Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İşte Diyalog:Cami derneği kiliseyi restore edecek

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Malatya Çarmuzu Kaynarca Mahallesi Tepebaşı Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği, Hrant Dink'in doğduğu Çavuşoğlu Mahallesi'nde 18. yüzyıldan kalma Ermeni Taşhoron Kilisesi'ni restore etmek için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurdu.


Çarmuzu Kaynarca Mahallesi Tepebaşı Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Latif Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009'un başından beri kilisenin restore edilmesi yönünde karar aldıklarını, konuyu sivil toplum örgütleri ve kentte yaşayan gayrimüslimlerle de paylaştıklarını belirterek, herkesin ibadet özgürlüğüne sahip olması gerektiğini söyledi.

Dinler arası hoşgörü ve diyalog olması gerektiği fikrinden yola çıktıklarını ifade eden Yıldırım, Avrupa'da çok sayıda cami bulunduğuna işaret ederek karşılıklı hoşgörünün önemine işaret etti.

Çavuşoğlu Mahallesi'nde bulunan Ermeni kilisesinin yaklaşık 280 yıllık olduğuna dikkati çeken Yıldırım, Osmanlı döneminde yapılan kilisenin aynı zamanda o dönemdeki hoşgörü ve inanç özgürlüğünün de göstergesi olduğunu söyledi.

Çarmuzu'da yıkılmakta olan bir caminin yeniden yapılması için kurulan bir dernek olduğunu aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
''Çavuşoğlu'nda yıkılmakta olan ve aynı zamanda da tarihi bir eser özelliği taşıyan Ermeni kilisesi var. Kilise Osmanlı döneminde inşa edilmiş. Bu da ne kadar hoşgörülü ve inanç özgürlüğünün olduğu bir kültürden geldiğimizi gösteriyor. O zaman insanlar bir arada yaşıyor, ibadetlerini özgürce yapıyorlardı. Bu, bugün de oluyor ve olmalı da. Kültür Turizm İl Müdürlüğü aracılığıyla Bakanlığa müracaatımızı yaptık. Şu aşamada önümüzde bir engel görünmüyor. Sivas Koruma Kurulu'nun da gözetiminde önce kilisenin kapısı açılacak ve restore bedeli çıkarılacak, ardından çalışmalar başlayacak. Restorasyon Malatya Belediyesinin desteği ile yapılacak.''
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ey Latif Yıldırım ve evanesi!

Siz camii yaptırma derneğimisiniz, yoksa kilise ya da eski eser onarım derneği mi !?

Siz camii yaptırırken; Allah'ın tek din diye emrettiği ve nitelendirdiği İslam'ın icra edileceği bir mekan, Allah'ın beytinin bir şubesi, Kur'an ı Azimüşşan okunan ve öğretilen, O (cc) için namaz kılınan, Allah'ın birlendiği ve O'na şirk koşulmadığı, son Peygamber (sav) ın tanındığı ve O'na salat ve selamların edildiği, camii inşa ederken Allah'ın müjde ayetleri ve Rasul (sav) un hadislerine mazhar olunulduğu, içinde Yahudilik ve Hıristiyanlığın yerildiği Allah ayetleri okunduğu ve bununla alakalı hafızaların tazelendiği bir mukaddes bina inşaasına soyunuyorsunuz.

Üzerinize hiç mi hiç vazife olmayan kilise restorasyonu yaparken de muradınız diyalogmuş, öyle mi?.. Afedersiniz ama "O haa"

Ermeni Hıristiyanlarının Allah'a şirk koşmaları için bir mekan yapacaksınız öyle mi? Bir daha, "Yuhh"

Çok daha yazardım ama, ağzıma hakim olamıyorum...

Siz de buyurun afiyetle yiyin bu nezih(!) pastadan "diyologcular"...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Kimliği belirsiz saldırganlar Almanya’da yine bir camiyi kundaklama girişiminde bulundu. Cumartesiyi Pazara bağlayan gece kimliği belirsiz kişi veya kişilerce Bruchsal Sultan Ahmet Camii’nin ön cephesinde, kıble tarafında bulunan ve kermeslerde kullanılan tahta banklar benzin dökülerek ateşe verildi. Sabaha karşı Waiblingen’de bir başka caminingiriş kapısının üzerinde Almanca “domuzlar” yazısı yazılarak kırmızı boya ile boyandı.

Bruchsal Sultan Ahmet Camii’nde çıkan yangın, camiinin çay ocağı bölümünde bulunan ve Çanakkale zaferi üzerine bir program hazırlığı yapan üyelerin dışarı çıkmasıyla fark edildi. Yangın, üyelerin yangın söndürücü ile kısa sürede müdahalesiyle genişlemeden ve fazla zarara yol açmadan söndürüldü. Olay esnasında camide bulunan üyelerden biri tepki göstererek, “Bizim içeride olduğumuzu bildikleri halde camimizi kundaklayarak içeride bulunan insanları diri diri yakmaya kalkıştılar” dedi. Polisin verdiği bilgilere göre çıkan yangın sonucunda 3.000 Euro’luk maddi hasar meydana geldiği ve polisin olay hakkında soruşturma başlattığı bildirildi.

Aynı gecenin sabahında Waiblinden’de bir caminin kapısında Almanca olarak “domuzlar” yazıldığı ve kırmızı boya sürüldüğü belirtildi. Bu olay ile ilgili olarak da polisin soruşturma başlattığı bildirildi.

Camiler hakkında problemler

Stuttgarter Zeitung (StZ) pazartesi günü olayla ilgili olarak yaptığı haberde bu bölgede camilerle ilgili sıklıkla problemlerin yaşandığına yer verdi. Gazete yöneticilerinden olan Thomas Faltin, Almanya’da Müslümanların kalıcı olmalarıyla ve taleplerinin artmasıyla birlikte “neredeyse her yeni camide, son olarak da Hemmingen, Zuffenhausen ve Esslingen’de” problemlerin meydana geldiğini bildirdi. Problemlerin özellikle park yerleri ve minarelerle alakalı olduğu belirtilirken, asıl problemin iletişim eksikliği, İslam’a karşı önyargı ve halk içerisinde yaygın bir korkudan kaynaklandığı ifade edildi.

(Stuttgatter Zeıtung, Almanya basınından)
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe


Misyonumuzun bir parçası olmak için bize gelirsen, bizim söylediklerimize katlanacaksın. Yok öyle, hem bizim dostluğumuza talib olacaksın, hem de cilvelerimize sert yazılar yazacaksın, olmaz Bekir kardeşim. Avrupa tamam, Afrika tamam geriye bir tek Asya kaldı. Sessiz dur, debelenme, hiç canın acımadan orayı da hristiyanlaştıralım, ondan sonra istediğin kadar avazlanabilirsin.

Cehennem yollarının, iyi niyet taşları ile örülü olduğunu da kim bağırıp kaçtı yahu!

Neyse, bu konu üzerinde durmayalım Bekir kardeşim; tokat atılan yanağımızın diğer tarafını çevirelim.

Öğretilerimiz (!) öyleydi ya hani...
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Diyalogun yollari tastan,
Sen cikardin beni bastan,



EyVallah güzelim EyVallah,Kiliseyi devlet yapsa Devletin dini yok derim,Diyanet yapsa Zaten görevi din isleri derim,Turizm bakani yapsa soyunuda bilirizde haydi kültür derim ama velakin Diyalogcu yaparsa BAHAMI demezde ne derim..Seyhleride o dertten ABD de ciflik hayati sürmüyormu,onun Seyhide ayni dertten gitmisti tek hedefleri Diyalogtu ama hepsinin ortak noktasi yasadiklari Islam ülkelerine IHANETTI..

Bahailik;
Bahailer, tüm çağların Va'adedileni olduğuna inandıkları Hz. Bahaullah'ın takipçileridir. Hemen hemen bütün insanların inançlarında, dünyada barış ve uyumun tesis edileceği ve insanların refah içinde yaşayacağı bir gelecek sözü vardır. Bunlar, söz verilen saatin gelmiş olduğuna ve Hz. Bahaullah'ın öğretileri ile insanların yeni bir dünya kurmalarını sağlıyacak büyük şahsiyet olduğuna inanıyorlar...
 
Son düzenleme:

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Seyhleride o dertten ABD de ciflik hayati sürmüyormu,onun Seyhide ayni dertten gitmisti tek hedefleri Diyalogtu ama hepsinin ortak noktasi yasadiklari Islam ülkelerine IHANETTI..

O'nun şeyhi derken "O" işaretinden bay fetullah'ı kasd ediyorsanız, bay fetullah'ın şeyhi yoktu, hiç bir zaman da olmadı. "Şeyhi "olduğunu ima ettiğiniz kişiden de Üstad Bediüzzaman (k.s.) kasd ediyorsanız;

1 - Üstad (k.s.) kimseye şeyhlik yapmadı,

2 - Üstad (k.s.) kimseye halifelik vermedi,

3 - Üstad (k.s.) hiç kimseye şu günümüzde sürdürülen diaoloğu telkin etmedi. Günümüzde, yapılan yanlışlıkları yapan insanların kaynağı olarak dönem dönem muhabbet duydukları kişilere mal edersek; zulüm etmiş oluruz,

4- Üstad (k.s.) Urfa'da bir otel odasında, son nefesine kadar hakk adına yaşadı, hakk adına konuştu. En büyük şeytan olarak gördüğü amerika'da yaşama konusunda en ufak bir telkini ve talebi olmadı. Varsa, kaynak gösterin bakalım.

bay fetullah ile Üstad'ı (k.s.) bir tutmak, bir hakk aşığına karşı işlenmiş cinayet olur. Vebal doğar.


Derseniz ki; Nur cemaati dialog peşinde, cevaben deriz ki; hayır! Nur cemaati Üstad'ın hazırladığı hakk olan dialogun peşinde, bay fetullah'ın cemaati ise, (bilerek yada bilmeyerek) çiftliklerde yaşanılan hayatın idamesinin peşinde. Kocaman elmas madeni olan bir insana "Gel hacı ..., seninle dünya malından vazgeçip elimizdekileri hayrlara kullanalım, bir oda, bakla sofa neyimize yetmez" deyip de elmas madenini sattırıp bir okulun yanında küçük bir külübede ömrünün sonuna kadar fakr hayatı yaşattığı insan(lar)ın elinden aldıklarını amerikada 100 dönümlük arazilerde kullanan bay fetullah'ın cemaati, bir değildir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Kocaman elmas madeni olan bir insana "Gel hacı ..., seninle dünya malından vazgeçip elimizdekileri hayrlara kullanalım, bir oda, bakla sofa neyimize yetmez" deyip de elmas madenini sattırıp bir okulun yanında küçük bir külübede ömrünün sonuna kadar fakr hayatı yaşattığı insan(lar)ın elinden aldıklarını amerikada 100 dönümlük arazilerde kullanan bay fetullah'ın cemaati, bir değildir.

Ne acı bir tesbit. Gerçi daha acılarını da duydum ya...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Evet, gerçekten çok acı...

Sizin dediğiniz gibi daha buna benzer nice olaylar var. Bir çoğu "kol kırılır, yen içinde kalır" misali fazla ayyukaya çıkmamış olaylar.

İnanıyorum ki, bunları bilmeyen insanlar çok. Bilmedikleri içinde sizin ve bizim son günlerde yazdıklarımıza ateş püskürüyorlar. Gözlerinde; mübarek (!) olarak gördükleri bir şahıs hakkında, üstelik tasavvufi yaşantısı olan bir baldırı çıplak ( bu fakr), nasıl bu kadar pervasız yazılar yazar, kesin muhabbet eksiliğinde veya mürşidinin tasarrufunun dışında kalarak yoldan çıkmış, gözü ile bakıyorlar.

Çok şükr, yoldan çıkmadığımız gibi, gün geçtikçe Rabbimizin ikramı gereği bazı olaylara daha geniş perspektiften bakmaya çalışıyoruz. Enaniyet yok, çünkü her hangi hakk olan bir konuda edinilen bilgi, bizim becerimiz ile kazanılmış bir şey değil, bizzat lütf ve ikramdır. Yoksa bu kafir nefsimizin herhangi bir başarısı olduğu düşünülemez bile.

Bu noktada, elbette itikadi yaşantımıza ters gelenleri, ilmi yönden mihenge tabi tuttuğumuz ve yanlış çıkan olayları anlatmak ile mükellefiz. Bunlara fitne gözü ile bakmak, ve bu fitneyi diğer insanlara bildirmek ile mükellefiz. Fitne çıkarmak başka bir şey, çıkan fitneden insanları haberdar ederek önlem alınmasını sağlamaya çalışmak farklı bir şeydir. Yoksa, ortada varolan ve hali hazırda her gün bir yenisi eklenen olayları, fitne çıkmasın diyerek bildiğiniz halde örterseniz, bu sefer de dilsiz şeytanlara benzer ve sonuçlarından müteselsil olarak sorumlu olursunuz.

Bakın Akdamar kilisesi de ibadete açıldı. Turizm bakanı olacak şahıs, açtığı kilise de yılda bir olmak kaydı ile ayinde yapılacağı müjdesini (!) verdi. Yani; milyonlarca hrsitiyan, yılda bir defa dahi olsa (ki bu zamanla her güne yayılacak bir program) bu akdamar kilisesine gelecek ve (HAŞA SÜMME HAŞA) baba oğul ve kutsal ruh adına evrensel barışa dua edecekler.

Rabbim, sen bizleri şaşırtma, hidayete erdikten sonra şaşıran kullarından eyleme! (Amin)
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
O'nun şeyhi derken "O" işaretinden bay fetullah'ı kasd ediyorsanız, bay fetullah'ın şeyhi yoktu, hiç bir zaman da olmadı. "Şeyhi "olduğunu ima ettiğiniz kişiden de Üstad Bediüzzaman (k.s.) kasd ediyorsanız;

1 - Üstad (k.s.) kimseye şeyhlik yapmadı,

2 - Üstad (k.s.) kimseye halifelik vermedi,

3 - Üstad (k.s.) hiç kimseye şu günümüzde sürdürülen diaoloğu telkin etmedi. Günümüzde, yapılan yanlışlıkları yapan insanların kaynağı olarak dönem dönem muhabbet duydukları kişilere mal edersek; zulüm etmiş oluruz,

4- Üstad (k.s.) Urfa'da bir otel odasında, son nefesine kadar hakk adına yaşadı, hakk adına konuştu. En büyük şeytan olarak gördüğü amerika'da yaşama konusunda en ufak bir telkini ve talebi olmadı. Varsa, kaynak gösterin bakalım.

bay fetullah ile Üstad'ı (k.s.) bir tutmak, bir hakk aşığına karşı işlenmiş cinayet olur. Vebal doğar.


Derseniz ki; Nur cemaati dialog peşinde, cevaben deriz ki; hayır! Nur cemaati Üstad'ın hazırladığı hakk olan dialogun peşinde, bay fetullah'ın cemaati ise, (bilerek yada bilmeyerek) çiftliklerde yaşanılan hayatın idamesinin peşinde. Kocaman elmas madeni olan bir insana "Gel hacı ..., seninle dünya malından vazgeçip elimizdekileri hayrlara kullanalım, bir oda, bakla sofa neyimize yetmez" deyip de elmas madenini sattırıp bir okulun yanında küçük bir külübede ömrünün sonuna kadar fakr hayatı yaşattığı insan(lar)ın elinden aldıklarını amerikada 100 dönümlük arazilerde kullanan bay fetullah'ın cemaati, bir değildir.


Dedigin dogru bak onun agzi bu sene dedigin sahsin ölümünüde gazetede vermeyi unuttu diger konulara gelince ben senin o üsdat dedigin kisinin bir tek lafina su an burdayim;Ilk Said degil ikincinin son sözü...
 

Susma

New member
Katılım
30 Mar 2010
Mesajlar
5
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Üstadınızın Mason İttihat Terakki ile birlik olup Abdülhamid 'han karşı bagiliği ne ise Fetullah'ında Mason ABD ile bir olup dinlerarası diyaloğa girişmesi aynıdır.

Üstadınızın bagiliği İT eli ile Abdülhamid'i tahttan indirip İsrail2in kurulması ile sonuçlanan uzun bir süreci bşlatmış iken , Fetullah'da bu sürecin uzantısı olarak dinler arası diyalog ile İsrail'i müslümanların gözünde meşrulaştırma çabasında olanların maşası olmuştur.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Üstadınızın Mason İttihat Terakki ile birlik olup Abdülhamid 'han karşı bagiliği ne ise Fetullah'ında Mason ABD ile bir olup dinlerarası diyaloğa girişmesi aynıdır.

Üstadınızın bagiliği İT eli ile Abdülhamid'i tahttan indirip İsrail2in kurulması ile sonuçlanan uzun bir süreci bşlatmış iken , Fetullah'da bu sürecin uzantısı olarak dinler arası diyalog ile İsrail'i müslümanların gözünde meşrulaştırma çabasında olanların maşası olmuştur.



Üstad Bediüzzaman (k.s.) benim mürşidim değildir. Mürşidim olsaydı bile O'nun gibi bir insanın benim gibi bir cahile mürşid olmasından ancak iftihar ederdim.

Abdülhamid han bir veli padişahtır. Üstad Bedüzzaman'da zamanının kutbu olmuş ictihad makamında bir velidir. Biri alem-i zahirde sultan, diğeri alem-i batın da sultan, iki manevi güzelin birbirilerine husumet gütmelerini düşünmek, ve hatta bunu iddia etmek; sapıklıktır! Hele hele Üstad (k.s.) gibi bir alimin İslam Halifesi'ne "bağilik" yaptığı yönündeki suçlama, aymazlık, bilgisizlik, cahillik ve günümüz google alimliğinin aymazlığıdır.

Bilinmeyen Osmanlı gibi zahirde belgeli bir ansiklopedi, İlber Ortaylı gibi canlı bir tarih profesörü varken, bu iddialara kulak kabartmak, safdillik olur. Araştırmanızı tavsiye ederim. Madem ki, Hilafetin ne gibi unsurlardan etkilendiğini anlatmaya çalışıyorsunuz, o halde adil bir şekilde araştırın, önyargınızı kırın ve çıkan sonucu kabul edin. Daha sonra burada da bizlerle lütfen paylaşın. Suçlamak çok kolaydır, oysa hakk olanı ortaya koymak; işte o her babayiğidin harcı değildir.

Bakın, biz kendi söylediğimizi Üstad'ın (k.s.) ağzı ile doğruluyoruz. Sizde Abdülhak Hamit'in ağzı ile söylediğinizi ispatlayın:


"1907'de İstanbul'a gelen Bediüzzaman (k.s.), Meşrutiyetin ilanından evvel söylediği bir nutkunda, Sultan Abdülhamid'i, "Yaşasın yaraları tedavi etmek fikrinde olan halife-i Peygamberi"diye vasıflandırmaktadır.

1909 Mart'ında kaleme aldığı bir makalede ise, ona şu tavsiyelerde bulunmaktadır:

"Ömrünün zekatını Ömer bin Abdülaziz gibi sarf et. Ta ki, bi'atın manası gerçekleşsin. Meşrutiyeti kansız kabul ettiğin gibi, Yıldız'ı da mahbub-ı kulub eyle. Zebaniler gibi hafiyeler yerine rahmet melekleri olan alimlerle doldur; Yıldız'ı Dârül-Fünun gibi yap."



bay fetullah'ın günümüz oluşumunda amerika ile ve batı ile yaptığı diyalog işbirliğini de alakası bile olmayan bir konuda, üstelik ilgisi bile olmayan kişilere dayanak yaparak bir noktaya varma isteminizi, eğer bir müslüman iseniz (ki öyle zannediyorum) size yakıştıramam.

Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, susan dilsiz şeytandır.
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Üstad Bediüzzaman (k.s.) benim mürşidim değildir. Mürşidim olsaydı bile O'nun gibi bir insanın benim gibi bir cahile mürşid olmasından ancak iftihar ederdim.

Abdülhamid han bir veli padişahtır. Üstad Bedüzzaman'da zamanının kutbu olmuş ictihad makamında bir velidir. Biri alem-i zahirde sultan, diğeri alem-i batın da sultan, iki manevi güzelin birbirilerine husumet gütmelerini düşünmek, ve hatta bunu iddia etmek; sapıklıktır! Hele hele Üstad (k.s.) gibi bir alimin İslam Halifesi'ne "bağilik" yaptığı yönündeki suçlama, aymazlık, bilgisizlik, cahillik ve günümüz google alimliğinin aymazlığıdır.

Bilinmeyen Osmanlı gibi zahirde belgeli bir ansiklopedi, İlber Ortaylı gibi canlı bir tarih profesörü varken, bu iddialara kulak kabartmak, safdillik olur. Araştırmanızı tavsiye ederim. Madem ki, Hilafetin ne gibi unsurlardan etkilendiğini anlatmaya çalışıyorsunuz, o halde adil bir şekilde araştırın, önyargınızı kırın ve çıkan sonucu kabul edin. Daha sonra burada da bizlerle lütfen paylaşın. Suçlamak çok kolaydır, oysa hakk olanı ortaya koymak; işte o her babayiğidin harcı değildir.

Bakın, biz kendi söylediğimizi Üstad'ın (k.s.) ağzı ile doğruluyoruz. Sizde Abdülhak Hamit'in ağzı ile söylediğinizi ispatlayın:


"1907'de İstanbul'a gelen Bediüzzaman (k.s.), Meşrutiyetin ilanından evvel söylediği bir nutkunda, Sultan Abdülhamid'i, "Yaşasın yaraları tedavi etmek fikrinde olan halife-i Peygamberi"diye vasıflandırmaktadır.

1909 Mart'ında kaleme aldığı bir makalede ise, ona şu tavsiyelerde bulunmaktadır:

"Ömrünün zekatını Ömer bin Abdülaziz gibi sarf et. Ta ki, bi'atın manası gerçekleşsin. Meşrutiyeti kansız kabul ettiğin gibi, Yıldız'ı da mahbub-ı kulub eyle. Zebaniler gibi hafiyeler yerine rahmet melekleri olan alimlerle doldur; Yıldız'ı Dârül-Fünun gibi yap."



bay fetullah'ın günümüz oluşumunda amerika ile ve batı ile yaptığı diyalog işbirliğini de alakası bile olmayan bir konuda, üstelik ilgisi bile olmayan kişilere dayanak yaparak bir noktaya varma isteminizi, eğer bir müslüman iseniz (ki öyle zannediyorum) size yakıştıramam.

Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, susan dilsiz şeytandır.


Selam Radikal,Susma ile ayni fikirdeyim kimseyede dayanmiyoruz Insallah hak edene sözümüzü esirgemiyoruz Elhamdülillah.Daha gecen gün sana yazmistim Ikinci Saidin sözü beni buralara getirdi,birincisinden fersat fersat uzagim Elhamdülillah...


"Elde Kur'an gibi bir mu'cize-i baki varken
Baska burhan aramak aklima zaid gorunur.

Elde Kur'an gibi bir burhani hakikat varken

Munkirleri ilzam icin goniume siklet mi gelir?"
 
Son düzenleme:

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Selam Radikal,Susma ile ayni fikirdeyim kimseyede dayanmiyoruz Insallah hak edene sözümüzü esirgemiyoruz Elhamdülillah.Daha gecen gün sana yazmistim Ikinci Saidin sözü beni buralara getirdi,birincisinden fersat fersat uzagim Elhamdülillah...


"Elde Kur'an gibi bir mu'cize-i baki varken
Baska burhan aramak aklima zaid gorunur.

Elde Kur'an gibi bir burhani hakikat varken

Munkirleri ilzam icin goniume siklet mi gelir?"

Aleyküm selam sevgili Turaç,
Elbette kimseye dayanmayacaksın, dayanağın Kur'an olduktan sonra ve okuyarak, anlayarak hakkını da eda ettikten sonra, başka bir şeye ihtiyacı kalmaz insanın.

Sadece 2. Said (?) sözünü anlamadım. Kimi kasd ettin bilemedim, o neden ile o yazdığını anlayıncaya kadar cevapsız bıraktım. Sahi, neyi kasdettin 2. Said sözü ile ?
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Aleyküm selam sevgili Turaç,
Elbette kimseye dayanmayacaksın, dayanağın Kur'an olduktan sonra ve okuyarak, anlayarak hakkını da eda ettikten sonra, başka bir şeye ihtiyacı kalmaz insanın.

Sadece 2. Said (?) sözünü anlamadım. Kimi kasd ettin bilemedim, o neden ile o yazdığını anlayıncaya kadar cevapsız bıraktım. Sahi, neyi kasdettin 2. Said sözü ile ?



Anlayanlar yakinda cevap verirler Radikal.Onlar 1. Saidcidir cünki...
 
Üst Alt