Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Itin ölümü Yaklaşti

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
Üff. Yazıyı okuyorken bin türlü düşünce gidip geliyor kafanızdan. Birden
durgunlaşıyor, aniden öfkeleniyor, sonra öfke yerini derin bir düşünceye
bırakıyor, derken korkunç bir ümitsizliğin pençesine düşüyorsunuz. Sonra
“rahmet-i ilahiye” yetişiyor imdadınıza. Tarih geliyor aklınıza, islam
toplumunun kökleri, mücadeleleri, başarıları, yangın külleri içinden sessiz
sakin, ama yeni bir medeniyet inşasının bir değil beş değil yüzlerce
tekrarının vuku bulmasını hatırlıyorsunuz. İmanın, kur’anın, iç
dinamiklerimizin bizi nasıl harekete geçirdiğini hatırlıyorsunuz. Binlerce
tomurcuğu görüyorsunuz ki hepsi baharı müjdeliyor. Ufuktaki aydınlığı
görüyorsunuz ki sabahı müjdeliyor. Evet, sabah oluyor. Karamsarlığa yer yok.
Allahın rahmeti inşallah ebabil kuşlarının evimizi başımıza yıkmasına
müsaade etmeyecek.

Bir köpeğin kuru sıkı palavraları için de şu sözü hatırlamak kafi:

İTİN ÖLÜMÜ YAKLAŞINCA KÂBE DUVARINA PİSLERMİŞ.



EVET, ÜMİTVAR OLUNUZ. ŞU İSTİKBAL İNKİLABATI İÇİNDE EN YÜKSEK GÜR SADA,
İSLAMIN SADASI OLACAKTIR. (Bediüzzaman)



Kabe’ye bomba düşerse, Ebabil kuşları ne yapar?



Amerika’nın, “özgürlük getireceğiz ve dünyayı nükleer bir tehditten
kurtaracağız” bahanesiyle Irak’a saldırdığı günlerdi. Evde bir dostumla
haberleri izliyorduk. Bağdat’ın üstüne yağan bombaları, havai fişek
gösterisi gibi izleyen binlerce insan gibi…

Bombalanan şehir Bağdat’tı… Nükleer fabrikaları bombalamıyordu ABD.
Bağdat’ın merkezine yağıyordu bombalar. Bağdat deyip geçmeyin…

İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin yattığı şehir bombalanıyor. Kimsenin sesi
çıkmadı... Hz. Ali’nin türbesi bombalanırken de kimsenin sesi çıkmadı.



Arkadaşıma döndüm ve dedim ki; “Acaba Mescid-i Nebevi’ye bomba yağıyor
olsaydı İslam dünyasından tepki gelir miydi? Yada Mekke semalarından,
Kabe’nin üzerine bombalar yağsa nasıl bir tepki gelirdi İslam
coğrafyasından?”

Merak ettiğim şey tepkinin gelip gelmeyeceği değildi. Tepki gelmeyeceğini
düşündüğüm için sorguluyordum suskunluğumuzu…



İslam şehirleri denilince akla gelecek üç-beş isimden bir tanesi değil miydi
“Bağdat”? Bağdat’a bomba düşerken seslerini bile çıkartmayanlar, Mekke’ye
bomba yağmaya başlayınca nasıl bir tepki verirler çok merak ediyorum?



Şimdi nerden çıktı bunlar diyorsanız, hemen söyleyeyim. Aşağıdaki haberi
okuyunca aklıma “Bağdat” düştü. Bağdat’a düşen bombalar gibi…


* * * * *



Amerikalı Cumhuriyetçi başkan adayı Tom Tancredo, başkanlığı kazanması
halinde terörist saldırıları engellemenin en iyi yolu olarak başta Mekke ve
Medine olmak üzere Müslümanların kutsal mekanlarını tehdit etme politikası
izleyeceğini açıkladı.



Amerika’nın Iowa eyaletinde belediye binasında taraftarlarına seslenen
Tancredo, ABD’ye nükleer terörist saldırı ihtimalinin yakın bir ihtimal
olduğunu ve Washington’ın bunu önlemek için derhal harekete geçmesi
gerektiğini söyledi.



Tancredo daha sonra konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yönetim benim elimde
olsaydı, ülkemize yönelik böyle bir saldırı olması durumunda Mekke ve
Medine’ye saldıracağımızı açıkça ilan ederdim”.



Cumhuriyetçi başkan adayı, ancak böyle bir tehdidin Amerika’ya karşı
terörist saldırı düzenleme niyetindeki kişi veya kişileri durdurabileceğini
öne sürdü.



* * * * *



“Bağdat bize ne kadar IRAK?” başlığı ile afişler asıldı o günlerde İstanbul
sokaklarına. Ne kadar anlamlı, ne kadar güzel cümle… Bu cümleyi okur okumaz
hem ajandama hem zihnime kazıdım. Bağdat size ne kadar IRAK?...



İmam-ı Azam’ın üstüne bomba yağarken, Hz. Ali’nin türbesi yerle bir
edilirken bir buçuk milyarlık İslam aleminden ses çıkmadı. Bu suskunluk
niye? Nasıl bu kadar tepkisiz hale getirdiler İslam ümmetini?



Tepkisizlik, kölelik değil midir? Kölelik başka nasıl tarif edilir ki? Her
şeye susan, hiçbir şeye tepki vermeyen, her şeye razı olan…



Çökertilen, köleleştirilen sadece bir toplum değil. Bir Medeniyeti yok
etmeye çalışıyorlar.



Bağdat bombalanırken dünya haritasına baktım. ABD dünyanın bir ucunda, Irak
diğer ucunda... ABD’nin bahanelerinden birisi de Irak’ı kendisine tehdit
olarak görmesiydi. Küre şeklinde ki Dünya haritasına baktığınız zaman daha
net fark ediyorsunuz bu gerçek yalanı!



Daha acı olan ise Bağdat’ın dört bir yanını çevirmiş olan İslam ülkelerinin
hiçbirinden ses çıkmamış olmasıydı. Hani birkaçı tepki verse, birkaçı sussa
yine bir şey demeyeceğim. Ama hepsi sustu. Kimsenin sesi çıkmadı. “Kınama
mesajları” dışında ciddi hiçbir tepki gelmedi.



* * * * * * * *



Özgürlükte, kölelikte sokakta değil evinizde başlar.



Kimseye sokağa dökülün, ABD elçiliğine yumurta atın (!) diyecek değilim.
Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar üzerine bomba yağdıranların elçiliklerine
yumurta atmak ne anlama geliyorsa…

ABD, Mekke yada Medine’yi bombalar mı bilmiyorum?

Bildiğim ve gördüğüm en korkunç gerçek suskunluğumuz.

Bombalar evlerimize atılmış.

Sokaklarımız yağmalanmış.

Değerlerimiz parçalanmış.



Bir toplumun değerleri çökertildikten sonra, tepkisizleştirip uyuşturduktan
sonra şehirleri çökertmek, yerle bir etmek çok zor olmasa gerek.



“Bir toplum nasıl çökertilir?” sorusunun cevabını CIA raporlarında dört
maddeyle özetleniyor.

1) Şayet bir toplumu çökertmek istiyorsanız, önce onların “kendi paralarına
olan güvenlerini” sarsacaksınız.

2) O toplumun “kendi değerlerini” yıkacaksınız. Tarihinden, medeniyetinden
ve kültüründen beslenmesine engel olacaksınız.

3) Toplumu “tüketim toplumu” haline getireceksiniz.

4) Toplumu bilgisizleştireceksiniz. Bilgi toplumu olmaktan
uzaklaştıracaksınız.



Bu dört maddeden hangisini gerçekleştiremediler ki?



Onlar bizleri bilgisizleştirmek istiyorsa biz daha çok bilgilenmek için
çalışmak zorundayız. Daha çok okumalıyız. Daha çok düşünmeliyiz.

Medya, insanlığı köleleştirmek, bilgisizleştirmek, kendi değerlerinden
uzaklaştırmak ve bizleri tüketim toplumu haline getirmek için çabalıyor.

Asıl bombalar evlerimize atılmış anlayacağınız…

Evlerimiz kan revan içinde…

Dizi, maç ve magazinden başka hiçbir gerçeği olmayan ailelerin evleri çoktan
yerle bir edilmiş….



* * * * *



Biliyorum bazılarınızın aklına hemen “Ebabil kuşları” geliyor. “Allah yine
ebabil kuşlarını gönderir, Mekke’yi korur” diyorsunuz içinizden. Allah
elbette Ebabil kuşlarını göndermeye de, Mekke’yi korumaya da kadirdir.



Ama beni düşündüren mesele bu değil. Benim derdim tepkisizliğimiz.



“Ebabil kuşları Kabe’yi yıkmaya gelenler üzerine siccim taşlarını atmadan
önce, Kabe’nin bombalanışını seyreden bizlerin üzerine o taşları yağdırır mı
acaba?” diye bir soru takılıyor aklıma.



İki sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum:



BİR: Mekke yada Medine bombalansa biz nasıl bir tepki veririz?

İKİ: Ebabil kuşları önce nereye yağdırmalı siccim taşlarını?



Evinizi medeniyetin bombalarından kurtarın!

Biz hata yaparız.

Ebabil kuşları asla hata yapmaz.



* * * * * * *



CIA raporlarına bakacak olursak, şehirler bombalanmadan çok önce, evlerimiz
bombalanmış zaten.



Evlerimize düşen bombalardan kendimizi korumaya başlayarak ilk adımı
atmalıyız diye düşünüyorum.
SAİT CAMLICA.....
 
Üst Alt