Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Al-i İmran / 103. Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.
Enfal / 46. Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
En’am / 159. Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.
* Abdu'llâh b. Abbâs radiya'llâhu anhümâ'dan: Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in (son hastalığında) ağrısı iştidâd edince: "Yazı yazacak şey getiriniz. Size öyle bir kitâb (vasiyyetnâme) yazdırayım ki ondan sonra hiç dalâlette kalmayasınız." buyurdu. Ömer radiya'llâhu anh: "Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in hastalığı ağırlaştı. Elimizde ise Allâhu Teâlâ'nın Kitâb'ı vardır. O bize yeter." dedi. Bunun üzerine (oradaki Sahâbe beyninde) ihtilâf çıktı. Sözleri birbirine karıştı. (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem de): "Yanımdan savulun. Benim yanımda nizâ' olmaz." buyurdu.
* Abdullâh İbn-i Mes'ûd radiya'llâhu anh'den şöyle rivâyet edilmiştir: müşârün-ileyh demiştir ki: bir kimsenin (Mescidde Rahmân Sûresi'nden) bir âyeti, benim Resûlullâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittiğim kırâet (-i Nebevî) hılâfına okuduğunu duydum. Hemen elinden tutup Resûlullâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e getirdim. (Aramızdaki ihtilâfı arz edince yüzünde âsâr-ı şiddet hissettim. Bununla berâber) Resûlullâh: ikinizin kırâeti de güzeldir; (Kur'ân hakkında) sakın ihtilâf etmeyiniz!. Sizden evvelki ümmetler, (kitablarında) ihtilâf ettiler de öyle helâk oldular, buyurdu.
* Ebû Hüreyre radiya'llâhu anh'den rivâyete göre Resûlullâh salla'llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Cennet'e ilk giren bir cemâat vardır ki, onların yüzleri, ayın on dördüncü gecesindeki nurlu sûretine benzer. Onlar ağızlarından, burunlarından ve bedeninin sâir yerlerinden bir şey çıkarmazlar. Onların Cennet'teki kapları ve tarakları altın (ve gümüş) tendir. (Buhurdanlıklarının) udları, Ûd-i Hindîdir. Onların teri misktir. Ehl-i Cennet'ten her birinin iki kadını vardır ki, vücûdünün letâfetinden iki baldırı (kemiği) nin iliği etinin üstünden görünür. Ehl-i Cennet'in arasında ne ihtilâf vardır, ne de düşmanlık. Gönülleri (sanki) bir gönül. Onlar sabah, akşam Allah'ı tesbîh eder (ek zevk-yâb olur) lar.
* Cündeb İbn-i Abdullâh radiya'llâhu anh'den Nebî salla'llâhu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Kur'ân üzerinde gönülleriniz birleştikce Kur'ân okuyunuz. Kur'ân hakkında ihtilâf edince de artık kalkıp oradan dağılınız!