ da onun işini kolaylaştırır. Bir kimse, bir Müslümanın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse, kıyamet gününün en sıkıntılı zamanlarında, Allahü teâlâ onu sıkıntıdan kurtarır. Bir kimse bir Müslümanın aybını, kusurunu örterse, Allahü teâlâ, kıyamet günü onun ayıplarını, kabahatlerini örter.)
Ma’ruf-ı Kerhi hazretleri; “Kim mümin kardeşinin bir aybını örterse, Allahü teâlâ, onun bu işinden dolayı bir melek yaratır, onun elinden tutar ve o melekle beraber Cennet’e girer” buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz, kimsenin aybını yüzüne vurmaz, hiç kimseden şikayet etmez, arkasından konuşmazdı ve Muaz bin Cebel hazretlerine hitaben buyuruyorlar ki:
(Ya Muaz! Ayıpları gizle, kimsenin aybını yüzüne vurma! Farzlardan başka kıldığın namazları ve ibadetleri kimseye söyleme! Dünya işini ahiret işinden büyük görüp, evvel yapma! Hiç kimseye hor bakma! Kimsenin gönlünü kırma, herkesle hoş geçin. Eğer bu şekilde hareket etmezseniz elem verici azaba uğrarsınız.)
İman nimetine kavuşan bir kimse, Allahü teâlânın yarattıklarına düşmanca değil, merhametle bakar ve insanların hata ve kusurlarını araştırmaz, onların ayıplarını görmez. Zira düşman olanlar, insanların ayıplarını, kusurlarını araştırıp yüzlerine çarpar. İyi bir Müslüman, insanların ayıplarını görmez. Vaktiyle bir kimse, İbrahim bin Edhem hazretlerine, kendi aybını ve kusurunu bildirmesi için yalvarınca; “Seni kendime dost edindim. Senin her halin, her hareketin, bana güzel görünüyor. Aybını başkalarına sor” buyurmuştur.
İyi bir Müslüman, başkasında bir ayıp, kusur görünce, bunu kendinde araması ve kendinde böyle kütü bir huy bulursa, hemen bundan kurtulmaya çalışması lazımdır. Böyle yapmak, insanı kötü huylardan kurtarır. (Mümin müminin aynasıdır) hadis-i şerifinde bildirilen de budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görmek ve bundan kurtulmak için çalışmak...
İsa aleyhisselama; (Bu güzel ahlakını kimden öğrendin?) diye sual edilince; (Herhangi bir kimseden öğrenmedim. İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen huylarından sakındım. Beğendiklerimi ben de yaptım) buyurmuştur.
Bir Müslüman, din kardeşinin bir aybını gördüğü zaman, ona hüsn-i zan etmeli, kötü düşünmemeli ve onu ıslah etmeye çalışmalıdır. Başkalarının hatalarını gören, açığa çıkaran değil, örten ve ıslah eden olmalıyız. Zaten kendi aybını, hatasını gören bir kimse, başkasının aybını, hatasını göremez. Eğer bir kimse, kendi hatalarını, kusurlarını göremiyorsa, başkalarının hatalarını, ayıplarını büyük görür. Başkalarının hataları ile meşgul olan, nefsine uyar. Nefsinin kötü arzularına uyan da, helak olur. Çünkü başkası için kuyu kazan, kazdığı kuyunun içine düşer. Bir kimsenin ahmak olduğuna alamet, kendi aybını bırakıp, başkasının aybıyla uğraşmasıdır. İdris aleyhisselam buyuruyor ki:
“Akıllı kimse başkalarının aybına bakmaz ve kişinin aybını yüzüne vurmaz. Malı çoğaldıkça, mağrur olup ahlakını bozmaz.”
Netice olarak, birisinin aybını örtmek, ona altın elbise giydirmekten daha hayırlıdır. Bunun için insanların aybını, kusurunu görmemeli, araştırmamalıdır. Zira insanların aybını, kusurunu görenler, araştıranlar, insanların hedefi olurlar.
alıntı