Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kanaat..

  • Konbuyu başlatan hüma-gül
  • Başlangıç tarihi
H

hüma-gül

Guest
KANAAT sözlükte :
Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek,
Kısmetinden fazlasına göz dikmemek,
Helâl ile yetinip haramı istememek,
Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak , gibi anlamlara gelmektedir.

Bakara Sûresi -172 . Âyet : Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk ediyorsanız.

Nahl Sûresi -71.Âyet : Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

Hac Sûresi- 36. Âyet: … kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin ...

- Kanaatkar aziz olur, muhteris ise düşkün olur. Hadis-i Şerif

“Ey âdemoğlu! Sana kâfi gelecek nimetler varken, seni azdıracak şeyleri istiyorsun. Ey âdemoğlu! Ne aza kanaat ediyorsun, ne de çoğa doyuyorsun.” Câmiu’s-Sagîr, 1:86, Hadis No:68.

“Cebrail bana gelerek şöyle dedi: ‘...Mü’minin izzeti Allah’ın kendisine verdiğine kanaat edip insanlardan bir şey beklememesidir.”

Câmiu’s-Sagîr, 1:102, Hadis No:89.

Kanaat tükenmez bir hazinedir . (Hadisi Şerif)

Kanaat eden aziz olur, hırslı olan da zelil olur. (Hadisi Şerif)

"Ya rab verdiğin rızıkla beni kanaatkâr kıl ve rızkı benim için mübarek eyle" (Hadis-i Şerif) (Keşfü'l-Hafâ, II, 151).

"Kanaatkâr ol ki, insanların Allah'a en çok şükredeni olasın."(Hadis-i Şerif)

“Eğer Ademoğlunun iki vadi dolusu altını olsaydı,muhakkak üçüncü bir vadiyi daha talep edecekti. Ademoğlunun karnını ancak toprak doldurur.” (Hadis-i Şerif)

4820 - Ubeydullah İbnu Mihsan el-Hutami radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden kim nefsinden emin, bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcut ise sanki dünyalar onun olmuştur."

4821 - Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor:
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur:
İkamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız ekmek ve su."

4822 - Fudâle İbnu Ubeyd radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İslâm hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat edene ne mutlu!"

4823 - Ebu Saidi'l-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor:
"Ensar radıyallahu anhüm'den bazı kimseler, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan bir şeyler talep ettiler. Aleyhissalâtu vesselâm da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini verdi. Sonra yine istediler, o istediklerini yine verdi. Yanında mevcut olan şey bitmişti; şöyle buyurdular:
"Yanımda bir mal olsa, bunu sizden ayrı olarak (kendim için) biriktirecek değilim. Kim iffetli davranır (istemezse), Allah onu iffetli kılar. Kim istiğna gösterirse Allah da onu gani kılar. Kim sabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır."
Rezin rahimehullah şu ziyadede bulunmuştur:
"İslâm'a girip, yeterli miktarla rızıklandırılan ve verdiği bu miktara Allah'ın kanaat etmeyi nasip ettiği kimse kurtuluşa ermiştir."

4824 - Ebu Ümâme radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ey âdemoğlu! Eğer fazla malını Allah yolunda harcarsan bu senin için daha hayırlıdır, kendine saklarsan senin için zararlıdır. Kefâf (yeterli miktar) sebebiyle levm edilmezsin. (Harcamaya), bakımları üzerinde olanlardan başla. Üstteki el (yani veren), alttaki elden (yani alandan) daha hayırlıdır."

4825 - Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Siz Allah'a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz."

Azla mutluluk, çokla didişmekten iyidir. Benjamin Franklin

Elinde olandan memnun ol, insan her şeyde birinci olamaz. Aesop

İnsanlar bütün arzularına nail oldukları zaman mutlu olamazlar. Aesop

İster padişah, ister derviş, ister komutan olsun, elindekiyle yetindikten sonra hepsi birdir. Nasır-ı Hüsrev

Kanaat etmekten hiç kimse ölmemiştir. Hırs besleyerek hiç kimse padişah olmamıştır. Mevlâna

Zenginlik istersen kanaat yeter. Mevlâna

Kanaatten nasibi olmayanı dünya malı nasıl zengin etsin? Feridüddin-i Attar

Kime yeteri kadarı az gelirse, ona hiçbir şey yetmez. Epikuros

Yeryüzünde bütün ızdıraplar, aza kanaat etmemekten doğar. Firdevsi

Zengin kişi, elindekini yeterli görendir R. Waldo Emerson



 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur:
İkamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız ekmek ve su."

İşte kanaat'ın şifresi...Ama bu zamanda bulmak böyle birini zor değil,belki hayal...Teşekkürler hümagül hanım. Allah (cc) razı olsun sizden.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Allah razı olsun abla..

selametle...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Kanaate ilişkin bu güzel yazılara bir ek yapalım.



Kanaat, elinde bulunanla yetinme, dünya nimetlerinden kısmetine razı olmaktır.



İsraf, ihtiras tama' ve israftan kaçınma. Kişinin Allah'ın kendisine dünya nimeti olarak verdiği paya rıza göstermesi.


Allah Teâlâ insanların dünya hayatının süs ve cazibesine aldanarak ahireti unutmaması için, Kur'an-ı Kerîm'de dünya hayatının geçiciliği ve değersizliğini vurgulamış, âhiret hayatının tercih edilmesi gereken bir gerçek olduğunu anlatmıştır:

"Dünya dirliği eğlenceden, oyuncaktan ibarettir. Âhiret hayatı hakiki hayattır. Bilselerdi (âhireti tercih ederlerdi)" (el-Ankebût, 29/64).



Kur'ân-ı Kerim insanın tama' ettiği nimetleri sıralayarak bunların âhiret hayatı açısından asıl gaye olmadığını anlatmaktadır:
"İnsanın gönlünü çeken kadınlar, oğullar, kantarla altın ve gümüşler, nişanlı atlar, davarlar, ekinler sevgisi insanlara hoş gösterildi. İşte bunlar dünya hayatında istifade edilecek şeylerdir. Asıl barınılacak yer Allah nezdindedir" (Âlu İmrân, 3/14).



Bu âyetler dünya nimetlerini kıyasla değersizliğini anlatması açısından sonsuz ve sürekli olan âhiret nimetlerine insanı teşvik etmektedir. Bu aşıdan insanın manevî faziletlere teşvik edilmesi dünya nimetlerine karşı insan nefsindeki istekleri törpüleyecektir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s) âhiret hayatının merkeziyetini, temel gaye ve hedef olduğunu; dünya hayatının âhirete göre düzenlenmesinin gerekliliğini şöyle anlatmaktadır:



"Allahım hayat ancak âhiret hayatıdır" (Buharî, Rikâk, 1; Cihâd, 33, 110; Müslim, Zekât, 109; Nesâî, Zekât, 80). Hz. Peygamber dünya malları karşısındaki tavrını şöyle belirtmiştir: "Eğer benim "Uhud dağı kadar altınım bulunsa, borç için sakladığımdan başka, ondan yanımda bir dirheminin üç gece kalmaması beni sevindirir" (Buhârî, Temenna', 2; Rıkâk, 14; Müslim, Zekât, 31, 32; İbn Mâce, Zühd, 8).


Hz. Peygamber hayatını kifaf ve kanaat prensibine uygun olarak düzenlemiştir (Ahmed b. Hanbel, VI, 19). Kanaat az çalışmak, tembellik etmek anlamında değerlendirilmemiştir. Kanaat, Allah Teâlâ'nın insana takdir ettiğine razı olmaktır. Sa'd b. Ebi Vakkâs oğluna şöyle nasihat etmiştir: "Oğlum! Zenginlik istediğin zaman, onunla beraber kanaat de iste. Çünkü, kanaatı olmayanı servet zengin etmez.". Bu nasihatten de anlaşılabileceği gibi kanaat ruhî ve ahlâki bir vasıftır.


Kanaata bazen kişinin yaptığı amellerde orta yolu takip etmek anlamında da olabilir. Nitekim, Abdullah b. Amr- b. el-As, Hz. Peygamberin yanına gelmiş namaz ve oruç hakkında tavsiye istemiştir. Hz. Peygamberin az şeyler tavsiyesine rağmen, daha fazla yapmaya gücü yeteceğini söyleyen Abdullah b. Amr, zayıflayıp ihtiyarlayınca hayıflanıp şöyle demiştir: "Keşke Hz. Peygamber (s.a.s)'in bana emrettiği şekilde ibadet etmeye kanaat ederek razı olsaydım" (Ahmed b. Hanbel, II, 200).


Kaanaatin bitmez tükenmez bir hazine olduğunu, belirten Hz. Peygamber hep şöyle dua ederdi: "Ya rab verdiğin rızıkla beni kanaatkâr kıl ve rızkı benim için mübarek eyle" (Keşfü'l-Hafâ, II, 151).


Hz. Peygamber kanaatı ve kanaatın neticesini şu veciz ifadeleriyle özetlemiştir: "Kanaatkâr ol ki, insanların Allah'a en çok şükredeni olasın." (İbn Mâce, Zühd, 24).
 
Üst Alt