Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kainatın Efendisi Müslümanlarla Helalleşiyor

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
Kâinatın Efendisi Müslümanlarla Helâlleşiyor

Resûl-i Ekrem Efendimiz hastalığının en şiddetli olduğu bir günde Ashabıyla helâlleşmeyi arzu etti.

Yine bir taraftan Hz. Ali’ye diğer taraftan da Fazl bin Abbas Hazretlerine dayanarak güçlükle ayağa kalktı ve mescide gitti. Minber’e çıkıp oturdu.

Hz. Bilal’e de (r.a.) şu emri verdi:

“Halka ilân et. Mescid’de toplansınlar. Onlara vasiyet etmek isterim. Bu benim son vasiyetim olacaktır.”

Hz. Bilâl, emri yerine getirdi. Bir anda toplanan halkı mescid almaz oldu.

Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Allah’a hamd ve senâdan sonra Ashab-ı Kirâma şöyle hitap etti:

“Ey insanlar! Sizden ayrılma vaktim oldukça yaklaşmıştır. Sizden birine vurmuşssam, işte sırtım gelsin vursun.

“Birinizin malını almışsam, gelsin hakkını alsın.

“Sakın hak sahibi, ‘Şayet kısas talebinde bulunursam, Resûlullah bana darılır’ diye düşünmesin! Bilmelisiniz ki, benden hakkını isteyene darılmak benim fıtratımda yoktur.

“Benim yanımda en sevimliniz, hakkı varsa, gelip benden onu isteyen kimsedir. Veyâhut helâl edendir. Ben Rabbimin huzuruna üzerimde kul hakkı olmadan varmak istiyorum.”1

Bir anda ortalığa hazin bir sükût çöktü. Resûl-i Ekrem Efendimiz sözlerini tekrarladı:

“Ey insanlar! Kime vurmuşsam, işte sırtım, gelsin vursun. Her kimin benden alacağı varsa işte malım gelsin alsın.”

Cemaat içinden biri ayağa kalktı. “Yâ Resûlallah! Sizden üç dirhem alacağım var” dedi.

Peygamber Efendimiz, “Ben bu hususta hiç kimseyi yalanlamam ve hiç kimseye ‘yemin et’ diye teklif de etmem. Ancak bu üç dirhemin zimmetime nasıl geçtiğini öğrenmek isterim!” buyurdu.

Ayağa kalkan zât, “Yâ Resûlallah! Bir defasında huzurunuza bir fakir gelmişti. Bana fakire üç dirhem vermemi emretmiştiniz. Ben de verdim. İşte istediğim bu üç dirhemdir” dedi.

Peygamber Efendimiz, “Doğru söylüyorsun” dedikten sonra, “Ey Fadl! Buna üç dirhem ver” buyurdu.

Bundan sonra Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, “Mescide açılan kapıları kapatınız! Sadece, Ebû Bekir’in kapısı açık kalsın” buyurdu.

Emir gereği Mescid-i Şerifin çevresindeki evlerin kapısı, Hz. Ebû Bekir’inki hariç hepsi kapatıldı.
Hz. Ebû Bekir namaz kıldırmaya memur ediliyor

Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, hastalığı sebebiyle ezan okununca daima Mescid-i Şerife çıkar ve cemaata namaz kıldırırdı.

Vefâtına üç gün kala hastalığı birden ağırlaştı. Bu sebeple artık Mescid-i Şerife de çıkamaz oldu. O zaman, “Ebû Bekir’e söyleyiniz, mü’minlere namaz kıldırsın” diye emir vererek imamlığı Hz. Ebû Bekir’e bıraktı...
 
Üst Alt