dagdeviren
New member
- Katılım
- 23 Eki 2004
- Mesajlar
- 89
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
Ya Rabbi , gönlümüzdeki hissiyat Zatını tanımaya öylesine aşıkki , aldığımız her nefeste Tevhidini solukluyoruz.
Bizler eşyanın hakikatına ermeye namzed isek , bunu bizden ırak tutma. Mekan ve zamanı delerek gönüllerimizi bir tut. Senin kereminden mada birbirimizi anlamamız mümkünmü ?
Biz varlığı yoklukta, yokluğu hiç olmakta arıyoruz. Kendini sana perde olanlardan eyleme bizi.
Bize iman lezzetini öylesine tattırki, bu geniş endama sahip yeryüzünün aslında darlığı bizi cemaline çekip atmak zorunda kalsın.
Ezeli ilminle bize öylesine fethetki, mahviyetimiz hiçliğimizin göstergesi olsun.
Ölüm sevdası her an kavuşma anımız olduğundan bizide Zatına layık olarak haşreyle.
İlmimiz yokki kudretini yazalım , bilgimiz yok ki hakikatı haykıralım , fakir geldik sefil dönüyoruz , tek güvencemiz var Zatından başka kimseye kulluk yapmadık, bizi başkasına muhtaç eyleme.
Senin herşeye gücün yeter.
Ya Rabbi;
Topraktaki tohum misali, gönlümüzde ekili olan aşkın , bazen öylesine filizleniyorki , damarlarımızda dolaşan ırmaklarla gönlümüzün gülünü suluyoruz.
Bülbülün kafesi parçalamak için çırpınması ne ki , bizim gönül kafesimizde bulunan ilahi aşkın gizlendiği cevher dağları deviriyor seher vaktinde.
Biz bilmeyi de, susmayı da, hiçliği de sıfatlarında yaşamak isteriz. Bizi acziyetimizi koklamaktan mahrum eyleme.Gözü kapalı iken görüp açıkken kör olanlardan eyle bizi.
Zaten varlığından başka görebileceğimiz bir şeyi halk etmedin, Bizi gören gözleri taşıyan , hissiyatında Zatından gayri hiçbirşeyden lezzet alamayan yüreklilerle muhabbet edenler zümresine daim kıl.
Gönlümüzdeki hıçkırıkları aktarabilmeye nail olma gücümüz olsa idi , boşalan sellerle önce kendi günahlarımızı yıkamak isterdik. Lakin manevi kirlerim öylesine büyük ki , sıfat-ı insaniyede kalmanın gururunu yaşayabilmektir en büyük emelim.
İstemenin helakime vesile olacağından korkmasam tek bir şey isterdim Yüce ihsanından, Zatına Kul Habibine (s.a.v) ümmet olmayı nasib eyle bu acize.. ve amin diyerek acıyan tüm sevdiklerine...
Ya Rabbi..
Senin iman nurun olmasa , bu karanlık dünya yolculuğunda önümüzü gösterecek bir meşale bulmamız mümkün mü ?. Zatının mülkünde yüzen günahkar kulun olarak asliyetimizi inkar etmeden huzuruna gelmek azim ve ülküsündeyiz.
Bilemedik , hakkıyla doyasıya tadamadık ilahi şerbetini, Habibine kul olmak ateşi yakti , göründü gönlümüzü ancak bu ateşin şiddeti kalbimizi kor haline döndüremedi. Hakiki aşkını haykıramadık seher vaktinde zikrederken Zatını.
Öyle bir dünyada nefes alıyoruz ki, Hakikat ile Dalalatin bir arada yaşam sürdüğü , hakiki ile sahte imanların mücadelesini kıyasıya yaptığı bir dünya..
Yazacak öylesine harfler varki, mesele anlatmaktan çok anlaşılabilmek olunca , giden eller geri geliyor başkalarına ait olan sıraları işgal eder endişesi ile..
Gün gelir taşlar yerine oturur da , devirdiğin dağların altından çıkar , onun yazdıklarını dar beyninin köşesine koyar , heybeni omzuna alır izinden yürümeye çalıştığın tozlara yüzünü sürersin Rahman olan Allah'ın izni var ise şayet...
Dağdeviren..
Bizler eşyanın hakikatına ermeye namzed isek , bunu bizden ırak tutma. Mekan ve zamanı delerek gönüllerimizi bir tut. Senin kereminden mada birbirimizi anlamamız mümkünmü ?
Biz varlığı yoklukta, yokluğu hiç olmakta arıyoruz. Kendini sana perde olanlardan eyleme bizi.
Bize iman lezzetini öylesine tattırki, bu geniş endama sahip yeryüzünün aslında darlığı bizi cemaline çekip atmak zorunda kalsın.
Ezeli ilminle bize öylesine fethetki, mahviyetimiz hiçliğimizin göstergesi olsun.
Ölüm sevdası her an kavuşma anımız olduğundan bizide Zatına layık olarak haşreyle.
İlmimiz yokki kudretini yazalım , bilgimiz yok ki hakikatı haykıralım , fakir geldik sefil dönüyoruz , tek güvencemiz var Zatından başka kimseye kulluk yapmadık, bizi başkasına muhtaç eyleme.
Senin herşeye gücün yeter.
Ya Rabbi;
Topraktaki tohum misali, gönlümüzde ekili olan aşkın , bazen öylesine filizleniyorki , damarlarımızda dolaşan ırmaklarla gönlümüzün gülünü suluyoruz.
Bülbülün kafesi parçalamak için çırpınması ne ki , bizim gönül kafesimizde bulunan ilahi aşkın gizlendiği cevher dağları deviriyor seher vaktinde.
Biz bilmeyi de, susmayı da, hiçliği de sıfatlarında yaşamak isteriz. Bizi acziyetimizi koklamaktan mahrum eyleme.Gözü kapalı iken görüp açıkken kör olanlardan eyle bizi.
Zaten varlığından başka görebileceğimiz bir şeyi halk etmedin, Bizi gören gözleri taşıyan , hissiyatında Zatından gayri hiçbirşeyden lezzet alamayan yüreklilerle muhabbet edenler zümresine daim kıl.
Gönlümüzdeki hıçkırıkları aktarabilmeye nail olma gücümüz olsa idi , boşalan sellerle önce kendi günahlarımızı yıkamak isterdik. Lakin manevi kirlerim öylesine büyük ki , sıfat-ı insaniyede kalmanın gururunu yaşayabilmektir en büyük emelim.
İstemenin helakime vesile olacağından korkmasam tek bir şey isterdim Yüce ihsanından, Zatına Kul Habibine (s.a.v) ümmet olmayı nasib eyle bu acize.. ve amin diyerek acıyan tüm sevdiklerine...
Ya Rabbi..
Senin iman nurun olmasa , bu karanlık dünya yolculuğunda önümüzü gösterecek bir meşale bulmamız mümkün mü ?. Zatının mülkünde yüzen günahkar kulun olarak asliyetimizi inkar etmeden huzuruna gelmek azim ve ülküsündeyiz.
Bilemedik , hakkıyla doyasıya tadamadık ilahi şerbetini, Habibine kul olmak ateşi yakti , göründü gönlümüzü ancak bu ateşin şiddeti kalbimizi kor haline döndüremedi. Hakiki aşkını haykıramadık seher vaktinde zikrederken Zatını.
Öyle bir dünyada nefes alıyoruz ki, Hakikat ile Dalalatin bir arada yaşam sürdüğü , hakiki ile sahte imanların mücadelesini kıyasıya yaptığı bir dünya..
Yazacak öylesine harfler varki, mesele anlatmaktan çok anlaşılabilmek olunca , giden eller geri geliyor başkalarına ait olan sıraları işgal eder endişesi ile..
Gün gelir taşlar yerine oturur da , devirdiğin dağların altından çıkar , onun yazdıklarını dar beyninin köşesine koyar , heybeni omzuna alır izinden yürümeye çalıştığın tozlara yüzünü sürersin Rahman olan Allah'ın izni var ise şayet...
Dağdeviren..