Simbad...
Çarşıya kış gelmiş.
Halının üstünde üşür müyüz?
Sokakta keskin bir yanık çıra kokusu var.
Bu koku bana,
Nem, soğuk, patik, terlik ve yeleği hatırlatıyor.
Soğukta dışarı çıkıp kovayla odun alan bir kadın,
Üşüyen anne...
Kışın en çok anneler üşür sobalı evlerde.
Komşu etli yeşil biber dolması pişirmiş,
Kokusu içimdeki odacıklardan birine yerleşti.
Aklıma hep yaz gelir.
Bir yaz akşamı bol dereotulu cacık, domates salatası ve dolma,
Ardından kumlu karpuz.
Çaprazda ki teyzenin hala ipli hasır sepeti var,
Yürürken birden çarptım.
Bakkaldan bir şey bekliyor.
Çarşıya kış gelmiş.
Halının üstünde üşür müyüz?
Sokakta keskin bir yanık çıra kokusu var.
Bu koku bana,
Nem, soğuk, patik, terlik ve yeleği hatırlatıyor.
Soğukta dışarı çıkıp kovayla odun alan bir kadın,
Üşüyen anne...
Kışın en çok anneler üşür sobalı evlerde.
Komşu etli yeşil biber dolması pişirmiş,
Kokusu içimdeki odacıklardan birine yerleşti.
Aklıma hep yaz gelir.
Bir yaz akşamı bol dereotulu cacık, domates salatası ve dolma,
Ardından kumlu karpuz.
Çaprazda ki teyzenin hala ipli hasır sepeti var,
Yürürken birden çarptım.
Bakkaldan bir şey bekliyor.
Bugün canım ne istiyor biliyor musun Simbad?
Halının üstünden mahalleye kar yağdırmak,
Sadece, Kadıköy' ün özünü kaybetmemiş
Ender sokaklarından bu sokağa.
Halının üstünden mahalleye kar yağdırmak,
Sadece, Kadıköy' ün özünü kaybetmemiş
Ender sokaklarından bu sokağa.
Sonra mı, sadece yürümek lazım.
Karın üstünde ve camdan dışarı seyreden teyzelere,
Ellerini ovuşturan esnafa bembeyaz kar topları atmak.
Ve onları canlandırıp ,
Çocukluklarına çağırmak lazım.
Karın üstünde ve camdan dışarı seyreden teyzelere,
Ellerini ovuşturan esnafa bembeyaz kar topları atmak.
Ve onları canlandırıp ,
Çocukluklarına çağırmak lazım.
Demiştim başının belasıyım diye
Ama sen yine de takıl bana
Üzülmezsin...
Ama sen yine de takıl bana
Üzülmezsin...
Alıntı)