Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kader

NARTKAN

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
bu konuda düşüncesi ve fikri olanlar paylaşırsa sevinirim.
başka bir forumda okudum sanırım bir yazı vardı.cevap vermek istedim ancak üye olmak mümkün olmadı.bir türlü aktif hale gelmedi hesap.
 

yasenya

New member
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
kader konusu benime tam olarak kavrayamadığım konulardan .size teşekkür ederim NARTKAN.Bende inşallah bu sayede biraz aydınlanırım diyordum ki ,sayın seyfullah abimizin ağır dille yazılmış,alıntılarını okuyunca kafam iyice karıştı.Allah aşkına !bunu bana duru bi dille anlatacak yokmu?
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Kader sözcüğü Kur'an'da 11 yerde geçmekte ve tümünde de "ölçü" anlamında kullanılmaktadır. Türkçe'deki "miktar" (Arapça özgün şekliyi mikdar) sözcüğü de ölçü anlamındadır ve kader kökündendir. Allah her şeyi bir Ölçüye göre yapıp yönetmekte*dir. Her şeyin hazinesi onun katındadır ve O, o hazineden her şeyi belli bir ölçü içinde indir*mektedir. (Hicr, 21) Gökten su ölçüyle iner (Müminûn 18; Zühruf, 11); inen suyun yeryüzünde vadilerde dolaş*ması bile ölçüyledir. (Ra'd, 17) Topraktan pınarlar fış*kırması, fışkıran suların birleşmeleri yine belli bir öl*çüye göredir. (Kamer, 12)

Tüm bu ölçüye bağlılıklar, kader kelimesi veya tü*revleri kullanılarak ifade edilmiştir. Ve bu ifadelerle önümüze konan kader kavramının temel amacı, insa*nın fiillerinin belirlenmiş olduğunu değil, varlık ve oluşta keyfilik ve rastlantının bulunmadığını göstermektedir.

Kur'an, kader kavramıyla varlık ve oluşta tesadüfün değil, ölçü ve bilincin egemen oldu*ğuna dikkat çekmek peşindedir.
Allah'ın isim-sıfatlarından olan ve Kur'an'da 39 yerde geçen Kadîr ile 7 yerde geçen Kadir sözcükleri de kaderle aynı kökten gelen kelimelerdir. İkisinin söz*lük anlamı da "her şeyi kudretiyle belirleyen, öl*çüye bağlayan" demektir.

Yine Allah'ın isim-sıfatlarından biri olan ve Kur'an'da 3 yerde geçen Muktedir sözcüğü de kaderle aynın kökten olup "kudretiyle her şeyi bir ölçüye bağlı olarak çekip çeviren" de*mektir.

Kur'an'daki kaderin anlamı budur. Ve bu anlamda bir kaderin değişmezliği, Allah'ın tabiata, varlığa koy*duğu yasaların değişmezliğidir ki, Kur'an bunu açıkça ve defalarca ifade etmiştir.

Bu değişmezlerin insanın fiilleriyle, iradesi ve öz*gürlüğü ile bir ilgisi yoktur. Oradaki değişmezlik, ka*nunların Yaratıcı tarafından koyulmasıdır. İnsan fiil*lerinin Yaratıcı tarafından Önceden belirlenmesi değil*dir.

Not: Alıntıdır.
 

NARTKAN

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
seyfullah kardeş sağol.
bürodan nete girdiğim için işin arasında hepsini okuyamadım.az vaktim oluyor.ama küçük bir kısmını okudum.benim düşünce şeklime biraz aykırı geldi.

şu kısım için konuşayım.

* İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, elinde iki kitap olduğu halde yanımıza geldi ve: "Bu iki kitap nedir biliyor musunuz?" buyurdular. Cevaben: "Hayır, ey Allah'ın Resûlü! bilmiyoruz. Ancak bildirmenizi istiyoruz!" dedik. Bunun üzerine sağ elindekini göstererek: "Bu Rabbülâlemin'den (gelmiş) bir kitaptır. İçerisinde cennet ehlinin isimleri mevcuttur. Hatta onların babalarının ve kabilelerinin isimler de mevcuttur ve sonunda da icmal yapmıştır. Bunlara asla ne ilave yapılır, ne de onlardan eksiltmeye yer verilir. Hiç değişmeden ebedi olarak sabit kalır" buyurdular. Sonra sol elindekini göstererek:
"Bu da Rabbülâlemin'den bir kitaptır. Bunun içinde de ateş ehlinin isimleri, onların atalarının isimleri ve kabilelerinin isimleri vardır. En sonda da icmâllerini yapmıştır. Bunlara asla ne ziyade yapılır, ne de eksiltmeye yer verilir!" buyurdular.
Ashabı sordu: "Öyleyse ey Allah'ın Resûlü, niye amel ediliyor? Madem ki her şey önceden olmuş bitmiş, yazılmış ve artık yazma işinden fariğ olunmuş (bir daha yapma gayreti de niye)?" Resûlullah şu cevabı verdi: "Siz amelinizle doğruyu ve istikameti arayın! İtidali koruyun, Zira, cennetlik olan kimsenin ameli, cennet ehlinin ameliyle sonlanır; (daha önce) ne çeşit amel yapmış olursa olsun. Keza cehennemlik olanın ameli de cehennem ehlinin ameliyle sonlanır, hangi çeşit amel ile amel etmiş olursa olsun!" Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, sonra elindeki kitapları atıp, elleriyle işaret ederek dedi ki: "Rabbiniz kullardan artık fariğ oldu, bir kısmı cennetlik, bir kısmı da cehennemliktir."


Kuranı okuyanlar bilir.And olsun insanların çoğu cehenneme gidecektir
yada şeytana hitab ederek sen benim salih kullarımı asla saptıramazsın gibi bir çok ayet vardır.demekki daha kıyamet günü gelmeden bu belli.en azından 1400 sene önce belliymiş.demekki bazı şeyler belli.

Allah kabilesiyle adıyla sanıyla kimin neyeye gidip gitmeyeceğini elbeteki bilir.
burda bana göre önemli nokta şu.

yukarda mavi ile taradığım kısımdaki cümleye dikkat edin.Madem ki her şey önceden olmuş bitmiş, yazılmış ve artık yazma işinden fariğ olunmuş (bir daha yapma gayreti de niye)?bu durumda bu soru kaçınılmaz ve cevabı gerekir.

madem kim cennete gidecek kim cehenneme gidecek belli ise o zaman ne diye insan uğraşsın ki.bu haksızlık değil mi.
örneğin ben.
diyelim ki cehennemliğim.çıkıp sorguda Allaha madem beni cehennemliklerden seçtin ve yolladın.o halde bu adaletmi.zaten benim dünyadaki rolüm belliyken.ve bana verdiğin rolü dosdoğru harfi harfine yerine getirmişken.neden ateşe gidiyorum demeye hakkım olmaz mı ! ( HAK allahın 99 sıfatından birisidir. )
elbette olur.

çünkü Allah asla haksızlık yapmaz.
insanın dünyada yaptığı işi düşündüğü konuyu sorgulamak için 99 adet formülü vardır.ben düşünce sistemimi hep bunlar üzerine kurarım.(Allahın 99 sıfatı doğruyu bulmak için bir formüldür.bununla hurafeyide bulursun.doğruyuda eğriyide.)

yukarıdaki şekilde olayı düşünürsek o zaman Allahın bir sıfatını eksik kılmış oluruz.hemde en önemlisini ADALETİ.

peki o zaman kim cennetlik kim cehennemlik belli değil mi ?
hayır elbette belli.belli değil dersek bu seferde onun İLİM sıfatı eksik kalır.

o halde bu şöyle düşünülmelidir.

Allah olağan üstü sıfatları gereği hertürlü eksikliklerden uzaktır.

o zaman Allah kimseye haksızlık yapmaz.
kimseyi kendi karşısında haklı duruma getirmez.

o zaman söyle izah etmeliyiz bana göre.

Allah hepimizi hür irademizle bu yaşamda denemektedir.
ve herkez ne yaparsa kendi iradesiyle yapmaktadır.
eğer iyilik yapıyorsa kendisi kötülük yapıyorsa kendisi yapmaktadır.
ve öbür dünyaya ne götürüyorsa kendi elleri ile götürmektedir.
ve Allah buna rağmen insanı hür iradesi ile dahi yaşasa herşeyi bilen olduğu için akıbetini bilmektedir.bilmezse Eksik kalır çünkü.Allah her türlü eksikliklerden uzaktır.
okuyanlar bilir.kıyameten sahneler geçer Kuranda.cennet ehli ve cehennem ehli arasında karşılıklı veya kendi aralarında.bakın daha o gün gelmeden o konuşmalar aynen söylenmiş.ve o gün o konuşmalar olacak.
işte bu Allahın herşeyi bilmesinden kaynaklanır.
Allah kimseyi cehenneme atmaz.insan kendini atar.
Allah kimseyi kayırmaz.
kimseyede zulm etmez.
kim ne yaparsa kendisinedir.

bazıları şunu düşünebilir.
Allah onun kalbini kaskatı gözünü kör etmiştir.
peki bu yukardaki ile çelişmiyor mu !
hayır.
bu ifade uyarılmış.Ayetler ve deliller kendisine gelmiş.hür iradesiyle reddetmiş.
bununlada kalmayarak kafa tutup asi olanlar için söylenmiştir.

kader çok zor bir konudur.
ben bu böyledir diye iddaa etmiyorum.bunlar benim kendi düşüncem.
beni bağlar.
doğrusunu Allah bilir.
 
Üst Alt