Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İşte Kader!...

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Sevgili arkadaşlar;

Uzunca bir süredir Sonsuz ilim-özgür irade-ecel konuları üzerinde araştırmalar yaptım..Bu araştırmaları yapmamdaki en büyük sebep, mantığım ile düştüğüm çelişkinin beni imanı yönden zayıflatması ve ibadetlerimi layıkıyle yerine getiremiyor oluşumdu..En çok zihnimi meşgül eden soru şuydu "Eğer benim mantığım bu meseleyi idrak edemeyecekse, neden böyle bir meseleye iman etmek zorundayım?"

Tabiki her meseleyi mutlak anlamda kavranmak zorunda değiliz..Mucizeler Allah'ın sırrıdır ve bu sırlara bizler vakıf olamayız, aynı şekilde evrenin yoktan yaratılışı da bir sırdır ve bu sırrı varlığın alt kümesi olan insan kesinlikle kavrayamaz..Fakat kader meselesi için aynı şeyleri düşünemeyiz..

Öncelikle kader meselesinde anlaşılması gereken tanımları sıralayıp daha sonra bu meseleye getirdiğim açıklamaları irdelemek istiyorum..

Sonsuz ilim : Cenab-ı Allah'ın ilmi sonsuzdur dediğimizde şunu demiş oluyoruz "Allah bilmenin üst sınırıdır, O herşeyi bilir.." Matematikte sonsuzluk tanımı sürekli olarak ilerleyen ve ilerleme ile son bulmayan demektir..Fakat Cenab-ı Allah'ın ilmi için "Sürekli olarak ilerleyen ve ilerleme ile son bulmayan ilim" tanımını yapamayız..Çünkü ilim ilerlerse Allah için yeni birşey biliyor demiş oluruz ki bu düşünülemez..

Zamansızlık : Zaman mahlukattır, boyuttur, izafidir..Allah bütün zamanları aynı anda görür ve gelecekte neyi görür ise onu yazar demek yanlıştır..Bu noktada yapılan çok büyük bir mantık hatası var..Şöyle ki;

-Zamanı yaratan zaten Allah'tır..Allah için "geleceği görüyor" çünkü O Alim'dir demek, zamanın içinden insanı çıkartıp bütün zamanlara aynı anda baktırmakla hiçbir farkı yoktur..Allah bütün zamanları aynı anda görür dediğiniz anda sanki zamanı yaratma ilmi O'na ait değilmiş gibi saçma bir ifadeden bahsetmiş olursunuz..

Ecel : Cenab-ı Allah'ın ölüm anımızı kesin olarak ezelde tayin etmesidir..

Şimdi benim düşündüğüm kader tanımını bu ifadeleri kullanarak anlatmaya çalışacağım..

0 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ecel

Bizler kaderi 0 noktası ile ecel arasındaki kesik çizgiler olarak düşünüyoruz..Yaratıldığımız anda bu kesik çizgileri takip ederek ecelimize varıcaz ve yaptığımız herşeyden sorumlu tutulucaz..Peki bu durumda özgür iradenin bize ait olduğunu nasıl düşünebiliriz??

Şimdi 0 ile Ecel arasındaki kesik çizgilere milyonlarca kesik çizgi daha ekleyin fakat bu kesik çizgilerin kesişeceği nokta yine Ecel olsun..Somut bir örnek verecek olursak güney kutbu ile kuzey kutbu arasındaki meridyenleri düşünün..Hepsi güney kutbundan çıkarlar ve kuzey kutbunda tekrar birleşirler..

0 ile ecel arasında belirlenen fiillerin şimdi de kötü ve iyi seçimlerden oluştuğunu düşünün...Kötü seçimin sonucu öyle bir matematikle hesaplanmış ki iyi seçimin sonucu ile aynı ecel noktasında kesişiyor..Hemen bir örnek verelim;

Camiye gidip namaz kılarken ölmek: Ölüm saati 09:30 (İyilik)

Aynı camiye gidip kasasını boşaltırken ölmek : Ölüm saati 09:30 (Kötülük)

Cenab-ı Allah bu iki seçim için ortak noktada kesişen bir ecel anı hazırlamış olabilir..Çünkü bu şekilde düşünürsek hem özgür irade fiili açığa kavuşuyor, hem ecelin Allah tarafından kesin olarak hazırlandığını anlayabiliyoruz, hem "Allah dilemedikçe siz dilemeyizsiniz" ayetinin içeriğini daha iyi anlıyoruz..

Şimdi benim ortaya koyduğum fikir ile ilgili sorular soralım;

1.Allah benim namaz kılmadan ya da kasayı boşaltmadan önce hangi fiili seçeceğimi bilebilirmi??

- Artık bu noktada " bilebilirmi " şeklinde bir soru sormanın bir anlamı kalmıyor..Çünkü Allah iki fiili de kesin olarak kaderimize yazdı..Biz bu iki fiil içinden tercih yapıyoruz..Allah bize şunu diyor "Ben senin hakkında herşeyi bildim ve iyilik-kötülük seçenekleri ile birlikte ecelini yazdım..Şimdi sana öyle bir ruh üfleyeceğim ki sen bu yazının içinden kendi iradenle seçim yapacaksın fakat bu yaptığın seçimler benim yazımın dışına çıkmaz..Sadece kötülüğü yazmadığım içinde seni zorlamış olmam.."

2.Allah bize bu tercihi nasıl yaptırıyor?

- Bize tercih yaptıran şey "ruhumuz"...Allah bize kendi ruhundan üflüyor..Bu ruh bizlerde farkındalık duygusunu ortaya çıkarıyor ve bizlere sunulan yolları görüp değerlendirip seçim yapıyoruz..Çünkü bilgi ruha işlenecek ki kıyamet gününde sen bunları yaptın denildiği anda "evet yaptım Allah'ım cezama razıyım" deyip hatırlayabilelim..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sevgili Barış, yine bitmez, tükenmez çok ağır bir konuyu astın panoya. En doğrusunu Allah bilir deyip, bir şeyler de biz karalayalım. Şunu da belirtmek istiyorum ki parça parça ve zamanım oldukça yazabileceğim.

Öncelikle Kehf Suresi 54. Ayetini okumak hayırlıdır. Hakk Teala buyuruyor ki:
Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.


Ecel : Cenab-ı Allah'ın ölüm anımızı kesin olarak ezelde tayin etmesidir..

Şimdi benim düşündüğüm kader tanımını bu ifadeleri kullanarak anlatmaya çalışacağım..

0 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ecel

Bizler kaderi 0 noktası ile ecel arasındaki kesik çizgiler olarak düşünüyoruz..Yaratıldığımız anda bu kesik çizgileri takip ederek ecelimize varıcaz ve yaptığımız herşeyden sorumlu tutulucaz..Peki bu durumda özgür iradenin bize ait olduğunu nasıl düşünebiliriz??

Enam 59
Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları O'ndan başkası bilmez, karada ve denizde olanları O bilir ve bir yaprak düşmez ki, onu O bilmesin; ne toprağın karanlıklarında bir tane, ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın.

Buradan anladık ki, hazırda bulunmayan, gizli olan her şeyi O bilmektedir. O olacak her şeyi bilmekte ve o korunan kitapda da yazmaktadır.

Yine bu ayetten anlamaktayız ki insanın elinden çıkarak olan her şeyi Allah oldurmuyor ama ne olacağını biliyor. Olacakları Allah'ın oldurmamasından O'nun gücünün eksikliği zinhar anlaşılmaz.


Yunus 61
Hangi işi yaparsan yap, Kur'ân'dan ne okursan oku, ne işte çalışırsan çalış, unutmayın ki, siz ona dalıp gitmişken, biz sizin üzerinizde şahidiz. Ne yerde, ne de gökte zerre kadar hiç bir şey Rabbinin gözünden kaçmaz. Ne zerreden daha küçük, ne de ondan daha büyük! Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır.

İşte bu ayette de olacakları Allah'ın oldurmadığı ama O'nun her şeyi en küçük ayrıntısına kadar bildiği açıklanıyor. Ayetin lafzında ki "Hangi işi yaparsan yap" ifadesi de kişinin yapacağında ki serbestiyi tescil ediyor.

Yine Hac 70 ve Neml 75 ayetleri Allah'ın her şeyi bildiğini ve bunları "Levh-i Mahfuz" da yazdığını belirtmektedir.

Fatır 11 ayetinde de
Hem Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı. O'nun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile olur, ne doğurur. Kendisine ömür verilenin de ömrünün uzatılması da, ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydır. buyuruyor.

Buradan da yine ecelin ne olduğu, ecelin sonun ne zaman olduğunu Allah'ın bildiği ve "Levh-i Mahfuz" yazdığı belirtilmektedir.

Bir yandan da Hadid 22 ayetinde,
Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır.
Yani;
Ne yeryüzünde ne de nefislerinizde hiçbir musibet vuku bulmaz ki bir kitapta yazılmış olmasın. Musibet, hedefine isabet eden mermi gibi insana şiddetle dokunan hâdise ve felakettir. Arzda vuku bulan musibet, yerde herhangi bir zarar ve harabeye sebeb olan âfet ve ziyanlardır. Bu, kuraklık, kıtlık, ürünler veya hayvanlara ârız olan âfetler, ev veya şehir yıkımı, arazi ziyanı ve zelzele gibi diğer bütün zararları içine almaktadır. Nefislerdeki musibet ise, ölüm, hastalık, yara bere, kırık, hapis, işkence, açlık, susuzluk, züğürtlük gibi insanlarla ilgili olan acılardır. Tatlı başarılar Allah'ın lütfu olduğu gibi bütün musibetler de Allah'ın ezeli ilminde veya Levh-i mahfuz'da yazılmış bir takdiridir.Takdir edilen musibetten kaçınmakla kurtulma mümkün olmaz. O yazılmış ise yalnız müsabakaya girişenlere değil, kaçanlara veya oturup zevk ve rahatına bakanlara dahi gelir çatar. Bu hususta, böyle bir inanca sahip olmalı ve o yolda hareket edilmelidir.


Şimdi tüm bu ayetler ve kısa izahlarını ve bu ayetlere benzer diğer ayetleri anlamaya çalışırsak, ecel, ecelin sonu ve insanın iradesi ile alakalı diyebiliriz ki:

Allah insanı yarattı ve insandan bir söz aldı. Onlara bir cüzi irade ve akıl da verdi. Bu irade ve akıl nisbetinde onları imtihan etmek için Dünya ya getirdi. Dünya ve ahiret hayatını bildirdi. Bu konularda yapılması/yapılmaması içerikli emirler verdi. İnsanları imtihan ettiği dünya da insanlara çeşitli imtihan vesileleri halketti. Bu halkettikleri onun iradesindedir. Bu halkettikleri karşısında ki insan davranışları insanda ki cüzi irade ile olmaktadır. Tüm bunların hepsi de Allah'ın ilmi hikmetince en evvelden Levh-i mahfuz'da yazılmıştır. Bir soru sorulabilir ki, Allah sonucu bildiği halde neden bir dünya imtihanı süreci koymuştur. Bunun sebebi Allah'ın adil olması ve ahirette "benim suçum neydi" diyenlere yaptıkları ile cevap vermesi, hüküm vermesidir.


Şimdilik bu kadar.

En doğrusunu Allah biliyor.
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Bekir abi merhaba..Yazımdan alıntı yaptığın yerin açıklamasını bir altındaki paragrafta yapmıştırm..Ecel'in sadece bir çizgi olmadığını, daha çok çizgi olabileceğini ve bu çizgilerin hepsini Allah'ın belirlediğini ve bizimde bu çizgilerden herhangi birini özgür irademizle seçtiğimizi yazmıştım..Her çizginin sonu aynı ecele çıkıyor..Kuzey kutbundan başlayıp güney kutbunda son bulan meridyenler gibi..Fakat bunu sadece Allah biliyor..

Eğer doğum anından ecel anına kadar sadece bir çizgi olmuş olsaydı ve bizlerde bu çizgiyi gerçekleştirmiş olsaydık bu yolu özgür irademizle seçtiğimizden bahsedemezdik..Bunun için ecel denilen nokta iyi ve kötü seçimlerin kesişimidir..Cenab-ı Allah'ta sonsuz ilmi ile seçimlerin sonuçlarını ecel noktasında birleştirmiştir..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evet Barış, bende senin yazdıklarına kendimce açılımlar getirdim zaten. Kader konusunu izahta Kur'an'ın her yerinde bir işaret var. Bu mesele kısaca izahla anlatılamıyor, eksik kalıyor. Sırrına erişmek/yaklaşmak ise bir çok müşkilin ilacı. İnşaallah zaman zaman bir şeyler karalarız yine...
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
45
nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır.
Onlara bir iyilik gelirse, "bu, ALLAH'tandır" derler.
Onlara bir kötülük gelirse, "bu, senin yüzündendir" derler.
(ey muhammed!) de ki: "hepsi ALLAH'tandır." bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!
( nisa- 78 )

hepimizin temelde hareket etmemiz gereken nokta sınav dünyasında olduğumuzdur.Yaptığımız tercihler bizim bu sınavdan alacağımız notu belirleyecek..Bir hoca hangi öğrencisi tembel hangi öğrencisi çalışkan bilir.Bu onun hocalığının bir özelliğidir o sınıfa hakim olur öğrencilerine birşeyler öğretir.Herkese aynı konuları öğretmesi onun adaletidir.Kimseye bir kelime eksik öğretmez ama öğrencinin dersini çalışıp sınıfını geçmesi öğrencinin kendi elindedir.Hoca bazen uyarır sadece..

Bir öğrenci dersini çalışmayıp sınıfta kaldığı zaman hocasını suçlayamaz.Çünkü hocası ona öğretmediği yerden soru sormamıştır,hangi soruya hangi cevabı vereceğini de ona öğretmiştir.Öğrenci eğer bunları kulak arkası ederse dersini ihmal ederse
vebalinden kendisi sorumlu olur cezasını da kendisi çeker .

Bence KADER budur.

 

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
kader konusu..

kader konusu..

ESTAİZÜBİLLAH: O, Hanginizin daha güzel amel işleyeceğinizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır. (Mülk .2) Buyurdu kullarına duyurdu.
İnanan duydu inanmayan duymadı. İnanan tedbirini aldı Rabbisinin emirlerine uydu. inanmayan nefsine uydu. Daha ahirete gitmeden cezasını
bu dünyada iken buldu. Saygıdeğer kardeşlerim. kanaatimce h.z. ALLAH C.C. kullarının önüne nefsani ve rahmani iki yaşam şekli sunuyor.ve kulunu
bu iki yaşam şeklini seçmek ve uymakla tamamen serbest bırakıyor. Ayrıca
kuluna iyiyi ve kötüyü ayırd edecek akıl da vermiş. ve bütün sorumluluğu
kuluna bırakmış. kuluna duyurmuş şu, şu, gıdalar vücuduna zararlı içme. örneğin
sigara, alkol, uyuşturucular, bu zehirleri bile bile içine dolduran insanın
ömrü kısa oluyor. Fakat, nefsine hakim olan ona emenet olan vücudunu
koruyanın ömrü de uzun oluyor. Nefsine uyup kabadayılık yapanın da ömrü
kısa oluyor. Yetim hakkı yeyip beddua alanın ömrü de kısa oluyor. Anne
baba duası alanın da ömrü uzun oluyor. Ve imtihana tabi tuttuğu kullarının
hangisin nefsine uyacağını hangisinin uymayacağını sonsuz ilmiyle biliyordu. Ahirette hiç birimiz itiraz edemiyecegiz ki bizi neden kendi irademize bırakmadın diye.Adam direksiyona kurulduğu zaman nefsine kapılıp sol
şeridi kaptığı zaman kimseye hak tanımıyor basıyor gaza. netice malum
hem arabadakilerin canlarının hem kendi canının çıkmasına vesile oluyor.
Benim düşüncem böyle. siz daha çeşit örnekler verebilirsiniz.
Tabii ki, kaderi mutlak ve kaderi muallak eceller de var ..
 
Üst Alt